Çınar’ın Festival Günlüğü

Saadet Sevinç Doğan

Saadet Sevinç Doğan

Tüm Yazıları

Hazal Uzuner’in kaleminden çıkan “Çınar’ın Festival Günlüğü” alıp diyar diyar gezdiriyor okuru. Hem de öyle böyle değil, festivale doyuyorsunuz sadece resimlere bakarken bile. Dolayısıyla yazar kadar çizerin de, Özlem Isıyel Yalçınkaya oluyor kendileri, hakkını vermek lazım; oldukça iyi olmuş çizimler. Öyle ki yanımızdaki en küçük dinleyici 2,5 yaşında olmasına rağmen kitabı sonuna kadar dinledi ve izledi sayfaları. Dinozor Çocuk’tan çıkan kitap bizi maaile sardı yani.

Çınar, babası ve annesi ile birlikte Hıdırellez şenliklerine katılıyor ve orada gördükleri ile şaşkına dönüyor. İtiraf edeyim bizdeki Küçük Cadı da hem heyecanlandı, hem de “Ateşten atlamak tehlikeli değil mi anne? Buna nasıl izin veriliyor ki?” dedi. Sonra ona çocukken bizim de mahallemizde bu şenliklerin yapıldığını ve küçük de olsa bir ateş yakılıp üzerinden atladığımızı anlattım. Gözlerindeki şaşkınlık kadar merak da arttı bundan sonra. Çınar, hem kültürel belleğimizde olanları çağırdı bize, hem de farklı kültürlere okur olarak seyahat etmemize olanak tanıdı. Kaptan olan babası ile gemiye atlayıp birçok ülke ve festival geziyor kitap kahramanı. Onunla beraber okur ve dinleyiciler olarak bizler de. Meksika’daki Ölüler Günü Festivali, Hindistan’daki Holi Festivali, Japonya’daki Kiraz Çiçeği Festivali, Rusya’daki Kış Festivali sahiden görülesi yerlermiş dedik kitabı bitirince. Ben eskiden beri Japonya’daki Kiraz Çiçeği Festivali’ni merak ediyorum ve umarım bir gün katılabilirim bu güzel festivale. Küçük Cadı Holi Festivali’ni ve Kış Festivali’ni merak etti ve eşim de Ölüler Günü Festivali’ni. Sonra hepsine katılmayı daha doğru bulduk. Bize hayal bıraktı yani yazar ve çizer. Sadece bu yanıyla bile yanımıza bir artı bıraktılar farkında olmadan.

Farklı coğrafyalar, farklı kültürler ve inanışlar insanı zenginleştirir. Kendi sınırlı dünyamızdan çıkmamızı sağlar. Çocuklar için de özellikle gerekli olduğunu düşünüyorum bunun. Elbette seyahat etmek hepimiz için sınırlılıkları olan bir şey. Bunun farklı gerekçeleri, maddi ve manevi yükü var. Ama okuyarak, izleyerek ve olabildiğince hareket haline olarak bunu yaşamak güzel. Bu bence tek tipleşmenin de önüne geçmek için fırsat. Dünyanın sadece bizden ve yaşadığımız kültürden ibaret olmadığını göstermesi anlamında kıymetli buldum kitabı. Yine yanınızdaki minik okur ve dinleyicilerle size bu konularda konuşmak için sohbet imkanı sunması da güzel. Meksika’daki Ölüler Günü Festivali’ni acaba okurken tedirginlik oluşturur mu diye geçti bir an aklımdan ama sonra okuyunca anladım ki, bu yine biz ebeveynlerin önyargıları. Kendi değer dünyamızdan bakıyoruz hayata ve çocukları da bazen kendimiz gibi düşünüyoruz. Oysa ki bizim verdiğimiz tepkilerle şekilleniyor onların kavramlara yaklaşımı. Kendi sınırlı tecrübe ve kültürel belleğimizden arınmak ve dünyaya farklı kültür ve değer yargılarından bakmak anlamında da bir şans tanıyor bu yönüyle Çınar’ın Festival Günlüğü. Emeği geçenleri kutluyorum sahiden.