Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

PKK, FETÖ, Yunan, sevmez onu; siz neden sevmezsiniz?

600 yıllık şanlı bir tarihe sahip Osmanlı İmparatorluğunda subaylık yapmış, pek çok cephede düşmana karşı savaşmış, zaferler kazanmış bir komutan o…

Birinci dünya savaşını kaybeden Osmanlı’nın düşman işgali altına girdiği, Sevr Anlaşması ile topraklarının paylaşıldığı, düşman gemilerinin toplarının Dolmabahçe’ye yöneltildiği, İstanbul hükümetinin düşmana boyun eğerek hainlik yaptığı bir dönemde, elini değil, gövdesini taşın altına koymuş, “isyanları bastır” emrine itaat etmeyerek, isyanları teşvik etmiş, Kazım Karabekir gibi kahraman komutanların da desteğiyle düzenli orduyu kurmuş, boyunduruk altına girmek istemeyen Türk milletini arkasına almış, düşmanı denize dökerek destan yazmış Başkomutan o…

Aileden aileye geçen bir saltanattan, milletin egemenliğine dayalı bir ulus devleti kuran, ilke ve inkılapları ile günümüze ışık tutan bir önder o…

Yazının Devamı

Depremde evlerimizden çıkmayalım!

“Sana çok güveniyorum ağabey. Babama, Eda iyi der misin? Çok korkuyorum, ne yapacağım?”

Enkaz altında küçücük bir çocuğun ağlatan bu sözlerini duymak istemiyoruz artık…

Arama kurtarma ekiplerinin “Orada kimse var mı?” diye bağırmasını, arama köpeklerinin enkaz altında ölü ya da sağ insan bulmasını istemiyoruz…

Yazının Devamı

18 yıllık abartı!

Ah insan ah…

Kendinin, kendinden olanın “yanlışına” kör, başkasının, kendinden olmayanın hatasını kollayan insan ah…

Hırsızı, yolsuzu, düzenbazı, içten pazarlıklıyı, makamı, mevkii, gücü üstün tutan; dürüstlüğü, ahlakı, dobralığı, vicdanı, onuru bunlara tercih eden insan ah…

Yazının Devamı

Sayın Milletvekilleri, Allah aşkına yapın bunu!

Çocuğa tecavüz, kadına tecavüz, kadın cinayetleri…

Vicdanı çürümüş insanların canilikleri, sapkınlıkları bunlar…

Ama hayvanlar, onlar, bu kadar dikkate alınıyor mu?

Yazının Devamı

Soru çok net: Cumhurbaşkanı EYT’yi neden dinlemiyor?

“Erken emeklilik istiyorlar” dediler…

“Türemiş” dediler…

“Çift dikiş yapacaklar” dediler…

Yazının Devamı

Bu vicdansızlığın hesabını sorun!

Özel Merkez Hastanesi…

Sağlığın merkeziymiş!

Öyle yazmışlar hastanenin üzerine…

Yazının Devamı

Siz nasıl doktor, nasıl insansınız?

İnsanlık ya insanlık…

Bu kadar zor mu insan olmak?

Bu kadar zor mu vicdanlı olmak?

Yazının Devamı

Büyükakın çok şaşırttı!

Bu ülkede artık alışık olduğumuz bir şey var. Hata yapan, hatasını kabullenmez. Hatta, yağ gibi üste çıkar. Hatayı dillendirenlere ağır ithamlarda bulunulur. Bunu siyasette sıklıkla görmek mümkün…

Oysa hatayı kabullenmek, özeleştiri yapmak, özür dileme erdemliliğini göstermek, o hatanın kasıtlı olmadığını gösterir, tekrarlanmayacağı anlamında güven verir.

Bunu yapmak nedense siyasilere, özellikle de iktidar mensuplarına ağır gelir. Bu nedenle de hatalarını dillendirenlere ellerindeki medya gücüyle yüklenip, rüzgarı terse çevirmeye çalışırlar. Bunda bazen başarılı olurlar, bazen olamazlar.

Yazının Devamı

17 Ağustos papağanları!

17 Ağustos 1999...

Bu tarihi unutmak mümkün mü?

Boğazımızda yutkunmadır bu tarih.

Yazının Devamı

Bu işler 'İNCE' işler, dün yok sayar, ​​​​​​​bugün ‘İP’ler!

Siyaset bilimci değilim…

Siyasetin içinde aktif rol de almadım.

Hiçbir partiye üyeliğim, hiçbir partiyle gönül bağım yok.

Yazının Devamı

BELSA batıyor!

Tüm dünya gibi Türkiye de sancılı bir süreçten geçiyor. Çin’den yayılan koronavirüs salgını, turizmi, sanayiyi, esnafları yaraladı.

Mart ayından 1 Haziran’a kadar pek çok kafe, restoran tarzı işletmeler kepenk kapatmak zorunda kaldı. Bu zaman diliminde, bu işletmelerin personeli de işletmecileri de sıkıntılı bir sürecin içine girdi.

15 günlük bir sokağa çıkma yasağı ve sınır kapılarının kapatılması, üretimin tamamen durması ile Türkiye, bu salgından en az kayıpla ayrılabilir, vaka sayısını sıfırlayabilir miydi tartışılır. Bu yapılmadı. Hafta sonları ve resmi tatillerde sokağa çıkma yasakları ile süreç yönetildi.

Yazının Devamı

Kocaeli’de o esnaflar, “ZİNCİR”i kırdı!

Ekonomik kriz nedeniyle sıkıntı yaşayan esnaf, koronavirüs salgını ile birlikte iyiden iyiye kepenk kapatma durumuna geldi, normalleşme süreci ile ise biraz olsun nefes aldı. Koronavirüs salgınıyla ilgili tedbirler gevşetilmeden önce 8 Mayıs tarihinde bir köşe kaleme almış, “Esnaf, bunu yaparsa ‘ZİNCİR’i kırar!” demiştim.

Yerli esnafın AVM’ler, “ZİNCİR” mağazalar karşısında ayakta durabilmesi için bir fikir ortaya atmıştım. Esnafa öneri niteliğinde olan fikir özetle şöyleydi: “A mağazasından, şu kadarlık bir ya da birkaç ürün alana, B ya da B, C, D mağazalarından alacağı şu, şu, şu ürünlerde yüzde X indirim uygulanacak. Böylece bir mağazadan bir ürün alınca, indirimden yararlanmak için diğer mağazaya da gidip alışveriş yapacak vatandaş. Mağazalar karşılıklı bunu uygulayacak ve hepsi kazanacak. Verilecek olan indirim kuponu gidilen diğer mağazada ‘görüldü’ kaşesi ile kaşelenecek, üçüncü bir dükkanda kullanılmayacak.”

Ve bu fikrin, köşe yazımı okuyan 2 esnaf tarafından hayata geçirildiğini öğrendim bugün.

Yazının Devamı

Yokuş aşağı SINAV!

Koronavirüs salgını henüz geçmemişken başlatılan yeni normalleşme süreci ile coronayı unutan vatandaşlar, sokağa akın edip, tedbirlere uymayınca vakalar yeniden artmaya başladı. Ve böyle bir süreçte milyonlarca öğrencinin kaderini etkileyecek sınavlar, maalesef ki tüm tepkilere rağmen start aldı. Geçtiğimiz pazar günü Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı yapıldı ve öğrenciler, sosyal mesafe kuralları çerçevesinde dersliklere alınarak sınavda ter döktü. Aileler dışarıda, öğrenciler içeride koronavirüs salgını stresi ile sınav heyecanını yaşadı.

Öğrencilere kapıda maske verildi, ellerine dezenfektan sıkıldı ancak hiçbirinin ateşi ölçülmedi. Çünkü Bilim Kurulu, buna gerek olmadığını ÖSYM’ye bildirdi. Gerçi ateş ölçülse de bir şey değişmeyecekti. Sınava geç kalan öğrenciler koşturacak, ateşlenecek, ateş ölçümünde virüs kaptıkları düşünülecekti ya da virüs taşıyan ancak hiçbir belirti göstermeyen öğrenciler, ateşi düşük çıktığı için sınava her şeyden habersiz girecekti, diğer öğrenciler için risk oluşturacaktı. Yani, ateş ölçümü yapılması bir çözüm değildi.

Yine öğrenciler, sınavda maskelerini gözetmenlerin izniyle çıkarabildi. Çünkü ÖSYM Genel Merkezi, bu izni vermişti. Sınava maske ile giren öğrencilerin sıcak havada havasız bir şekilde sınava odaklanması zordu çünkü. Ancak virüs taşıyan bir öğrencinin olası bir öksürmesi, aksırması, 8 metreye kadar etki edeceğinden maskesiz sınava girmesi de risk taşıdı.

Yazının Devamı

Bu yolun tapusu Efe Tur’da mı?

Efe Tur ile ilgili yolculardan pek çok şikâyet alıyoruz zaman zaman ama vatandaş yine gidip bu firmayı kullanıyor! Daha doğrusu kullanmak zorunda kalıyor. Bunun tek nedeni var o da UKOME’nin sağladığı ayrıcalıktan dolayı Efe Tur’un tekelleşmesi. Bu ayrıcalığın ne olduğunu çoğunuz biliyorsunuz ama ben özetle tekrarlayayım…

Efe Tur haricinde hiçbir seyahat firması alt yolu kullanma hakkına sahip değil. Efe Tur, Karamürsel’den başlayıp, Kuruçeşme gişelere kadarki güzergahı kullanabilirken, diğer firmalar, trafiği yoğunlaştıracağı gerekçesiyle bu yola sokulmuyor. Otogara gitmek istemeyen vatandaş ise Efe Tur’u tercih etmek durumunda kalıyor.

Evet Kocaeli, her ne kadar kozmopolittik bir yapıya sahip olsa da kentlilik bilincine sahip insanlardan oluşuyor. Yani Kocaeli’yi ikinci memleketi olarak özümseyen vatandaşlar, bu kentin firmalarına öncelik tanıyor. Bu tavırlarıyla da kaliteli hizmeti hak ediyor.

Yazının Devamı

Esnaf, bunu yaparsa “ZİNCİR”i kırar!

Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul’u fethetmeye hazırlandığı sıralarda halkının durumunu görme maksatlı tebdili kıyafetle çarşıya iner. Sabah erken saatlerde yanına aldığı veziriyle çarşıda olan Fatih, girdiği ilk dükkandan birkaç şey ister. Dükkan sahibi kendisini tanımamakla beraber, arzu ettiği şeylerden sadece birini hazırlayıp verir. Bunun üzerine Sultan diğer istediği şeylerinde hazırlanmasını söyler. Dükkan sahibi: “Efendim ben sabah siftahımı yaptım, komşumda henüz dükkanını yeni açmıştır. Diğer isteklerinizi de ondan alınız” der. Sultan, yan dükkana girer, istediklerinden yine biri hazırlanır. Bu esnaf da Fatih’e yan dükkana gitmesini, çünkü komşusunun bu sabah siftah yapmadığını, diğer alacaklarını da ondan almasını söyler. Bu durum böyle devam eder. Alışverişi bitiren Sultan’ın ağzından şu cümle dökülür: “Allah’ım, değil bu milletle İstanbul’u, dünyayı bile fethederim…”

Şimdi cımbızla arayıp da zor buluyoruz o esnafları…

Cımbızla arasak, zor buluyoruz bu güzelliği…

Yazının Devamı

Korona, ‘Bugün’ü gündemden sildi!

Geçtiğimiz yıl bugün…

Yani 31 Mart 2019 tarihinde milyonlarca seçmen, oylarını kullanmak için sandık başına gitmişti. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun “Her şey çok güzel olacak” sloganı, Kocaeli ve diğer tüm illerde muhalefetin “Martın sonu bahar” sloganı sandıkta onaylanmıştı. AKP, daha önce elinde bulundurduğu pek çok belediyeyi kaybetmiş, CHP ve İYİ Parti ittifakı, İstanbul, Ankara, Mersin, Bolu gibi pek çok şehirde büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanmıştı. İstanbul’daki durum bir daha farklıydı, İmamoğlu’nun az bir oy farklıyla kazandığı seçim, iptal edilecek, 23 Haziran’da tekrar seçim yapılacaktı! Yapıldı ve İmamoğlu, büyük bir farkla seçimi kazandı.

Kocaeli’de ise yıllar sonra bir ilk yaşandı. 2004 yerel seçimleri sonrası Kocaeli’de CHP ilk kez bir ilçe belediyesini kazandı. O ilçe belediyesi, Kocaeli’nin kalbi İzmit’ti. Fatma Kaplan Hürriyet, İzmit Belediye Başkanı seçildi. Derince’de CHP, seçimi Sertif Gökçe ile kıl payı kaybetti. Darıca’da CHP’li Yakup Törk, CHP’nin bu ilçede alabileceği en yüksek oyu aldı…

Yazının Devamı

Tamam "EVDE KAL" da... Evde açlık, sokakta CORONA!

Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan yeni koronavirüs (COVID-19) ile ilgili hükümet, bir dizi önlem aldı… Neydi bu önlemler, kısa çalışma ödeneğini esneterek fabrikaların üretim durdurma kararlarını desteklemek; okulları tatil etmek, camileri, mescitleri, kafeteryaları kapatmak, lokantaların sadece paket servisi yapabilir şekilde çalışmasına izin vermek, kamu kuruluşlarına ait binalardan kira almamak, 65 yaş ve üstü vatandaşların sokağa çıkmasını yasaklamak ve benzeri…

Küçümsenecek önlemler değil, pek çoğu yerinde müdahaleler. Ama tamamlamıyor, eksik kalıyor. Vatandaşa “Evde kal” çağrısı yapmak yetmiyor. “Oturup evimizde dua edelim” demekle olmuyor.

Birincisi, sadece 65 yaş ve üzeri vatandaşlara sokağa çıkma yasağı getirerek bu virüsten yaşlıları korumak mümkün değil. Yasağın, tüm toplumu kapsaması gerekiyor ki sokağa çıkan, işe giden 65 yaş altındaki vatandaşlardan, evlerinde bulunan yaşlılara virüs bulaşma ihtimali ortadan kalksın…

Yazının Devamı

AKP’nin “TEK” çıkmazı!

Malumunuz AKP, 2002 yılında “TEK” başına iktidar oldu… 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde biraz “TEK”lese de yıllarca her seçim döneminde daha da güçlenerek göreve gelmeyi başardı. Ta ki 31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine dek. Artık eski gücünü elinde tutamasa da hala iktidar ve hala birinci parti. Ve bu partinin edindiği güç yıllarca iştah kabarttı. Bu nedenle de insanlar işlerini görmek, bir şeylerin daha kolay yürümesini sağlamak için AKP’ye ideolojileri benzeşmese bile yanaştı, üye oldu! Bu tabii ki sadece AKP ile alakalı bir durum değil, iktidar olmuş ya da olacak tüm partiler bu tür üyelere sahip oldular ya da olacaklar. Çünkü o zatlar, devrin adamı, onlar iktidar partililer!

İşte AKP içinde “Dava” dedikleri şeye inanmış, liderlerine gönülden bağlı olan bir kesim, bu tür iktidar sevicileri, rantçıları, devşirmeleri Ak Parti içindeki AKP’liler olarak tabir ediyor. Onlar AKP ifadesini ilginç bir şekilde tu kaka gördükleri için bunu kullanıyor! Oysa bu ifade sadece bir partinin kısaltması ve hiçbir kötü anlam da içermiyor! Neyse…

Ve AKP, bu tür iktidar partililerin varlığından haberdar! Farklı ideolojilere sahip olanlardan haberdar. Çıkarları gereği, bu tür insanların kademelere geldiğinde farklı siyasi partilere yönelebileceğinden haberdar. Yani yola çıktıklarını yolda bulduklarıyla değişeceklerini biliyorlar. Ama onlara, onların çevresine, oylarına ihtiyaçları var.

Yazının Devamı

Van’a bakınca görünen: Kocaeli’yi felaket bekliyor

Tarih: 23 Ekim 2011, depremin büyüklüğü 7.1…

Tarih: 9 Kasım 2011, depremin büyüklüğü 5.7…

Meydana geldiği yer: Van…

Yazının Devamı

Kimler geldi, kimler geçti; Kandıralı geçemedi!

Kasım 2016… Adı ölüm yoluna çıkan İzmit-Kandıra yolunu, bu kötü unvandan kurtarmak için düğmeye basıldı. Dönemin bakanlarının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, ilçe başkanlarının, valisinin katılımıyla temel atma töreni düzenlendi İzmit-Kandıra Duble Yolu’nun…

Törene katılanlardan kimi bakandı, bakanlık gitti, kimi belediye başkanıydı başkanlık gitti, kimi milletvekiliydi vekillik gitti… Vali değişti, herkes değişti… Kimler geldi, kimler geçti de Kandıralının yolu bir türlü ne başladı ne bitti! Dolayısı ile kazalar da bitmedi, ölüm haberleri ardın sıra gelmeye devam etti!

Dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan oradaydı, dönemin Milli Savunma Bakanı Fikri Işık oradaydı, dönemin Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, dönemin Kandıra Belediye Başkanı Ünal Köken, dönemin AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan, dönemin AKP milletvekilleri Cemil Yaman, İlyas Şeker, Zeki Aygün, Radiye Sezer Katırcıoğlu, dönemin Kandıra Kaymakamı İsmail Çiçek, dönemin İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, dönemin Kartepe Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez ve dönemin AKP İlçe Başkanı Yunus Özder oradaydı…

Yazının Devamı

Köse'nin açıklamasında, olayın bir de bu yönü var!

Erol Köse, bu kentte belediye başkanlığı, milletvekilliği yapmış, Marmara Belediyeler Birliğini kurmuş önemli bir isim. CHP’liler kadar diğer siyasi partilere mensup isimler tarafından da sevilen naif bir sima. Bugün yaptığı basın açıklamasında, gençliğinde Kandıra’da gazetecilik yaptığını da öğrenmiş oldum…

Köse’nin ismi kısa süre önce AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın tarafından bir üst geçide verildi. Bu aslında takdir edilecek bir durumdu, çünkü Köse CHP’li, Büyükakın AKP’liydi… Bir vefa örneği sergilemişti! Ancak o üst geçit, sıradan bir üst geçit değildi. Uzun yıllar basın şehidi Çetin Emeç’in adını taşımıştı. Herkes, üst geçit yenilendikten sonra da Çetin Emeç isminin yerleştirilmesini bekliyordu. Bu durum, CHP’liler başta olmak üzere pek çok ismin içine yatmadı, tepkiye neden oldu. Ulusal medyanın gündemine kadar taşındı. Ve sonunda üst geçide adı verilen Erol Köse, bugün basının karşısına çıkarak, olaya son noktayı koydu.

Ne dedi Erol Köse, “Bana yeni bir köprü yapıldığı söylendi, ben de kabul ettim” dedi…

Yazının Devamı

Korkutmayın, ecele faydası yok sonuçta(!)

Deprem…

Kar yağması gibi aslında…

Yağmur gibi…

Yazının Devamı

İzmit Meclisi’nde memleket kokusu!

Ben çıkıp da şu an Kandıra’ya çöp tesisi yapılabilir diyemem.

Yapılamaz da diyemem.

Bu işin uzmanı değilim çünkü.

Yazının Devamı

Vatandaş ve firmalar, rotayı AVM’den İzmit çarşıya kırmış!

İzmit Kent Merkezi Ticari Dayanışma Derneği Başkanı Murat Öztürk, çok önemli bir veri paylaştı bugün benimle…

Daha önce İzmit kent merkezine hafta içi uğrayan vatandaş sayısının 30 bin civarında olduğunu dile getiren Öztürk, bu rakamın 2,5 ay önce yaptırdıkları araştırmada 60 bin civarına çıktığını gördüklerini, hafta sonu ise bu rakamın 110 bine kadar yükseldiğini dile getirdi.

Yani yüzde yüzlük bir artış söz konusu…

Yazının Devamı