Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Bu sorum Harun Yıldızlı’ya!

HDP Kocaeli Kongresi’nde malumunuz terör örgütü PKK’nın ölüleri için sözde Kürdistan şehitleri ifadesi kullanıldı. Sonrasında da bu ifade ile katılımcıları saygı duruşuna davet eden şahıs gözaltına alınıp tutuklandı. Bu kongrede CHP’den tanıdık yüzler de vardı. O isimlerden biri de genç avukat ve CHP İl Başkan Yardımcısı Mehmet Nazım Gençtürk’tü.

Mehmet Nazım, partisi için seçim süreçlerinde en çok çalışan isimlerdendir. Yerel seçimlerin CHP için başarılı geçmesinde katkısı bir hayli fazladır. Atatürkçü ve vatansever bir genç olarak bilirim kendisini. Severim.

Biraz da bu yüzden hızlı refleks göstererek bir yazı yazmadım. Kendisini günah keçisi ilan etmek istemedim. Lakin ne Nazım’dan, ne de İl Başkanı Harun Yıldızlı’dan tatmin edici bir açıklama duyamadım açıkçası.

Yazının Devamı

Alkış da ister misiniz? Valla bak, çekinmeyin(!)

Yeni ekonomi modeli dediler…

Faizi düşürerek kur artışını tırmandırdılar…

Enflasyon yükseldi, bu durum, aldığımız her ürünün fiyatı katbekat artırdı…

Yazının Devamı

Almanya’da benzin 8 Euro olursa Türkiye ile eşitlenir!

Türkiye’deki akaryakıt fiyatları ile Almanya’daki akaryakıt fiyatlarını karşılaştırıp, “Almanya’da daha pahalı” yorumu yapanlar için kısa bir hesap paylaşmak istedim… Fazla yoruma gerek yok, bu hesabı anlamayana anlatacak söz de yok zaten…

***

Evet, Almanya’da gelen vergi indirimiyle birlikte benzinin litresi 1,75 Euro, yani 31 lira 33 kuruş…

Yazının Devamı

SÜRTÜK!

Bir çiftçiye “Ananı da al git” dediğinde çok da şey etmedik, ayıpladık, geçtik…

Bir siyasi parti lideri olarak rakiplerine ağır hakaretlerini defalarca duyduk, “Hain” dedi, “Terörist”, “Dış güçlerin uşakları” dedi…

Geçmişte, o dönem kendisine muhalif olan bir lidere, “Zürriyetsiz” dedi, çocuğu olmamasını bile diline doladı bu liderin…

Yazının Devamı

Yine kimseyi dinlemediniz, ne olacak şimdi?

Malumunuz bu ülkede Merkez Bankası tarafsız hareket etmiyor, keza Bakanlar da öyle. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği oluyor. Lakin işler ters gittiğinde değiştirilen Merkez Bankası başkanı ya da bakanlar oluyor.

Faiz artırmama konusunda ısrarcı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünya faiz artırma kararı alırken ısrarla faiz düşürme politikası uygulatmış, bu da dolar ve euronun hızla yükselmesine yol açmıştı. Sonrasında ise Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati göreve getirilmiş, yeni ekonomi modeli adı altında kur korumalı vadeli mevduat çıkarılmış, 18 liraya kadar çıkan dolar, birkaç günde 10 liraya kadar düşürülmüştü. Sonrasında da 12-13 liraya sabitlenmişti.

Herkes doların daha da artacağını düşünüyor, 16-17 liradan bile dolar alıyordu. Niye? Çünkü kurla birlikte enflasyon da yükseliyordu ve insanlar, enflasyon karşısında parasının erimesini istemiyordu. Ancak bir gecede dolar ve euro düşünce, bu insanlar zarar etmişti. Üstüne zamlar durmamış, enflasyon tırmanmaya devam etmişti. Bu da zararlarını katlamıştı bu vatandaşların.

Yazının Devamı

Bu kadarı da yüzsüzlük!

Şekere, una, süte, yağa, akaryakıta, doğalgaza, elektriğe, giyime, inşaat malzemelerine, mobilyaya, sigaraya, alkole, ulaşıma, sebzeye, meyveye, ete; aklınıza ne gelirse işte, tükettiğimiz her şeye gün aşırı zam geliyor…

Asgari ücret, geçtiğimiz yıla göre katbekat daha az bir alım gücüne sahip.

2 maaş giren evler bile ay sonunu zor getiriyor.

Yazının Devamı

HDP ile Andımız’ıi MHP ile konseri…

Kürtçe şarkılarıyla bilinen Aynur Doğan, Derince Belediyesine ait gösteri merkezinde konser verecekti malumunuz. Turneyi düzenleyen şirket, Kocaeli’nin pek çok noktasına afişler yerleştirmiş, “Derince Belediyesinin katkılarıyla” notunu düşmüştü altına da…

Ve Derince Belediyesi, bir zaman sonra yaptığı açıklamayla, gerekçe belirtmeden, “Yapılan inceleme sonucu konser iptal edilmiştir” dedi.

Konserin iptali sonrası muhalefetten ve muhalif isimlerden tepkiler ardın sıra geldi. Çünkü gerekçe belirtilmemişti ve Kürtçe şarkı söyleyen bir şarkıcının konseri iptal edilmişti onca afiş bastırılıp asıldıktan sonra. Başta Kürtçe şarkılar söylediği için konserin iptal edildiği düşünüldü ancak gerçek sonra ortaya çıktı.

Yazının Devamı

İnanmıyorsunuz ama Avrupa bizi gerçekten kıskanıyor!

Sokak röportajlarına sosyal medyada sıklıkla denk gelmişsinizdir. Vatandaşa zamlarla ilgili yorumu sorulur, özellikle gençler zamlara isyanını dile getirir ve tam o anda bir dayı gelir, “Telefonunu çıkar yeğenim” der, bir abla çıkar “Eskiden gaz kuyrukları, yağ kuyrukları vardı” der, bir amca çıkar “Ayağını yorganına göre uzat” der, bir başkası çıkar, “İş var ama çalıştıracak adam bulunmuyor” der, bir diğeri çıkar, “Şükretmek gerek” der, bir diğeri “Avrupa’da daha çok zam yapılıyor” der, bir başkası çıkıp, Avrupa’nın bizi kıskandığını iddia eder!

Enflasyon TÜİK’in verilerine göre bile yüzde 69.97 olmuş, tüm Avrupa’nın toplam enflasyonundan fazla ama Avrupa bizi kıskanıyor! Ne kadar saçma değil mi?

Belki inanmayacaksınız ama ben de Avrupalı liderlerin bizi kıskandığını düşünüyorum!

Yazının Devamı

AKP’nin son seçim zaferi olur!

7 Haziran 2015 genel seçimlerine kadar AKP, hep kazanmış, hep tek başına iktidarı göğüslemiş, karşısında oluşan her türlü ittifaka karşı milletin büyük bir çoğunluğunun oyunu almayı başarmış bir partiydi malumunuz…

Lakin adına çözüm denilen süreç, milliyetçi ve ulusalcı kesimin tepkisini çekmişti. Türk bayrağı açanların, akil adamları protesto edenlerin gözaltına alınması, bu kesimleri iyice kızdırmış, iktidardan soğutmuştu. Bunun yanı sıra ülkenin birinci gündemi olan terör, çözüm sürecinde oluşan ateşkesin etkisiyle ikinci gündem olmuş, ilk gündemi ekonomi almıştı. İnsanlar ekonomiyi sorgulamaya başlamış, muhalefet ise asgari ücret ve benzeri vaatleriyle ortaya çıkmaya başlamıştı.

Hatırlarsanız, CHP’nin 1500 liralık asgari ücret vaadiyle iktidar mensupları dalga geçiyor, bunu hayal görüyordu. Bunun için kaynak bulunmayacağını belirtiyordu. Ülkenin batacağını iddia ediyordu. Lakin 7 Haziran genel seçimleri, AKP’ye “Öyle ceketimi koydum, seçimi kazanırım devri bitti” mesajı verdi. AKP tek başına iktidar olamadı. HDP’nin parti olarak seçime girmesi de AKP’ye yara aldırdı.

Yazının Devamı

‘YOK’larınız, ‘TOK’larınızı ezip geçer!

Emekliye var mı? Yok!

EYT’liye var mı? Yok!

Çiftçiye var mı? Yok!

Yazının Devamı

Balık istifi yolculuk bile lüks artık!

Benzinin, mazotun geçtiğimiz yılın aynı aylarına oranla 3-4 kat arttığı ülkemizde, toplu ulaşıma gelen zam için otobüsçü esnafına nasıl kızacağız? Pandemi sürecinde yaşadıkları sıkıntı ortada, akaryakıta gelen zam ortada, araçların bakımı, onarımı, muayenesine gelen zamlar ortada. Şimdi ne diyeyim ben otobüsçü esnafına? Nasıl “Aç gözlüsünüz” diyeyim? Nasıl, “Gözünüz doymuyor” diyeyim? “Bu fiyata insan mı taşınır, bu vatandaş nasıl geçinecek?” diye nasıl sorayım? Bu son sorunun muhatabı onlar mı, yoksa ülkeyi yönetenler mi?

Evet, kentimizde ve Türkiye’nin pek çok kentinde insanlar, insan gibi taşınmıyor. Balık istifi yolculuk ediyoruz, klimasız, konforsuz, yolculuk ediyoruz evet. Lakin, tıka basa oldukları saatler kadar, bomboş sefer yaptıkları saatleri de göz önünde bulundurursak diyecek söz bulamayız yapılan zamma…

Daha ocak ayında gelen zamla 4 lira 35 kuruş olmuştu tam bilet, 1 Nisan itibariyle 5 lira 50 kuruş olacak. Öğrenci bileti 2 lira 75 kuruştan 3 lira 40 kuruşa çıkacak. 3 ayda ne değişti derseniz, 3 ayda akaryakıt, 7-8 lira daha zamlandı. Önü alınamazsa bir 3 ay sonra otobüsçü esnafı bir zam talebiyle daha çıkar karşımıza. Diyecek bir şey yok.

Yazının Devamı

Arabam yok deyip geçme, o akaryakıt mutfağını yakıyor!

Benzine, mazota zam gelince sadece vatandaşın özel aracının, toplu taşımanın etkilendiği düşünülüyor lakin benzin, mazot arttıkça tükettiğimiz tüm ürünlerin fiyatları artıyor. Ülkemize üretilen sebze, meyve tarzı ürünlerden tutun da ete, süte kadar tüm tüketim ürünlerini etkiliyor akaryakıta gelen zam. Köyden, tarladan değil, marketten, pazardan alıyoruz biz bu ürünleri ve bu ürünler, buralara nakliye firmaları aracılığıyla getiriliyor. Yani arabam yok deyip geçme, o akaryakıt senin mutfağını da yakıyor.

O, yağı stoklamış; bu, sütü stoklamış, diğeri başka bir ürünü stoklamış falan bunlar, ufak tefek etkenler, asıl etken dolardaki artış, asıl etken akaryakıtın fiyatındaki artış.

Peki hükümet, bu durumu öylece izlemeye devam mı edecek? Ciddi bir müdahalede bulunmayacak mı bu zamlara karşı? 10 gün zam yapıp, 1 gün bir miktar zammı geri çekmekle mi yetinecek hep?

Yazının Devamı

Asgari ücrete ikinci zam mı?

Uçtukça uçuyor fiyatlar, hızına yetişilmeyecek düzeyde uçuyor. Benzin uçuyor, yağ uçuyor, süt uçuyor, et uçuyor, ulaşım, ekmek her şey bir bir uçmaya devam ediyor… TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin üzerinde asgari ücrete zam yaptıklarını dile getirenler de bunun farkında. Gerçek enflasyonu çok iyi biliyorlar. Geçtiğimiz seneki asgari ücrete göre bu seneki asgari ücretin rakamsal olarak daha fazla ancak alım gücü olarak çok daha düşük olduğunu gayet iyi biliyorlar.

Doların 18 liranın üzerine çıkmasını engelleyemediler, sonra daha önce denenmiş ve başarısız olmuş bir yöntemle doları bir gecede aşağı çektiler. Ama olmadı, kur korumalı vadeli mevduat da bir yere kadar işe yaradı, sonrası dolar tekrar yükselişe geçti. Bu durum böyle devam ederse doların önü alınamayacak, enflasyon bir de bu mevduatın yükünün Hazine’ye binmesiyle daha da artacak. Bunu da gayet net görebiliyorlar. İşte bu yüzden AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, bir anda yöneltilen asgari ücrete yılda iki kez zam getirilmesinin mümkün olup olmadığıyla ilgili soruya, “Bu, yapılabilir. Şu andaki mevzuat gereği yılda bir kez yapılıyor ancak bunu değiştirmek mümkün. Zamanı geldiğinde bir yıl geçmesi beklenmeksizin zam yaparız” demişti.

Elektriğe, doğalgaza, gıdaya, benzine, LPG’ye, mazota, yağa ve türlü tüketim ürününe sürekli zam gelen ülkemizde asgari ücrete ikinci zam, gayet beklenilen bir durum aslında. Çünkü asgari ücret zammı daha vatandaşın cebine girmeden eridi gitti. İnsanlar asgari ücretle geçen yılın aynı ayındaki kadar alım gücüne sahip değil. Kiralar bile 2 bin liranın üzerinde. Yani bu çıkış, biraz olsun umut olmuştu asgari ücretli için lakin Çalışma Bakanı ve Sosyal Güvenlik Vedat Bilgin, dün bu umudu da yaptığı açıklama ile yıktı. “ Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez asgari ücreti yüzde 50 üzerinde attırdık. Bu günlerde yeniden asgari ücret tartışmalarını anlamlı bulmuyorum. Çünkü gerekeni enflasyon farkı ile yaptık. Bu durumlarda işçiyi de iş vereni de düşünmek lazım. Çünkü asgari ücret artarken, iş verenlerin de maliyeti arttı” açıklamasında bulundu Vedat Bilgin.

Yazının Devamı

İhalenin ucu, Cedit’liye dokunur mu? Kira yardımı neden artmıyor?

Dar sokaklarından itfaiyenin, ambulansın dahi geçemediği, İzmit’in merkez mahallelerinden Cedit’te, kentsel dönüşüm projesi yılan hikayesine dönmüş, projenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devri sonrası, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi işi ele almış, süreci hiç umulmadık şekilde hızlandırmıştı. Kentsel dönüşüm nedeniyle evlerine tadilat dahi yapamayan vatandaşlar, bu kışı da çatıları akıtan evlerinde geçireceklerini kara kara düşünürken, beklenen olmadı, Büyükşehir süreci bir hayli hızlı yürüterek, görüşmeleri, anlaşmaları noktaladı, yıkıma başladı ve çok kısa sürede birkaç ev dışında yıkımı tamamladı.

Bu projede hak kaybına uğradığını dile getirenler de var, bu projeden memnun olanlar da. Herkes mağduriyeti ya da beklentisi anlamında haklı. Kimseye diyecek bir söz yok.

Lakin öyle böyle bu proje ete kemiğe büründü, insanlar aldıkları tebligatlar sonrası evlerini boşalttı, kiraya çıktı. Devlet, hak sahiplerine bu noktada bir kira yardımında bulunuyor.

Yazının Devamı

Dolarla Rus ruleti!

Malumunuz, dünya, bir ekonomik krizin içinde. Bu nedenle de faiz artışlarıyla enflasyonu düşürme yoluna gidiyor pek çok ülke. Onlarca ülkenin toplam enflasyonu kadar enflasyona sahip Türkiye’de ise aksi bir durum söz konusu. Ekonomik krizi iliklerimize kadar hissederken faizi artırmak bir yana düşürme yoluna gidildi ülkemizde defalarca. Bir iki aydır da faizi sabit tutuyoruz. Bunun adına “ Yeni Ekonomi Modeli” adını vermişler.

İşte bu model, doların 18 liranın üzerine kadar çıkmasına yol açtı. Tabii dolar artınca tükettiğimiz ürünler de misliyle katlandı. Ve Hükümet, dolara ilginç bir yöntemle müdahalede bulundu. Kısa vadede başarı getiren bu yönteme “Kur korumalı vadeli mevduat” denildi. Yani elinde doların var, bunu bozdurup, bu mevduat hesabına yatırıyorsun, dolar sabit kalır ya da düşerse bu mevduattın vaat ettiği faizi alıyorsun, dolar yükselirse ve verilen faizin üzerine çıkarsa buradaki farkı sana devlet ödüyor. Yani senin parana garantör oluyor.

Bu yöntem aslında geçmişte denenmiş, Hazine’ye büyük yük yüklemiş bir yöntem. Yani geçmişinde bir başarı yok.

Yazının Devamı

Şimdi HAZİNE’yi, dolardan kim koruyacak?

Eylül ayında 8 lira olan dolar, kasım ayında 13-14 lira seviyesine, aralık ayında ise 18 liranın üzerine çıkmıştı. Doların hızlı tırmanışı karşısında faiz artırmak yerine faiz düşürme yoluna giden ve bunun adına da yeni ekonomi modeli diyen Hükümet, enflasyonun rekor seviyelere ulaşmasına neden oldu. Her şey ateş pahası olduktan sonra ise kur korumalı mevduatla döviz, bir gecede inanılmaz şekilde düşerek, kasım ayındaki seviyelere geriledi.

Neydi bu kur korumalı mevduat dedikleri peki? Hani bu yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan köprü ve havaalanları var ya, hani devletin geçiş ve uçuş garantisi verdiği, ona benzer bir şey. Bu hava alanlarından garanti edilen uçuş, bu köprülerden garanti edilen geçiş gerçekleşmezse, bu işletmecilerin zararı Hazine’den karşılanıyor. İşte kur korumalı mevduat da böyle bir şey. Belli bir faizle parasını kur korumalı vadeli mevduata yatıranlar, verilen faiz, kur artışının altında kalırsa, bu şahıslara kur farkı Hazine tarafından ödenecek.

Bu yöntem, baktığımızda işe yaradı mı, yaradı. Doları 10 lira seviyesine kadar geriletti ilk zamanlar. Ekonomistler çıktı, “Bakın bu bir kumar, dolar artarsa Hazine’yi çökertirsiniz” dedi, dinleyen olmadı. Çok geçmedi ki dolar, 13.50-14.00 seviyelerine geldi.

Yazının Devamı

Cedit halkına zam yok mu?

Dolar arttı, enflasyon rekor kırdı, iğneden ipliğe her şey ateş pahası oldu…

Dolar düştü ancak çarşı-pazarın ateşi düşmedi. 2022’nin gelişi, 2021’den belliydi, daha ilk gün doğalgaz, elektrik uçuk oranlarda zamlandı. Akaryakıt zaten akışına bırakılmış durumda, gün aşırı zamlanıyor.

Asgari ücret 4253, en düşük emekli maaşı ise 2500 lira olarak şubat ayında cebe girmeye başlayacak muhtemelen de cepte çok kalmadan buharlaşacak.

Yazının Devamı

İki bin beş yüz!

Elektriğe, doğalgaza, ekmeğe, sigaraya, ulaşıma, Yüksek Hızlı Trene, akaryakıta, yağa, süte, yumurtaya, yoğurda, kısacası her türlü ürüne gelen yüksek zamlar sonrası TÜİK tarafından açıklanan enflasyon yüzde 36,08; Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise yüzde 82,81…

Sizce hangisi daha gerçekçi? Mesela tuvalet kağıdı 12 ayda ne kadar zamlandı? Mesela yumurta, mesela yağ, mesela akaryakıt, mesela doğalgaz, mesela elektrik?

Çarşı-pazar hesabınızı yapın, benim bir şey anlatmama gerek yok. Hesap ortada…

Yazının Devamı

Sanki 2022…

Doların 18 lirayı geçtiği ve sonrasında 1 gecede 6-7 lira düştüğü bir yıldı 2021…

Gerçek enflasyonun yüzde 50’yi aştığı bir yıldı…

TL’nin değer kaybettiği, alım gücünün düştüğü bir yıldı…

Yazının Devamı

O faiz de bu caiz mi?

Eylül ayında 8 lira seviyesinde olan dolar, aralık ayında 18 lira seviyelerini aştı… Euro 10 lirayken 20 lira seviyelerini aştı. Çeyrek altın 800 liradan 1600 lira seviyelerine geldi. Dünyadaki ekonomik krize ek, faiz artırmama ısrarı, kuru yükseltti de yükseltti birkaç gün önceye kadar. Sonra ne oldu, faiz artırmayıp kurun bu seviyelere gelmesine müsaade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurun en yüksek seviyeye ulaştığı gün yaptığı hamleyle kurun ateşini bir hayli düşürdü. Taraftarlarınca alkışlanan Erdoğan’ın bu hamlesi kısa vadeli mi iş görür, yoksa gerçekten uzun süre kur karşısında TL’yi değerli mi tutar bekleyip göreceğiz.

Neyse, lafı çok uzatmayacağım. Benim kafama takılan konu başka… Uzun vadede başarıya ulaşmasını umduğum ama ulaşacağına inanmadığım “Kur korumalı vadeli mevduat” ile ilgili tek bir soru sorup, yazımı sonlandıracağım…

Erdoğan, "Hala kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar kusura bakmasın ben faizi savunanla beraber olmam, olamam" demişti hatırlarsanız…

Yazının Devamı

Nereye gitti bu altınlar?

“Tüm dünyada kendini gösteren ekonomik kriz, bizim ülkemizi teğet geçti” demeyi ne kadar isterdim lakin, bırakın teğet geçmeyi, resmen Türkiye, ekonomik krizin merkez üssü oldu! Tüm dünya faiz artırarak parasını değerli kılmaya, enflasyonla mücadele etmeye çalışırken Türkiye, adına “ yeni ekonomi modeli” dediği, eşi benzeri olmayan bir yöntemle faiz düşürüp, kurun daha da tırmanmasına neden oluyor. Kurla birlikte altın da aldı başını gidiyor. Kurun önüne geçecek bir hamle gelmedikçe de bu artış hızı maalesef durmayacak. Dolar, euro, altın öyle bir artıyor ki insanlar kredi çekerek kura, altına yatırım yapar oldu. Kısa vadeli kredilerde ödeyecekleri faiz, kur ve altının getireceği kardan daha az çünkü.

Mesela, kredi puanı düşük olmayan bir vatandaşın eylül ayında 3 ay vade ile 50 bin lira kredi çektiğini düşünün. Şu anki en yüksek faiz ile 52 bin 778 lira ediyor. Hadi 3 ay da erteleme yapsın, 3 bin lira faiz de oradan işlesin 56 bin liraya geri ödemesi gerek bu vatandaşın.

Eylül ayında 1 dolar 8,87 lira. 50 bin lira ile 5 bin 636 dolar alınıyor. Dolar bugün 17 lira 43 kuruş. Vatandaş eylül ayında aldığı 5 bin 636 doları bugün satsa 98 bin 235 lirası oluyor.

Yazının Devamı

Gözümüzü toprak da doyurmuyor ki!

İnanın anlamıyorum, çözemiyorum bu insanları. 1450 liralık artışı küçümsemiyorum elbet, lakin senin geçen seneki alım gücünü bile karşılamıyor bu kardeşim, önüne hesap koyuyoruz, anlatıyoruz, adam “Gözünüzü toprak doyursun” diyor…

Yok kardeşim, gözümüzü, karnımızı toprak da doyurmuyor artık; tarım ülkesinde barbunyanın kilosu bile 50 liraya dayanmış, kuru fasulye, nohut 40 lira, domates 10-15 lira…

Doyurmuyor yani, doyursa dükkan senin!

Yazının Devamı

4250 lira mıııı, oleyyy zengin olduk!

Ölümü gösterip, sıtmaya razı edeceklerini ve bunu da “çok büyük artış” diye lanse edip, hesap bilmezlere kendilerini alkışlatacaklarını söylemiştim… Dediğim gibi de oldu. Hatta öyle ki beklentimin biraz üzerinde bir artışla yaptılar bunu! Doların 15.49 TL olduğu bugün açıklandı asgari ücret. 2825 liradan 4 bin 250 liraya çıktı. Aman Allah’ım yüzde 50 zam(!) Asgari ücretlinin maaşı tam 1425 lira arttı(!) Oleyyy zengin olduk (!) Dümdüz bakınca “Bu ne anlatıyor, daha ne zam yapacaktı?” diyenler olacak! Diyorum ya hesap bilmezler, derler. “Dolarla mı maaş alıyoruz?” diyerek dolar artışının ülkemizi pek etkilemediğini sananların, dediklerimi anlamasını, kapasitesini çok da zorlamasını önermiyorum zaten! Yaptığım hesap baş ağrısı yapar sizde!

***

Hadi bakalım asgari ücrete zam yapılmış mı, yoksa asgari ücreti eksiltmiş mi Hükümet!

Yazının Devamı

Asgari ücrette aşağısı kurtarmaz!

Ekonomi hiç ama hiç iyi gitmiyor. Dış mihrak, iç mihrak ve benzeri ifadelerle savuşturulacak bir kriz değil bu, aleni krizin krizi. Artık her güne daha da fakirleşerek uyanıyoruz. Doların, Euro’nun artış hızına yetişemiyoruz. Tüm dünyada bir kriz havası söz konusu elbet ancak bizde durum ekstraya giriyor. Faiz düşürme kararındaki inat, doları tırmandırdıkça tırmandırıyor. Vatandaş dolarla maaş almadığı için dolara endeksli ürünlerin artışıyla enflasyon karşısında ezildikçe eziliyor. Dışa bağımlılık vatandaşı tüketiyor.

Merkez Bankası’nın hamleleri doların hızını kesmediği gibi bir de dolar rezervini azaltmakta. Uçuruma doğru sürüklenirken milyonların aklında tek soru var: Asgari ücret ne kadar olacak?

Evet, artık nefesler tutuldu, asgari ücretin açıklanmasına kısa bir süre kaldı. Vatandaşın merak ettiği soru kısa süre sonra cevap bulacak. Önemli olan ise cevabın, işçiyi memnun edip etmeyeceği!

Yazının Devamı