Kırmızı Kanatlı Baykuş

Saadet Sevinç Doğan

Saadet Sevinç Doğan

Tüm Yazıları

Yazanı ve resimleyeni Feridun Oral olan Kırmızı Kanatlı Baykuş kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmış. Feridun Oral deyince aklıma hemen “Farklı Ama Aynı” kitabı gelir. Çocuk kitapları üzerine yazmaya da bu kitapla başlamıştım. Öylesine zarif bir tavrı ve dokunuşu var ki yazarın, ister istemez onun yarattığı o güzel iklime giriyorsunuz. Elimdeki kitap da öyle. Küçücük bir baykuşun büyüme isteğine dahil oluyoruz hepimiz okur olarak. Üstelik bununla da kalmıyor; sevgi dolu bir dostun çabasına tanık oluyoruz. Öylesine tanıdık ve özlem duyduğumuz duygular ki bunlar; boşuna 2012 yılı Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından Yılın Çocuk Kitabı ödülünü almamış. Hakkını sonuna kadar veriyor bu ödülün yazar.

Kırmızı kanatlı baykuşların yaşadığı bir yerde küçük bir baykuş henüz hazır olmadığı ve tüyleri yeterince kırmızılaşmadığı halde uçma hayalleri kuruyor. Kendisini yalnız ve mutsuz hissediyor bu küçük baykuş. Yanına gelen küçük bir fare onun mutsuzluğunu gideriyor hemen. Nasıl mı? Uçmak istediğini öğrenince ona yardım etmeye çabalıyor ve elbette başarısız oluyor. Ne olduğu ve hangi yolları denediği mesele değil, mesele nasıl canla, başla yardıma koştuğu. O kadar sevimli bir ikililer ki, yeryüzündeki tüm nefret suçlarını yok edecek gibiler. “O onunla arkadaş olur mu? Bu nasıl bunu sever? Ne alaka şimdi? Ama onlar kötü.” Nasıl, sizi de fazlasıyla rahatsız etmiyor mu bu söylemler? Ediyorsa, siz de bence bu güzel kitaba devam edin ve küçük bir baykuş ile fare yavrusunun dostluğunda ısının. Fare ne yaparsa yapsın başarılı olamıyor ama aslında başarılı olduğu kısmı hepimizi mutlu eden telaşı.

Kitabın tüm detaylarını vermemek ve merakınızı canlı tutmak istiyorum. İstiyorum ki o merakı gidermek için bu kitabı alıp yanınızdaki çocuğa okuyun ve siz de onun dünyasının güzelliğine dahil olun. Hani banyoda babasının tıraş köpüğünü yüzüne sürüp sakalım çıktı diye mutlu olan çocuklar var ya; ya da ayran içince bıyığım oldu diye sevinenler. İşte tam öyle şeyleri getiriyor aklınıza bu küçük baykuş ve farecik. Ayakkabılıkta bulduğu topuklu ayakkabıları giyip de takır tukur yürüyen küçük cadılar bir de aklıma gelen. Hep büyüme telaşında olanlar. Kimi zaman da yeterince büyük olmadıklarından dolayı mutsuz hissedenler. Ben hep gülerim bu hallere. İşte elimdeki kitap tam da bunlardan bir tanesi. Küçük farecik topladığı kırmızı çiçekleri arkadaşına yapıştırmaya çalışıyor ve onun büyüme isteğine yardımcı olmaya çabalıyor ama yine olmuyor. Her kare öylesine güzel ve şirin ki dönüp dönüp bakabilirsiniz resimlere. Kendisini arkadaşı için tehlikeye atan küçük farecik en sonunda kedilerden ödünç aldığı (!) kırmızı ipi doluyor baykuşa ama aniden baykuşun ayağı kayıp asılı kalıyor ağacın dalında. Yeterince çırpınınca da aslında harcadığı enerji ile kanatları güçleniyor ve uçmaya hazır hale geliyor. Küçük farecik onu ipten kurtarınca da istediği gibi uçuyor bizim sevimli baykuşumuz. Ancak fare ile aralarında kurulan bağlar da güçlendikçe güçleniyor ve kendilerinden sonraki nesle de bu dostluğu miras bırakıyorlar. Öyle ki bir daha hiç ayrılmıyorlar ve yuvalarını yan yana yapıyorlar.

Feridun Oral hem çizimleri hem de metin kurgusuyla yine harika bir kitapla karşımızda. Çok sayıda kitabı olan yazarın sadece çizimleriyle ortak olduğu kitaplar da var. Kırmızı Kanatlı Baykuş kitabını Cuma akşamı annem okudu bize. Evet evet annem okudu. Çünkü ben de çok severim çocuk kitaplarını. Okumayı da severim dinlemeyi de. Aslında masal istedik ama annem anımsamıyorum deyince “Ben size kitap okuyayım bari” dedi. Ben ve küçük cadım da dinledik ama bir yerinde cadı kayda aldı annemi. Diyeceğim o ki; bence siz de birine okutun bu kitabı. Sadece yanınızdaki çocuğa değil size de okuyan birisi olsun hayatınızda. Anneniz, babanız, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız veya kimi isterseniz o okusun size. Büyüklerin dünyasından belki dostluk miras bırakılır çocuklara. Kim bilir belki de küçük farecik ve baykuşun hikayesi örnek olur ve içinizi ısıtır. Büyüdükçe katlanması daha da zorlaşan kimi olumsuz durumlara çocuk edebiyatının o mucizevi dünyasından kaçış bulursunuz belki de. Hem belki o kaçış insanlığın kurtuluşunu getirir. Herkes kendinden geriye iyi ve olumlu olanı bırakır belki. O zaman yaşam daha da anlam kazanmaz mı sizce de?