Şaşırtıcı Hayvan Göçleri

Saadet Sevinç Doğan

Saadet Sevinç Doğan

Tüm Yazıları

Bazı kitapların insanı bulunduğu zaman ve mekandan alıp bambaşka dünyalara taşıdığını düşünürüm. Elimdeki de onlardan bir tanesi. Kütüphanede elime aldığımda da bu his kaplamıştı içimi, şimdi tekrar okuyunca da. Dünyada sadece küçücük bir yer ve zaman kapladığımızı anımsatıyor doğa ile ilgili olan her şey. Özellikle onun küçük bir parçası olduğumuzu gösteriyorsa ayrıca dikkat çekici buluyorum. İnsanın kendini merkeze alan o bencilce tavrından uzaklaştırıcı bir yol bir başka ifade ile aslında bu kitap. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basımı yapılan ve Chris Packham tarafından kaleme alınan Şaşırtıcı Hayvan Göçleri aslında yazılı bir belgesel gibi ilerliyor. Bunda çizer Jason Cockroft’un payı büyük. Bazı sayfalarda uzun uzun takılı kaldığımı belirtmek istiyorum ki, bu harika bir şey.

Yazar ve çizer, girişten itibaren görsel şölenle aktarıyorlar bize doğadaki canlıların nasıl göç ettiğini, göçün ne demek olduğunu ve fazlasını. BBC’de uzun süre The Really Wild Show adlı çocuk programının sunuculuğunu yapmış olan yazar, doğa programları hazırlamaya devam ediyormuş. Bence bunu çocukların anlayabileceği şekilde kaleme alması çok güzel. Bırakın çocukları, yetişkin okur olarak resimleri izlemek ve yazıları okumak oldukça keyifliydi benim için. Birbirinden farklı birçok canlının farklı sebeplerle bir yerden başka bir yere her yıl göç etmesi ve bu süreci başarı ile tamamlıyor olmaları bizim insan olarak kullandığımız dilin aslında nasıl da yetersiz olduğunu gösterdi bana. Doğanın başka bir dili, başka bir anlama yetisi var ve biz kendi dünyamıza sıkışıp kalmışız. Oysa azıcık kulak kabartsak doğaya, nasıl da zenginleşeceğiz. Bazı bölümler tebessüm bırakırken, bazılarında acı bir ifade yüklendi içime. Örneğin Hint Okyanusu’ndaki Christmas Adası’ndaki kırmızı yengeçlerin fazla yağmur yağdığında ormandan çıkıp denize ulaşma süreçlerinde olan sayfa. Burada bir cümle var ve diyor ki; “Bu dönemde adada, yengeçlerin güvenle denize ulaşmalarını sağlayan ‘yengeç muhafızları’ görev yapar.” Tekrar ediyor zihnimde “…güvenle denize ulaşmaları için” kısmı. Yengeçleri düşünen ve bunun için harekete geçen insanlardan bahsediliyor yani. Aslında içimin sevinçle dolacağı bir sayfaydı ama sabah twitterda bir etiket gördüm #anneyeneoldu diyordu. Haberde ise maalesef yine bir hayvan tecavüzü vardı. 8 tane yavrusu olan bir köpeği alıp götüren ve tecavüz eden bir adamın haberi. Şimdi bu sayfayı okurken aniden twitterdaki o anne ve yaşadığı ızdırap geliyor aklıma. Neden hala hayvanlara yapılan şiddete daha ağır cezaların gelmediği ile dolu kafam. Belki yazarsam, belki bir kere daha dillendirirsem azıcık rahatlarım. Çünkü bizimle aynı dili konuşmayan canlılara eziyetimizin şiddetin en ağırı olduğunu düşünenlerdenim. Bunun da tüm yasa koyucularca yeniden ele alınması ve hayvanlardan yana düzenlenmesini diliyor, istiyor ve talep ediyorum. Çünkü azıcık nefes almak, azıcık ferahlamak, çocuklarımla iyi vakit geçirmek, onların duygu dünyalarını genişletmek için bile olsa ayırdığım o zamanda elime aldığım kitabın bir sayfasındaki iyi bir şeyin bende kötü bir çağrışımı olmamalı. Ben de iyi örneklerle pekiştirebilmeliyim bu sayfayı ve çoğaltarak aktarabilmeliyim çocuklara. İşte tam da bu nedenle yazıyorum aslında. İyi olanı talep etmek, sadece bize değil, parçası olduğumuz doğaya da iyi gelecek ve o iyilik hepimizi saracak.

Kitapta birbirinden farklı canlı türlerinin göç hikayeleri var. Bunlardan biri de Kral Kelebeği. Kral Kelebeği olarak bilinen bir tür; Kanada’nın soğuğundan kaçıp Meksika’ya ulaşabiliyor. Nasıl güzel bir görsel eşlik ediyor bu bilgiye görmenizi isterim. Yazar hem göç hikayelerini anlatıyor hem de son kısımda iklim krizine dikkat çekiyor ve göç yollarını değiştiren kuşlara da değiniyor. Bu da okur olarak yine bize önemli bir şey söylediği kısım aslında.

Kitabın arka sayfalarında da “Daha Fazlasını Keşfet” adında bir bölüm hazırlanmış. Burada kitapta geçen hayvanlarla ilgili daha fazla bilgiler yer alıyor. Bir çeşit minik bir hayvan ansiklopedisi gibi de işlevi var bu bölümün. Uçarak, yüzerek veya koşarak bir yerden bir başka yere göç eden canlıları düşününce, insanın doğaya hayranlığı ve merakı da artıyor. Bununla beraber başta da belirttiğim gibi sadece doğanın küçük bir parçası olduğumuz gerçeğini de anımsatması anlamında güzel bir çalışma. Umalım süreç içinde bizden de güzel örneklerle çoğalsın yazarın sayfaları.