Hangi kusura bakmayalım?
Aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün kabine toplantısı sonrası kısıtlamaların kaldırılacağı tarihi açıkladı malumunuz. 1 Temmuz itibariyle pazar günü kısıtlaması ve saat 22.00 sonrası sokağa çıkma yasağı kalkıyor. Eyvallah, güzel bir gelişme, lakin bu açıklamada pandemiyle yakından uzaktan alakası olmayan bir kısıtlamadan söz etti Erdoğan, müzik sınırlamasının saat 24.00’e çekildiğini duyurdu, “Kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok” dedi…
Ne alaka? Bunun pandemiyle ya da normalleşmeyle ne alakası var? Maske ve mesafe dışında hayat pandemi öncesindeki seyrine dönüyor da müzikle ilgili normale dönüş neden yok? Pandemiden önce bu rahatsızlık yoktu da pandemide mi gelişti?
Yoksa eğlence merkezleriyle ilgili bir rahatsızlığınız vardı da vatandaşın verebileceği tepkiyi pandemi sürecindeki kararlarınıza uymaları üzerinden anca mı ölçtünüz?
Pandemi sürecinde mantık almayan türlü kararlarınıza uyan, sessizce duran vatandaşın, esnafın bunu alışkanlık haline getirdiğini mi düşündünüz?
17 günlük tam adını verdiğiniz ancak tam olmayan kapanma sürecine turizm için girdiğiniz aşikar. Turizm bölgelerinde bangır bangır müzik her saat yok mu? Turist gelsin diye uğraştığınız bu bölgelerde, otellerde, eğlence merkezlerinde saat 24.00 sınırlaması olacak mı?
Pandemiyle ilgisi olmayan bu kararı, pandemi kararları arasına sokuşturup, hangi Anayasaya dayandırarak verebiliyorsunuz?
Bu Anayasal hak ve özgürlüklere uygun bir durum mu?
Müzikten para kazanan yerel ve genel sanatçıların, eğlence sektörünün fişini çekmektir bu. Gece eğlencesini yok etmektir. Başka bir açıklaması var mı bunun? O vakit kusura bakarlar.
Müzisyenler de bakar, eğlence sektöründeki esnaf da bakar, çalışanları da bakar, eğlence kültürü olan vatandaş da bakar.
***
Kusurunuza bakanlar sadece bu kesim de değil üstelik… Mesela 3600 ek gösterge sözü verdikleriniz, kusurunuza bakıyor…
Mesela muhatap almadığınız, bütçeye yük gördüğünüz, “Türemiş” dediğiniz, “ Seçim kaybetme pahasına yok” diyerek çözümsüz, mağdur bıraktığınız emeklilikte yaşa takılanlar, nam-ı diğer EYT’liler kusurunuza bakıyor…
Pandemi sürecinde kapatıp borç batağına sürüklediğiniz, helallik isteyip aylık 750 lira, bir sefere mahsus ise 3 bin lira verdiğiniz kafe, restoran, lokanta ve kıraathane esnafı kusurunuza bakar. Bu işletmelerin işsiz kalan ya da ücretsiz izne tabii olan çalışanları bakar!
Atanamayan ancak meramlarını ilettiklerinde “Gidin başkalarına söyleyin” dediğiniz öğretmenler kusurunuza bakar!
Zamanında tam kapatma yapmayıp, üstüne bir de turist giriş çıkışına izin verdiğiniz ülkemizde pandemiyle en çok boğuşmak zorunda kalan sağlık çalışanları kusurunuza bakar!
Hafta sonları ve belli bir saatten sonra kapalı kalan esnaflar kusurunuza bakar!
Demem o ki ortada bu kadar kusur varken, o kusurları görmemek mümkün değil, kim olsa bakar!
Bu yüzden bırakın kusur üretmeyi, kusurları ortadan kaldırın aksi takdirde sandıkta iktidarınız ortadan kalkacak! Bunu görmüyor musunuz?