Hadi yine iyisiniz, 31 Mart’a kadar yüzmek yok!
Geçmiş yerel seçimleri hatırlıyorum da broşür büyüklüğünde seçim gazeteleri hazırlamıştı AKP… Halka dağıtılan bu gazetelerde CHP döneminde İzmit’in sel sularının altında kaldığını gösteren fotoğraflar yer alıyordu! O dönem bu denli ödenek vardı yoktu tartışmaları ile süregitti seçim… Eee siyaset bu, kullanacaklar elbet! AKP’liler her zamanki gibi algıyı yine iyi yönetmeyi başardı. Ama gelin görün ki AKP, kapısının önünü süpürdüğünü zannederek yapmıştı bunu. Meğer, halının altına süpürülmüş her şey! Yeniledikleri alt yapı patlak çıktı, o sel suları geldi, yıllar sonra AKP’nin ayağına dolandı!
Kocaeli’nin hemen hemen tamamında su baskınları ve sel felaketleri yaşandı sıklıkla ve özellikle de geçtiğimiz aylarda! Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin, Türkiye’nin en borçlu belediyesi olmasında alt yapı çalışmalarının bir etkisi yokmuş onu anladık… Olmayan çalışmanın bir gideri olmaz doğal olarak, biliyorsunuz Çalışınca Oluyor(!)
Düşünsenize Kocaeli’nin vitrini, kalbi İzmit bile sel sularına en çok teslim olan ilçelerin başını çekiyordu! Geçmiş yerel seçimlerde CHP’yi eleştirmek için kullanılan sel fotoğrafları ekseriyetle Bulvar’a aitti ve şimdi Bulvar, orta kuvvette bir yağmurda dahi sular altında kalıyor!
Önümüzde yeni bir yerel seçim var ve bu kez “SEL” AKP’nin değil, CHP’nin seçim malzemesi… 3 bakanlığın bütçesinden daha fazla ödeneğe sahip olup, yıllarca borcu Yuvacık Barajı’na bağlayan ancak bu barajın üzerine aynı kapsamda bir baraj dahi katamayan AKP’li Büyükşehir Belediyesi, zaruri hizmet olan alt yapıyı dahi adam akıllı yenileyememiş, muhalefet elbette ki bunu seçim malzemesi haline getirecek!
Alt yapıdaki bu eksikliğe karşı ilçe belediyeleri Büyükşehir’e bağlı İSU’yu harekete geçirememiş, neden malzeme edilmesin ki?
İSU, her sel felaketi sonrası çıkıp suçu yağmura atmış, yağmurun metrekareye bıraktığı suyun kilosunu hesaplayıp kamuoyuna açıklamış ve bunu geçtiğimiz aylarda bir ara art arda yaşanan su baskınlarından dolayı gün aşırı yapmak zorunda kalmış; şimdi muhalefet “CHP dönemini eleştirirken yağmurun şiddeti yok muydu, sel o zaman afet değil miydi?” diye neden sormasın ki?
Sorar ve cevap veremezsiniz…
***
AKP’li belediyelerin şansına olacak ki havalar bir süredir iyi gidiyor. Kış, kışlığını yapmıyor. Orta kuvvette ya da şiddetli yağmur uzun zamandır yok! Ve sel felaketlerinin yaşandığı süreçte tıkanan mazgallardaki kumu, toprağı bile temizlemeye yeltenmeyen İSU, bu sıralar hummalı bir şekilde çalışıyor! Yahya Kaptan’da İzmit’in merkezinde ve farklı ilçelerde İSU’nun kanal açma araçlarını görmek mümkün! Bugün sabah saatlerinde İzmit Belediyesinin bulunduğu Belsa Plaza’nın karşısında Sabri Yalım Parkı’nın önünde İSU ekipleri bir çalışma yapıyordu mesela! 31 Mart yerel seçimleri öncesi olur da kuvvetli yağmur yağışı gerçekleşirse olası bir sel felaketini önlemek ya da minimize etmek amacıyla yapılan bir çalışma olsa gerek bu! Alt yapıyı yenileyip köklü bir çözüm üretmek uzun iş, en azından tıkanan noktaları seçime kadar açık tutmak AKP’nin yararına olacaktır elbet! Aksi halde seçim sürecinde büyük sıkıntı yaşarlar! Bunu çok iyi biliyorlar!
Şimdi dua etsinler yağmur yağmasın ya da bugünü kurtarmalık çalışmaları sonuç versin… En azından halk, 31 Mart’a kadar sel sularında yüzerek işine evine gitmek zorunda kalmaz! Dükkanları, evleri sular altında kalmaz, eşyaları kullanılamaz hale gelmez… Sonrası zaten bahar!
Ama kuvvetli yağış meydana gelir ve aldıkları bu önlemler de işe yaramazsa işte o zaman sıkıntı büyük! Bırakın öncesini, 31 Mart Pazar günü kuvvetli bir yağış gerçekleştiğini; her yerin sular altında kaldığını düşünsenize..! Sandığa koşarak değil, yüzerek giden vatandaş, bu çileyi karşılıksız bırakır mı sizce?
---------
Martın sonu “AYAZ” olabilir!
Kocaeli bir sanayi kenti olmasının yanı sıra, doğal güzellikleri, Karadeniz ve Marmara denizlerine kıyı olan sahilleri bünyesinde bulundurması noktasında şanslı, ancak bu güzelliklerin değerlendirilmesi noktasında bir o kadar şansız bir şehir.
Kenti yönetenlerin vizyonu yok, becerileri düşük.
CHP’li belediye başkanı tarafından yönetilen bir Eskişehir, AKP’li belediye başkanı tarafından yönetilen Bursa’nın yanından geçemez Kocaeli, hizmet anlamında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tutunmuşlar, onun rüzgarıyla seçimler kazandılar. Tabanın, seçmenin ona olan sevgisiyle ayakta durdular hep.
Tabii sadece Erdoğan değil, Erdoğan’a yürekten bağlı teşkilatların azimli, birlik halinde çalışması da pek çok seçimde etkili oldu.
Kim ne derse desin adamlar iyi çalışıyor. Seçimin son gününe kadar umutsuzluğa düşmüyor, rehavete de kapılmıyor. Algıyı iyi yönetiyor, muhalefetin adaylarının hata yapmasını bekliyor ve bu hataların üzerine suyunu çıkarana kadar gidiyor.
Muhalefetin AKP’yi örnek alacağı tek nokta bu.
Yoksa onlar yasaları çiğnedi, ben de çiğnemeliyim; onlar din üzerinden siyaset yapıyor, ben de yaparım diyerek politika üretmek değil muhalefetin örnek alması gereken…
Peki, bu yerel seçimlerde de AKP, Erdoğan’a tutunmak dışında teşkilat olarak çok etkili mi? Bir bütün halinde çalışıp, seçim kampanyası yürütebiliyor mu?
AKP içinde kol kırılıp yen içinde kaldı mı bu kez de?
Tepkisiz, kırgınlık olmayan, küslük olmayan kusursuz bir seçim süreci var mı?
AKP’li gençler ve kadınlar seçim çalışmalarının yine her zamanki gibi neferleri…
Öncü birlikleri, yükü taşıyanları…
Evet, bu noktada yine iyiler…
Fakat kimi teşkilatlar ile aday adaylarında bir küskünlük söz konusu bu kez…
Ve bu küskünlükleri, kırgınlıkları seçim sürecine kadar minimize edecek, terse çevirecek bir patron yok AKP’de…
AKP, Kocaeli’de tam anlamıyla başsız kaldı…
Fikri Işık, adaylarla her ne kadar sahaya çıksa da eskisi kadar bu konulara çok müdahil olmuyor.
***
AKP’nin bu süreçte yine en sıkıntılı olduğu ilçelerden biri olan İzmit’te bu kırgınlık ve küslükler bir hayli üst seviyede… Ve bu yerel seçimlerde artık patlama noktasına geldi, alenileşti.
Temayüle dahi tabii tutulmamış, milletvekilliği sürecinden sonra uzun yıllar teşkilattan kopuk bir yaşam sürmüş, İzmit Belediye Başkan adayı yapılmadan önce sosyal medyası dahi aktif olmayan, en son saha çalışmasını 2013 yılında paylaşan Sibel Gönül’ün adaylığını kabullenmeyen bir kesim var AKP içinde.
Bu demek değil ki bu kesimin hepsi AKP’den uzaklaşacak, karşısındaki rakibe oy verecek… Kabullenmeseler de Erdoğan’dan sebep AKP’nin adayına oy verme ihtimalleri yine yüksek ancak çalışma noktasında yoklar… Bu kesim, tabana, teşkilatlara hitap eden bir kesim. En etkili kesim. Toplumda karşılığı olan bir kesim. Arka mahallelere ve Kocaelispor’a hakim bir kesim. Ve bu kesimin sürece müdahil olmaması, çalışmaması demek, bıçak sırtı bir seçim süreci geçirilen İzmit’in AKP tarafından kaybedilmesine neden olabilir.
Bu kesim; AKP İzmit İlçe Başkanlığı görevinden ikinci döneminde istifa ederek İzmit Belediye Başkan aday adayı olan ancak aday gösterilmeyen Hasan Ayaz’ı destekleyenler ile Ayaz olmasa bile en azından teşkilattan kopmamış, partisi için gece gündüz çalışmış birinin aday yapılmasını arzulamış insanlardan oluşuyor.
Haklılar mı, kendilerince çok da haklılar…
Kocaeli’de adaylık için istifa eden 6 ilçe başkanından 3’ü aday yapıldı…
Yani ilçe başkanlarından belediye başkan adayı olmaz gibi bir dogması yok AKP’nin… Ancak ne hikmetse İzmit’te sanki böyle bir dogma var! Bakın, 2004 yerel seçimlerinden bu yana İzmit’e hiçbir zaman bir ilçe başkanı belediye başkan aday yapılmamış! Bırakın belediye başkan adayı yapılmamasını, milletvekili adayı dahi olamamış hiçbiri…
AKP’nin kuruluşundan bu yana AKP İzmit’e başkanlık yapmış isimlere gelin şöyle bir göz atalım… Nerelere aday adayı olmuşlar, sonuç ne olmuş irdeleyelim… AKP İzmit İlçe Teşkilatının kurucu başkanı Hüseyin Yusuf, milletvekili aday adayı oldu ama aday gösterilmedi… Sonrasında göreve gelen Nedim Arsal, teşkilatın kalbinde yer edinmeyi başardı, popülist bir isimdi. Basının önünde belediye başkanlarını eleştirebilecek cesareti gösteren tek ilçe başkanıydı, sevildiği için istifası istenemedi ancak milletvekili aday adayı olması için çağrı aldı, gövde gösterisi yaparak aday adaylığını ilan etti, temayülden iyi bir sonuç aldı ancak o da aday yapılmadı. Arsal’ın ardından göreve gelen, İzmit profiline uygun bir isim olan Ali Korkmaz da bu dönem belediye başkan aday adayı oldu ancak o da aday gösterilmedi. Ve son olarak ilçe başkanlığından istifa edip, teşkilatın da desteğiyle aday adayı olan, temayülden iyi bir sonuç elde ettiği bilinen Hasan Ayaz da aday yapılmadı.
Yani İzmit’te ilçe başkanı olup da milletvekilliği ya da belediye başkanlığına aday yapılan tek bir isim yok şu ana kadar.
***
Hüseyin Yusuf bu dönem Sibel Gönül için aktif çalışıyor. Nedim Arsal, atandığı görevi yürütüyor, Sakarya’da; Kocaeli’den iyice koptu, Ali Korkmaz; küsmedi, partisi için çalışmayı sürdürüyor ancak Hasan Ayaz, kırgın ve bu kırgınlığını aleni şekilde ortaya koyuyor.
Kocaelispor taraftarları ile arası iyi olan, arka mahallelerde, teşkilatlarda bir karşılığı olan Hasan Ayaz, adayların belli olması sonrası tek bir siyasi paylaşım yapmış; o da kendisine destek verenlere teşekkür etmek için. Onun dışında ne Sibel Gönül’e karşı bir tebrik mesajı var ne de muhalefete yüklenen bir paylaşım. Hatta, “Yolu doğru olanın, yükü ağır olurmuş” şeklinde imalı bir ifadesi mevcut sosyal paylaşım sayfasında.
Hasan Ayaz’ı birebirde tanımam, siyaseten eleştirdiğim de çok oldu ancak ne kadar eleştirirseniz eleştirin gördüğünde selam veren, yanınıza gelip hal hatır soran bir isim kendisi. İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, Kocaelispor taraftarı ile ne kadar zıtlaştıysa Hasan Ayaz, bir o kadar iyi tuttu arasını. Temayülden iyi sonuç aldı, teşkilattan destek aldı, kent ile arası iyiydi ancak aday yapılmadı. Teşkilatla iç içe olan başka bir isim aday yapılsa idi belki de bu denli bir kırgınlık yaşamayacaktı fakat temayüle dahi tabii tutulmayan, teşkilattan kopuk olan, 24 Haziran seçim sürecinde ortalarda gözükmeyen Sibel Gönül’ün adaylığı belli ki Hasan Ayaz’a fena dokunmuş… Bu nedenle de sahada yok, suskun, sadece izliyor.
***
Hasan Ayaz’a “Neredesin sen” diye soran kimi teşkilat üyeleri ve basın mensupları oldu. Ayaz’dan bu tepkiler üzerine bir açıklama yapmış, şunları kaydetmiş: “Bizler dava adamıyız. Bizim davamızda kızmak, küsmek olmaz bizler bu şiarla davamıza hizmet ediyoruz. O nedenle dün olduğu gibi bugün ve yarın da davanın bir bireyi olarak bize düşen görev davamıza daha sıkı sarılmak, dışarıdan gelebilecek saldırı ve nifak tohumlarını içimizde yeşertmemek, ülkemizi geçtiği bu sıkıntılı günlerden bir an önce kurtarmak adına çalışmak, çalışmak, çalışmaktır. Ben de çalışmalarımı SKM’nin planlarına göre yapıyorum. Çağrıldığım her yere gidiyorum. Bizim davamız medeniyet davasıdır. Ahlaklı ve vicdanlı bir insanın, dava diye derdi olan bir insanın, ben yoksam, gerisi harap olsun, ne olursa olsun diye düşünmek, vicdanlı insanların işi değildir. Ahlaklı insanların işi değildir. Dava adamlarının işi hiç ama hiç değildir” dedi. Ancak Ayaz’ın bu açıklaması tatmin edici değildi. Sosyal medyada Ayaz taraftarları Sibel Gönül’e ateş püskürürken Ayaz, bir açıklama yayımlamadı, süreci izledi. 12 Ocak’tan bu yana bir tebrik mesajı yayımlamadı, çalıştığına dair bir fotoğraf dahi paylaşmadı. Görünen o ki toplumsal baskı Ayaz’ı bu açıklamayı yapmaya itti. Ve destekçileri de bunun farkında!
***
Evet İzmit, AKP için çantada keklik olarak görülemeyecek bir ilçe ve bu yerel seçimler için bu durum daha da üst seviyede. Tehlike çanları çalıyor. Tabii CHP için de İzmit çantada keklik değil. Yapacakları hatalara bakar her şey. CHP’nin adayı Fatma Kaplan Hürriyet için de AKP’nin adayı Sibel Gönül için de rüzgar terse dönebilir. Rehavete kapılan kaybeder İzmit’i…
Kıran, döken, ego yapan kaybeder…
Bunu AKP’liler de iyi biliyor, CHP’liler de diğer partiler de.
Ancak Hasan Ayaz ve onu destekleyen teşkilat mensuplarının kırgınlığı; hiç kuşkusuz ki Sibel Gönül’ün en büyük dezavantajı… Hasan Ayaz, içten, yürekten, destekçilerini ikna ederek sahaya çıkmaz ise 31 Mart’tan sonrası Fatma Kaplan Hürriyet için gerçekten bahar, Sibel Gönül için ise “AYAZ” olabilir…