Dava var, tekzip var, ceza var, kart yok!
Neden yıllardır çözüm üretilmiyor, neden bu konu geçiştiriliyor ya da neden gazetecilik örgütleri bu konunun üzerine yeterince gitmiyor anlamak güç…
Düşünsenize internet gazetesinde bir köşe yazınız, bir haberiniz üzerinden size dava açılabiliyor, sizlere mahkeme kararı ile tekzip metni gönderilebiliyor, yazdığınız haberler nedeniyle ceza alabiliyorsunuz ama devlet, bunların dışında sizi gazeteci statüsüne koymuyor. Sigortanız 212 basın sigortası değil, sarı basın kartı alma hakkınız yok, Basın İlan Kurulu’ndan ilan alamıyorsunuz. Kaybedilen bir kimlik kartı için de kongreler için de internet gazetelerine ilan verilemiyor…
Neden? Çünkü basılı yayın değilsiniz…
***
Ben Kocaeli Barış gazetesinde başlayana dek, hep basılı yayını olan gazetelerde çalıştım. Açıkçası gazetenin internet kısmıyla hiç ilgilenmedim. İnternet gazeteciliği tecrübem 6 yılı aşkın bir süredir çalıştığım Kocaeli Barış gazetesiyle oluştu.
Aslında basılı yayını olan gazetelerin aynı zamanda internet gazeteleri de mevcut. Eskiden internet gazeteciliği kısmına pek ağırlık verilmezdi. İnternet gazeteciliği kısmı tek bir editöre bırakılır, öyle üzerine de çok düşülmezdi. Gazete patronları genellikle basılı yayına odaklanırdı. Lakin gün geçtikçe bilgisayarların her eve girmesiyle ve sonrasında cep telefonlarından internet gazetelerinin rahatlıkla takip edilebilmesiyle işin seyri değişti.
Şimdi, pek çok gazete sırf Basın İlan Kurulu’ndan ilan alabilmek adına basılı yayınlarını sürdürüyor. Çünkü insanlar, gazeteler basılana kadar o gazetede okuyacakları pek çok haberi çoktan internet gazetelerinde sıcağı sıcağına okumuş oluyor.
Tabii ki gelenekçi olan, gazeteyi eline alıp sayfa sayfa okumak isteyenler hala var ama çoğunluk gazeteleri artık internetten takip ediyor. Bu nedenle de tüm gazeteler internet yayıncılığına yatırımlarını artırmış, ilgilerini basılı yayından internet gazeteciliğine yöneltmiş durumda.
***
Şimdi insanların tercih ettiği gazetecilik internet gazeteciliği iken basılı yayında tirajlar 500’lerin altına inmişken Basın İlan Kurumu, resmi ilanları neden basılı yayınlara veriyor da yüz binlerce tiraj alan internet gazeteleri es geçiliyor? Neden teknolojiye ayak uyduran gazetecilik, teknolojiye ayak uydurduğu için cezalandırılıyor?
Evet, irili ufaklı yüzlerce, binlerce haber sitesi var. Öyle ki kimileri, gazeteciliğe dair geçmişi olmayan insanlar tarafından kurulmuş, tek bir personeli dahi olmayan siteler. Nasıl ki basılı yayınların resmi ilan alabilmek için belirli şartları yerine getirmesi gerekiyorsa internet siteleri için de bu yapılabilir. Personel sayısı, belirli sayıda İletişim Fakültesi mezunu çalıştırma şartı, tiraj gibi faktörler üzerinden bu tür sitelerle gerçekten gazetecilik yapan haber siteleri ayrıştırılabilir. Bunun çözümü bu kadar basit.
***
Tabii şu da var, internet gazetelerine resmi ilan verilmesinin önü açılırsa pek çok gazete, basılı yayınlarını sonlandıracak, grafikerler, montajcılar ve internet gazeteciliğine ayak uyduramayacak kimi meslektaşlar işsiz kalacaktır. Pek çok matbaa da iflasın eşiğine sürüklenecektir. Bu nedenle basılı yayınlara verilen ilanların da devam etmesi, internet gazetelerinin ise ayrıca değerlendirilmesi bunun önüne geçebilir. İnternet gazetelerine resmi ilan verilebilmesinin olumlu yanı ise personel sayısı şartı ile internet gazetelerindeki istihdamın artırılması olacaktır.
***
İnternet gazetelerine resmi ilan verilip verilmemesi kısmı daha çok gazete patronlarını ya da gazete patronluğuna soyunacakları ilgilendiriyor. 212 basın sigortasına tabii olabilmek ise tüm gazetecileri ilgilendiren bir konu. Bu sigortanın avantajlarından yararlanamıyoruz internet gazetesi çalışanları olarak, devlet tarafından gazeteci olarak tanınmıyoruz, sarı basın kartı sahibi olamıyoruz.
4 yıllık gazetecilik bölümü mezunuyum, 15 yıllık gazetecilik tecrübem var, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olmam nedeniyle kendi yazdığım ya da diğer arkadaşlarımın yazdığı yazılar nedeniyle sık sık ifade vermeye ya da mahkemelere gidiyorum ama basılı gazetede çalışırken almış olduğum sarı basın kartı, Kocaeli Barış gazetesine başladığım tarihten bu yana yok.
Peki bu saçmalığa güçlü bir şekilde dur diyecek, hükümeti çözüme yöneltecek bir gazetecilik örgütü var mı? Yok!