“Zürafa Fazi”

Saadet Sevinç Doğan

Saadet Sevinç Doğan

Tüm Yazıları

İşte yine harika bir kitapla karşımızda Yapı Kredi Yayınları. Filiz Özdem’in yazdığı ve Buket Topakoğlu’nun resimlediği “Zürafa Fazi”. Daha kapak resmine baktığınızda bu sevimli zürafayı alıp sevmek geçiyor aklınızdan. Kafasında küçük bir karınca ile bize bakıyor, tam da “size anlatacaklarım var, azıcık kulak kabartın bana” der gibi. Her canlının farklı bir özelliğinin olduğu ve herkesin kendi özellikleriyle özel ve güzel olduğu üzerine kurulu olan bu kitapta Zürafa Fazi baş kahramanımız olarak yer alıyor. Kendisine yatmadan önce kitap okuyan babası kızının neden üzgün olduğunu soruyor ve sorunu anlıyor. Boynunun uzunluğunu dert eden Fazi’yi babası teselli etmeye çalışsa da ilk aşamada pek başarılı olamıyor. Ama yine de işte tam da bu noktada doğru sözler ve davranışlarla kendisine yaklaşan babasının sözleri bizlere de ders veriyor. Baba “Asma yüzünü yavrum, herkes farklıdır birbirinden. Bunda üzülecek ne var? Yarın okula gidince dikkatlice bak, benziyor mu bir arkadaşın diğerine?” Ertesi gün yine mutsuzca güne başlayan Fazi’yi okula yine babası bırakıyor. Fazi arkadaşlarının kendisiyle dalga geçtiğinden yakınıyor ve çocuk dünyasının bazen gerçekten nasıl da acımasızlaştığından dem vuruyor bizlere. Bununla birlikte bir taraftan da etrafındaki tüm arkadaşlarını izlemeyi de ihmal etmiyor. Vücudu eğri diye üzülen deve Babe, dikenleri var diye üzülen Kiroi Fizi, pyjama gibi desenli bir derisi olduğu için kendisiyle alay edilen Zebra Fuli, yine Kaplan Cancan, burnu uzun olan Fil Tente, zıplayıp duran Kanguru Hanhan, upuzun bir kuyruğu olan Sincap Yaso, sesi kötü olan Karga Sarga ve Kurbağa Ferahfeza, kocaman ağzı olan Timsah Terso, pasaklı olan Domuz Paspas, çok küçük olan Karınca Simoş, şişman Ayı Pişko, kalın kabuklu Kaplumbağa Kobe, bacakları ince ve uzun Leylek Lülens de bu özellikleriyle alay konusu olan diğer sınıf arkadaşları. Zürafa Fazi farkına varıyor ki hepsi de kendinde gördüğü bir özellik nedeniyle üzülüyor ve hayatı kendisine dar ediyor. Sonunda bu tablo ona bir fikir veriyor ve hayalinde bir tiyatro oyunu kurup hepsine farklı roller veriyor. Işin aslı anlıyor ki farklılık aslında kötü bir şey değil ve bizi biz yapan değerler alay konusu edilmemeli. Sonunda yaratılan ve doğuştan getirilen özellikler üzerine kurulan mutsuzlukların ne kadar anlamsız olduğunu gören Fazi hayatın değerini ve kıymetini de kavrıyor. Bu öyle bir şekilde yüzüne, gözlerine yansıyor ki sınıfa girer girmez Kanguru Hanhan hemen onun enerjisini fark eidyor ve “Ne güzelsin bugün böyle” diyor. Aslında Fazi’deki fark bir çift gülen göz. Tüm çocukların ve canlıların tebessümde güzelleştikleri gibi. Kesinlikle okul öncesi çocukların kitaplığında yer alındığında hepimizin ders alacağı çok özel bir kitap bize aynı zamanda son dönemlerde haberlerde sıkça okuduğumuz beden algı bozukluğu konusunda da ipuçları veriyor. Çocuklarla hemen her konuda konuşup bedensel özelliklerin mutsuzluk sebebi olmayacanının çok güzel resimlerle ve öyküyle anlatılacağı bir kitap. Bir sonrakinde buluşuncaya dek tavsiye ile…