Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

İnsanlık yerlerde!

Kalp krizi geçiren bir insan en kısa sürede müdahale edilmediği sürece yaşamını yitirir. Dakikalar içinde beyin ölümü gerçekleşir çünkü.

Bu nedenle kalp krizi geçirdiğinizi bilincinizi kaybetmeden fark edip, en yakın sağlık kuruluşuna yetişemediyseniz ya da yetiştirilmediyseniz sonuç; ölüm…

Hastanede ya da hastaneye çok yakın bir noktada kalp krizi geçirirseniz, kurtarılma şansınız yüksek… Yani bu böyle bilinir. O sıra ilk yardım eğitimi almış bir vatandaş ya da bir doktor var ise yakınınızda yine şanslısınızdır. Tabii bu doktor ya da vatandaş, vicdanlı, merhametli biriyse… Hele ki hastane önünde geçirirseniz kalp krizini, yaşama şansınız bir hayli yüksek!

Yazının Devamı

Kocaeli’de esnafı, SEPAŞ çarptı!

Dokuz canlı mısınız be mübarekler? Gelen vuruyor, giden vuruyor; hala ayaktasınız! Ölü seviciler sarmış dört bir yanınızı! Mücadele etmek için sizi ayakta tutan kanın, son damlasına bile göz dikenler var, mucize şekilde hayattasınız!

4 çocuklu bir ailenin asgari ücretle geçindiği ülkemizde esnafın da 9 canlı olması normal aslında! Dükkanları aylarca kapalı kaldı, onları ayakta tutacak hibe yok, faizsiz kredi yok! Kirası, vergisi, stopajı; sırtlarında en ağır şekilde duruyor! 9 canı olmayanlar, kapattı dükkanı, silindi gitti; 9 canlı olanların ise muhtemeldir 1 canı falan kaldı! Birikimleri gitti, yüksek faizli kredi batağına saplandılar. Bir umutla pandemi bitsin, dükkanlarımızı açalım, yeniden ayağa kalkarız diye son nefeslerini inatla vermediler! Derken Hükümet, kısmi normalleşme kararlarını açıkladı. Saat 07.00-19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile kafe, restoran, lokanta, kıraathane, pastane ve benzeri yerlerin faaliyet göstermesine, risk haritasında kırmızı işaretli olmayan kentlerde, izin verdi.

Bu aslında esnafı mülk sahiplerinin kucağına da attı bir nevi. Dükkanları kapalı olduğu için pek çok işletmeci, mülk sahiplerine mazeret üretip, kirayı erteletme yoluna gidiyordu, bu artık mümkün değil. Ayrıca kısa çalışma ödeneğinin sona erecek olmasını sağladı bu durum. Esnafa “Bu saat aralığında, yüzde 50 kapasite ile kendini toparlayabiliyorsan toparla” denildi!

Yazının Devamı

Esnaf, bu masalı okur mu?

Kafe ve restoranlar aylarca kapalı kaldı…

Esnafın zararının yüzde birini karşılamayan destek paketlerini ballandıra ballandıra anlattınız. Onu da tüm esnaflara vermediniz. Baktınız olmadı, vakaların arttığı süreçte kafe ve restoranlara, yüzde 50 kapasite ile saat 07.00-19.00 saatleri arasında dükkan açma izni tanıdınız.

65 yaş ve üstü vatandaşları aylardır evlerinde tutuyorsunuz?

Yazının Devamı

Kurt yediği ayazı unutmazmış!

Neymiş, bu ifadeleri, Atatürk’e kafa tutan Dr. Reşit Galip yazmış…

Neymiş, bu adam bu ifadeleri kızları için yazmış, tüm öğrencilere okutuyormuş…

Neymiş, “Türküm” demek ırkçılıkmış, diğeri de “Ben de Kürt’üm, daha çalışkanım, daha doğruyum” dermiş…

Yazının Devamı

Aşılananlara sakın sarılmayın!

Çin’den yayılan ve geçtiğimiz yıl 11 Mart’ta Türkiye’de tespit edilmesinden sonra hayatımızı altüst eden yeni koronavirüs ( COVID-19), esnafı bitirdi, vatandaşı evine hapsetti, canlarımızı aldı, insanları ücretsiz izne mahkum etti.

İşte bizlere bu çileyi çektiren gözle görülemeyecek kadar ufak olan bir canlıyla, tüm insanlık o günden bu yana mücadele halinde. Ve tek çözüm, temizlik, maske, mesafe ve AŞI…

Özellikle aşı, virüsle mücadelede en önemli savaşçı durumunda.

Yazının Devamı

Kocaeli ve Sakarya’yı kıyaslayınca ortaya çıkacak!

Mantık almayan, mantığı açıklanmayan onca karar var. AKP’liler Bilim Kurulu’nu, zaman zaman Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı da katarak topa tutuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da hükümeti eleştirenler de var AKP’de ama azınlıkta. Esnafların ise parti falan düşünecek hali zaten kalmamış, isyanları alayına.

Pandemi süreci, uzun yıllardır iktidarda olan AKP’nin daha önce tecrübe ettiği bir durum değil elbet. Hangi parti iktidarda olursa olsun başlarda yalpalayabilir, krizi yönetmekte zorlanabilir. Ancak, 1 yıldır bu süreçle mücadele veren bir iktidarın artık önünü, arkasını düşünerek kararlar açıklaması, bir kararı vermeden önce on kere düşünmesi gerekir.

İnsanların ilaca rahat ulaşabilmesi, ilaçların ücretsiz bir şekilde tedariki, hastanelerde yurt dışında gördüğümüz manzaraların benzerlerinin yaşanmaması gibi olumlu karşılanacak adımları var hükümetin lakin tepki çeken, mantık almayan adımları daha çok göze çarpıyor.

Yazının Devamı

Sal(d)ın milleti!

Kocaeli’de haftalardır vaka sayılarında giderek yükselen bir tablo var iken yüz binde 1 dahi olmayan bir farkla, Kocaeli en yüksek riskli il olmaktan yırtmış, turuncu renkte yani yüksek riskli iller kategorisinde kalmıştı. Ve bu durum, Kocaeli’de kısıtlamaların gevşetilmesini sağlamıştı. Bu kararların üzerinden 2-3 gün geçmedi ki vatandaşlar, açılan kafe ve restoranlara akın etti. Sokaklar zaten malumunuz, pandemi yokmuşçasına cıvıl cıvıl! En işlek caddelerimiz hala en işlek. Tüm “En”lere sahibiz de sadece yüksek riskli il kategorimizin başında “En” yok şükür. O da şimdilik!

Temennim, riskin azalması, önce sarı renge, sonra ise mavi renge düşmesi. Ama görünen köye de kılavuz aramaya gerek yok. Etkili olduğu iddiasıyla aylardır uygulanan kısıtlamalara rağmen, giderek vaka sayısı yükselen Kocaeli’de, vakalar düşerse bugüne kadar ki tüm bu kısıtlamaların boşuna uygulanmış olduğu ortaya çıkmaz mı mesela?

***

Yazının Devamı

Bu kararlar, esnafı daha da batırır!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam kabine toplantısı sonrası yeni koronavirüs kararlarını açıkladı. Toplantının bitmesini dört gözle bekleyen vatandaşlar ve esnafların, heyecanı, Erdoğan’ın ekrana çıkması ile birlikte ikiye katlandı. Erdoğan, pek çok meseleden söz ettikten sonra koronavirüs kararlarını tek tek açıklamaya başladı. Erdoğan’ın konuşmasını son ses dinleyen esnaf ve vatandaşta, önce kafa karışıklıkları oluştu, sonrasında kararların internet gazetelerine düşmesiyle birlikte alınan kararlar kafalarda netleşmeye başladı. Tabii giderilen kafa karışıklıkları sadece hangi illerde hangi değişiklikler yaşanıp yaşanmayacağı ile ilgiliydi. Bir de giderilemeyenler var. Bu yazımda onları irdeleyeceğim…

***

Malumunuz, bu risk haritası, 100 bin nüfusa düşen vaka sayısına göre hesaplanıyor. Yani yüz bin kişide görülen vaka sayısına göre şehirlerin risk rengi belirlenmiş oluyor. Yüz binde 100 ve üzeri vaka görülen iller çok yüksek riskli iller oluyor.

Yazının Devamı

Olmasaydı, olur muydu bu zam?

Asgari ücret 2300 liradan 2800 liraya çıktı, 500 liralık zam yetersizdi ancak yine de şaşırttı… Bu kadarını, pek çok kişi beklemiyordu.

Sonra belediyeler, asgari ücreti kimi yerlerde ikiye katladı. AKP’li belediyelerde başı, Tahir Büyükakın’ın başkanı olduğu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çekti…

Peki, neden?

Yazının Devamı

Camide yoksun, kongrede yoksun, ne ayaksın?

Bir takmışsınız kongrelere, koronavirüs vakaları artmışken, kapalı salonlarda kongre yapmak nedir diye? Sanki bilmiyorsunuz coronanın siyasete bulaşmadığını(!) Corona dediğiniz şey, aylak aylak kafeydi, restorandı, kıraathaneydi gezen, nargile içene, oyun oynayana yancılık eden bir canlı türü(!)

Ülkemize ilk geldiğinde imanlı bir virüstü, camilere gidiyordu. Bu sene camilere girmiyor(!) AVM’lere gitmek gibi bir alışkanlığı vardı, bu sene küçük esnafı tercih ediyor(!)

Mesela bu virüs, otellere, turizm merkezlerine hiç uğramıyor, kayak yapmayı sevmiyor(!)

Yazının Devamı

Kocaeli’de kısıtlamalar zor kalkar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı, kısıtlamalar kademeli olarak illerdeki vaka sayısına göre gevşetilecek. Binlerce hatta 10 binlerce lira kira ödeyen, devletten ise bin lira gibi bir destek ya alan ya alamayan esnaf, tükenme noktasına gelmişken bu açıklamayla biraz olsun umutlandı. Hafta içi saat 21.00’den sonra, hafta sonu ise tam gün evine kapanan vatandaşla, günün sadece kısa bir bölümünde sokağa çıkabilen 65 yaş ve üzeri vatandaşlar da bu açıklama sonrası heyecanlandı.

Peki Kocaeli halkı? Umutlanmalı mı? Kocaeli, vaka sayısı anlamında Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı kriterlere uygun mu? Yani vaka sayısı, düşük iller arasında mıyız?

Maalesef hayır…

Yazının Devamı

Havuzunuzda boğulun!

Bu öncelikle CHP Kocaeli’deki ağaların, sonra ise ülkeyi yöneten iktidarın ayıbı…

Yüzlerce üniversite yapmakla övünüp, bu üniversitelerden mezun olan gençlerine istihdam kapısı açamayan iktidarı eleştirenler, sizler parti bayrağı asmak için gözünü kaybeden bir gence sahip çıkmadınız… Sizler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu gence iş bulun, ev alın” sözünü hiçe saydınız. Sizler, yıllardır gençlik kollarının Tugay Adak için sarf ettiği çabayı umursamadınız. Siz delege ağaları, siz yerini garantilemiş, üst üste aday yapılarak gençlere yer açmamış vekiller, sizler Tugay’ın asıl faillerisiniz. Bir yoğun bakım ünitesini ayarlamayı bile kendine zül sayacak kadar da vicdansızsınız.

***

Yazının Devamı

Açıklayın esnaf, neden öldüğünü bilsin!

Esnafların, özellikle de kafeterya, restoran ve kahvehanelerin durumu içler acısı. Bu işletmeler gün gün eriyor. Koronavirüs denilen ve sürekli mutasyona uğrayarak insanları aşı gelişmesine rağmen tedirgin eden bu virüs, en fazla esnafı vurdu.

Elbette ki hükümet bu konuda tedbirler, kapatma kararları almak durumunda. İnsanların kafeteryalara, restoranlara, kahvehanelere yığılması, virüsün yayılımını hızlandıran bir etken lakin hafta sonu tam, hafta içi ise saat 21.00’den sonra koronavirüs ile mücadele etmek, bunu tedbir olarak önümüze sunmak, bunun sayesinde vakaların düştüğünü dile getirmek mantıklı gelmiyor bana ve benim gibi milyonlara. Bunun mantığını açıklayan bir yetkili de henüz çıkmış değil karşımıza.

Bir kişi çıksın, saat 21.00’den önce insanların sokağa çıkışını serbest kılıp, saat 21.00’den sonra sokağa çıkışları neden kısıtladıklarını varsa mantıklı gerekçelerle açıklasın.

Yazının Devamı

Var mı arttıran!

Belediye başkanları her ne kadar rozetlerini bir kenara bıraktıklarını söyleseler de olumlu ya da olumsuz tüm hamleleri, sadece kendilerine değil, partilerine de artı ya da eksi olarak yazılır. Ülke yönetimine geçebilmek yani iktidar olabilmek için yerel iktidarı elinde bulundurmak ve iyi yönetmek önemlidir. Bunun iktidar partisi AKP de muhalefet partileri de farkında. Bu nedenle de yerel iktidarlarına ellerinden gelen desteği veriyorlar. Bir rekabet, yarış var diyebiliriz bu noktada.

Yerel iktidarları başarıya taşıyan ise vaatlerini yerine getirebilir olması ve rutin hizmetleri aksatmamasıdır. Elbette ki ideolojiler, fanatizm, mevcut iktidara ya da muhalefete olan tepki, yapılan hizmetleri gölgeleyebilir kimi seçmende ancak genel itibariyle hizmet üreten, kenti geliştirenler bunun karşılığını alır. Çünkü kendilerine duyulan güveni boşa çıkarmamış olurlar.

Vaatlerin yerine getirilmesinin yanı sıra rutin hizmetlerin aksatılmaması oldukça önemli dedik. Atıyorum, teleferik projesi vaat ettiniz, yerine getirdiniz, vatandaştan artı puan aldınız ancak diğer yandan çöp toplama işini aksattınız, kar yağdı yolları zamanında açmadınız, alt yapıyı sağlam yapmadınız, yolları geciktirdiniz, bu o artıyı katbekat siler atar, eksiye düşersiniz halkın gözünde. Bu nedenle rutin hizmetleri yerine getirmek, vaatler kadar önemlidir, hatta çok daha önemlidir.

Yazının Devamı

Hadi bir cesaret, Hürriyet!

Türkiye nüfusunun büyük bir kısmı Müslüman evet…

Ama Müslümanlığı layığı ile hangimiz yaşıyoruz orası muamma!

Bu Allah ile kul arasında olan bir durum.

Yazının Devamı

Çok acil, vicdanı olan VEKİL aranıyor!

Eğri oturalım, doğru konuşalım…

Gerçekten samimisiniz hayvan sevgisinde?

Personelin hatası ile belediye başkanını katil ilan edip, öyle bir kenara çekilmek yok! Laf üretmek kolay! 2-3 köpekle fotoğraf çektirip hayvan severlik görüntüsü vermek de kolay! Olayı kınamak, ağır tepkiler vermek falan kolay! Şimdi işin icraat kısmına gelelim, samimiyeti görelim…

Yazının Devamı

Ulan şerefsiz vicdansızlar!

İçimdeki öfke öylesine büyük ki kuracağım cümlelerin ayarını kaçırırsam şimdiden af ola…

Ulan merhametsizler, ulan şerefsiz vicdansızlar. Allah’ın sessiz kulları lan onlar. Sizin gibi onlar da can taşıyorlar, onların da canı yanıyor, onların da yaşama hakkı var.

Nasıl bir merhametsizlik, canilik, cahillik, ahlaksızlık bu ya?

Yazının Devamı

Bu “YOK”lar, sizi bitirir!

Kendilerine gelince kepçeyle, vatandaşa gelince kaşıkla veren bir iktidar olabilir mi? “Çift dikiş yapacaksınız” diyen ancak kendileri neredeyse ikinci kez emekli olacak duruma gelen bir iktidar olabilir mi?

İç savaştan kaçan Suriyelilere kucak açıp, vicdani davrandığını belirten ancak kendi vatandaşına “Türemiş” diyen bir iktidar olabilir mi?

Vekillere “SÜPER”, vatandaşa ise asgarinin asgarisi emekliliği reva gören bir iktidar olabilir mi?

Yazının Devamı

Ohhh!

Müzik grubu Duman’ın bir şarkıyla özetlediği ABD, aynen bu…

Sanırım kutuplaşmayacağımız, hep birlikte alkış tutabileceğimiz sözler bunlar…

Ortadoğu’yu kana bulayanların ülkesi.

Yazının Devamı

En acı öksüzlük!

Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde, 33 yaşında 3 çocuk annesi Sevda Kösecik, çocuklarının gözleri önünde boşanma aşamasında olduğu söylenen eşi tarafından bıçakla katledildi.

Aralarındaki tartışmanın sebebi neydi, ne değildi bu zerre önemli değil. Cinnet getirmiş, kendini kaybetmiş falan hiçbiri bahane değil. Yaşadığın tartışmada haklısın, değilsin bir önemi yok, sen çocuklarının annesini, onların gözleri önünde katlettin. Sen çocuklarının babasını, katil yaptın. Sen bir canı bu hayattan kopardın, 3 tane çocuğunun da hayatlarını mahvettin.

Yazının Devamı

Yurt dışından "aşı" getirin, "virüs" değil!

Çin’de başlayan, tüm dünyayı etkisi altına alan ve geçtiğimiz yıl mart ayında ülkemize de sirayet eden COVID-19, önce tedbir almaya yöneltti bizi, sonra “yeni normalleştirdi” ardından ise anormalleştirdi!

31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul için, “Hiçbir şey olmasa da bir şeyler oldu” diyen iktidar temsilcileri bile bu denli anormal görünmemişti gözüme! Pandemi sürecinde yapılanlar, inanın bu sözden katbekat daha anormal!

Salgın ülkemizde başladıktan bir süre sonra herkesin beklediği şey, ülke sınırlarının kapatılması, en az 15 gülük sokağa çıkma yasağının uygulanması idi. Hatta 21 gün yasak önerisinde bulunan uzmanlar da vardı. Böyle bir yasak uygulandı mı? Maalesef hayır! Sınırlar kapatıldı sadece! Ne yapıldı, ne gibi tedbirler alındı peki? Önce eğlence mekanları kapatıldı, sonra kafe ve restoranlar, AVM’ler, camiler vs… Akabinde hafta sonu sokağa çıkma yasağı kararı alındı. Hafta sonuna 2 saat kala açıklanan yasak, tedbirli şekilde sokağa çıkan vatandaşı, hurra sokağa döktü. İnsanlar iç içe girdi, marketlerin, fırınların önünde kuyruklar oluştu. Uzun süre hafta sonu yasakları sürdü. Resmi tatiller de yasaklı günlere dahil edildi. Hafta sonu yasakları, pazartesi ve cuma günleri insanları alışverişe itti, daha yoğun kalabalıklar oluşturdu. 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 20 yaş altı gençlere ise sokak, tamamen yasak tutuldu aylarca. Sınav zamanı yaklaşınca 20 yaş, 18 yaş ve altı olarak değiştirildi. Ardından hafta sonu yasağı olduğu için cumartesi günleri kısıtlamalı olan gençler, pazar günleri de 65 yaş ve üzeri vatandaşlar belli bir saat aralığında sokağa çıkabildi. Yasaklardan muaf olanlar ise çalışanlardı! Onlar, sokağa çıkamaz ama fabrikaya gidebilirdi. Boş yollar, geceleri servis araçları ile doluydu bu nedenle!

Yazının Devamı

Kabahat!

Hiçbir kedinin, köpeğin başını okşadınız mı?

Onlara hiç mama verdiniz mi?

Eğer bunu yaptıysanız, onların ne kadar vefalı ne kadar sevgi dolu ne kadar sadık ve masum canlılar olduğunu bilirsiniz.

Yazının Devamı

‘AŞ’I

Öyle bir salgın ki en kirli savaşları unutturdu…

Öyle bir salgın ki ülkeleri ülkelere muhtaç kıldı…

Öyle bir salgın ki gözle görülemeyen küçüklükteki bir virüs, dünya devlerini dahi çaresiz bıraktı…

Yazının Devamı

“UÇAN” ekonomi!

Cumhuriyetin kazanımları özelleştirildi, satıldı.

Üreten bir ülke idik, tüketen olduk.

İhraç ettiğimiz tarım ürünlerini, ithal eder olduk!

Yazının Devamı