Ergenlik Kapıyı Çarpınca

Saadet Sevinç Doğan

Saadet Sevinç Doğan

Tüm Yazıları

Saniye Bencik Kangal hocanın kitabı Ergenlik Kapıyı Çarpınca’yı arkadaşım Çiğdem Çıracı Bulut hediye etti. İçine de “Bu acı dolu günlerini gülerek hatırlayacağımız nice güzel zamanlara” diye not düşmüş. Evet evet, kelimeyi duymayı sevmeseler de iki ergen annesi olarak bir dayanışma örneğiydi bu kitap. Kronik Kitap tarafından basımı yapılan kitap açıkçası pek çok açıdan bilgilendirici ve bence motive edici. Saniye hoca alan bilgisini, araştırmalardan aldığı örnekler ile somutlaştırıyor ve okuyucunun eline veriyor. Ayrıca samimi bir dil ile bazen kendi tecrübelerine de belirlediği çerçeve dahilinde değiniyor.

Kuşaklar arası fark olması kaçınılmaz. Hatırladığım annelerimizin de bizlerin dönemi ile kendi dönemlerini kıyasladığıydı. Şimdilerde de bizler çocuğumuzun bu yeni büyüme aşamasında kendi kişisel tecrübelerimizi baz alıyoruz. Ancak bu yeterli olmuyor anlamak için. Hem kendimizi ve eylemlerimizi, hem de yanımızda büyüyen kişiyi. O nedenle bilmek toleransı arttıran bir şey; çünkü bilmekle beraber anlamak da devreye giriyor; ya da daha iyi anlamak diye yazayım. Bu bağlamda kitabın bu konuya dair bilmediğim konular hakkında çok yararı oldu. Bazı durumlarda da bildiğimiz ama unuttuklarımız var, işte onları da hatırlatma gibi bir işlevi de oldu. Bu da kıymetli bir şey; çünkü hatırlamamız gerekenler de az değil.

Kitabın bazı yerlerinde ebeveynlerin sözlerine yer veriyor, oralarda kendimizden örnekler buluyoruz, sonra çocuğumuzdan örnekler veriyor, oralarda da onların sesini duyuyoruz. En sonunda da bilimsel verilerle biz ebeveynlerin ergenleri anlamasına yardımcı oluyor ve çatışmaları daha aza indirebilecek öneriler sunuyor. İşin yükü yine ve elbette ki büyüklerde. Anlama çabasında daha fazla olmamız gereken taraf olarak çocuğun biyolojik gelişimi ve değişiminin yanı sıra ruhsal dünyasında yaşadıkları da son derece önemli. Kolay mı, hayır bence asla değil, ne bu dönemde çocuk olmak, ne de çocuk büyütmek. Güzel yanlarına odaklanmak ve tam da yazarın dediği gibi kapıdan içeri isteğiyle yeniden bize koşacakları zamana kadar sabırla beklemek bize düşen. Her nesilde ve her neslin çocuk yetiştirme pratiklerinde değişimler var ama çok fazla benzerlikler de var. Bunun yanında kültürel geçmiş de çok önemli. Sınır çizmek, disipline olmak, şefkatli olmak, anlama çabasında olmak ve bu çabayı bilimin ışığında aramak galiba en pozitif sonuçları getirecek yollar arasında.

Kitabın bir diğer artısı da yeni ve bu dönemin üretiminde olan yeni kelimeleri açıklaması. Dijital dünyadaki değişimler sosyal olarak da değişimleri kaçınılmaz kılıyor. Dolayısıyla yeni dünyaya uyum sağlama konusunda da son derece aydınlatıcı bilgiler yer alıyor kitapta. Çok fazla kelimeyi not edip, sonrasında araştırdığımı buraya yazmak isterim. Elbette kitapta bahsediliyor ama başka kaynaklarda acaba nasıl anlatılmış bu konu diye merakımı arttırdığını söyleyebilirim. Çocukların risk faktörlerinin bizim çocukluğumuza göre (LGS gerçeği, doğadan kopmanın ve site için binaların kaçınılmazlığı, artan zorbalık ve şiddet türlerinin olması ve dijital dünyadaki hızlı değişimler) daha fazla olduğunu görmemiz gerekiyor. Ülkenin ve dünyanın içinde olduğu durum da eklenince çocuklarımızın da işi zor, biz ebeveynlerin de. Bununla birlikte tam da Saniye hocanın dediği gibi umudu aşılamak ve onların gelecek kaygılarında yanlarında olup karanlığa kaymalarını engellemek için uğraşmak bize düşen görevlerden.

Kitapta en çok hoşuma giden kısımlardan birisi de hareketin, öğrenmenin bir parçası olduğunun açıklandığı kısımdı. İsterim ki, tüm ebeveynler kadar eğitimciler de bu kısmı okusun ve bilgileri gözden geçirsin ki; çocuklara ona göre davransın. Çalışırken hareket etmenin, molalarla motivasyonu arttırmanın, dansın, zıplamanın, bazen sakız çiğnemenin de bu süreçte rahatlatıcı bir rol oynadığını ifade etmesi çok kıymetliydi. Bana kalsa kitapla ilgili daha çok konuşurum ama yineleyerek söylemek isterim ki, gönlümden geçen bir şekilde çocukla ilişkide olan herkes bu kitabı okusun

Ergenlik Kapıyı Çarpınca