Kocaeli’de CHP’yi “Kitabın ortasından” anlatayım
Bugün size “kitabın ortasından” bir CHP Kocaeli yazısı yazacağım.
Çünkü herkes neyin ne olduğunu görüyor ve biliyor ama hiç kimse olan biten hakkında net ifadeler söylemiyor.
O yüzden yazacaklarım için taraflar kusura bakmasın!
Herkesin bildiğini bilmiyor-muş gibi yapamayacağım.
Bundan bir-iki yıl önceki CHP dengeleriyle şimdiki dengeler arasında uçurum farkı oluşmuşken,
CHP’nin Kocaeli’de şu anki durumu hakkında kulağımın arkasına yatmaya niyetim yok!
Denge tutması gereken taraf biz değiliz!
*
Evet, geçen dönem Kocaeli’de Harun Özgür Yıldızlı ve Bülent Sarı hakimiyeti vardı.
Genç başkanlar birlik içerisinde çıktıkları siyasi yolculukta ekip siyaseti açısından hayli başarılı oldular.
Harun Yıldızlı’yı TBMM’ye, Bülent Sarı’yı il başkanlığına taşıyan süreç bu ikilinin uyumlu çalışmasıyla şekillendi.
Sarı ve Yıldızlı sadece kendileri başarı elde etmedi!
Eski milletvekilli ve PM Üyesi Tahsin Tarhan’ın ismini Kocaeli’den kazıdılar.
CHP’nin Kocaeli’deki kadrolarını gençleştirdiler.
O günlerde örgütü yok sayan hatta örgütle kavga eden İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e karşı güç birliği yaptılar.
Hürriyet, kendi istediği hiçbir ismi İzmit ilçe başkanlığına atatamadı.
İzmit Belediye Başkan Adaylığında onu saf dışı bırakmak için birlikte Hakan Tanta’yı desteklediler.
Onun öncesinde ise birlikte İzmit İlçe Başkanlığında Gökhan Ercan’ı desteklediler.
Çünkü Hürriyet’in “Gökhan Ercan” fobisi vardı o günlerde.
Ercan’ın da Hürriyet fobisi tabi…
Neler yaşanmıştı, neler…
Durum böyleyken Hürriyet de kafasına denk olacak, sözünü dinleyecek bir aday aradı ve Cengiz Çakar ile yol yürüdü.
Sonuç: Yıldızlı ve Sarı’nın örgütteki üstünlüğü, Gökhan Ercan’ın azmi sayesinde Ercan ilçe kongresini kazandı.
*
Ve sıra geldi il kongresine…
Bülent Sarı adaydı. Karşısında Mehmet Ümit Küçükkaya vardı.
Küçükkaya, örgütün desteğini arkasına alamadığından olsa gerek; kongreye iki gün kala adaylıktan çekildi.
Bülent Sarı, kurultay delege listesine eski Milletvekili Haydar Akar’ı yazmış, Başkan Hürriyet’in ise üstünü çizmişti.
Listeyi gören İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, Haydar Akar ismine çok sesli tepki göstererek delegelerle birlikte salonu terk etti.
Dün, ilçe kongresinde destek verdikleri Ercan’ın beklenmedik tavrı karşısında şaşkına dönen Sarı ve Yıldızlı için o noktadan sonra Gökhan Ercan sayfası kapandı.
*
Yola çıktığı ekiple ters düşen Ercan’ın imdadına Fatma Kaplan Hürriyet yetişti.
Birbirilerini göresiye gözü olmayan Ercan ve Hürriyet ışık hızıyla süper ikili oluverdi.
Birlikte kol kola girmeler, şakalaşmalar derken, Hürriyet en sonunda aradığı ilçe başkanını bulmuştu.
O gün bugündür belediye ve örgüt arasında uyumlu bir beraberlik gözleniyor.
Hürriyet ve Ercan şimdilerde ilçeyi tekrar kazanmak adına var güçleriyle asılıyorlar.
Bunun için hiçbir cömertlikten kaçınmıyorlar.
Ama Hürriyet ve Ercan’ın gücü sadece kendilerinden dolayı değil!
Yanlarında çok önemli bir destekçileri daha oldu.
Kim o…?
CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı…
Peki ya, Harun Yıldızlı?
O nerede, o kimi destekliyor?
İşte orası muamma!
Aslında muamma da sayılmaz. Gökhan Ercan’ın karşısında seçim kazanabilecek herhangi bir isim Yıldızlı ve ekibinin adayı olabilir.
Şu an için eski ilçe başkanı Hakan Çakar’dan başka elle tutulur bir isim duymadım.
İlçe örgütünün ağırlıklı olarak galip geldiği delege listelerinden sonra Ercan’ın karşısına rakip çıkar mı, onu da kestirmek güç.
*
Fakat bir şeyi fark edin diye anlatıyorum!
Şu geçen kısacık süre zarfında Bülent Sarı ile Harun Yıldızlı’ya ne oldu?
Bu ikili siyasetin dışında da çok iyi arkadaş ve dostlardı.
Ancak gelinen noktada her ikisi de zıt kutuplara savruldular.
Ve onların sebebinin tam olarak ne olduğunu anlamadığımız kavgalarından dolayı, Kocaeli siyaseti bambaşka bir yöne doğru evrilmek üzere.
Eski dostlar düşman, eski düşmanların dost olduğu, samimiyetsiz bir ortamda kongreye giden CHP’nin, gelecek günlerde Kocaeli’de nasıl başarılı olacağını merak ediyorum.
Kimileri hala daha Sarı ve Yıldızlı’nın arasının açık olduğuna inanmak istemiyor.
Bir nevi “danışıklı dövüş” zannedenler de oluyor.
Ama her ikisi de bunu yapacak kalitesizlikte siyasetçiler değil.
Ha, yarın başka bir gelişme olur ve yeniden ortak hareket etmeleri gerekir o ayrı.
Fakat şu an için görünürde böyle bir durum söz konusu değil.
*
Sarı ve Yıldızlı birlikte güçlüydüler.
Şimdi ise ayrı ayrı güçlerini göstermeye çalışıyorlar.
Onların bu ayrışması en çokta Hürriyet ve Ercan’a yaradı.
Hürriyet için hani hep derler ya, hatta zaman zaman kendi de der; “Ben çok şanslıyım” diye;
Evet şans yine Hürriyet’ten yana ilerliyor.
Ama ona bu şansı tanıyan Yıldızlı ve Sarı’nın ta kendisidir!
Hiçbir şans, öyle durduk yere kendiliğinden olmuyor, mutlaka onu besleyen sebepler oluyor.
Yıldızlı ve Sarı’nın yollarını ayırması en çokta onlarla ekip siyaseti sürdüren milletvekillerini, belediye başkanlarını, yöneticileri, ilçe başkanlarını, delegeleri, üyeleri hatta kanaat önderlerini zora sokuyor.
Sanki iki rahmetten birini seçmek zorundaymış gibi bir yola sürükleniyorlar.
Karamürsel Belediye Başkanı Harun Yıldızlı ile, İzmit Belediye Başkanı Bülent Sarı ile beraber yol yürürken;
Sertif Gökçe ne diye birini seçmek durumunda?
Veya iki başkan neden bu kavganın ortasında kalıp bir taraf seçmek zorunda kalıyor?
Keza Milletvekilleri ve ilçe başkanları da öyle.
Hangi tarafla siyaset yaparsa, yapmadığı taraf belki de o ilçe başkanını “hain” ilan edecek!
Böyle bir siyaset anlayışı var mı?
Bülent Sarı kazansa ne olacak, Harun Yıldızlı kazansa ne olacak?
Kime karşı, neye karşı elde edilecek bu zafer?
*
Bu işin sonu ne olur, biliyor musunuz?
Hangisi kazanırsa kazansın, uzun vadede ikisi de kaybeder.
Çünkü Fatma Kaplan Hürriyet’in hiçbir siyasi erk ile, uzun süreli birliktelik sürdürmesi beklenemez.
Bu onun karakterinden öte, siyaset yapış biçimiyle alakalıdır.
Şayet Harun Yıldızlı; Bülent Sarı ve Gökhan Ercan ile yol ayrımı yaşamasaydı, Hürriyet’in bu iki isimle de de işi olmazdı.
Onları değerli kılan şey, Harun Yıldızlı’dan uzak olmaları.
Ancak Hürriyet bir şeyi atlıyor.
Belediye mührü elinde olabilir, kendini inanılmaz güçlü hissediyor olabilir.
Fakat hem Bülent Sarı hem de Harun Yıldızlı kolayca feyk atılabilecek, saf dışı bırakılabilecek çaylak siyasetçilerden değil.
O nedenle yarın bir bakmışsınız iki dost yeniden el sıkışmış, aralarındaki buzları çözmüş vaziyette yeniden yola koyulabilir.
Bunlar çok uzak ihtimal olmakla beraber, her iki ismin destekçileri ve sevenlerinin en büyük arzusu olduğunu biliyoruz.
Stratejik bile olsa bir noktada ortaklaşmaları gerekebilir.
Şimdi bu dediğime ikisi birde itiraz edecekler, farkındayım.
Ama bence acele etmeseler iyi olacak.
Meşhur bir söz vardır; siyasette 24 saat hem çok uzun hem de çok kısadır diye.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler…