10 saniyede orman yangınını söndüren bombaya ne oldu?
Yanan sadece ciğerlerimiz mi, yerleşim yerlerine ulaştığında evlerimiz mi?
Ormanda yaşayan canlılar da yangınlarda kaçacak yer bulamayarak feci şekilde can veriyor.
Ormanları söndürmeye çalışan itfaiye erleri şehit düşüyor.
Peki, bu kadar yangının üst üste farklı noktalarda çıkması tesadüf mü?
Bu yangınların tümünde bir kasıt aranmalı mı?
Birileri, bile isteye mi yakıyor ormanları?
Yoksa duyarsızlıktan kaynaklı bir durum mu bu?
Yani biri sigarasını içip söndürmeden izmaritini ormana mı atıyor?
Ya da mangal yakıp küllerini, közlerini mi bırakıyor?
Etrafa atılan cam ve pet şişeler mi sebep oluyor bu yangınlara?
Yoksa yangınlar, aşırı sıcaklardan kaynaklı mı gerçekleşiyor?
Her yangının sebebi farklı mı, ortada bir kasıt mı var, yoksa duyarsızlık mı bilmiyorum ama ormanlarımız, ormanların içindeki canlılar yanıyor…
Ciğerlerimiz yanıyor.
İtfaiye erlerimiz şehit düşüyor.
***
Komşu ilimiz Sakarya’da çıkan yangında da benzer görüntüleri, üzüntüleri yaşadık.
Sakarya’da başlayan yangın sırasında Sakarya’da bulunan bir hayvanat bahçesinde idim, şarj cihazımı almak için aracın yanına gittiğimde, birkaç kilometre uzaktaki cılız dumanı fark ettim, basit bir yangın olduğunu düşündüm, dikkate almadım ama 1-2 saat sonra tekrar aynı noktaya çıktığımda dumanların buluta dönüştüğüne şahit oldum.

Yangın büyümüştü.
Yangın söndürme uçakları ve helikopterler, yangına müdahaleye başlamıştı.
Ben İzmit’e dönene kadar, yangın Bilecik’e ulaşmış!
Bir süre sonra Eskişehir’deki ailemle telefonda görüştüm, her yanı duman kapladığını söylediklerinde şaşırdım.
Duman, yüzlerce kilometre öteye kadar ulaşmış.
Bu kadar kısa sürede, bu kadar dev alana yayılıyor orman yangınları.
***
Orman yangınları böylesi sıcak havalarda söndürmesi en güç yangınlar, günlerce, haftalarca söndürülemeyebiliyor, yayıldıkça yayılıyor.
Peki bu yangınların yayılmasını önleyebilecek tedbirler alınamıyor mu?
Bu yangınları bu denli hızla yayılmasının önüne geçebilecek bir çözüm yolu yok mu?
Yangının hızla yayılmasını engellemek için itfaiye araçları, yangın uçakları ve helikopterler belli ki yeterli değil!
Yangın, gittiği yere kadar gidiyor uzun süre.
Yangının başlangıcında bu araçlarla müdahale olursa ve rüzgar yoksa yangını kısa sürede kontrol altına almak mümkün oluyor ama diğer türlüsü çok zor.
Özellikle çam ağaçlarındaki kozalaklar metrelerce uzağa fırlayıp, yangının yayılmasında etkili oluyor.
Peki, ekipler yangına müdahale ederken diğer yandan da başka ekipler, yangının ulaşabileceği noktalarda ağaç kesimi yaparak yangının buralara ulaştığında yayılmasının önüne geçemez mi, yangını o alana hapsedemez mi?
Yangına sıkılan su, yangının yayılabileceği alanlara da sıkılamaz mı?
Tüm bunlar hızla yapılabilir mi, mümkünatı var mı muamma ama illa ki bir çözüm yolu olmalı!
Bir kıvılcımla başlayan yangın, bir şehirden başka bir şehre ulaşabilecek kadar büyümemeli.
Ormanlar kolay yetişmiyor ama kolay yok oluyor, olmamalı!
***
Son yıllarda orman yangınları, küresel ısınmanın da etkisiyle bir hayli sıklaştı, bu nedenle her türlü çözüm yolunun düşünülmesi gerekiyor.
İnsanlara ceza da kesseniz, yasaklar da koysanız, bir şekilde bildiklerini okuyorlar.
Hala başı boş insanların çevrede bıraktığı çöpleri yazıp, çiziyoruz.
Kocaeli’de ormanların, tatil bölgelerindeki yeşil alanların içleri yangına sebebiyet verebilecek atıklarla dolu. İnsanlıktan nasibini alamamış türlerin bu duyarsızlığı maalesef önlenemiyor.
Yaptırımlar yeterli gelmiyor.
Bu türlerin her birinin başına bir devriye dikemezsiniz.
Her an her yere atılan bu atıkları tespit edip toplayamazsınız.
Yani bunların yüzünden bu yangınlar kaçınılmaz oluyor.
“O halde, olası yangınlara en hızlı ve en etkili müdahale nasıl olur?” sorusuna etkili bir cevap bulmak gerekiyor.
Aslına bakarsanız 2019 yılında üst üste gerçekleşen orman yangınları sonrası ortaya heyecan yaratan bir proje atılmıştı.
Malatya İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde araştırma görevlisi olan Murat Toptaş, geliştirdiği, devasa yangınları söndürebileceğini iddia ettiği, yangın bombasıyla karşımıza çıkmıştı.
Toptaş, dünyada benzeri olmayan projeyle ilgi odağı olmuş ve TÜBİTAK tarafından yapılan yarışmada dereceye de girmişti. İçerisinde yangın söndürmede oldukça etkili olan bor minerali malzeme içeren 180 kilogram ağırlığındaki bombanın prototiplerinin, 2021 yılında üretim aşamasına geldiği aktarılmıştı.
Toptaş, geliştirdikleri yangın söndürme bombasının içerisinde yer alan bor mineralli özel malzemeyle 450 derece sıcaklığa ulaşan yangınların 10 saniye gibi kısa bir sürede kontrol altına alınacağını söylemişti.
Evet, 2021 yılına kadar TUSAŞ ile prensipte anlaşma sağlandı, bu anlaşma kapsamında 3. bir sanayi ortağı ile işbirliği öngörüldü.
24 Aralık 2022 tarihinde, “Akıllı Yangın Söndürme Bombası” projesi patent tescilini aldı.
Prototip üretimi tamamlandı, bombanın içeriğindeki bor mineraliyle, savaş uçağı, helikopter ya da İHA’lardan atılabilecek şekilde tasarlandı.
Yani patenti alındı (2022), tasarımı ve prototipi hazır.
Ancak seri üretime yönelik TUSAŞ işbirliğinin ne aşamada olduğu, test sonuçlarının başarıyla tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda kamuoyuna yansıyan bir bilgi yok.
2022 yılının sonunda patenti alınan yangın söndürme bombası, her yaz ciğerlerimizi yakan yangınların ardından dahi hatırlanmıyor, gündeme gelmiyor!
Merak ediyor ve kamuoyunun bu konuda aydınlatılmasını istiyorum; Murat Toptaş tarafından geliştirilen, TÜBİTAK’tan ödül alan ve TUSAŞ ile işbirliği anlaşması yapılan yangın söndürme bombasına ne oldu?
Testleri mi geçemedi?
Süreci uzatan ne?
