Mesele koltuk mu, gurur mu?
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından dolandılar!
Kurultayda şahsını türlü hamlelerle yediler!
Sonrasında da AKP’ye olan tepkiden faydalanıp, kararsızların kararsız kalmaya devam etmesiyle yerel seçimlerde zafer elde ettiler!
Hal böyle olunca nasıl bir imaj oluştu?
“Kılıçdaroğlu yıllarca kaybetti, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel, CHP’ye dakika bir gol bir zafer yaşattı!”
Oy oranlarına bakmaksızın bu değerlendirmeyi yapabilirsiniz ama oy oranlarına baktığınızda CHP’nin kazanmadığını, AKP’nin kaybettiğini görürsünüz!
Neyse ne?
Vatandaş kim Kılıçdaroğlu’nu nasıl indirmişe bakmıyor!
Muhalifler, “Madem AKP’ye karşı en güçlü alternatif CHP, o halde CHP kazanmalı” diyor!
AKP’den bıktılar, ekonomiyi yönetmesinden bıktılar, yönetim şeklinden bıktılar!
Gitsin istiyorlar!
Kim yollayacaksa ona sarılıyorlar!
İşte bu yüzden CHP’nin iktidara yürüme ihtimalini kim zedelerse ona düşman oluyorlar!
Kılıçdaroğlu’nun haksızlığa uğrayıp uğramadığının bir önemi yok muhalif seçmen için!
Gürsel Tekin’in ihracının bir önemi yok!
Kişilerin bir anlamı yok!
Kurtuluşa odaklanmışlar!
Özgür Özel mi kurtaracak? Kurtarsın!
Sonrasında İmamoğlu’nu ister unuttursun ister çıkarıp Başbakan yapsın; “Yeter ki AKP gitsin, sonrasına sonra bakarız” diye düşünüyorlar!
En azından büyük bir kısmındaki düşünce bu yönde!
Partili olmayanlardaki düşünce bu yönde!
Bu yüzden Özel’i koruma kalkanı içine almışlar!
AKP’nin oyu düştükçe, Özel’in gücü katlanıyor gözlerinde.
CHP ister oy artırsın ister artırmasın, sonuç olarak CHP oylarını korur, AKP’nin oyu bu oranın altına sarkarsa bu iş burada biter!
İşte bu yüzden kayyum olmayı kabul eden Gürsel Tekin’e öfkeliler!
İşte bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu’nu baskılıyorlar, mutlak butlanla partinin başına geçmeyi kabul etmemesi için çabalıyorlar!
Bunu beddualarla, hakaretlerle yapıyorlar!
AKP’nin adamı ilan ediyorlar!
Neden, çünkü CHP’de belediye başkanları hapse atılmış, kurultay davalarıyla partide kaos oluşmuş!
Tüm bunları siyasetin yargıya müdahalesi olarak gördüğünüz zaman, Gürsel Tekin’in kafasına şişe de atarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu’nun itibarına da saldırırsınız!
Gürsel Tekin, kayyum olmayı kabul etti, tüm tepkilere rağmen polisle birlikte CHP İl binasına girdi!
Demek ki kafasında yargıya siyasi bir müdahale olduğu düşüncesi yok!
Ama muhalif seçmenin kafasında böyle bir düşünce var ve siz artık onların gözünde “Hain” durumuna geldiniz!
Muhalif kesim; Özgür Özel ve ekibini, koruma kalkanına almış ve siz o kalkanın arasına polisle dalmışsınız!
Haklısınız, haksızsınız ne fark eder?
Artık muhalif seçmen için “Yok” hükmündesiniz!
***
Peki ya Kılıçdaroğlu?
O, yargının vereceği karar sonrası CHP’nin başına geçer mi?
İşte orası muamma!
Belki kurultayda arkadan dolanmasalardı hala Genel Başkan’dı.
Belki yerel seçimlerde AKP’nin kaybetmesi, onun başarı hanesine yazılacaktı!
Belki bugün sahip çıkılan, koruma kalkanına alınan o olacaktı!
Ama öyle ya da böyle Kılıçdaroğlu, kurultayda Genel Başkanlık koltuğundan oldu!
Yerel seçimdeki başarı, Özel’in ve İmamoğlu’nun karnesine yazıldı.
Ve bugün yürütülen tüm soruşturma ve davaların, siyasi olduğu imajı oluştu!
Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu’nun vatandaşın şüpheyle baktığı davalardan çıkacak sonuçla Genel Başkanlık koltuğuna geri dönmesi, ne kendisine ne CHP’ye yarar sağlar!
Bundan dolayı, böyle bir sonuçta görevi kabul etmeyeceği düşüncem ağır basıyor!
CHP’nin bölünmesini isteyenlere ters köşe yapacakmış gibi geliyor!
Ama ya yanılıyorsam?
Ama ya kabul ederse?
Ya göreve gelip, 21 Eylül’de yapılacak olağanüstü kurultayı da iptal ederse?
İşte bu AKP’nin karşısındaki en güçlü rakibin bölünmesi, parçalanması anlamına gelebilir!
Oradan maçı çevirmek imkansızlaşabilir!
Alternatif bir partinin kurulmasının önü de tıkanırsa seçimin AKP lehine sonuçlanması ihtimali artabilir.
Bunun önünü öfkeyle, kin kusmayla kesemezsiniz!
Çünkü durum koltuk meselesi olmaktan çıkmış, bir gurur meselesine dönüşmüşe benziyor!
Eğer öyleyse gururun onarılması gerekmez mi?
Kemal Kılıçdaroğlu’na küfür, hakaret savurulmasına müsaade etmek, öfke kusulmasına sessiz kalmak yerine itibarını iade edip, onursal genel başkan konumuna sokmak gerekmez mi?
Bölünme olsun istenmiyorsa çözüm bu!
Ve bunu sağlayabilecek tek kişi de Özgür Özel!
Aksi halde “Durmak yok, yola devam” sloganlarını tekrar dinlersiniz!