Cemiyet seçimi gündemimizde yoktu

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti hakkında tek kelime etmemeye kararlıydım.

Seçim döneminde bu konuda hiç kalem oynatmamaya gayret ettim.

Kurum olarak KOGACE’ye mesafeli olduğumuzdan süreç içerisinde kimsenin yanında yer almadık.

Bana göre birbirinin içinden çıkmış iki farklı listenin yarışması bir şey ifade etmiyordu.

Düne kadar can ciğer olanların, işler bozulunca birbiri hakkında sert ifadeler kullanması benim tasvip edeceğim bir durum değildi.

Düne kadar tek yürek yönettikleri gazeteciler cemiyetinde çatlak ses yokken dahi bana ne faydası olmuş ki?

***

Topladığında elde kalan tek sonuç; KOGACE’nin yerel yönetimlerin güdümü dışına çıkamadığıdır.

Öyle olmadığını söyleyenlere diyeceğim tek şey;

Seçim döneminde KOGACE üyesi olan arkadaşlarının çalıştığı gazeteyi oyunun dışına nasıl ittiklerini hatırlatmış olayım.

Kendimi hiç saymıyorum bile!

Büyükşehir Belediyesinin anlı şanlı, her yere ayar veren basın danışmanından korkuya üye bile yapamadılar.

Ben de onları zor durumda bırakmamak adına üye olmaya geldim demedim-demem de…

Ama neticede benim gazetemde KOGACE üyesi arkadaşlar var.

Onların görmezden gelinmesini tesadüflere bağlayabilir miyiz?

Aptal olan biri bile bunun ne anlama geldiğini anlar.

***

Konuya neden girdiğime gelince…

Sevgili arkadaşım Cem Şakoğlu bir yazı kaleme almış.

Çetin Gürol listesinde yer alan sevgili Cem, seçim gününü anlatan ifadelerinde bizim gazetemizi bir tarafa koymuş ve demiş ki:

“Pazar günü gerçekleşen ve 4 oyla kaybettiğimiz Gazeteciler Cemiyeti seçiminde Doğan Haber Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Anadolu Ajans, Özgür Kocaeli Gazetesi, Demokrat Kocaeli Gazetesi, Barış Gazetesi ve aklınıza gelecek daha birçok gazete bizim karşımızdaydı. Bunca basın organını bizim karşımıza toplayan organizasyonu gerçekten çok merak ediyorum”

***

Sevgili Cem Şakoğlu gazetemizin ismini kullanarak karşılarında yer alanlar listesine bizi de eklemiş.

İnanamadım…!

Çünkü ben o yapıya üye bile değilim!

Benim yanımda çalışan arkadaşların hiçbirinin doğru dürüst kapısı çalınmamış.

Dolayısıyla gazeteciler cemiyeti seçimleri bizim gündemimizde hiç olmadı.

Her iki tarafta da sevdiğim arkadaşlarım vardı, ağzımı açsam kırıcı olabilirdim deyip susmayı tercih ettim.

***

Yani sevgili Cem Şakoğlu’nun bahsettiği organizasyonda ne ben ne gazetem ne de arkadaşlarımızın bir tanesi bile yok!

Hatta seçim öncesinde Cem’in içinde yer aldığı cemiyet haberlerine ambargo koyanların aksine biz yolladıkları her habere yer verdik.

İsmet Çiğit’in “Cemiyeti Gebzelilere kaptırmayın” şeklindeki sözlere sadece biz tepki gösterip manşetten girdik.

Sanırım yazısında yanlışlıkla bizi o listeye dahi etti.

Veya o da bizim nerede durduğumuzla pek ilgilenmedi.

Sonuca gelirsek..

***

Gazeteciler Cemiyeti seçimlerinde Kocaeli Barış işin hiçbir tarafında yoktu.

Gazetemizi yok sayan meslektaşlarımız bunu özgür iradeleriyle mi yaptılar, bilmiyorum.

Eğer kendileri irade kullanıp yaptıysa çok yazık!

Eğer büyükşehir basın danışmanının talimatı veya iktidarın muhalif basına bakışı şiar edinildiyse ona çok daha yazık!

Pazar günü kongre salonunda yaşananlara baktığımda ibretlik bir film izledik.

O kadar hırs yapmışlar ki gazeteci kimliğiyle Ömer Polat bile makamından kalkıp(!) gelip oy kullanmış.

Hangi listeye oy kullandığını siz de tahmin edersiniz.

Adam hayatı boyunca yanlış ata oynamamış ki şimdi oynasın.

Yine kazanan tarafta oldu, iyi mi…!

Ben de mi elini öpsem acaba diyorum.

Ama sonra düşünüyorum ve diyorum ki; onun da işi bitti salla gitsin!

Hem bitmese ne olur?

Fena mı…bizi kamçılayacak birinin varlığı devam eder diyorum!

Bizde sistem böyle çalışıyor da…!

-----------

BİZİM DE İŞİMİZ ZOR! Çelme atan atana...

CHP’nin İzmit adayı belli oldu.

Bizim gün evvelinden flaş haber olarak duyurduğumuz gelişme doğru çıktı.

Birilerinin “İnşallah bu kez çuvallarlar” diye umutla beklediklerini biliyordum.

Ama maalesef Kocaeli Barış bir kez daha kent gündeminin en çok konuşulan gazetesi olmayı başardı.

Niyetim böbürlenmek, havalara girmek değil!

Fakat fazla mütevazı olunca bu sefer insanlar sizi aptal yerine koymaya başlıyor.

Bu nedenle birkaç cümle etmeden geçemeyeceğim.

***

Efendim, birileri bizi görmezden geliyor gibi yapıyor olsa da biz bu şehrin en farklı gazetesiyiz.

Duruşuyla, olaylara bakışıyla, cesaretiyle, ekibiyle, ekip uyumuyla, konforuyla, kendi cumhuriyetini kuran bir gazeteyiz.

Hiç kimse bizim ismimizi “HABER = PARA” ile yan yana getiremez!

Getirenlere ise benden önce beni tanıyanlar karşı çıkar.

Bizim tek derdimiz GAZETECİLİK…

Halkın beklentisi de bu yönde olunca ister istemez birkaç adım önde oluyorsunuz.

***

Sorumluluğumuzun farkındayız, yükümüzün ağırlığının bilincindeyiz.

Her geçen gün kendini aşan bir yayın kuruluşunun birkaç adım ilerisini planlaması gerektiğini biliyoruz.

Bu bilinçle işimize daha çok sarılıyoruz.

Hal bu olunca en çok eleştirdiğimiz iktidar partisi kanadındakiler bile yine en çok bizi takip ediyor.

Bunu atmasyon söylemiyorum, bizzat kendileri anlatıyor!

Hoş, rakamlar da ortada…!

İstedikleri kadar belediyelerde gazetemize erişim engeli koysunlar nafile!

Halkın haber alma özgürlüğünü kısıtladıklarını zannetsinler, hepsi boş.

Bu kent bizi sevdi, duruşumuzu benimsedi.

Hepsinden öteye saygı duyulan bir kurum olduk.

Çok can sıksak da sinir bozsak da şehir bizi takip ediyor.

Bize lazım olan da bu…

Biz, bizi herkesin sevmesini değil, bize saygı duymasını istiyoruz.

Herkesin sevdiği olmak gibi bir niyetimiz hiç olmadı!

Allah’a şükür muradımız neyse ona erdik.

***

Bütün bunları alt alta topladığınızda Kocaeli Barış’ın neden bu kadar ses getirdiğini kolayca anlarsınız.

Artık bir haberi on kere düşünmeden yayına almamaya gayret ediyoruz.

Çünkü bütün gözler bizim üzerimizde. Hatamızı kollayanlar ise tetikte hazır bekliyor.

İşte bu bilinçle önceki gün yine bir habere imza attık.

“CHP’nin İzmit adayı Fatma Kaplan Hürriyet netleşti”

dedik.

Arkadaşlar CHP’nin Parti Meclisi öncesinde resmi olmayan bu bilgiyi benim sahiplenmemin doğru olacağını düşündü.

Hiç huyum olmadığı halde habere imzamı attılar.

Doğrusuyla yanlışıyla vebali üzerime aldım.

Siyaset bu… Akşamdan sabaha her şey olabilirdi, karar değişebilirdi.

Ama ben o kadar emindim ki bu riski göze aldım ve haberi girdik.

***

Aman Allah’ım, sen misin haberi yapan…!

Başta CHP’liler olmak üzere başladılar beni yalanlamaya.

Oysa en çok onların beni tanıması lazım iken algı yaptığımı ima ettiler.

Boş beleş konuşmayacağımı çok iyi bildikleri halde haberi bir amaç uğruna yaptığımı yaydılar.

Özellikle İzmit’in aday adaylarının bu duruma üzüldüklerini biliyorum ama ne yapayım?

Adayı ben mi belirledim, hayır.

Sadece kaynaklarıma güvenerek bir risk aldım ve haberi yaptım.

Sonra da keyfini çıkardım -ki habercilikte bu inanılmaz bir keyif demektir.

Gerisini bizim yazmamıza gerek yok dedim.

Fatma Hanım İzmit’e aday olduysa İzmit’te ittifak tamam demekti, öyle de oldu.

Allah herkesin yolunu açık etsin, İzmit için hayırlısı neyse o olsun.

***

Benim bunları yazmamdaki maksat başka…

Ben, işimizin ne kadar zor olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Meslekteki çürümüşlüğü işaret ediyorum.

Biri önemli bir habere imza attığında hemen onu çürütme peşinde koşanların acizliklerini üzülerek seyrediyorum.

Bize inanarak haberi olduğu gibi giren gazeteleri ise cesaretlerinden dolayı tebrik ediyorum.

Gerçekten büyük cesaretti ama aynı zamanda şahsıma duyulan güvendi.

***

Şimdi, sakın bana “CHP’ye yakın olduğun için haberi senin yapman normal” safsatalarıyla gelmeyin!

Hatırlarsanız AKP’nin Büyükşehir Adayı Tahir Büyükakın’ın adını ilk netleştiren de biz olmuştuk.

Ne demiştik?

“Tahir Büyükakın Valilikten istifa ediyor”

demiştik.

O dakikadan itibaren yaklaşık 15 dakika sonra bütün gazeteler “Büyükakın’ın adaylığı tamam” diye yazdı.

Görüyorsunuz, bu durumun CHP ile bir alakası yok, biz gerçekten sadece gazetecilik yapıyoruz!

Ne olursa bizden öğreniyorsunuz.

Öyle şunun adı masada bunun dosyası Erdoğan’ın önünde gibilerinden havada ifadeler yok!

Elbette kulis haberlere çok önem veriyoruz ama algı yapmaya çalışmıyoruz.

Neyse o…

***

Sizin anlayacağınız bu kentte Kocaeli Barış gerçeği birileri istese de istemese de var!

Var olmaya da devam edecek Allah’ın izniyle.

Bizi ne bir danışmanın presleri ne de meslekteki kaprisler yıkar!

Bizi yıkacak tek şey, ekonomik dar boğazdır.

Onu da alnımızın akıyla aşmak için büyük mücadele veriyoruz.

Herkesin ilk kalemde üstünü çizdiği reklam olayında eş-dost sayesinde ayakta kalmaya devam ediyoruz.

Ama asla duruşumuzdan taviz vermeden, kimseyi bunaltmadan, boğmadan, üstüne çökmeden…

Buradan bu vesileyle kahrımızı çeken tüm dostlarımıza ve müşterilerimize ve de bizi ilgiyle okuyan okurlarımıza teşekkür ediyorum.

Seçim döneminde yine çok farklı haberlerle karşınızda olmaya devam edeceğiz.