eğlenceli matematik masalları

Saadet Sevinç Doğan

Saadet Sevinç Doğan

Tüm Yazıları

Bazı yazarları niyetlerinden dolayı saygıyla selamlıyorum. İşte onlardan bir tanesi de Greg Tang. Bugün kütüphaneden aldığım kitaba biraz mesafeliydim açıkçası ilk başta. Çünkü kişisel gelişim, zeka gelişimi gibi kelimeleri ve sunduğu şeyleri açıkçası pek sevemedim önceden beri. Bu kitabın kapağında da “Zeka Geliştirici Sayma İşlemleri” yazısını görünce bir an duraladım. Ancak yine de bu satırları yazıyorum çünkü kitabın en arka sayfasında yazarın cümleleri ve niyeti kadar resimler ve anlatılanlar da oldukça güzel. Edebiyatın neresindedir sorusu ise beni aşar. Sadece şunu söyleyebilirim, niyeti zaten belli ve bunu gerçekleştirmek için ustalıklı bir yol izliyor yazar. Niyeti okul öncesi grupta yer alan çocuklara matematiği sevdirmek. Açıkçası bence (sadece bir okur olarak söylüyorum) yazarlık süreci de bu yaş grubu için (3-6 yaş aralığı diye belirtilmiş) oldukça iyi. Doruk Yayınları’ndan çıkan kitabın en az yazarı kadar kitaba değer katan çizeri de Heather Cahoon. Türkçe’ye Nihan Somay tarafından çevrilen kitap aslında bir serinin kitabı. Bu seri de Doç. Dr. Enis Sırıksaran editörlüğünde elimize ulaşıyor.

Aklıma Toprak Işık’ı getirdi bu kitap, sadece hedef kitlesi farklı yazarların. Işık’ın hitap ettiği kesim ilköğretim düzeyinde. Elimdeki kitabın yazarı ise oldukça küçük bir yaş grubuna matematiği sevdirme niyetiyle yola çıkıyor. Oldukça zor bir işi oldukça sevimli bir kanalla gerçekleştirmeye çalışıyor. Toprak Işık da benzer bir kaygı ile seri hazırlamış ve romanlarına sayısal bilgilerdeki konuları serpmişti. Dolayısıyla bana göre hedefledikleri gruplar ve hitap şekilleri de buna bağlı olarak farklı olsa da Greg Tang’ın Türkiye temsilcisi sadece Toprak Işık olabilir.

Geliyorum kitaba. Öncelikle çizimlerinin oldukça güzel, sıcak ve renkli olduğunu belirtmem gerekiyor. Ayrıca sayılarla tanışan küçük adam ve kadınlar için oldukça da çekici hikayeler oluşturulmuş her bir rakam için. Birden ona kadar olan rakamlarla ilgili oluşturulan hikayelerde birden başlayarak sırasıyla, örümcek, kuş, kaplumbağa, sincap, rakun, su samuru, kelebek, yengeç, karınca ve kunduzların hikayelerine yer veriliyor. Bir örümcekle başlayan kitap, on kunduzun inşaat mühendisi olduğuna dair okuduğumuz hikayeyle sona eriyor. Oluşturulan hikayeler de paylaşmak, işbirliği, dayanışma, planlı olmak gibi temalar etrafında dönüyor. Dolayısıyla niyetini bir yana bıraksak bile hikayeler kendi içinde değerli.

Aktarmak istediğim bir başka konu daha var. Bir insanın kendi alanında edindiği bilgiyi yaşamın içinde göstermek ve önemine vurgu yapmak istemesi bence kıymetli bir çaba. Yazar da bunu yapıyor kitaplarıyla. Her çocuğun matematiği öğrenebileceği gerçeğini bizlere elimizdeki resimli kitapla sunuyor. Ayrıca bir şeyi söylerken onun yaşamımızda nasıl yer alacağını göstermesi de önemli. Kısacası matematik hayatın hemen her alanında var ve biz uygun yöntemlerle çocuklarımızı bu güzel dünyaya dahil edebiliriz diyor yazar. Olayları anlamak için matematiğe ihtiyaç halinde olduğumuzun da altını çiziyor aslına bakarsanız. Bu, çok önemli bir nokta. Öğrenilen şeylerin hayatta karşılığını göstermek maalesef eğitim sisteminde gösterilmeyince sadece ezber yapan ve çok kısa bir süre sonra da ezberlediğini unutan insanlar yumağına dönüyoruz. Harcanan zamandan ziyade amacına ulaşamayan bilgi de boşa gidiyor. Kısacası eğitim sistemine dair her şey, öğrendiklerimizin kullanılabilirliğinde saklı aslında. Test çözen ve daha çok net çıkaran değil, okuduğunu anlayan, kavramlar arasında bağlantı kuran ve öğrendiğini hayatında kullanabilen insan yaşamdan istediğini almıştır bence. Bu anlamda hayatın her alanında olan matematiğin öğrenilebilir olduğundan yola çıkan yazarın, bu inancını 3-6 yaş aralığındaki çocuklara aktarması ve matematiği sevdirmeye çalışması oldukça güzel.

Bu satırları yazarken ister istemez aklım farklı şeylerde de geziyor. Örneğin bir tarafta böylesi güzel ve anlamlı çabalar varken, diğer tarafta neden geriye dönük adımlar atılmaya çabalanıyor diye düşünmüyor değilim. Neden bazıları 3 yaşında çocuğun matematiği sevmesini kendisine dert edinirken, bazılarının da çocuklara kötülük ettiğini düşünüyorum. Ya da neden çocuk gelin gibi aklın sınırlarına sığmayan iki kelimeyi yok edemediğimizi düşünüyorum. Ya da neden tüm çocukların eşit düzeyde matematiği öğrenebileceğinin altını çizen ve sadece uygun adımların atılması gereğini vurgulayan bir akıl varken, bunun yanında çocuğa istismarın önünü açacak uygulamalara zemin hazırlayan bir başka ve kötü akıl da var. İster Adem ve Havva’dan geldiğinize inanın, ister evrim teorisine, yine de bir çocuğun evrensel değerlerde eğitim alma hakkını engelleme çabasında olmanın önünü açacak her türlü öneri ve söylemin şiddetle yok olmasını diliyorum. Bu yazının niyeti ve sınırlılıkları içerisinde her çocuğun ve özellikle kız çocuklarının eğitim haklarının engellenmemesi, cinsiyet faktörü nedeniyle yapabilirliklerinin sınırlanmaması ve olumlu olan tüm hizmetlerin onları önceliğe alarak gerçekleşmesini umuyorum. Kız çocuğu eşittir cinsellik algısının yok olmasını umuyorum. Kız çocuğu ile erken yaşta evliliklerin önünü açacak her türlü gerici zihniyetin de yok olmasını umuyorum. Ayrıca edinilen kazanımları beyhude amaçlar için ziyan edecek zihniyetlere de her kadın, her kız çocuğu babası, kız kardeş sahibi ve her insanın hayır demesini umuyorum. Son olarak küçücük bedenlere ve zihinlere karanlık emellerin ulaşmaması için okuyan her kız çocuğu ve kadının olduğu kadar aslında daha da fazla siyasi karar mekanizmalarının aydınlık bir gelecek için adım atmasını umuyorum. En çok da ne umuyorum biliyor musunuz? Bu ülkede sadece ama sadece çocukların yararına çalışan ve ağzını açan insanların çoğalmasını umuyorum. Belki o seslerin fazlalığı elimdeki kitabın verdiği kısa mutluluğu arttırabilir.