Oyu düşen başkandan başarı dersi!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Türkiye’de kentlere en büyük zararı veren şey, yerel seçimlerin genel seçim atmosferinde geçmesi ve seçmenin de bu yemi yutması oluyor!

Genel seçimde bir partiye ya da birkaç partiye, ülkeyi emanet ediyorsunuz; yerel seçimde ise bir aday ve ekibine, o kenti emanet ediyorsunuz!

Biri ülkeyi yönetiyor, biri kenti yönetiyor!

Ülkeyi berbat yöneten, ekonomiyi allak pullak eden bir iktidar partisinin, yereldeki adayı, liyakat sahibi ise işi bilen biriyse sorumluluk sahibi ise o kenti iyi yönetebilir!

Ülkeyi çok iyi yöneten, ekonomiyi canlandıran bir iktidar partisinin yereldeki adayı liyakatsiz ise iş bilmiyorsa vizyonsuzsa sorumsuzsa o kentin yıllarını heba edebilir!

Her parti her iktidar için geçerli bir durum bu!

Ne yazık ki ülkemizdeki pek çok kentte de Kocaeli’de de yıllarca, iktidarın rüzgarıyla, Recep Tayyip Erdoğan’ın ceketiyle hatır gönüle aday yapılan ve kentlerin yıllarını heba eden isimler oldu.

Yine keza sırf iktidar partisinin karşısında olduğu için CHP’nin ya da diğer partilerin adaylarına, liyakatine, vizyonuna bakmadan oy verenler oldu!

Yerelde önemli olan adaylardır, partiler ikinci planda olmalıdır!

Fanatizmin, kutuplaşmanın olmadığı bir ülkede, yerel seçimin genel seçim havasında geçmediği bir ülkede yerel yönetimlere talip olanlar, seçim kazanmaları durumunda çalışmak, hizmet üretmek, halka kendini kanıtlamak durumundadır, aksi halde kendilerine bir daha şans verilmez!

Ya partileri tarafından elenirler ya da halk tarafından!

Lakin bizim ülkemizde işleyiş böyle değil!

Eskiden bu durum genel olarak AKP’nin işine geliyordu, şimdilerde ise CHP’nin işine gelir oldu!

AKP güçlü olduğu dönemlerde yerel seçimleri genel seçim havasına sokar seçim alırdı, şimdi ise CHP aynısını yapmaya çalışıyor!

Yerel seçim, partilerin gücünü ortaya koyma yarışına, halkın ise ders verme alanına dönüştü!

Bu da eskiden olduğu gibi hak etmeyenlerin kazanmasına, hak edenlerin ise kaybetmesine sebebiyet verebiliyor!

***

Evet, ülkemizde şu an tüm bu yazdıklarımı bir kenara bıraktırabilecek olağanüstü bir durum var!

CHP’nin kazandığı belediyelerde birçok başkanın tutuklanması, kimi CHP’li ve farklı partiden belediye başkanının AKP’ye geçmesi gibi durumlar söz konusu!

AKP’li belediyelerde tüm başkanlar sütten çıkma ak kaşık, CHP’li belediyelerdekiler ise hırsız(!)

Bu durum şaibe yaratıyor, kafa bulandırıyor!

Vatandaşın önemli bir kısmı, yargının siyasallaştığına, seçimle kazanılan şehirlerin yargı yoluyla geri alındığına, CHP’nin seçim kazanmanın bedelini bu şekilde ödediğine inanıyor!

Böyle bir atmosferde elbette ki muhalif kesim yerelde de genelde de gözü kapalı AKP’nin karşısındaki en güçlü partiye yönelim gösterebilir!

Ama bu demek değil ki CHP’li belediyeler işi gücü bırakıp, halkın önemli bir kısmının inandığı bu mağduriyet üzerinden siyaset yapma yarışına girecek!

Bu demek değil ki öncelik kentler değil, gelecek genel seçimler olacak!

Bu demek değil ki CHP’deki yükselişi gören belediye başkanları, parti dizaynına kalkışacak!

Belediye başkanlarının görevi bellidir; rozet bir kenara bırakılır, o partili, bu partili demeksizin halka hizmet üretilir!

Hem kentlere hem de partilerine en büyük katkıyı bu şekilde sunar belediye başkanları!

Örnek belediyecilik sergilerler, şikayet edilen değil, örnek gösterilen olurlarsa bir daha ki yerel seçimlerde hem kendilerine hem partilerine hem de diğer ilçelerdeki adaylara kazandırırlar!

Çünkü diğer adayların referans olarak gösterebilecekleri belediyeleri vardır ellerinde!

***

Şimdi gelelim bunu Kocaeli’de şu ana kadar başaranlara ve başaramayanlara!

Dedim ya yerel seçimler ile genel seçimleri birbirinden ayırmak gerekir!

Halka hizmette partilere bakmamak gerekir!

Yıllardır AKP’den kopamayan Derince, son yerel seçimlerde başka partilerin adayına da şans vermeyi başardı, partiye değil, adaya baktı; pişman mı? Değil! Memnuniyet anketleri, CHP’li Sertif Gökçe’nin yerel seçim oyunu katladığını gösteriyor!

Yine yıllardır AKP’den kopamayan Karamürsel, son yerel seçimlerde CHP’li Ahmet Çalık’a şans verdi, pişman mı? Değil! Memnuniyet anketlerinde onun da oyunu katladığı görülüyor!

Neden? Çünkü işlerine bakıyorlar!

Dertleri, öncelikleri yönettikleri kentler!

Mesela Derince’de Sertif Gökçe, geçmişten kalan borçları diline dolayıp, sürekli kavgacı, mağdura yatan bir anlayışla hareket etmedi, yeri geldi projeleri AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ile birlikte gezdi! Büyükşehir’in yapması gereken bir proje varsa bunu kendilerinden rica etti, olumsuz bir cevap almadı.

Keza Ahmet Çalık da aynı şekilde, Büyükşehir’e, yönettiği kente bir hizmeti olduğunda teşekkür etmekten çekinmiyor!

Bu başkanların CHP’liliğinden, genel iktidara muhalifliğinden şüphesi olan var mı?

Kimse bir ilçeye yapılan hizmetin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığına bakmaz, bilmez; o ilçede aksayan şeyleri de görür, yapılan hizmetleri de ve faturasını ilçe belediyesine çıkarır. Şimdi bu iki başkan hem kendileri hem de partileri için puan toplamıyor mu? Bu başkanlar, kendilerine yönelik memnuniyeti artırdığında CHP’ye yönelik algıları da kırmış olmuyor mu?

İşleri hizmet etmek ve sadece bunu yapıyorlar!

Ve emin olun 2029 yerel seçimlerinde, diğer ilçelerdeki adayların da Büyükşehir adaylarının da işini kolaylaştırmış olacaklar! Adaylar seçim çalışmalarında bu belediyeleri örnek gösterebilecek! Halkı ikna, bu iki başkanın örnek gösterilmesiyle kolaylaşacak!

Bu durum, genel seçimleri dahi etkiler!

CHP’li belediyeden beklediğini alan vatandaşın, CHP’yle ilgili algısı da kırılabilir!

Kazanılacaksa daha çok belediye, bu şekilde kazanılır!

İşte CHP’ye en büyük katkı budur!

***

Şimdi gelelim bunun aksini düşünen İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e!

2019 yerel seçimlerinde Kocaeli’nin kalbi olan İzmit’i, meclis çoğunluğunu elde edemese de arkasındaki örgüt gücüyle ve milletvekilliği popülerliği ile kazanmayı başardı! İzmit, Kocaeli’nin merkeziydi, kalbiydi, vitriniydi!

İnsanlar önce vitrine bakar, vitrinde hoşlarına giden bir şey varsa diğer ürünleri de merak ederek o mağazaya girer!

Bu yüzden Hürriyet, İzmit’i kazandığında AKP’lileri büyük korku sarmış, elleri ayaklarına dolaşmıştı!

Onlara göre bu Kocaeli’de bir çöküşün başlangıcıydı kendileri için!

CHP’nin Kocaeli’deki tek belediyesi iyi çalışırsa örnek belediyecilik sergilerse bir sonraki yerel seçim, kendileri için çok zor geçebilir, birçok belediye ellerinden gidebilirdi!

Hatta Büyükşehir Belediyesini dahi kaybedebilirlerdi!

Ama öyle olmadı!

Başkan Hürriyet, bırakın örnek belediyecilik sergilemeyi, AKP’li Nevzat Doğan’ı bile aratır duruma geldi!

Çöpler birikti, otlar uzadı, rutin işler aksadı!

Başkan, vatandaştan gelen bu tür şikayetleri dikkate almak yerine, bu şikayetleri haberleştirenleri “Yandaş” ilan etti, “Organize kötü” ilan etti!

Yerel seçim sürecinde ise gizli çekimi fark etmeyerek, vatandaştan birebir yapılan çöp şikayetinde eski temizlik personellerini suçladı! Yani ortada bir çöp, ot problemi olmadığını savunup, haber yapanları iftira atmakla yaftalarken gizli çekimde işlerin aksadığını bir nevi kabul etti! Oysa şikayet haberlerini dikkate alsa, vatandaştan seçim sürecinde bu serzenişleri duymayacaktı!

Yine Başkan Hürriyet, sokak hayvanlarıyla ilgili rehabilitasyon merkezini, pek çok ilçede var olmasına rağmen İzmit’e bir türlü kuramadı! Seçim sürecinde yer hazır dedi, aradan geçen sürede de SEDAŞ ile İSU’yu suçladı! Hala ortada yapılmış bir rehabilitasyon merkezi yok!

Gölkay’a “ucube” dedi, yıktı, yeniden yaptı ama hala faaliyete sokamadı! Öyle ki daha faaliyete geçmeden Gölkay, yeni adıyla Bıçkıdere, harabeye dönüşmeye başladı!

Cumhuriyet Parkı için kavga etti, buranın devrini istedi, Büyükşehir Belediyesi, “Biz burada proje yapıp, size devredelim” dedi, kabul etmedi, araya CHP ve İYİ Parti il başkanları girdi, parkın İzmit Belediyesine devri sağlandı, kavga bitti ama park yine eskisi gibi!

Belediyenin kapısına alacaklı dayandı, esnaflara borçlar takıldı; İzmit Belediyesi güven kaybına uğradı, müteahhitler, esnaflar ihalelere, doğrudan teminlere yaklaşmaz oldu!

Hal böyle olunca da AKP’nin İzmit’i kaybetmesinden dolayı yaşadığı kahır son buldu!

Çünkü CHP’nin elinde adayların seçimde referans göstereceği bir belediyecilik oluşmadı!

Sürekli kavga eden, sürekli “Mağdurum” diyen, üretemediği hizmetlere, tamamlamadığı projelere bahaneler sunan bir Başkan, diğer ilçelerdeki seçimde örnek gösterilemezdi!

Evet kreşler açtı, evet seçime kısa bir süre kala kent lokantası açtı, evet kafeler açtı evet Fethiye Caddesi’ni yeniledi ama başka..?

Bırakın hizmet üretmeyi, belediyenin etrafındaki esnafa dahi kaç defa selam verdi Başkan Hürriyet?

Tüm bunlara rağmen tekrar kazandı mı, kazandı!

2024 yerel seçimlerinden zaferle çıktı mı, çıktı!

Peki Hürriyet’in yerinde başka aday olsaydı kazanamaz mıydı?

Ceket koysalar kazanırdı!

Çünkü AKP’li seçmen sandığa gitmedi!

Ülkedeki ekonomik kriz, katılımı azalttı, oyu en az düşen seçimi aldı!

Oyu düşen diyorum çünkü Hürriyet’in oyu düştü!

Ülkedeki ekonomik kriz, en olmadık şehirlerde CHP’ye zafer kazandırırken İzmit’te 5 yıldır görev yapan bir başkanın seçimi oy kaybederek kazanması sizce başarı mıydı?

Şimdilerde çıkmış Başkan Fatma Kaplan Hürriyet, ilçe kongrelerinde beraber yol yürüdüğü, kendini örgütle barıştırmaya çabalamış olan, geçmişe sünger çeken mevcut CHP İl Başkanı Bülent Sarı’yı başarısızlıkla suçluyor!

“2024 yerel seçimlerinde daha fazla belediye kazanılabilirdi” diyor!

Onun belirleyeceği İl Başkanı ile CHP’nin 2029 yerel seçimlerinde 13-0 yapabileceğini iddia ediyor!

Yani oyu düşen Başkan, İl Başkanı’na, milletvekillerine, ilçe başkanlarına, yani örgüte başarı dersi veriyor(!)

Sayın Başkan, düşman biriktirmek yerine dost biriktirmeyi seçse, kavga yerine hoşgörüyü benimsese, bahane üretmek yerine hizmet üretse, ilçe ilçe dolaşmak yerine elindeki vitrini hizmetlerle süslese 13-0 iddiasını ortaya atabilir elbet ama vitrinde çöp var, kavga var, kaos var, hırs var, yıllardır bitirilemeyen projeler var!

***

Evet, Başkan Hürriyet, Körfez kongresinde milletvekillerini bacak bacak üstüne atarak karşılarken ilçe kongreleri bitene kadar saygı gösterdiği (!) Bülent Sarı karşısında ayağa kalkmıştı; şimdi ise neredeyse tüm ilçe başkanları, Sarı’yı sosyal medyada tartışmaya açan, İl Başkanlığı makamına saygısını kaygıları bittikten sonra yitiren Hürriyet’e karşı ayağa kalktı!

Ve bu ayağa kalkış Hürriyet’e olan saygıdan değil, partiyi daha fazla kaosa sürükleyebileceğine olan kaygıdan!