AKP’nin açılımında yer alan “Kalkınma” ifadesi, bir hayli yara almış durumda… Vatandaşın cebine giren para, enflasyona çok kısa sürede yenik düşüyor. Asgari ücrete ara zam yapılsa da bu zam cebe girmeden buhar oluveriyor. Elektriğe, doğalgaza, akaryakıta, tükettiğimiz gıda ürünlerine, kıyafetlere, eşyalara, her şeye astronomik zamlar gelmiş durumda. Geçen yıl 5 bin lira maaş alan biri rahat bir şekilde ayın sonunu getirebilecekken, şu an bu 10 bin liranın üzerinde bir maaşla bile daha az mümkün. Özetle sıkıntı çok büyük. Benzeri görülmemiş bir kriz var ve bunu vatandaş iliklerine kadar hissediyor.
Üretim ekonomisinden vergi ile ayakta kalmaya çalışılan tüketim ekonomisine geçiş, özelleştirmeler, garantör olunan yap-işlet-devret modeli köprüler, havaalanları, otoyollar, artan kurun önünü kalıcı olarak kesememiş ve Hazine’ye yük olarak binmiş kur korumalı vadeli mevduat ve cabası… Tüm bunlar, dünyadaki ekonomik bunalımdan katbekat etkilenmemize neden oldu.
İşte bu yüzden AKP’nin en zor seçimi olacak 2023 yılında gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri. Yaşanan ekonomik sıkıntının anketlere yansımasından bunu görmek mümkün. “Hedef 2023” sallantıda. Ama iktidar mensupları, aksini iddia ediyor. Anketlerde kendilerine ilginin arttığını gördüklerini söylüyor, miting meydanlarını daraltıp, tüm imkanları kullanarak katılımı yüksek gösterme çabasına giriyorlar. Bir nevi kendi kendilerine moral veriyorlar! Kendilerini avutuyorlar.