Ezelden düşmanlar Atatürk’e, yersiz bir düşmanlık, cahil bir tavır, art niyetli bir yaklaşım… Hani desen ki Yunanlar, İngilizler, Yahudiler, o da değil, cehalet içindeler. Türkler, Müslümanlar ama Atatürk’e her fırsatta türlü hakaretler savurmaktalar. Meydanı boş bulmuşlar atıyorlar, tutuyorlar. Atatürk’e Koruma Kanunu’nu da takmıyorlar. Hatta bu kanunun kaldırılması gerektiğini savunuyorlar. Dönemini bulmuşlar, konuşuyorlar; yoksa konuşacak yürekleri de yok. Konuşuyorlar da hep boş, uydurulmuş tarihler üzerinden.
Yok Atatürk dinsizmiş, yok Atatürk camileri ahır yapmış, yok Atatürk Filistin (Hicaz) cephesinde savaşmamış, yok Atatürk ajanmış falan filan. Ağız ishali olmuşlar, bir kitleye cehalet kusmuşlar, onları da inandırmışlar uydurma tarihlerine. “Mış” ile “Miş” ile uydurma tarihi savunan kesimlerin, sosyal medyadaki söylemleri akla ziyan.
Ama işte Anadolu’nun kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik bu ithamları çürütecek bir irade yok ülkede. Bu söylemlere tepki koyan bir irade yok. Dinle ilgili iftiralara karşılık fetva veren, hutbe okutan bir Diyanet İşleri Başkanlığı yok. Dinci yani din istismarcısı olmayan, İslam ahlakına sahip hocalarımız da olmasa camilerde Atatürk’ün adını anan yok. Hepsini geçtim ne ölümsüzlüğe intikal ettiği 10 Kasım’da ne de milli bayramlarda ruhuna bir Fatih-a bile okutmuyor Diyanet. Kurucusuna vefasızlığını yıllardır ortaya koyuyor.