Ee hani montajdı?
MHP Kocaeli İl Başkanı Aydın Ünlü’nün başı dertte.
Bahadır Bostancı adlı şahıstan otel ruhsatına karşılık 30 bin lira para aldığı;
Ancak ruhsat krizini çözemediği halde parayı geri ödemediği yönündeki iddialar şahsın bir türlü derdini anlatamamaktan kaynaklı olarak mağduriyetini kanıtlamak için çektiği kamera kaydının sosyal medyaya sızmasıyla ortaya çıkmıştı.
Bu olayı haberleştiren ilk biz olmuştuk.
Çünkü konuşulanlar yenir yutulur cinsten değildi.
E tabi Aydın Ünlü’nün bu konularda öteden beri bilinen bir namı da vardı.
Çekirge bir sıçramış, iki sıçramış, üçüncüde yakalanmıştı.
Ben üç diyorum ama kaç kez sıçradığını tabi ki bilemem.
***
Olay basında duyulunca bir Allahın kulu çıkıp, “Aydın Ünlü böyle bir şey yapmaz” demedi.
Adeta ‘malumun ilanı’ gözüyle bakıldı, ki bu çok büyük bir ölçüdür.
Herkesin fısıltı yoluyla bildiği kimi gerçeklerin ilk defa ete kemiğe büründüğü bir vakaydı.
Ama ne hikmetse onu tanıyan tanımayan herkes tarafından genel kabul gören Aydın Ünlü portesi genel merkezin umurunda olmadı.
Her zaman yaptıkları gibi işi FETÖ’ye yıktılar.
Montaj dediler. Sonuna kadar inkar politikası güttüler.
MHP Genel Merkezi ise Ünlü’ye inanmaya çok hazırdı.
Neden? Çünkü Bahçeli’ye sonsuz biatı, bağlılığı vardı.
Gerisi nasıl olsa hallolurdu.
***
Bahadır Bostancı ısrarla parasının peşine düştü.
Paradan da öte bir de FETÖCÜ yaftasına karşı kendini ispat etmek durumunda bırakıldı.
El mecbur, gidip adalete sığındı.
Ve nihayet Bostancı’nın şikayeti dava konusu olarak kabul edildi.
İddianame hazırlanırken tarafların ifadeleri alındı.
O ifadelerde, Bahadır Bostancı ile Aydın Ünlü adına konuşan MHP il sekreteri İzzet Erdem inanılmaz şeyler söyledi.
Bunların hepsini bugünkü haberimizde okudunuz.
Ama her zaman sıcak teması önemseyen biri olarak olayı bir de İzzet Erdem’e kendim sorayım bakalım, ne diyor dedim.
***
İzzet Bey ile telefonda konuştuklarımı size olduğu gibi aktarmadan önce şunu söyleyeyim.
Tüm bunlar orta yerde dururken MHP Aydın Ünlü’yü bilmem kaçıncı kez il başkanı seçti ya, buna hala inanamıyorum.
Benim Sayın Ünlü ile tek kelimelik muhabbetim yok!
Ona karşı en ufak kişisel bir husumet falan beslediğim de yok.
Eğer öyle olsaydı, kongreden önce sipariş haber isteyenleri geri çevirmez, itibarına oynardım.
Bilakis o süreçte çok dikkat ettim.
Eğriyi doğruyu MHP kendi bulsun dedim.
Onların doğruları, kriterleri nedir, ben bilmem.
Ama hukuka intikal eden bir olayda biz bunu görmezden gelemeyiz.
Çünkü ‘montaj’ diyerek inkar etmişlerdi.
Gelinen noktada yapılan kriminal inceleme sonucunda kasetin montaj olmadığı anlaşıldı.
Şimdi Aydın Ünlü bu maçı nasıl lehine çevirecek, doğrusu merak ediyorum.
Montaj olayı patladı.
Demek ki ortada bir de yalan beyan var.
Neyse…
Bu yazı böyle uzar gider.
En iyisi Aydın Ünlü’nün işi üstüne yıktığı, tek başına fatura ettiği,
Eski dostu, dava arkadaşı İzzet Erdem ne diyor, onu dinleyelim.
***
"HODRİ MEYDAN" DEDİ
-İzzet Bey hakkınızda dava açılmış. Ne diyorsunuz, böyle bir şey bekliyor muydunuz?
“Davanın açıldığını E-Devlet’ten öğrendim. Henüz gün verilmedi.
Ben ve Aydın Ünlü sanık, Bahadır Bostancı da müşteki konumunda.
İnşallah adalet yerini bulur, ben onun için uğraştım.
Bu olay benim üzerime yıkılmaya çalışıldı ya, o yüzden bu davanın açılmasını en fazla ben istedim ki adalet yerini bulsun diye”.
-Size bir adaletsizlik yapıldığını düşünüyorsunuz. Bir diğer adaletsizlik de sizi dışlamaları oldu sanırım?
“Onu ben kendim istedim. Yemin ederim kendim istedim. Ben tramvay kafenin oralarda otursam, yalakalık yapsam göreve devam ederdim.
Ama ben soğudum ve görevden ayrılmayı kendim istedim”
-Yeterince sahip çıkılmadığı gibi fatura da size kesildi.
“Onların sahip çıkmalarını da istemedim, görüşmek de istemedim. Ben hiçbiriyle görüşmüyorum.
Facebookta bile arkadaşım değiller.
-Adalet yerini bulsun diyorsunuz. Bu işin adaleti nedir?
“İş kimde kaldıysa ortaya çıksın. Benim içim rahat.
Rahat rahat konuşuyorum. Zaten Bahadır da biliyor bunu.
Tekraren söylüyorum. İş kimde kaldıysa, kim ne söz verip yapmadıysa çıksın ortaya.
-Ama ‘bu ben değilim’ diyorsunuz, doğru mu anlıyorum?
“Tabiki ben değilim. Aydın Başkan da ‘ben değilim’ demiş ya, o zaman hodri meydan. Türk yargıçları çözsün bundan sonrasını”
-Peki, sizin elinizde Aydın Beyle, Bahadır Beyle yapmış olduğunuz görüşme kaydı, mesaj, vs. var mı? Adaleti nasıl sağlayacaklar?
“Onu artık hukuk isteyecek. Sonuçta görüşülen, konuşulan şahitler var, hepsinin isimlerini verdim. O şahitler üzerinden yürürler, ben hukukun nasıl işleyeceğini bilemem”
-Kaset için montaj dediler. Onun montaj mı değil mi olduğunu en iyi siz bilirsiniz?
Aslında demek istediğim şu. Uzun konuşmuştuk ama onu üç-beş dakikaya indirmişler. Ona göre önemli olan yerlerini almış. Montaj dediğim oydu.
-MHP Genel Merkezi’nden sizinle irtibata geçtiler mi, olayı bir de sizden dileyelim dediler mi?
“Bir defa buraya gelmişlerdi, o zaman kısmi bir görüşme yapıldı. Onun dışında bana bir şey soran olmadı.
-Sizi baya baya harcamışlar desenize…
“Ben kendim ayrıldım gerçekten bu olaydan sonra soğudum. Hiçbirine selam vermiyorum, telefonlarına çıkmıyorum. Ne kadar soğudum anlayın. Siz başından beri insanları aydınlatmaya çalıştınız, gazeteci olarak dava açılmasında da etkili oldunuz. Teşekkür ederim.
***
Evet, İzzet Erdem olayın üstüne kaldığını söylüyor.
Özetle, parayı kim aldıysa ortaya çıksın diyor.
Adalet yerini bulsun ki rahat edeyim demeye getiriyor.
Görelim bakalım mevlam neyler, neylerse güzel eyler.