Hürriyet’e, iftira mı atmak lazım?

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Fatma Kaplan Hürriyet…

2009 yerel seçimlerinde İzmit Belediye Başkan aday adayı olarak ön seçime giren, aday olarak Sefa Sirmen’in gösterilmesi sonrası kendi adaymışçasına çalışarak yıldızını parlatan ve bunun mükafatını CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili aday listesinde birinci sıraya kadın aday koyma kararı sonrası Kocaeli’den birinci sıra milletvekili adayı olup seçilmekle alan, vekillik döneminde adını tüm Türkiye’ye duyuran, pek çok önemli meseleyi ülke gündemine taşıyan, sert çıkışları ile güçlü bir muhalefet örneği sergileyen bir isim olarak tanıdık kendisini…

Telefonunu tüm Kocaeli halkı ile paylaşan Hürriyet, özellikle Kocaelispor üzerine eğildi bu süreçte. “İzmit’in kızı”, “Paşa’nın kızı” olarak anılmaya, yıldızını her geçen gün İzmit’te daha da parlatmaya başladı. Yıldızı o kadar parlamıştı ki CHP, bir vekilini kaybetme pahasına Hürriyet’i, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İzmit Belediye Başkan adayı yaptı. İzmit’te seçimi Hürriyet ile alabileceklerini düşünmüşlerdi, düşündükleri gibi de oldu. Millet ittifakı, yıllar sonra İzmit Belediyesini AKP’nin elinden almayı kısmen başarabildi. Kısmen diyorum çünkü meclis üstünlüğü AKP ve MHP’de yani cumhur ittifakında kaldı.

***

31 Mart yerel seçim süreci bir hayli hararetli geçmişti İzmit’te. Hürriyet’in astığı afişi indirtmeler, “Hatırla” adında algı ve iftira dolu el broşürü gazetelerin dağıtılması, Hürriyet’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Belsa’ya girmesine engel olunmak istenmesi ve benzeri pek çok antipati yaratan olay, Hürriyet’i Belsa’ya taşımıştı.

Hürriyet’in başkan seçilmesinden sonra da benzer hadiseler devam etti. Onlar arasında en dikkat çekeni “Camiye ayakkabılarıyla girdi” olayıydı. Bu olay, son zamanlarda tekrar gündeme taşındı malumunuz. Çünkü bu iftirayı atan isimlerden biri olan, Hürriyet’in beddua ettiği Kabaoğlu Mahalle Muhtarı Ali Akbaş, çok ciddi bir itirafta bulunarak, Hürriyet’e iftira attığını açıkça dile getirdi bir süre önce.

Gazetemizde her hafta pazartesi günü yayımlanan “Muhtarlar Konuşuyor” adlı yazı dizimize, bugün olay muhtar Ali Akbaş, konuk oldu. Bilge Murat arkadaşımızın sorularını yanıtlayan Akbaş, bir kez daha Hürriyet’e iftira attığını açıkça dile getirirken yaşanan bu ağır hadiseye rağmen kendisine ilk adımı atanın Başkan Fatma Kaplan Hürriyet olduğunu açıkladı.

Hatta, Hürriyet’in böylesi ağır bir iftiraya rağmen kendisine gösterdiği tavrı tebrik ederek, “Ben olsam bu kadar kolay soğumazdım” diye de ekledi.

Ne kadar güzel bir davranış değil mi? Öyle bir başkan düşünün ki kendisine iftira atan insanı bile tatlı dille kendine yakın hale getirmiş, bu cümleleri ona kurduruyor!

Gerçekten tebrik etmek gerek! Yani sonuçta insanoğlu nefsi olan bir canlı, kin güdüyor, öfke duyuyor, hesap sormak istiyor. Ama Başkan Hürriyet bunu yapmamış, kendisine iftira attığı için vicdanının sızladığını gazetemize yaptığı açıklamada belirten Akbaş’a, ondan adım gelmeden adım atmış!

Böyle bakınca ne kadar güzel! Düşmanına bu kadar iyi niyetle yaklaşan, dostunu baş tacı yapar değil mi? “Etrafındakiler, yardımcıları, ekibi, partisi, ittifak ortakları ne kadar şanslı” diyesi geliyor insanın!

Ama diyemiyorum. Bunun zıttı bir durum var çünkü… Şaşırdığım, anlam veremediğim de bu!

Alparslan Seymen, mesela; seçim sürecinde ne kadar emek harcadı, maddi manevi nelerden feragat etti kamuoyunca çok iyi biliniyor. Peki, nerede Alparslan Seymen? Neden kırgın, neden yakın değiller eskisi gibi?

Hürriyet’in kazanması için partilerinin seçim alması için gecesini gündüzüne katan gençler nerede? Neden gençlik kolları ile Hürriyet’in arasında soğuk rüzgarlar esiyor? Neden gençlik kolları başkanının düğününe dahi davet edilmedi Hürriyet?

CHP Meclis Üyesi ve Diş Hekimi Hakan Tanta mesela… Siyasetten maddi bir beklentisi olmayan, maddi durumu iyi, sürekli yatlarda, dünya turunda çekilen fotoğraflarıyla yaşam tarzını takip ettiğimiz bu isim, böylesi bir hayata ara verip belediye başkan vekilliği görevini yoğun ısrar üzerine kabul etmişken neden istifa etti görevinden? Hakan Tanta ile Hürriyet’in arası neden bozuk?

CHP ve İYİ Parti il başkanları, Cumhuriyet Parkı üzerinden yaşanan kavgayı, neden Hürriyet’e haber vermeden Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a meclis üyelerini göndererek bitirtti?

Neden zamanında kendisini desteklemiş, vefa duyması gereken pek çok isimle arası bozuk Hürriyet’in?

Neden pek çok CHP’li muhtarla arası bozuk?

Başkan’ın vefa duyması, iftihar etmesi gereken isimler yerine; iftira atan bir muhtara ilk adımı atması size de garip gelmiyor mu?

İftirada bulunana bile adım atan bir Başkan, onun başarısı için çalışmışlarla nasıl küs kalabilir anlamak güç!

Hürriyet’in ilk adımı atması, küslükleri bitirmesi için illa kendisine iftira mı atılması lazım? Öyle ya önce beddua eder, sonra canciğer kuzu sarması oluverirsiniz!