“Keyif yapmak isteseydim 3. kez İzmit’i isterdim”

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

“Şu an şehir değişimin sancılarını yaşıyor. Ama sonunda pırıl pırıl bir yavru çıkacak. Onu herkes sevecek, herkes kucaklayacak.

Bu şehir yıllarca kapı komşusunun sosyal farklılıklarını, siyasal farklılıklarını hiç tartışmadı.

Dolayısıyla herkesin kendini mutlu ve rahat hissetmesi lazım.

Biz şimdiye kadar bunu yapmaya çalıştık.

Çok ilkesel şeylerin dışına çıkarsa ancak o zaman mesafe koyarız.

Bizim İzmit’te şu noktada bulunuşumuzun en önemli yanı budur.

Örnek veriyorum; bir başka ilçemizde vatandaşı kendi tarafınıza çekerek çok rahat yürütürsünüz, oyunuz da yüzde 60’lara varır. Ama İzmit’te böyle değil. Bir şey yaparken öyle veya böyle her kesimin rızası olması lazım. O yüzden de bütün siyasi partilerden destek görüyorum. Olacaksa sen ol diyenler var”

Evet, bu sözler İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’a ait. Sayın Doğan ile geçtiğimiz günlerde daveti üzerine bir araya geldik.

Bu buluşma bize özel değildi, evvela bunun altını çizeyim.

Özel olmasını da beklemedim zaten.

Ama bizi davet etmesine şaşırdım.

Çünkü malumunuz, bu şehirde basın yeterince özgür olmadığı gibi, belediye başkanları da aynı kıskaçta tutuluyor.

Kimi, bunu hiç dert edinmezken, kimi partisiyle ters düşmemek adına muhalif gördüğü basınla arasına mesafe koyuyor.

Nevzat Beyi hangi tarafa koyuyorsun diye soracak olursanız?

Çok çözümleyebilmiş değilim açıkçası.

Büyük hedefleri olmasaydı arayıp davet eder miydi, pek sanmıyorum.

Ama ben yine de kentimin belediye başkanına saygı duyduğum için davete icabet etmeyi uygun gördüm.

Diğer yandan, Nevzat Doğan’ın eleştirileri göğüsleyen tarafını da olumlu buluyorum.

Her ne kadar bize sempatik bakmasa da ortaya çıkardığımız işlere saygı duyduğunu biliyorum.

Bize lazım olan da zaten bu.

Umarım ve dilerim, hedefine ulaştığında basına karşı hoşgörülü bir büyüğümüz olur.

Saçma sapan ambargolara, dizayn etme hevesine girmez.

Bunu bu kentte yeterince yaşadık.

Nevzat Doğan ile buluşmamızda çok fazla konuya değindik.

Bunlardan bazıları özel olduğundan yer vermiyorum.

Yer verdiğim konular ise sizin de tahmin edeceğiniz gibi malum adaylık süreci…

Başkan Doğan çok umutlu, bütün çalışmaları tamamlayıp Ankara’dan gelecek haberi bekliyor.

İki saatlik sohbet sonrasında hakkınızda hayırlısı diyerek ayrıldık.

Evet, kentimiz için en hayırlısı neyse o olsun diyerek sizi söyleşimizle baş başa bırakıyorum.

***Sizi heyecanlı görüyorum. Sanki şehir beni çağırıyor der gibi bakıyorsunuz?

Evet oldukça hem de… Çünkü bu şehirde bugün biz yaşıyoruz, yarın torunlarımız yaşayacak. Bu şehir ne kadar modern, çağdaş, güçlü olursa onlar daha güzel yaşayacak. Türkiye 2023 hedeflerine doğru gidiyor. Bu sadece Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın başta kalması anlamı taşımıyor. Biz Fransa’nın önüne nasıl geçeceğiz? İtalya’yı nasıl geçeceğiz? Önce şehirler gelişecek. Bu şehir Paris’in önüne geçerse biz Fransa’nın önüne geçeriz.

***İyi de biz daha Balıkesir’i bile geçemedik…?

Sayın büyükşehir belediye başkanımızın alt yapı, üst yapı ile ilgili şimdiye kadar yaptığı emekleri hiç kimse görmezden gelemez. Ben İbrahim ağabeyi severim, büyüğümdür. Yaptıklarını hiç kimse inkar edemez. Onların devam ettirilmesi gerekir. Onun için 17 yıldır siyasetteyim.

***Tecrübem buna yeter diyorsunuz yani?

17 yıl siyasi geçmişimde yüzlerce miting konuşmaları yaptım. Milletvekilliği de yaptım. Tam 14 seçime girdim. Tecrübeli insanlardan bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Ben siyasete girince beni il yöneticisi yaptılar, ardından halkla ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı yaptılar. Ben siyasette halkla ilişkiler nedir diye kütüphaneye gidiyorum araştırmaya ama öyle bir konu yok. Gittim halkla ilişkiler bilim dalına ve tezler aldım. Oradan yola çıkıp siyasete uyarladım, bir föy yazdım. Bütün ilçelerin halkla ilişkiler başkanlığına eğitimler verdim. Bırakın onu, dönemin en büyük mitingini yaptım. O zamanlar 20 bin kişiyi bir araya getirmek kolay iş değildi. Yani siyasette çok önemli görevlerde bulundum, işin mutfağından geldiğim için zorlanmadan devam ediyorum.

***Milletvekilliğinden keyif aldınız mı?

Tabiki aldım çünkü o makamdayken de çok güzel işler yaptım. Mesela okulları gezme işini ilk başlatan kişiyim hatta bu olay bazı gazetelerde çok eleştirildi. Ama bana göre milletvekilleri her yeri gezmeli. Hapishaneye bile gitmeli diye düşündüm ve ben hapishaneye gittim. İlk defa koğuşlara giren milletvekiliyim. Başsavcıyla konuşup oralara girdim. Bu sayede mahkumların ne kadar sıkıntıları olduğunu gördüm. Gölcük’te doğalgazı olmayan, kovayla su kaynatılan hapishane vardı. İzmit’teki cezaevinde bulunan yataklar tahta gibiydi, gençlerin ayağında ayakkabı yoktu. Duruşmaya giderken bile ortak giyiyorlardı. O insanlar oraya bir vesileyle girmiş, buna takılmadan yardım etmek lazımdı ettim. Kadın mahkumlara bilgisayar kursu açtırdım. Kısacası sağlık ocaklarından tutun da hapishanelere kadar her yeri gezen bir vekildim. İyi bir vekillik yaptığımı düşünüyorum. İki dönemdir de belediye başkanıyım. Benim en büyük mutluluğum, bizi eleştirenlerin bile benim duruşumla ilgili söyledikleri sözlerdir. Çünkü bu işler olur biter, ben yarın çocuklarıma temiz bir soyadı bırakayım yeter. Allah korusun, dünya kadar servetin olsa, bunun yanında kirlenmiş bir soyadın olsa kaç milyara temizlenir? Onun için bu anlamda bir duruşunuz olmalı.

***Kocaeli ile ilgili aklınızda neler var?

Şehrin yeni bir tarza yeni bir vizyona ihtiyacı var. Mevcut yapılan işlerin üzerine daha da iyi şeyler koymak lazım. Türkiye on büyük ekonomiye girecekse eğer İtalya’yı geçecekse Fransa’yı, İspanya’yı geçecekse Kocaeli’nin de Paris’i Barcelona’yı, Napoli’yi geçmesi lazım. Bu iş sözle olmaz. Bunları yerel yönetimler yapacak. Dolayısıyla Kocaeli Türkiye’nin en potansiyel şehri ise yıllar içerisinde aşağıdan yukarıya doğru çok önemli açılımlar geldi. Bu konuda İbrahim ağabeyin hakkını teslim etmek lazım. Şimdi artık Büyük Türkiye hedefine götürecek bir vizyon, bir enerji ve üst hedeflerle bakmak lazım. Öyle bakınca da bu şehrin bu anlamda böyle bir yarışa çok hızlı biçimde hazırlanması lazım.

***Büyükşehir belediye başkanı olursam hemen ilk etapta şunları yapacağım dediğiniz projeleriniz var mı?

Elbette kafamda bir şeyler var ama şimdi bunları söylemem doğru olmaz. On yıldır aynı zamanda büyükşehir belediye meclis üyesiyim. Nereye ne olmalı hepsine kafa yoruyoruz. Ben bu şehirde 54 yıldır yaşıyorum, artık hücrelerime kadar işledi. Yıllarca doktorluk yaptım, aileleri tanıyorum. Hastane başhekim vekilliği yaptım, özel hastane kurduk onların yöneticiliğinde de aktif rol aldım, milletvekilliği derseniz az önce anlattığım gibi çok faal geçti. 10 yıldır belediyeciliğin içindeyim yani artık şehir kanımın içinde dolaşıyor. Dolayısıyla biz bu konumdayız. Ben bu tür görevleri emanet olarak düşünüyorum. Bizde görev takdir edilir, verilir. Bu ciddi bir emanettir ağır bir sorumluluktur.

***Sayın Başkan, aday olmak kazanmaktan daha zordur derim hep. Siz de bunu biliyorsunuz. Bütün yarış aday adaylığında yaşanıyor. Şu anki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dediğim gibi bizde görev verilir, takdir edilir. Tüm büyük görevler böyledir. Siz sadece ben buradayım, bu tür özelliklerim var, hazırım dersiniz. Uygunsanız en doğru karardır, uygun değilseniz de en doğru karardır.

***Mertçe bir yarışın yaşandığına inanıyor musunuz?

Bir şey diyemem. Bizim partimizde her dönemde olağandışı bir siyaset görmüyorum. Belki biraz zorlamalar olabilir ama onlar tolere edilebilir. Siyasette aday adayı olan herkesin takdir edilmesi lazım o yüzden bu süreçte adaylara en ufak bir zarar gelmemesi lazım. Partimizin yöneticileri ve bu konudaki yetkilileri bu hassasiyetin gösterilmesini istiyorlar. Kolay değil tabi iktidar mücadeleleri. Bazı şeyleri duymamak lazım. Ben takdir edilirse nasip olursa bu şehri en iyi şekilde kucaklayarak hedeflere götürecek vizyon, enerji, bilgi birikim, tecrübe, en önemlisi sevdayı taşıyorum. Verilirse hayatımın görevi olur. Ben hayatımın en verimli dönemindeyim. Bu şehri seviyorum bu şehrin bir parçasıyım. Ne verirsem benimle gidecek.

***Sizin için bazıları büyükşehir belediye başkanı olursa egosu yükselir diyorlar?

Benim hiçbir şeye ihtiyacım yok hamdolsun. Ekonomik olarak özgürlüğüm gayet iyi, sosyal statü olarak iyiyim, halkımız teveccüh gösterdi, partimiz uygun gördü, Allah nasip etti liderimiz uygun gördü onurlu görevler yaptım. Ak Parti olmasaydı, Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı ben siyasette olmazdım. Onun için biz geldiğimiz yeri biliyoruz. Tabiki bu görev hayatımın görevi olur. Enerjim son derece iyidir, ben yorulmak kelimesini kullandırmıyorum. Yoğundum de ama yoruldum deme diyorum. Yemeden içmeden büyük bir enerjiyle saatlerce çalışabilirim, üretebilirim. Buna kapasitemiz de var, özelliklerimiz de müsait. Dünyanın pek çok şehrine defalarca gitmiş biriyim. Gördüğüm güzellikleri kıskanıyorum. Benim şehrimde bunlar niye olmasın diyorum. Onun için deprem müzesi gibi bazı projelerimiz dünyadakiyle yarışır. Yani biz hazırız. Uygun görülürse teşkilatları ve halkı kucaklamaya hazırım.

***Belediye başkanları adaylık başvurusu yapamıyor. Siz bunu farklı bir tarz kullanarak basın yoluyla halka duyurdunuz. Ancak bu işin bir de Ankara ayağı var. Bu noktada nasıl bir çalışmanız var?

Tabi 17 yıldır kurucu olarak partide bulunmam, daha sonra milletvekilliği yapmam, genel merkezde görevler almam bir çevre edinmeme sebep oldu. Bu anlamda bizi iyi tanıyorlar. Dolayısıyla benim Ankara’da kendimi anlatmam için bir neden yok.

***Haklısınız, zaten iki yıldır herkes sizin büyükşehire talip olduğunuzu biliyor, Ankara’da bunu biliyordur?

Ben hiç böyle bir şey söylemedim. Sadece bu tür görevlerde on yıl sürenin yeterli olduğunu söyledim. Benim tarzıma göre yeterlidir dedim. Onun için İzmit’e bir daha düşünmem dedim.

***Evet demediniz, subliminal bir mesaj verdiniz ve bu mesajı bütün kent aldı. Yani yola çok erken çıktınız?

Ama ben bir şey demedim çünkü benim başımda büyüğüm var. İbrahim ağabey varken asla böyle bir cümle kullanmadım. Şöyle düşünün; bir şehirde büyükşehir belediye başkanının yerine gelecek kimse kimdir diye bakıldığında ilk olarak göze çarpan yer merkez ilçe konumundaki İzmit olur. Onun başarı durumuna, özelliklerine, uygun olup olmadığına bakılır. Yani benim ilk anda göze çarpmam çok doğaldır. Nereden baksan görünürüm. Dolayısıyla bunu genel merkezimizin de gördüğünü, olabilecek kişiler arasında değerlendirebileceğini ben görüyorum. Ama birbirinden değerli arkadaşlarımız var. Biz o değerlendirmenin sonucunu başımızın üstünde görürüz ve reisimizin verdiği karar bizim kararımızdır. Canla başla çalışırız. İzmit’te bir Ak Partili arkadaşımızın belediye başkanı olması için ben orada olayım olmayayım elimden ne gelirse yapacağım.

***Peki, İzmit’i kaybetmeyi göze alamazlar ve sizi tekrar İzmit’e aday gösterirlerse ne dersiniz?

Bu tür şeyi genel merkezimizin benim son iki yıllık söylemlerimi bildiklerinden dolayı bunu düşünmeyeceklerini tahmin ediyorum.

***Ama şu an piyasada böyle bir kanaat de var. Nevzat Beye İzmit’i bıraktırmazlar. CHP karşısında en güçlü aday o olur diyorlar?

Bu belki süreci öyle görmek isteyenlerin yaptığı bir algı oluşturması olabilir. Belki bizim yine devam etmemiz açısından ama benim tarzım farklı. Ben koltuğun keyfini çıkarmak istesem üçüncü dönemde İzmit’e devam ederim. Çünkü üçüncü dönem en keyifli en rahat dönemdir. Tam böyle her şey oturmuş, tadını çıkarma zamanı. Ama ben bu tatları çıkarmak için bu makamda bulunmuyorum, ben üretmek istiyorum. Hiçbir yerde olmasam da ben o tatları yaşamak istersem o ekonomik özgürlüğe de sahibim. Bunların hepsini aşmışız. Ben ürettikçe yaşayan bir insanım. Ben İzmit’le ilgili elimden gelen hizmetleri yaptım. Ve burada yaptığım çalışmaları, deneyimleri tüm şehrime yansıtmak istiyorum. Bu ufkum, bu enerjim, bu birikimim var. Ayrıca sadece büyükşehir belediyesi değil, benim bu üretkenliğimi başka alanda da değerlendirileceğine inancım var. Genel merkezimizin bunu en iyi şekilde değerlendireceğini düşündüğüm için o tür bir şey düşünmüyorum. İzmit’e aday olan çok değerli arkadaşlarımız var.

***Sizce büyükşehir belediye başkanlığı aday oylaması temayülden neden çıkarıldı?

Onu çok kestiremiyorum. Sanırım 30’a yakın ilde bu yapıldı. Şöyle olabilir; masada değerlendirilecek kişilerle ilgili temayülden bir katkı alamayacaklarını düşünmüş olabilirler. Biz o karara saygılıyız.

***Valilerin büyükşehir adaylığının konuşulmasına, bu yönde ekip çalışmalarının yapılmasına nasıl bakıyorsunuz?

Bu tür şeylerde kamuoyu ve Ankara’daki siyasi büyüklerimizin değerlendirmesi olur. İnsanların isminin geçmesi iyi bir şey. Dolayısıyla ben bunu çok olağan görüyorum, neden isimleri geçmesin? Bu vali de olabilir, işadamı da olabilir.

***İyi de ismi geçen valiler burada olmadıkları halde çok güçlüymüş gibi görünüyorlar. Bu nasıl oluyor?

Demek ki bu kişiler özellikli kişiler. Değerli devlet adamı kişiler. Başarılı görüldükleri için değerlendiriyorlar, bunda anormal bir şey yok bana göre. Aday adaylarının fazla olması şehir için avantajdır. İçlerinden en uygunu seçilecektir. Bazen hepsi uygun olabilir ama konjönktürel uygunluk tercih edilir. Onun için bizim olmamamız olumsuz olduğumuz anlamına gelmez. Bu milletvekilliğinde de böyle. Bazen bir isim vekil listesine koyulmuyor, ama o kötü olduğu için koyulmadığı anlamına gelmiyor. Dengeler vardır, o dengeler gözetilmiştir. Dolayısıyla ismi geçen valilerimizin çok değerli olduklarını düşünüyorum isimlerinin geçmesini normal karşılıyorum.

***Kendinizi ne kadar şanslı görüyorsunuz? Sizin açınızdan işler iyi gidiyor mu?

Şans konusunda hiçbir arkadaşımın oran vermesi mümkün değil. Ben kadere kayıtsız şartsız inanan biriyim, liderime kayıtsız şartsız inanan biriyim. Biz olalım olmayalım, verilecek karar en doğru karardır. Sadece benim de değerlendirilecek kişilerden biri olacağımı biliyorum. 17 yıl siyaset, 5 yıl milletvekilliği, 10 yıl belediye başkanlığı. Karnemiz dolu biz ne yaptıysak yaptık. Bu saatten sonra kadere ve lidere teslim olacaksın. Ne olacaksa hayırlısı olacak. Bu anlamda ben her sonucun başımın üstünde tutarım.

***Eğer aday gösterilmezseniz aktif siyasete veda eder misiniz?

Kesinlikle hayır çünkü biz bir dava insanıyız. Benim siyasetteki felsefem, şehrime ve ülkeme daha fazla ne katkı sağlayabilirim? Hep bunu yapmaya çalıştım.

***Ya aday gösterilirseniz? O zaman ilk adımınız ne olur?

Bir kere ilk hedefim partimizin Kocaeli ve İzmit’te en başarılı sonucu alması için ne gerekiyorsa, belki öncekilerden daha fazla hazırım. Sonuna kadar götüreceğime inanıyorum. Ayrıca şu anki görevimi en üst seviyede yaparak teslim etme gayretindeyim. Bundan sonraki süreçte herhangi bir görev verilmese bile partimin ağabeyi olarak gençleri yetiştirmede, onlara yön göstermede yardım ederim. Her tür işi yaparım yeter ki ülkemin menfaatine olsun. Çay taşı desinler çay taşırım bunu abartmıyorum. Çünkü biz bunları aştık. Eğer bir CHP’li, bir MHP’li arkadaşım benden razı olduklarını söylüyorsa bundan daha büyük bir ödül olamaz. Siyasette olupta leke almadan durmak kolay iş değildir. Çok rahatım, görev verilirse bütün gücümle, verilmezse de bütün gücümle yapmam gerekenleri yaparım. Siz de göreceksiniz.