‘Aşı’n bunları!
1,5 yılı aşkın süredir yaşadıklarımız ortada. Tüm dünya gözle görünmez bir virüsün esiri olmuş durumda. Toplum bağışıklığı sağlanamadığı için virüs sürekli mutasyona uğrayarak daha tehlikeli bir hal alıyor. Kısa sürede üretilen aşıları bir şans olarak görüp vakit kaybetmeden bu aşılara yönelmek gerekirken hala paranoyalara kapılıyor insanların önemli bir kısmı. Dünyada da ülkemizde de bir hayli aşı karşıtı ya da aşıdan dolayı güvensizlik, tedirginlik yaşayanlar var.
COVID-19 şakası olmadığını; 1,5 yılda dünyada milyonlarca insanı canından ederek kanıtladı. Diğer yandan ise aşı olan nüfus ile aşı olmayan nüfusun virüs kapma oranlarını yansıtan veriler de aşının etkinliğini gözler önüne sermekte. Lakin tüm ortaya konulan verilere rağmen aşının bir işe yaramadığını, aksine insanların sağlığına zarar verdiğine dair senaryolar üretiliyor.
Her siyasi görüşten bilim insanının “Aşı şu an için en etkili çözüm” açıklamaları da kesmiyor aşı karşıtlarını, ikna olmalarına yetmiyor bu söylemler. O vakit geriye 2 seçenek kalıyor. Vakalar zirve yapsa da kısıtlamalar geri dönmeyecek ya da aşı yaptırmayanlara yönelik kısıtlamalar gelecek…
Hükümetin bu saatten sonra “Tüm topluma kısıtlama getirdim”, “Kafeleri, restoranları, kıraathaneleri, lokantaları, eğlence merkezlerini, AVM’leri vs… kapattım”, “Hafta sonu sokağa çıkmayı yasakladım”, “Şu saatten sonra sokağa çıkamazsınız” deme şansı da lüksü de kalmadı. Böyle genel bir kısıtlamayı ne toplum ne de esnaflar kaldırabilir artık. Kurunun yanında yaşı yakamazlar, “Aşı, koronavirüse karşı sizi koruyor” tezini, aşı yaptıranlara da yasak getirerek çürütemezler.
Ne olacak peki? Aşıya hak kazandığı halde aşı yaptırmayanlara ya hükümet ya da bu süreçten etkilenen işletmeler kısıtlamalar getirmeye başlayacak. Veyahut da hükümet tüm toplumu salacak, kendi haline bırakacak. Her koyun kendi bacağından asılır mantığı güdülüyorsa eğer aşı yaptırmayanlar kendi bacağından asılacak, kendi düşen ağlamayacak.
Tüm bunlara hiç gerek yok. Biz bu süreci toplumsal bilinçle, “Her koyun kendi bacağından asılır” mantığını bu sürecin dışına iterek aşabiliriz. Şu an yaz aylarının rehavetindeyiz ama bunun kışı da var. Normalleşme sürecini artık tüm mevsimlere yaymak, gerçekten normal hayata dönebilmek adına aşın bu paranoyaları, aşın bu aşı karşıtlığını, aşın bu tedirginliklerinizi, aşınızı yaptırın, toplumsal bağışıklığın kazanılmasına daha fazla mutasyon ortaya çıkmadan katkı sunun.
Ne esnafın daha fazla iflasın eşiğine sürüklenmesine ne insanların sizden sebep evlerine hapsolmasına ne sizden sebep kolluk kuvvetlerinin yorulmasına, ne sağlık personellerinin daha fazla risk altında ailelerinden uzak bir şekilde kalmasına ne de öğrencilerin yüz yüze eğitimden mahrum bırakılmasına neden olun!
Olur ya hükümet, mantıksız, akla ziyan bir karar alarak tüm toplumu kapsayan kısıtlamalar getirir, o vakit tüm bu çilenin ve iflasların vebali üzerinize olur bilesiniz…