Kuşun Şarkısı
Katya Balen’in yazdığı, Richard Johnson’ın resimlediği kitap Meraklı Tilki Kitaplığı tarafından basılıyor. Türkçe’ye Sima Özkan’ın çevirdiği kitap bir iyileşme hikayesini anlatıyor. Yalın bir dili ve sürükleyici anlatımı ile travma ile yüzleşen kahramanımız ile birlikte okur olarak bizler de bir dönüşüm hikayesine tanıklık ediyoruz.
Annesinin kullandığı araçta kaza yapan Melodi isimli ana kahramanımız çok sevdiği müziğe ve yan flüte veda etmek zorunda kalır; çünkü kazada elleri yaralanmıştır. Bu kayıp pek çok açıdan onu sarsar ve anne kız ilişkisi de zarar görür. Melodi hayatı müzikle tanımlar ve onunla bağ kurar; yani hayatı algılama şekli müzik üzerindendir ve tüm sesler onda notaya dönebilir. Tam da bu nedenle ruhen aldığı yara büyüktür ve iyileşme için yeniden bağ kurmaya ihtiyaç duyar. Yepyeni bir yaşam beraberinde yeni ve eskisinden daha küçük bir evi de getirir. Böylece zaman ve mekan algısı da değişir Melodi’nin.
Aldığı fiziksel ve ruhsal yaranın iyileşmesi sürecinde Melodi’ye doğa, müzik ve kuşlar eşlik eder ama en önemlisi iyi bir arkadaş, dost vardır artık hayatında. Yazar pek çok konuyu ustalıkla ele alıp, sade bir dille anlatıyor okuyucuya. Melodi ile Çınar’ın başka türlü kayıp yaşayan kuşa yardım etme isteği ile Melodi’nin iyileşme süreci benzerdir ve kuşa dair atılan adımlarda kendi duyguları ile yüzleşir ana kahramanımız.
Duyguların ifadesi ile Melodi için yaşama başka türlü sarılma yolları açılır. Yeniden kök salar ve besleneceği yeri bulur. Doğadaki her seste müziği bulan, hisseden ve yaşayan kahramanımız ile bizler de okur olarak ona eşlik ediyoruz. Doğadaki tüm canlıların bir bütünü oluşturduğunu ve oradan bir cana yaklaşırken aslında kendimize yaklaştığımızı gösteriyor yazar belki de farkında olmadan. İnsan doğa ilişkisi, insan hayvan ilişkisi, arkadaşlık, dostluk, travma ve iyileşme konularını çocuk edebiyatında dramatize etmeden, duru bir anlatımla ele alan yazarın kitabı belki de benzer süreçlerden geçenlere iyi gelebilir.