Ne var ne yok özelleştirdiler…
Cumhuriyet yatırımlarının her biri tek tek satıldı…
Elektrik dağıtımından, iletişime, aklınıza gelebilecek her şey özel sektörün elinde.
Ne var ne yok özelleştirdiler…
Cumhuriyet yatırımlarının her biri tek tek satıldı…
Elektrik dağıtımından, iletişime, aklınıza gelebilecek her şey özel sektörün elinde.
“Hey on beşli on beşli
Tokat yolları taşlı
On beşliler gidiyor
Her gün 4 poşetlik alışveriş yapsanız, yani poşete 1 lira verseniz, ayda 30 lira eder…
Günde 1 poşetlik alış veriş yapsanız 7,5 lira eder…
Yani çok bir şey değil…
Başlığa bakıp da “Nasıl olacak o iş?” diyenleriniz olmuştur…
Anlatayım…
Adalet ve Kalkınma Partisi ile MHP, malumunuz 24 Haziran seçimlerinde ittifak yaptı… Bu ittifakın adına da “Cumhur” adını verdi…
Şaka gibisiniz, gerçekten şaka…
Konuştukça batıyorsunuz…
Tıpkı AKP Adana eski Milletvekili Necdet Ünüvar gibi…
Yer: Sekapark…
Hani Büyükşehir Belediyesinin prestij projesi olan, Seka Kağıt Fabrikasının kapatılması sonrası kente kazandırılan Sekapark…
Etkinliklerin, konserlerin gerçekleştirildiği, lale festivallerinin, güreşlerin düzenlendiği, insanların çocukları ile birlikte vakit geçirdiği Sekapark…
Okan Kurt…
Gebze Belediyesi’nde işçiydi…
AKP’nin kuruluşundan bu yana bu partiye üye…
Ah EYT ah…
Seni çözersek ülke batar(!)
Seni çözersek enkaz altında kalırız(!)
Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin; 1 Kasım sonrası sürece kadar birbirleriyle çok iyi ilişkiler içinde olduğunu söyleyemeyiz…
Öyle ki en sert atışmalar, bu iki partinin liderleri arasında yaşandı yıllarca…
MHP liderinin bekar olması, çocuğunun olmaması bile siyasete malzeme edildi…
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hamlelerini övmeyen CHP’li hemen hemen yoktu diyebiliriz…
Demokrasinin kalesi olarak gördüğünüz CHP, bir siyasi partiyi 15 milletvekili takviyesi ile seçime soktu… Önündeki antidemokratik engeli kaldırdı…
Övdünüz mü, övdünüz…
Cemaat derlerdi bir zamanlar adına…
Başındaki alçağı ise “Hoca Efendi” diye adlandırırlardı…
Ne istedilerse vermişlerdi…
Evet, suç kesinleşmediği sürece kimse hükümlü sıfatı ile değerlendirilmemeli…
Masumiyet karinesidir bu, uluslararası bir terimdir…
Olması gereken de budur…
“Papaz kaçtı”
adında, iskambil kartlarıyla oynanan bir oyun vardır… Pek çoğunuz bilir ama bilmeyenler için nasıl bir oyun olduğunu anlatayım…
2 veya 4 kişi ile oynanabilen bir oyundur. 52’lik bir deste ile oynanır fakat içindeki 3 papaz çıkarılır, kalan 49 kart ile oyuna başlanır. Kartları dağıtan kişi, 49 kartı tek tek oyunculara bitene kadar dağıtır. Oyuncular ellerindeki çift olan kartları eşleştirerek açık vaziyette masaya açmalıdır. Çift kartları sırasıyla masaya açan oyuncular, ellerinde kalan kartlarla oyuna başlar. Oyuncunun birinde 1 tane papaz vardır ve bu oyuncu o papazdan kurtulmalıdır. Bu sebeple sırayla her oyuncu, bir önceki oyuncudan kart çeker ve elinde çift haline getirip yere atar. Sırayla kart çekip açarak devam eder. Oyunda papazdan kurtulmak esastır. Bu sebeple oyuncuya o kartı seçtirmek gerekir. Elinde en son papaz kalan oyuncu, oyunu kaybeder…
Otobüste yer vermezsen saygısızsın…
Çünkü onlar yaşlı…
Ayakta duramazlar, bedenleri eski gücünde değil…
Milliyetçi Hareket Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 3 büyükşehir üzerinden ittifakı söz konusu… MHP, İstanbul, İzmir ve Ankara’da aday çıkarmayacak; AKP de kimi il ve ilçelerde MHP’nin önünü açacak… İttifakın görünürdeki yüzü bu.
Peki bu ittifak, Kocaeli’ye nasıl yansıyacak?
AKP, geçmiş yerel seçimlerde Kocaeli’de hep tulum çıkardı.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar; kısaltması EYT…
Ortalama 5 milyon kişi, emekliliği hak etmiş ancak yaşını doldurmadığı için emekli olamıyor.
Hayat şartları zor, bugüne kadar kıt kanaat geçinmişler.
Meslektaşlarımla, daha düne kadar “DOSTUM” dediğim insanlarla sosyal medya yoluyla, köşe yazılarıyla, haberlerle restleşmek, tartışmak pek tarzım değil…
Ama madem kılıcı çektin, dostluk hatırını bir kenara bıraktın, iki kelam da ben edeyim öyleyse…
***
“Bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşma…”
Son aylarda sıklıkla duyduğumuz, hani şu liste liste açıklanan, her gün üzerine bir yenisi eklenen “Konkordato”nun kısaca tanımı bu…
Bir nevi iflas erteleme…
Ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, babadan oğula ya da hanedana geçen saltanatı yıkıp, egemenliği millete armağan etmesi, hiç kuşkusuz ki en büyük kazanımımız…
Tam anlamıyla uygulandığı söylenemese de demokrasi ile yönetilen ülkemizin siyasi geçmişi, bir siyasi parti çöplüğüne dönüşmüştür. Kurulan pek çok parti ya bir süre sonra kapanmış ya kapatılmış ya da eski şaşalı dönemlerini artık hayal dahi edemez olmuştur, tabela partisine dönüşmüştür…
Bu ülkenin asıl sahibi olan milletimiz, partileri nasıl şaha kaldırdıysa o şekilde de indirmeyi bilmiştir. Bu nedenle hiçbir siyasi parti, millete rağmen siyaset yürütemez bu ülkede… Hiçbir güç de bu saatten sonra millete rağmen, kendi iradeleri ile seçilen iktidarları alaşağı edemez. Bunu 15 Temmuz hain darbe girişiminin püskürtülmesinde gördük. İktidara muhalif olan kesimler dahi, “En kötü iktidar, cuntadan iyidir” mantığı ile hareket etti. İyi de etti.
“Dolar molar bizim yolumuzu kesmez” demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Doların fiyatı 7 lira seviyesine ulaşmıştı bu sözleri sarf ederken…
Asgari ücret 1603 liraydı…
2004 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen ve o günden bu yana kenti yöneten İbrahim Karaosmanoğlu’nun devri bitti mi?
Karaosmanoğlu’nun aday gösterilmemesi, Büyükşehir’deki etkinliğini yitirdiği anlamına gelir mi?
Karaosmanoğlu’nun ekibi, Tahir Büyükakın’ın seçimi kazanması durumunda
Bu kenti yöneten adamın partisine bakılmadı…
Demokratik Sol Parti’nin gücünü yitirdiği,
oylarının eridiği bir dönemde bu partiden aday oldu…
Yargı kararıdır, eleştirme gibi bir hakkımız yok!
Bu basın özgürlüğü kapsamına girmiyor!
Bize çizilen sınır ölçüsünde meramımı anlatayım(!)