Utanç verici…

Esra Aydın

Esra Aydın

Tüm Yazıları

Cehaletin gözlerine bakanlar bilir ki cehaletle mücadele edilmez.

İsteseniz de yapamazsınız.

Teflon tava gibidir.

Söylediğin işlemez; üzerinden akar gider.

Duvara konuşsan aynı etkiyi alırsın.

Duymaz, görmez.

Alabildiğine sabittir.

Bu kafada olan insanlar için yapılabilecek tek şey, onları kendi yaşam alanlarında benzerleriyle baş başa bırakmaktır.

Çünkü insani paydada buluşmak nafile bir çabadır.

Neden böyle bir girizgâh yaptım oraya geleyim.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen anma törenine katıldı.

Tören bittikten sonra bir vatandaşın yumruklu saldırısına uğradı.

15 saniyelik videoyu izlerken her şeyin ne kadar hızlı geliştiğini ve korumaların böyle bir duruma hazırlıksız yakalandıklarını fark edebiliyorsunuz.

Ancak benim dikkat çekmek istediğim konu o değil.

Ülkede kol gezen kara cehalet, vahşilik, nefret ve had hudut bilmezlik!

Böyle şeylere şahit oldukça midemi saran o bulantı hissi ve bulantının son zamanlarda daha da artmış olması beni tedirgin ediyor.

Nereden yüzünüze bir yumruk geleceği ya da kim tarafından aşağılanacağız çok belirsiz.

Hiç beklemediğiniz bir anda tartaklanabilir, yerlerde sürüklenip çekiştirilebilir ya da sosyal medyada hedef gösterilebilirsiniz.

İzlerken duyduğum utancı ise tarif edemem…

Bunların temelinde ne var biliyor musunuz?

Yaratılan nefret iklimi!

Ve bu nefretin bir kesim tarafından alkışlanıyor olması durumu daha da perçinliyor.

Kimse kimseyi sevmek, onaylamak ve alkışlamak zorunda değil.

İletişim kurmamız için ortak bir yaşam anlayışımızın mı olması gerek?

Elbette değil.

Ve daha da kötüsü ne biliyor musunuz?

Ne idüğü belirsiz, cinayetten ve hırsızlıktan sabıkalı bir adamın gerçekleştirdiği bu eyleme alkış tutan gönüllülerin olması!

Bakın, bu büyük bir problem.

Şiddeti onaylayan, şiddet pornografisinden zevk duyan bireyler var.

Baktığında rahatsızlık duymuyor, içi kalkmıyor.

Aksine keyif alıyor.

Bilmiyor musunuz ki ve hala öğrenemediniz mi

Şiddet, şiddeti besler ve büyütür!

Bunu yaymak, bundan beslenmek bu gibi eylemlerin önünü açar; cahile cesaret verir.

Gerçekten istediğiniz şey bu mu?

Ülkemizin sakinliğe, huzura ve sağlam bir eğitim alt yapısına ihtiyacı varken hem de…

Beslendiğimiz kaynak şiddet değil, güzelliğin ta kendisi olmalı.

Ellerimiz cehaleti değil, iyiliği alkışlamalı.

Cümlelerimiz kötü tohumları değil, iyileri ekmeli; büyütmeli.

Başka türlüsü mümkün değil.

Bu bakış açısı değişmediği sürece hiçbir şeyi kalıcı olarak değiştiremeyiz.

Hayatta tek bir doğru yok, tıpkı tek bir yol olmadığı gibi.

Kalbinizi ve aklınızı gölgede bırakmamanız dileğiyle…