Sibel Gönül, sayemizde Google'da sporla da anılıyor!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

CHP’nin İzmit Belediye Başkan adayı Fatma Kaplan Hürriyet, ortada bir adaylık durumu yokken, milletvekili iken Kocaelispor’un evindeki maçlarına gidip, şeref tribünü yerine Hodri Meydan grubu ile maçları izleyen bir isim malumunuz…

Hal böyle olunca insan, rakibinin de Kocaelispor ile olan bağını merak ediyor.

Geçenlerde aklıma esti, “Sibel Gönül-Kocaelispor” yazdım arama motoru Google’a…

Tanımadı Google! Tek bir haber, görsel çıkmadı karşıma…

Sibel Gönül, bu kentin 8 yıl milletvekilliği görevini yürütmüş ancak Kocaelispor ile ilgili ne TBMM’de söz almış ne bir girişimde bulunmuş, ne bir açıklama yapmış ne de tek bir maçına gitmişti! Sporla ilgilenmeyebilir elbet! Futbola bir sempatisi de olmayabilir! Futbolu bir erkek oyunu olarak da görüp, bu meseleyi erkek vekillere de bırakmış olabilir! Kocaelispor’u başkanlık yarışına alet etme gibi bir düşüncem yok!

Ama dedim ya rakibi Fatma Kaplan Hürriyet’in böyle bir özelliği olunca insan merak ediyor!

Sonra aklıma, Kocaelispor’un ateşli taraftar grubu Hodri Meydan’ın Şehitler Parkı içindeki çay bahçesini kendilerine vermekten vazgeçen Doğan’a yönelik gerçekleştirdiği pembe pantolonlu protesto geldi.

Düşünsenize, bu kentin markası bir takımın en koyu taraftarları sizi protesto ediyor ve siz İzmit gibi Kocaeli’nin kalbi olan bir ilçenin belediye başkanısınız.

Siyaseten sıkıntıya girmez misiniz?

Girersiniz… Çünkü Kocaelispor aşkı, siyasi fanatiklikten ötedir.

Doğan’ın içinde bulunduğu bu durum, başarısı için çabaladığı, aday yapılmasında referans olduğu söylenen AKP İzmit Belediye Başkan adayı Sibel Gönül’ü de etkiler elbet!

18 Ocak’ta “Sibel Gönül, Hodri Meydan’ın gönlünü nasıl olacak?” şeklinde bir başlıkla haberleştirdim bu durumu?

Ve bu haberimizden sonra Sibel Gönül, kısa bir süre önce kullanmaya başladığı sosyal medya hesabı Facebook’ta bir paylaşımda bulundu Kocaelispor ile ilgili…

Fatsa Belediyespor ile karşılaşacak olan Kocaelispor’a boynunda Kocaelispor atkısı olan bir görselle başarılar diledi, “Kocaelispor’umuzun her zaman yanındayız” dedi.

Daha önce spora dair bir ilgisi olmadığını ‘Google’dan gördüğümüz Gönül, bununla da yetinmedi, İzmit Belediye Spor’un kadın basketbol takımının, Galatasaray ile olan maçını izledi, bunu sosyal medya hesabında paylaştı, “Yeter ki gönüller bir olsun…” ifadelerini kullandı…

İyi ki Google’a danışıp böyle bir haber yapmışım…

Sayemde Sibel Gönül’ün spora olan ilgisi arttı, “Sibel Gönül ile Kocaelispor” ifadeleri ilk kez bir arada Google tarafından tanındı(!)

--------

Derinceliler "Derince" düşünmeli!

CHP’yi iyi bilirim…

CHP, küskünü bol bir partidir.

Adaylık düşünen ama aday yapılmayanların rakibe dahi çalıştığı bir partidir…

Birilerinin birilerine antipati beslediği bir partidir.

Seçim kaybedilince de genel başkan değişsin diye en çok sesi çıkan, yine rakibe çalışacak kişilikte olan bu zatlardır genel olarak…

Bu “Genel başkan değişsin” diyen herkes için geçerli değil elbet!

***

Derince’yi de iyi bilirim…

Doğduğum, büyüdüğüm bu ilçenin bir otelden öteye gidemediğini iyi bilirim.

İnsanların burayı sadece ikamet olarak kullandığını, ekmeğini genellikle İzmit’ten çıkardığını, zamanını İzmit’te geçirdiğini iyi bilirim…

Başkanların esnafı, vatandaşı ziyaret edip, cenazelerine, düğünlerine katılıp göz boyadığını ancak hizmet noktasında Derince’nin kaderini değiştirecek bir projeye imza atmadığını iyi bilirim…

Alt yapısında hala kansere yol açan “Asbest” toprağından yapılmış içme suyu hatlarının yer aldığını, yıllardır alt yapının yenilenemediğini iyi bilirim…

Arka sokaklarının ne denli hizmetsiz bırakıldığını, kimi mahallelerinde belediye otobüsünün dahi olmadığını iyi bilirim…

Derince’de bulunan devlet kurumlarının, başka ilçelere gidişine sessiz kalan yöneticileri iyi bilirim…

İktidar temsilcisi oldukları için Derince’nin hizmet alması noktasında Büyükşehir Belediyesine ses çıkaramayan başkanları iyi bilirim…

AKP’nin Derince’ye “Ceketimi koysam kazanırım” gözüyle baktığını iyi bilirim…

***

O bildiğim CHP, bu yerel seçim sürecinde beni şaşırtıyor! Özellikle de iyi bildiğim Derince’de… Kocaeli eski Baro Başkanı Sertif Gökçe’nin bu ilçeye tepeden inme bir aday olmadığını öncelikle söyleyeyim… Evet, Sertif Gökçe ismi atama ile belediye başkan adayı yapıldı ancak karşısında tek bir aday adayı dahi yoktu!

Sertif Gökçe ismini genel merkez değil, Derince İlçe Örgütü belirledi!

Derince İlçe Örgütü bunu yaparken de halka sordu, sivil toplum kuruluşlarına sordu, muhtarlara sordu… Aday adayı olduktan hemen sonra “Aday” olarak ilan edilmesi de bundandır Gökçe’nin…

Derince’de büyüyen ve halen tüm ailesi, sülalesi ile bu ilçede ikamet eden bir isim Sertif Gökçe…

AKP’nin Derince Belediye Başkan adayı Zeki Aygün gibi tepeden inme bir aday değil sizin anlayacağınız… Büyükşehir Belediye Başkan adayı olup da gönlü kırılmasın diye “Ceketimi koysam kazanırım” mantığı güdülerek Derince’ye aday yapılan Zeki Aygün’den bu noktada çok farklıdır! Başiskele’deki villasından Derince’yi yönetmeye aday olduktan sonra Derince’ye “Sevdam” diyen Aygün ile tabii ki benzeşmemektedir.

Temayüle dahi tabii tutulmadan, teşkilatın görüşü önemsenmeden, “Büyükşehir olmadı, al bu ilçeye aday ol” denilen Aygün’ün durumunda değildir…

Derince İlçe Örgütü’nün kabul gören adayıdır Sertif Gökçe…

Partisinin değil, isminin meyvesini yiyen bir aday.

Projeleri ile konuşan, Derince’nin sorunlarını bu ilçede yaşayan bir vatandaş olarak bilen, çözümünü de halkla birlikte gerçekleştireceğine söz veren Sertif Gökçe’nin adaylığında CHP’nin bu ilçede iddialı olacağını kestiriyordum ancak ilgiyi bu denli beklemiyordum açıkçası.

CHP’nin adayı olmaktan çok Derince’nin adayı olmuş Sertif Gökçe…

Derince CHP’de küskün yok bu seçimde…

Geçmiş ilçe başkanlarından, geçmiş belediye başkan adaylarına kadar herkes Sertif Gökçe’nin başarılı olması için çabalıyor…

Ve Sertif Gökçe’nin adaylığı ile CHP, İzmit kadar Derince’yi de konuşuyor.

Dün Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışında bunu çok net gördüm…

Farklı ilçelerden adaylar, aday adayları, yöneticiler, meclis üyeleri de gelmişti açılışa… Bu inanmışlığı, Sertif Gökçe’ye olan sevgiyi gösteriyordu.

Ve tanıdığım, farklı siyasi partilere üye olmasa da gönül bağı olduğunu bildiğim vatandaşlarla karşılaştım, selamlaştım açılış töreninde.

Fotoğrafa girmekten kaçınsalar da destekleri ortadaydı.

CHP, ilçe binasından çıkmıştı bu seçimde…

Tören alanı doluydu…

Sertif Gökçe, kürsüye çıktı, genel politikalara girmeden yerel iktidarın eksiklerine de değinen ve sorunların çözümü noktasında projelerine kısadan değinen bir konuşma yaptı. Sonrasında kurdele kesildi, izdihamdan dolayı uzun süre seçim koordinasyon merkezine dahi giremedim.

CHP, dün Derince’de moral buldu…

***

Derince’de doğmuş, büyümüş biri olarak söylemeliyim ki en umut edilen durumda bile AKP, bu ilçede seçim kaybetmedi…

Ama bu kez iş AKP, CHP yarışından çıkmış durumda…

Sertif Gökçe ismi, partisinin önünde gidiyor.

Pek çok dostum, tanıdığım -ki bunların bir kısmı AKP’ye oy vermiş isimler- “CHP’ye değil ama Sertif Gökçe’ye oy vereceğim” diyebiliyor.

Bu beni açıkçası çok şaşırtıyor!

***

Şimdi Derinceliler, “Derince” düşünmeli…

Şapkalarını önüne koymalı, yaşadıkları ilçenin kaderini oylamalı…

Nevzat Doğan ilkokulu aşamamış!

Emine Macit Zeybek ve Radiye Sezer Katırcıoğlu’nun girişimleri ve İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan’ın referansı ile İzmit Belediye Başkan adayı yapıldığı söyleniyor eski Milletvekili Sibel Gönül’ün…

Nevzat Doğan’ın cansiperane bir şekilde Sibel Gönül için çalışması da bundan dolayı olsa gerek. Ancak Doğan, Sibel Gönül’ün başarısı için çabalarken sarf ettiği sözleri bazen düşünmeden dillendirebiliyor. Tıpkı, “Şimdi bir kaplanla algı yaratmaya çalışıyorlar ama yetmez. Unutmayın ki kaplanın hükmü aslan sahaya çıkana kadardır” ifadesinde olduğu gibi…

Böyle bir deyim, atasözü yok! Bu söz tamamıyla Doğan tarafından üretilmiş!

***

Her birimiz ilk ve ortaokul çağlarını yaşadık. Bilirsiniz ki bu çağlarda çocuklar, soy isimleri üzerinden birbirlerine espriler yapar, sataşır!

Yaşları ilerledikçe, olgunlaştıkça bundan uzaklaşırlar.

Nevzat Başkan, bu süreci tam atlatamamış olacak ki CHP’nin İYİ Parti destekli İzmit Belediye Başkan adayı Fatma Kaplan Hürriyet’e, kızlık soy ismi üzerinden bir gönderme yapmaya çalışmış…

Bu atıfta ortada aslan olmasa da bir “Kaplan” mevcut…

Ve Doğan, soy ad üzerinden bir özlü söz sarf edeyim derken kaplanın aslandan çok daha üstün ve güçlü bir canlı olduğunu göz ardı etmiş!

Mesela kaplanın dişleri daha iri, keskin ve sivridir… Kaplanın ısırma gücü, aslanınkinden fazladır. Ve kaplanın pençesi, aslanın kafatasını kırmaya yetebilir…

Kaplanın beyin boyutu da aslanınkinden büyüktür, genel olarak aslandan daha zeki olduğu söylenir… Bu görüşlerin aksini iddia edenler de vardır ancak her iki görüşte de Kaplan’ın, aslandan daha iyi bir avcı olduğu kabul edilir…

İki hayvanın özelliklerini anlatıp da işi siyasete bağlama niyetim yok!

Sadece anlatmak istediğim, Doğan, ilkokul düzeyindeki bir soy isim göndermesini yaparken bu gerçekleri de araştırsaymış daha iyiymiş!

---------

Siz nasıl mahcup olursunuz Sayın Vekil?

Adalet ve Kalkınma Partisi Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in, AKP Gölcük Belediye Başkan adayı Ali Yıldırım Sezer ile birlikte Gölcük’te bir dizi programa katılarak aday için seçim çalışması gerçekleştirirken kurduğu bir cümle dikkatimi çekti!

O cümle şöyleydi: “Bugüne kadar hizmet eden tüm belediye başkanlarımıza teşekkür ederim. Gerçekten bizleri mahcup edecek hiçbir çalışmaları olmadı…”

Şimdi bu cümlenin neresinden tutarsanız tutun elinizde kalır!

Yaptıkları çalışmaların elbette ki bir mahcup ediciliği olmaz ama burada sıkıntı, yapılmayanlar! Tutulmayan sözler! Hizmetsiz bırakılan ilçeler, mahalleler, sokaklar…

Bir ilçe düşünün iskelesi var ama vapur çalışmıyor… Bir ilçe düşünün, sahile inerken çocuğun ayağını metal merdiven, çürüdüğü için kesiyor. Bir ilçe düşünün, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın otobüsünün önü vatandaşlar tarafından kesiliyor ve bir belediye başkanı hizmet etmediği için şikayet ediliyor. İşte o ilçe İlyas Şeker’in bu cümleyi sarf ettiği ilçenin ta kendisi; Gölcük…

Mehmet Ellibeş, kişilik olarak sevilen, naif bir isim…

Ancak üst üste göreve gelmesine rağmen kente hizmet noktasında başarılı olamadı.

Diğer ilçelerde de benzer durumlar söz konusu olsa da kamuoyuna en çok Gölcük yansıdı. Başbakan’a şikayet başlı başına büyük bir olaydı çünkü!

İkincisi İlyas Şeker’in yapılmayanlardan, Başbakan’a şikayete kadar giden durumlardan mahcubiyet duyması gerekiyor; yapılan hizmetlerden değil! Cümleyi sanırım yanlış kurmuş!

Üçüncüsü ise madem mevcut başkanlar sizi mahcup etmedi, çok da başarılıydı, 11 ilçe belediye başkanı neden değiştirildi? Bu bir çelişki değil mi?

***

Her yeri su basarken mahcup olmuyorsunuz, söz verilen mega vaatler 3 dönem sonra gerçekleştirilmeye bir kısmı elenerek başlanıyor mahcup olmuyorsunuz, en borçlu Büyükşehir belediyesine sahibiz mahcup olmuyorsunuz, ilçe halkı bir belediye başkanını Başbakan’a şikayet ediyor, mahcup olmuyorsunuz… Peki siz nasıl mahcup olursunuz Sayın Şeker? Daha ne olması gerek?

Sayın Şeker, başkanları kırmamak için böyle bir cümle sarf etmiş olmalı, aksi halde mahcubiyet duyulmayan hiçbir şey değişmez!