Yasaklar geri gelemez, çünkü…

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Çin’de başlayan ve tüm dünyaya yayılan, bir buçuk yılı aşkın süredir ülkemizi de esir alan COVID-19 salgını, yaz tatiline mi girdi, yoksa aşının etkisiyle artık hayatımızdan yavaş yavaş çıkmaya mı başlayacak derken son günlerde hızla artan vakalar, kritik eşiği aştı, 22 bine ulaştı. Rusya başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde sahillerimize akın eden yabancı turistler ile yerli turistlerimiz yazın tadını çıkarırken sonbaharda kısıtlama söylentileri aldı başını gidiyor. Vakalar arttıkça kısıtlama ihtimalleri de sıkça dillendirilmeye başlandı.

Peki böyle bir ihtimal söz konusu mu? Yani geçtiğimiz yıl yaz aylarında normalleşip, sonrasında vaka sayılarında zirveleri yaşamıştık, benzer bir durum aşıya rağmen bu sene de mi yaşanacak? Ya da “yaşanmaya başladı” diyebilir miyiz? Tekrar sokağa çıkma yasakları, kafe, restoran, lokanta, kıraathane ve eğlence mekanların kapatılması gibi kısıtlamalar mı gündeme gelecek?

Yine vatandaş, hiçbir işe yaramayan taksitli yasaklarla boğulacak, esnafa göstermelik destekler verilerek “Sizi kapattım” mı denilecek?

Bunu düşünmek, bu ihtimali konuşmak bile kabus gibi!

Düğünler ertelenecek, çocuklar okullarından yine uzak kalacak, esnaf borçlarla boğuşurken yeni bir kapatma kararıyla bu kez net bir şekilde iflas edecek! Sağlık çalışanları yine çile çekecek, koronavirüs kapma endişesiyle psikolojimiz altüst olacak!

Bu şimdilik bir ihtimal, bir kabus, umarım bunların hiçbiri gerçekleşmez.

Lakin görünen köyün de kılavuza ihtiyacı yok. Vakalar önü alınamayacak düzeyde artmaya devam ederse maalesef bu sonuç kaçınılmaz gibi görülüyor.

Ama buna rağmen birçok kişi aşı karşıtlığını sürdürüyor. Aşı yaptırmaktan korkuyor, güven duymuyor. Aşıların ilerleyen tarihlerde ne gibi etkileri olur, olmaz bilemem, lakin şu an için en etkili mücadele yöntemi aşı. Başka bir alternatif yok, başka bir çözüm yok.

Keza Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Nuh Zafer Cantürk’ün geçen gün paylaştığı, Amerika’daki aşı olan vatandaşlarla aşı olmayan vatandaşların COVID-19’a yakalanma oranını gösteren grafik, aşının koronavirüs ve mutasyonlarıyla mücadelede ne denli etkili ortaya koyuyor. Aşı yaptırmayan vatandaşlarda vaka sayıları adeta uçarken aşı yaptıran vatandaşların çok nadir bir şekilde virüs kaptığı görülüyor bu grafikte.


Bunun yanı sıra uzmanlar, aşı yaptırdığı halde mutasyonlu virüs kapanların bu süreci hafif atlattığını da belirtiyor.

İlk bakışta aşıyı yaptırıp yaptırmamak “Her koyun kendi bacağından asılır” şeklinde yorumlansa da durum öyle değil. Aşı yaptırmayanlar bu virüsü hayatımızda tuttuğu sürece, aşı yaptıranların antikor seviyeleri düştükçe bu virüs hayatımızdan çıkmayacak. Hatta virüs yeni mutasyonlara uğrayacak, aşıyı etkisiz kılacak! Bu nedenle aşı yaptırıp yaptırmamak her koyunun kendi bacağından asıldığı bir durum olmaktan çıkıyor. Bir kişinin bile aşı yaptırmaması tüm toplumu hatta tüm dünyayı ilgilendiriyor.

Aşı yaptırmayanlara şimdilik bir kısıtlama kararı yok ülkemizde ama olmayacak diye bir şey de yok. Nasıl ki tüm Türkiye, yasaklara uymak zorunda bırakılıyor, esnaflar iflasın eşiğine sürüklenme pahasına dükkanlarını kapalı tutmak zorunda kalıyorsa; hükümetin bu yasakları tüm topluma değil, aşı yaptırmayanlara uygulama ihtimali de söz konusu olabilir. Yani olsun demiyorum, taksitli olduktan sonra hiçbir yasağın bir faydası anlamı yok ama ihtimal dahilinde bir durum bu.

***

Yeni yasaklar gelirse esnaf biter, psikolojimiz yine altüst olur; güveniriz ya da güvenmeyiz ama aşı şu an tek çözüm. Aşı yaptıranla yaptırmayanlar arasındaki farkı tüm dünyada bilim insanları ortaya koyarken paranoyaya kapılmamak ve aşı olmak gerek. Vatandaşın üzerine düşen bu. Hükümetin yapması gereken ise aşılamaya daha da hız katması ve en önemlisi 18 yaş altı aşılamaya bir an önce başlayıp okulların güvenle açılmasını sağlaması… Hükümetin yapmaması gereken ise tüm toplumu kapsayan yasaklar getirmesi!

Hükümet, bu aşıları bir şekilde tedarik edip, “bu aşılara güvenin” demiş, milyonlarca insan dünyada ve ülkemizde yapılan bu çağrılara uymuş, aşısını yaptırmışsa tüm topluma yasak getirilemez… Kafe, restoran, lokanta, kıraathane, eğlence mekanları kapatılamaz, düğünler yasaklanamaz, sokağa çıkma kısıtlaması olamaz. Eğer ki aşılarını aşı takvimine uyarak yaptıran vatandaşlar, olası yasaklardan muaf tutulmazsa hükümet, “Aşı bu virüse yakalanmayı engelliyor” teziyle çelişmiş olur.