Gel sen dinle şu hocayı Sayın Gönül!

İzmit’te Hacıhızır ve Veliahmet mahallelerinin riskli alan ilan edilmesi sonrası yaşananlar malumunuz. Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, halk ile yaptığı toplantıda müteahhidi salondan kovdu, AKP Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker ise ilginç bir açıklamada bulunarak, bu iki mahallenin müteahhit tarafından riskli alan ilan edildiğini söyledi! Yani Şeker’in bu sözünden şu çıkıyor ki bir müteahhit, 2 mahallenin riskli ilan edilmesi noktasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığını yanıltıyor, Cumhurbaşkanı da Bakanlığın talebiyle bu iki mahalleyi riskli alan ilan edebiliyor! Olay Şeker’in dediği gibi ise vah ki vah! Alınan hangi karara güvenecek bu millet öyle ya!

Evet, bu iki mahallede kentsel dönüşüm şart mı, şart… Buna muhalefet de karşı çıkmıyor ancak her şeyin şeffaf, usulüne uygun, halk mağdur edilmeden yapılması gerekiyor. Kentsel dönüşümün uygulanacağı tüm mahallelerde bu bilinçle hareket edilmeli ki kaş yapılırken göz çıkarılmasın, birileri rant devşirmesin, halk mağdur edilmesin. Bu iki mahallede müteahhitle mi ters düşüldü ne oldu, ne bitti de iktidar vekilleri bu işe bu denli müdahil oldu, halkın yanında durdu bilemiyorum; kafamı karıştıran şu ki; Cedit Mahallesi’nde halk avaz avaz bağırırken aynı vekiller onların sesini neden işitmedi? Neden bu vatandaşları kimse dinleme gereği duymadı…

Eylemse eylem, onu da yaptılar…

Cedit Mahallesi’nde kentsel dönüşüm gerekli mi, gerekli. Sokaklar dar, evlerin büyük bir kısmı kent estetiğini bozuyor tamam ama İzmit Belediyesi, bu süreci daha şeffaf, daha sağlıklı, halkın tepkisini çekmeden yürütemez miydi?

Bu insanların pek çoğu gecekonduda yaşamıyor, tapulu, ruhsatlı müstakil evlerde yaşıyor. İyi ya da kötü başlarını sokabilecekleri bir yapıları var. Kira ödemiyorlar, aidat vermiyorlar.

Belediyenin kendilerine dayattığı şartlarda gerçekleştirilecek bir kentsel dönüşüm sonrası aidat ödemeye başlayacaklar, yıkılan evlerinin yerine yapılan daireler için çekilen kredileri ödemeye başlayacaklar. Ekonomik anlamda ağır bir yükün altına girecekler. Cedit Mahallesi sakinlerinin tek istediği, kentsel dönüşümün halka rağmen değil, halkla birlikte, mahalle sakinleri adına daha iyi şartlarda yapılması. Ama yok, İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan, bu konuda çok katı… Dediğim dedik. Cedit Mahallesi’nde bir kesim hariç, Doğan ile ipler kopmuş durumda.

***

Mahalle sakinleri hem bireysel hem de Cedit Mahallesi Dayanışma Platformu adı altında örgütlenerek bir mücadele yürütüyor. Doğan ile bu işi istedikleri şekilde sonuçlandıramayan platform, şansını AKP’nin İzmit Belediye Başkan adayı Sibel Gönül’de denemek istedi dün… Evet, Gönül bir aday ancak Doğan’ın da mensup olduğu iktidar partisinin adayı. Cedit Mahallesi sakinlerinin de oyuna ihtiyacı var. İşte bu yüzden platform, sosyal medyadan Sibel Gönül’e derdini anlatmak adına bir mesaj gönderdi ve engel yedi!

Bu konuyu haberleştirmemizin ardından Sibel Gönül’den bir açıklama bekledim açıkçası… Çıkıp, “Sosyal medya sayfamı yöneten arkadaşlar bunu yapmış, bilgim dahilinde değil, Cedit Mahallesi sakinlerinden özür dilerim. En kısa zamanda dertlerini dinleyeceğim” demesini bekledim. Bunu vicdanen olmasa bile en azından siyaseten yapabileceğini düşündüm. Zaman kaybetmeden bunu yapmalıydı Gönül ama yapmadı. Düşünsenize bir belediye başkan adayı 7 binin üzerinde oyu olan bir mahallenin mağdur olduğunu dile getiren kesimi tarafından oluşturulmuş bir platformu sosyal medyada engelliyor! Şaka gibi… Sizce önemsiz bir durum mu bu?

Platformun önceki mesajlarını bilmiyorum, bir serzeniş de olmuş olabilir, eleştiri de olabilir ama ne olursa olsun bir başkan adayı, mağdur olduğunu dile getiren mahalle sakinlerini temsil eden bir platformu, silemez, yok sayamaz, itemez…

Siyasetçiler itmek için değil, kucaklamak, sorunları çözmek, çözüm noktasında umut vermek için vardır. Bir başkan adayı, her şeye rağmen kendisine ulaşmış, ondan umut bekleyenleri itmek bir yana; kendisine antipati ile bakan, oy vermeyen, ön yargılı olan kesimlerin bile ayağına gitmekle yükümlüdür. Mantık da bunu gerektirir, demokrasi de… Siyasette kibir olmaz, ego olmaz…

Olursa sonucu siyaseten ağır olur!

***

Bakın, Hoca Nasrettin ne güzel özetlemiş durumu…

“Ahali, Nasrettin Hoca’ya sorar:

- Hocam siz evliya mısınız?

- Evet, ben evliyayım. İsterseniz şu karşıdaki ağacı çağırayım yanıma gelsin…

- Tamam hocam, çağır görelim, derler.

Hoca ağacı çağırır, ağaç gelmez…

Şansını bir daha dener ama ağaçta yine tık yok…

Köylüler bir şans daha verir hocaya; üçüncü denemesinde de ağacı ayağına getiremez…

- Gelmedi hocam der ahali…

Bunun üzerine hoca patlatır lafı: O gelmezse biz onun ayağına gideriz o zaman, evliyada kibir olmaz.”

Sayın Gönül; siz evliya, Cedit Mahallesi sakinleri de ağaç değil elbet!

“Nevzat Doğan bizi mağdur etti, Gönül’ün ondan farkı ne olacak ki?” deyip geri durmadılar, mesaj attılar, ayağınıza geldiler ama siz geri ittiniz; şimdi size hatadan dönüp ayaklarına gitmek, sorunlarına çözüm sunulması noktasında girişimde bulunmak düşer. Seçime kadar bu sorunu nihayete erdirmek düşer! Aksi takdirde Cedit’te oylarınız dibe, başkanlık hayaliniz de suya düşebilir!

Nasrettin Hoca’ya kulak verin derim!

Ya da siz bilirsiniz..!