Bu işler 'İNCE' işler, dün yok sayar, bugün ‘İP’ler!
Siyaset bilimci değilim…
Siyasetin içinde aktif rol de almadım.
Hiçbir partiye üyeliğim, hiçbir partiyle gönül bağım yok.
Seçim günü gelir, mevcut konjonktüre bakar, her vatandaş gibi oyumu kullanırım.
Ancak mesleğim gereği siyaseti, siyasetçileri sorgularım.
Kim ne yapmış, kim ne demiş, kim ne söz vermiş, kim tutmuş bu sözlerini, kim tutmamış bilirim.
Zaman zaman da bunu, unutanlara hatırlatırım.
Mesela MHP Lideri Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte birbirlerine söylediği ağır sözler hafızamda.
Mesela “Andımız”ı bu iktidarın kaldırdığını, Andımızı kaldıran iktidarla MHP’nin ittifakı sürdürdüğünü bilirim.
HDP’nin genel başkanını, kimi vekillerini cezaevine atanların, bu partinin TBMM’de varlık göstermesinin zaman zaman işlerine yaradığını görenlerdenim.
HDP ile zamanında süreç yürütenlerin, o dönem milliyetçiliği ayaklarının altına aldıklarını söyleyenlerin, bugün HDP’ye cephe alıp, HDP’yi muhalefet ile ortak göstermeye kalkanların, seçim zamanı Kürtlerin yoğun olduğu noktalarda “HDP’li kardeşlerim” dediğini de bilirim.
Yerel seçim zamanı, bebek katili terörist başı Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın devlet televizyonu TRT ekranlarına çıkarıldığını unutamam mesela.
Düne kadar Fethullah Gülen denilen din dolandırıcısına en ufak lafta aslan kesilenlerin, o dönem bu zata laf edenleri, bugün FETÖ’cülükle suçlayabildiklerini şaşırarak izleyenlerdenim.
Dünü unutup da sadece bugüne bakarak siyasilerin samimiyetine inanamıyorum maalesef pek çok insan gibi.
Mesela bugün edilen lafa göre tavır takınan kesimler, geçenlerde yeni bir şey daha öğrendi! İYİ Parti’yi FETÖ’cü bilen, HDP ile kol kola bilen kesim, bu partinin de genel başkanı Meral Akşener’in de aslında milli ve yerli olduğunu, FETÖ’cü olmadığını idrak etti! Çünkü genel başkanları bu kez de öyle buyurdu! İYİ’ymiş yani Akşener de partisi de!
Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında cezaevlerine atılan, itibarları yerle bir edilen subaylar gibi İYİ Parti de tertemizmiş! Özüne dönme vakti gelmiş, saf tutacakları yer onların yanıymış. Paydaşmış aslında “Andımız”ı kaldıran AKP ile İYİ Parti(!)
Dedim ya Türkiye’de siyaset bir garip! Ne zaman ne olacağı hiç belli değil! Tamamen oy hesabı bir siyaset anlayışı aldı başını gidiyor!
***
Şimdi bir de Muharrem İnce çıktı! Hani uzun yıllar milletvekilliği yapmış, bölgesinde sürekli ilk sıra yapılmış olan İnce. Hani genel başkanı seçimlerde başarısız bulduğu için karşısına rakip çıkan, kurultayda kaybedince türlü eleştirilerde bulunan, buna rağmen Cumhurbaşkanı adayı yapılan Muharrem İnce. Kendisini Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği için Kemal Kılıçdaroğlu’na minnettar olan, vefalı olduğunu söyleyip, kazanamasa da bir daha Kılıçdaroğlu’na rakip çıkmayacağını belirten, hatta Kılıçdaroğlu’na isterse danışmanlık bile yapabileceğini kaydeden İnce. Ettiği bu sözleri, seçim gecesi “Adam kazandı” dedikten sonra yiyen, Kılıçdaroğlu’na karşı tekrar bayrak açıp, kurultay için imza toplatan İnce.
Geçenlerde parti kuracağı iddiaları yayıldı. Tabii öyle bir şey yok, en azından şimdilik. Çünkü, bugün ona destek verenlerin büyük bir kısmı bile gitmez o partiye. CHP’de lidere değil, partiye bağlılık var çünkü. İnce bunun bilincinde olsa da konuşulmak hoşuna gidiyor belli ki! Ya da başka bir “İNCE” hesap var işin içinde!
Derken İnce, bir harekete girişti… Adını da “Memleket Hareketi” koydu.
Tıpkı Deniz Baykal’ın genel başkanlığında “Türkiye Değişim Hareketi” adı altında parti kurmak için ön hazırlık maksadında bir oluşuma giden ancak Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesi sonrası bu hareketi çaresiz sonlandıran Mustafa Sarıgül gibi.
Millet İttifakı’nı zedelemek maksadı olmadığını söylüyor, parti kurmayacağını belirtiyor. CHP’yi bölmek gibi bir düşüncesi olmadığını aktarıyor ama bayram değil, seyran değil; nereden çıktı bu hareket? Bir de nereden çıktı bu iktidara yakın medyanın Muharrem İnce sevdası?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “TRT bana yer vermiyor” diyen, iktidara yakın medyaya salvolarda bulunan İnce’ye neden bu denli ilgi göstermeye başladı havuz medyası?
Şimdi bunları yazarken yine aklıma bir şey geldi! MHP’de değişim hareketi başladığında iktidar medyası Devlet Bahçeli’ye de sıkça yer vermişti haberlerinde, ona sahip çıkmış, övgüyle şahsından söz etmişti! Sonrası malum zaten!
Siyaset bu, kimine her gün cuma namazı kıldırıyor, kimine tutulamayacak sözler verdiriyor, kimini ideolojisinden saptırıyor, kimini oradan alıp diğer tarafa koyuyor.
Ne zaman ne olacağı belli değil yani… Bugün birbirlerine ağır sözler söyleyenlerin yarın el ele tutuşmayacağının garantisi yok.
Siyasetin “İNCE” hesapları var Türkiye’de, dün “Hain” dediklerini, “İP”lemediklerini, bugün oy hesabıyla “İP”lerler… (Tabii Akşener ve partisi, onları ne denli “İP”ler, onu zaman gösterecek!)
Siz bunlar için incitmeyin boş yere birbirinizi. Fanatizmi bir kenara bırakın, sonra dün küfrettiklerinizi bugün övmekten dengeniz şaşacak maazallah!