Hüseyin Ayaz, ne yapıyor Allah aşkına?
Övgü yazılarını pek sevmem…Gazetecilik övgü üzerine kurulu bir meslek de değildir
zaten, özünde eleştiri, eksikleri gösterme, kamuyu
bilgilendirme vardır.
Bu noktada ne çalıştığım gazetelerin politikaları
ilgilendirir beni ne de alacağım tepkiler…
(Ki çalıştığım gazetede zerre kadar sansür yok)
Ama kimi yöneticileri de diğer yöneticilere örnek olması
noktasında parlatmak gerektiğini düşünenlerdenim.
Bugün bir ismi parlatacağım bu sütunlarda, kimi eksiklerini
de yazacağım ve bazı önerilerim olacak kendisine…
O isim Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Ayaz.
***
Başiskele, muhafazakar kesimin yaşadığı bir yer olarak bilinir.
Önceleri Milli Görüş’ün kalesiydi, şimdi ise AKP’nin…
Bu ilçeye AKP hangi adayı koyarsa koysun rahatlıkla seçimi kazanır.
Hüseyin Ayaz da iki dönemdir rahat bir şekilde alıyor seçimi.
İlk dönem partisinin oyu ile başa gelen Ayaz, rehavete kapılsaydı da
ikinci kez aday gösterilmesi halinde yine kazanacaktı, yine başkan olacaktı.
Ama ikinci kez seçildiği 2014 yerel seçimlerinde,
yalnızca partisinin oyları ile seçim aldığını
söylemek haksızlık olur Başkan Ayaz’ın.
Göreve geldiğinde Başiskele bir köyü andırıyordu.
Ne bir yapılaşma vardı ilçede, ne de yaşam alanları.
Aç bir ilçeydi bu noktada, vizyonu olan bir başkanın
elinde gelişebilir, vizyonsuz bir başkanın elinde ise
vasatlığını sürdürebilirdi…
Büyükşehir Belediyesi’nden tutun da diğer tüm ilçelere
kadar başkanların gününü seçim çalışmaları ile geçirip
kentlerine büyük katkılar sunmadığı gerçeğine baktığımızda
Başkan Ayaz, kendisini ister istemez ayrı bir kefeye koyduruyor.
“Ne var ki bu Hüseyin Ayaz’da, herkes Ayaz’ı konuşup duruyor,
Hüseyin Ayaz ne yapıyor Allah aşkına?”
Ne var, ne yok gelin şöyle bir bakalım…
2014 yerel seçimlerinde ve önceki seçimlerde tüm belediyelerin
kimi uçuk, kimi makul vaatleri vardı. Bugün o vaatlerin büyük
bir kısmının lafta kaldığını göreceksiniz. İşte Ayaz’ı diğerlerinden
ayıran da bu… Hani AKP’nin bir sloganı var ya
“Onlar konuşur, AKP yapar” diye, inandırıcılığını
genelde ve yerelde yitirmiş bir slogandır bana göre ancak
bu sloganı ilimiz için şöyle uyarlayabiliriz:
“Diğer başkanlar konuşur, Hüseyin Ayaz yapar.”
“7 yıldızlı kent” vizyonu ile yola çıktı Ayaz ve bugün
o köy görünümlü ilçe hakimlerin, savcıların, doktorların, kentin
tahsilli kesimlerinin tercihi haline geldi.
Pek çoğu bu ilçede yapılan lüks konutlara taşınıyor.
Müteahhitler, bir projeyi bitirmeden diğerine başlıyor bu ilçede.
Özel eğitim kurumları bu ilçeye ardın sıra geldi ve bu eğitim öğretim
döneminin başında faaliyetlerine başladı.
Yenileri de gelmeye devam ediyor.
Yapılan yatırımlarla pek çok kişiye iş imkanı sağlandı.
Devlet kurumlarının bir kısmı bu ilçeye taşınmak için
gün saymaya başladı.
Beş yıldızlı lüks oteller, bu ilçede hızla çoğalıyor.
Ve asayiş olaylarının da en düşük olduğu ilçe burası.
Ayaz’ın verdiği güven, yatırımcıları getirdi bu kente,
getirmeye de devam ediyor.
Özel eğitim merkezleri ile yaptığımız röportajlarda da
ve diğer yatırımcılarla olan sohbetlerimizde de işittiğimiz
sözler hep aynı: “Başkan Ayaz’ın verdiği güven bizi burada
yatırım yapmaya itti.”
Peki, nedir bu güven?
Yani bir başkan nasıl bir güven verir de yatırımcıları
ilçesine çeker?
Şöyle açıklayayım…
Mesela önemli devlet kurumlarının geldiği bölgelerin çevresi
her daim müteahhitlerin ilgisini çeker değil mi?
Ya da bir belediye başkanının vaat ettiği kent merkezlerinin çevresi?
Ya da bir özel okulun çevresi?
Şimdi Başkan verdiği sözleri lafta bıraksa bu insanların yatırımları
elinde patlamaz mı, patlar.
Siz lüks konutlar yapabilirsiniz ancak o konutların çevresi gelişmemiş
ise o konutları satmanız imkansızlaşır.
Siz yemyeşil bir alanda özel okul yapabilirsiniz ancak
o alana gidişinizi sağlayacak yollar, toplu taşıma araçları yok ise
okula kayıt olacak öğrenci bulmakta zorlanabilirsiniz.
İşte Başkan Ayaz’ın yatırımcıya verdiği güven de bu.
Yapacağını söylediği her şeyi yapıyor, yaptıkça yatırımcıları
ilçesine çekiyor. Ve yatırım yapanlar, hallerinden memnun
olunca diğer yatırımcılar da bu ilçeye yöneliyor.
Başkan belediyenin kasasını zorlamadan, özel teşebbüslere
verdiği güvenle kenti nakış nakış dokutuyor.
Öyle ki Kocaeli’de İzmit’ten sonra ikinci bir şehir merkezi
olma yolunda ilerliyor Başiskele.
***
Öte yandan Ramazan ayında da en çok konuşulan ilçe
yine burası…
Bilmeyenler için anlatayım, sahilde Ramazan ayının ilk gününden
bu yana halka iftar veriliyor. Zengini, fakiri, orta hallisi
sahilde birlikte oruç açıp, Ramazan ayının coşkusunu yaşıyor.
Bu iftarları belediye değil, iş adamları veriyor.
Ama organizasyon işi belediyede.
Öyle ki iş adamları sıraya girmiş iftar verebilmek için.
İki günlük iftar programı talep edenler dahi söz konusu.
Başkan Ayaz, bu hayırlı işte de iş adamlarını, sanayicileri
devreye sokmuş, aracı olmuş.
Ancak işin zor kısmı, yani organizasyon işi belediyeye ait.
Ve en geç iftar saatini 5 dakika geçe
tüm vatandaşlar yemeklerini almış oluyor.
Belediyenin 50 personeli görevli alanda ve
7 noktadan insanlara yemek dağıtımı yapılıyor.
İftardan sonra ise çay ikramı var.
4 bine yakın vatandaşın sahilde oruç açtığına dair haberler
belediye tarafından basına servis ediliyor günlerdir.
Biz de gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aysun Özcan Erenkaya,
Reklam Müdürümüz Dilan İncesu ve Reklam Direktörümüz
Sibel Çimen ile birlikte dün Başiskele Sahili’ne giderek iftar
programını yerinde görelim dedik.
Başkan Ayaz, Büyükşehir Belediye Başkanı
İbrahim Karaosmanoğlu tarafından verilen iftar dolayısı ile
alanda yoktu dün.
Ünlü hoca Ömer Döngeloğlu’nun sahne alarak vaaz verdiği
güne denk geldik. Gemont’un sponsorluğunda verilen
iftarda yemeklerin tadına da baktık.
Halk iftarlarında dağıtılan yemeklere nazaran oldukça lezzetliydi
menü. 3 bin 700 sandalye ve 50-60 kişilik hasırlar doldu iftarda
ve pek çok kişi de sahil kenarında yeşilliklere oturarak orucunu
açtı. Bir kusur bulamadık açıkçası.
Huzurlu bir ortamdı, keyif aldık.***
İftar programı Başkan Ayaz’ın vesile olduğu hayırlı bir işti.
Başkan’ın pek çok noktada hayırlı işlere imza attığı da
çevresi tarafından anlatılmakta ancak bunu gizli saklı yapıyor.Basına yansıtmıyor, bu hayırlı işler üzerinden reklamını yapmıyor.
Bu özelliği de Başkan’ı partisiyle ideolojim çatışmasına
rağmen parlatmamdaki bir başka önemli etken.
Ama belli başlı eksikleri de yok değil Başiskele Belediyesi’nin.
Hızla gelişen, merkez ilçe olma yolunda ilerleyen,
sosyal demokrat ve farklı ideolojilere sahip insanların da
artık tercihi haline gelen Başiskele’de yaz aylarıile birlikte konserler düzenlenebilir mesela. Kent buna aç.
Başkan bunu da sponsorlar aracılığıyla yapabilecek
vizyona sahip.
Sahilde kurulacak olan bir sahnede, halkın günlük stresinden
arınması sağlanabilir.
Ve yine sahile, Başiskele’nin adını yansıtan şık bir iskele
yapılabilir, küçük heykellerle süslenebilir,
sahilde kültürel etkinlikler gerçekleştirilebilir.
Aralıklarla festivallerin olması da kentte canlılığı artıracaktır.
Başiskele’de yapılaşma hızlı ilerlediği için bazı bölgelerden
şikayetler de aldığımız oluyor.
Yolların uzun süre bozuk kalması gibi alt yapıdaki sıkıntılar
gibi…
Başkan’ın bu şikayetleri de dikkate alacağını umuyorum.
***
Hangi partiden olursa olsun eğer bir yerde hizmet aşkı olan,
vizyonu olan bir isim varsa başımız gözümüz üstüne.
Ama rehavete kapılmadığı sürece.
Umarız da kapılmaz.