Cumhur odasından cumhur reyonuna!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Öncelikle belirtmek isterim ki kiracı değilim, sadece empati kurarak bu konunun üzerine eğiliyorum.

Yeme içme ihtiyacı kadar zaruri bir ihtiyaçtır barınma ihtiyacı.

İnsanlar bu ihtiyacını, imkanları ölçüsünde gidermeye çabalar.

Gücü yeten ya da aileden kendisine ev kalanlar; barınma ihtiyacını ekstra bir ücret ödemeden giderir; ancak aileden kendisine ev kalmayan, maddi imkanları ise bir ev alabileceği birikimi yapmaya uygun olmayanlar, bu birikime sahip olana dek kirada oturmak zorundadır.

Yani kiracı olmak çok nadir kişi dışında bir tercih değil, mecburiyettir.

Peki, insanların yaşayabilme adına zaruri olan ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma geldiği bir ülkede refahtan, huzurdan, mutluluktan söz edebilir miyiz?

O ülkede her şeyin güllük gülistanlık olduğunu düşünebilir miyiz?

O ülkeyi yönetenlerin, sağlıklı bir ekonomi yönetimi uyguladığını savunabilir miyiz?

Vitrinde lüks araçlar, lüks yaşamlar, dolup taşan kafeteryalar olsa da arka sokakta kalanlar, perişan bir yaşam sürebiliyor bu ülkede.

Kimler perişan?

Evi var ama aldığı emekli maaşı, asgari ücretin bile altında, işte o emekli perişan bu ülkede.

Evi yok, kirada oturuyor, aldığı emekli maaşı, asgari ücret civarında ya da altında, o emekli perişandan daha perişan.

Evi olmayan işçi perişan.

Evi olsa da asgari ücretle yaşamını idame ettirmeye çabalayan perişan.

Evi olmayıp asgari ücret ya da biraz üzerinde ücret alan işçi, perişan ötesi perişan.

Geliri düşük ama evi olanın, tatili yok, sosyal yaşamı yok, yeme içmede sağlıklı ve yeterli beslenme yok, her şeyden kısıyor, öyle ya da böyle ayın sonunu bir şekilde getirebiliyor.

Lakin geliri düşük ve evi olmayanın yapabileceği hiçbir şey yok.

Kıyı kenar mahallelerde, ulaşımı sıkıntılı noktalarda dahi 10 bin liraya kiralık daire bulmak neredeyse imkansız hale geldi.

Bugün 2 oda 1 salon bir daireyi kiralamak, ortalama 15-20 bin lira.

Daha çok öğrencilerin, memurların tercih ettiği noktalarda 1+1 dairelerin fiyatları 18-22 bin lira civarında.

Ülkede her şeye zam geldi, her şeyin fiyatı son birkaç yıldır yaşanan ekonomik krizle birlikte katlandıkça katlandı ama ev fiyatları ve kiralık daire fiyatları, hepsini solladı.

Asgari ücret 2800 lira iken kıyı kenar mahallelerde 700 lira, daha merkezi noktalarda ise 1000-1200 liraya ev kiralanabilirken yani asgari ücretin 4’te 1’i kadar bir paraya kiralık ev bulunabiliyorken bugün, en düşük kira ücreti, asgari ücretin yarısını aşıyor. Kimi noktalarda ise lüks olmayan kiralık ev fiyatları asgari ücret kadar.

***

Bu konuya girmemin sebebi, iktidarın, marketlerle ilgili aldığı karar!

Kurulacak “Cumhur” reyonlarında Devlet’in temin ettiği ürünler, Devlet’in belirlediği fiyatlardan halka sunulacak. Anladığımız kadarıyla tüm marketler, bu reyonları marketlerine kurmak durumunda kalacak. Bu reyonlar, marketteki ürünlerin yüzde 15’ine tekabül edecek.

Bu alınan karar sağlıklıdır, doğrudur, yanlıştır kısmına uzun uzadıya girmeyeceğim.

Lakin halkın yararına bir karar gibi görünüyor.

Çarşı pazarın ateşini azaltabilecek bir uygulamaya benziyor.

Umarım, yararı olur.

***

Evet, Cumhur reyonlarını kurduk, market olayını çözdük, enflasyonu tırmandıran ürünlerin altını kıstık peki ya kiralık ev fiyatları?

Marketteki, pazardaki ürünlerden çok daha büyük artış gösteren ev kiraları ne olacak?

Vatandaş, eski kiracı olarak 4-5 bin liraya kirada otururken farklı ve haklı gerekçelerle evden çıkarılsa bugün 10-15 bin liradan aşağı kiralık ev bulamadığında ne yapacak?

Bu ülkede vatandaşların geçinmesinin önündeki en büyük engellerden biri barınma gideri!

Buna da çözüm bulmak durumunda iktidar!

Aksi halde Cumhur reyonlarındaki ürünleri bedava dahi dağıtsalar; vatandaşın geçim derdini sonlandıramazlar, ülkedeki ekonomik krizi aşmada bir arpa boyu yol ilerleyemezler.

Çünkü para, cumhurun yani vatandaşın kaldığı dairelerin odalarına hapsedilmiş durumda, oradan çıkamıyor! O odalar, vatandaşın maaşını yutuyor!

Cumhurun odasındaki parayı, cumhur reyonuna nasıl taşıyacaksınız ona kafa yorun!

Marketçilere yaptığınız gibi mi yaparsınız, farklı bir yöntem mi belirlersiniz bilmem ama bu soruna öncelik vermek durumundasınız!

Siz ya da sizden sonra gelebilecek olası iktidarlar, barınma sorununu çözemediği sürece, Türkiye’de ekonominin düzelme şansı yok!