Utku’nun Kalemi
Bazı yazarları ve kullandıkları dili seviyorum, bazı araştırmacıların kullandıkları dil gibi. Bu haftaki yazıya konu olan kitap Filiz Özdem’in yazdığı “Utku’nun Kalemi” adlı kitabı. Hemen söyleyeyim klasik bir konusu olan kitap oldukça güzel bir dil ile kaleme alınmış. Okurken tıpkı ağaçlar arasındaki sosyal bir ilişkiyi açıklamalarına konu alan Alman araştırmacı Peter Wohlleben gibi bir dil kullanıyor yazar.
Ağaçların kendi aralarında bir ilişki olduğunu ve birbirlerinin ışıklarını engellemeden yaşadıklarını belirten araştırmacı Wohlleben oldukça hoş açıklamalarla bizi bir kere daha ters köşeye oturtuyor.
Mesela gövdesinden kesilen bir ağacı yanındaki ağaçların nasıl da kökleriyle besledikleri ve yaşama tutunmasına yardımcı olduklarını biraz da romantik bir dille anlatan araştırmacının anlattıkları oldukça etkileyici. İsteyenler için bahsi geçen araştırmacı ile ilgili yazının tam metni http://www.nolm.us/alman-korucu-agaclarin-da-sosyal-bir-agi-oldugunu-kesfetti/ adresinde yer alıyor.
Filiz Özdem de benzer bir şekilde bize “kendi” dışımızdakileri tanımada yardımcı oluyor. Yardımcı olurken farkında olmanın ağır sorumluluğunu da yüklüyor omuzlarımıza. Utku’nun Kalemi bu anlamda sıradan bir hikaye değil. Geçmişini özleyen bir kalemin hikayesi. Bunun için Utku’nun elindeyken de ayrı ayrı resimler çizen, kendi geçmişini çizdikleriyle yaşayan bir kalem. Çok ilginç değil mi sizce de? Utku da önce korkuyor ve anlam veremiyor yaşananlara.
Başka şeyler çizmek için kalemi eline aldığında bir anda ulu ağaçların içinde olduğu bir orman çiziliyor sayfasına mesela. Utku annesinin yardımıyla anlıyor ki buna sebep olan kalemin adı Doruk ve o sadece kendi geçmişini özlüyor. Annesi Utku’ya kalemlerin ağaçlardan yapıldığını söylüyor ve böylece anlaşılır oluyor her şey.
Doruk dile geliyor ve çizdikleriyle bir nebze de olsa özlemini giderdiğini anlatıyor Utku’ya. Utku da onun istediği şeyleri çizmesine izin veriyor ve böylece güzel bir dostluk başlıyor ikili arasında. Ne kadar sıcak, ne kadar içten ve yalın bir anlatım değil mi sizce de?
Aynı zamanda hüzünlü de. Kitabı okurken Ayşın Delibaş Eroğlu’nun da hakkını vermek lazım. Çünkü resimler çok güzel ve elbette çocuklar için görmek ve ona eşlik eden sözlerin bütünlüğü ve uyumu hayal dünyası için oldukça kıymetli.
Ne oluyor dersiniz?
Doruk bol bol kendi hayatından kesitler çiziyor Utku’ya. Söz yerini resme bırakıyor ve ağaçlar, tilkiler, ayılar, sincaplar, kuşlarla dolu orman resimleri yer alıyor bolca Utku’nun odasında. Çok şey anlatılıyor bu dile gelme hikayesinde. Çünkü insan da en çok geçmişi üzerinden kuruyor bugünü ve bugünden yarına miras bırakıyor anılarını. İçinde tutan bazen yükünü taşıyamıyor diye zorlanıyor ama dışavuran bir şekilde rahatlıyor. Resme veya yazıya dökenler/dökebilenler bu anlamda şanslı. Doruk da öyle. Hasretini giderdikten sonra Utku ile beraber resimler yapmaya başlıyorlar.
Kitapta güzel olan bir diğer şey ise; Doruk’un istediği resimleri yaparken Utku’nun onu hayranlıkla izlemesi. Dinlemek ve sabretmek çocukken öğrenilen bir şey demek ki. Başka dünyaları ve başka yaşamların geçmişlerini anlatmalarına fırsat vermek de kıymetli elbette. Yoksa Doruk kendi mutsuzluğunda debelenip duracaktı.
Yapı Kredi Yayınları tarafından basımı yapılan kitap ile bizler de kendi geçmişimizin izlerini sürerken bir yandan da doğadaki dönüşümün güzelliğini düşünüyoruz. Utku ve annesi Doruk kalem bitince bir fide ekiyorlar bahçelerine ve adına Doruk diyorlar. Ayrıca Utku, kalemden kalan son parçayı anı olarak saklıyor.
Belki de sırf bu hikayede anlatılanlar üzerinden bellek konusunda çalışan, sözlü tarih araştırması yapan insanlara ayrıca saygı duymak ve kulak vermek lazım.
Elbette bir başka yönüyle de doğaya sahip çıkma gereğini, doğanın her türlü hırsın ve egonun üzerinde ve kıymetli olduğunu unutmamak gerekiyor. Onun sahibi insan ırkı değil ve asla olamaz, o sadece kendine yapılana tepki verir. Bu gerçek üzerinden Utku’nun Kalemi ışık olsun o zaman tüm karanlık zihinlere…
Değerli Kocaeli Barış Gazetesi okurları,
Kocaeli Barış Gazetesi ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da Kocaeli Barış Gazetesi sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar Kocaeli Barış Gazetesi yorum alanında paylaşılamaz.
Kocaeli Barış Gazetesi yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, Kocaeli Barış Gazetesi bu sorumluluğu üstlenmez.
Kocaeli Barış Gazetesi'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.