Yokuşunuzun adı “ÖLÜM”... YETMEDİ Mİ?

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Sayısını hatırlamıyorum…

O kadar çok kaza meydana geldi ki bu yokuşta…

O kadar çok insan öldü, o kadar çok insan yaralandı, o kadar çok araç hasar gördü ki. Sadece araçlar değil, bir ev yıkılmak zorunda kaldı, sağlık ocağının duvarı parçalandı, burada tedavi için bekleyen bir kadın ölümden döndü…

Adı “ÖLÜM RAMPASI”na, “ÖLÜM YOKUŞU”na çıktı ama bunca kaza, bunca ölüm, bunca yaralanma, bunca hasar; idarecileri harekete geçirmeye yetmedi…

Vatandaşın canı tehlikede vatandaşın…

Bu yolun kaldırımından yürüyen vatandaşın canı tehlikede…

Bu yolu kullanan, sürücülerin canı tehlikede…

Bu yolun kenarında bulunan evlerde yaşayan insanların canı tehlikede…

Bu yolun kenarındaki sağlık ocağında çalışan sağlık personelinin, doktorun, bu sağlık ocağına gelen hasta ve hasta yakınlarının canı tehlikede…

***

“Bir musibet, bin nasihatten yeğdir” demiş atalarımız…

Onlarca musibetin (kazanın) anlatamadığını, nasihatle, yazarak, çizerek nasıl anlatacağız idarecilere bilmiyorum…

Onca vatandaşın “Canımız tehlikede” diye isyanını nasıl duyuracağım bilmiyorum…

Havanda su dövüyorum belki ama yine de yazacağım…

Tarihe not düşmek için yazacağım…

Vicdanlarına dokunmak için yazacağım…

Daha önce yazdığım gibi, bu kazadan sonra da yazacağım…

Bir daha ardından yazacak bir kaza olmaması için yazacağım…

Bir umut, harekete geçerler diye yazacağım…

***

Gazanfer Bilge Bulvarı üzerinde yer alan Santral Yokuşu…

Nam-ı değer “ÖLÜM RAMPASI…”

Bugün yine bir kazaya sahne oldu.

Ağır taşıtların girişinin yasak olduğu bu yokuşa giren bir vinçin freni boşaldı; vinç 4 aracı biçti. Bu feci kazada, vinç sürücüsü ağır yaralandı. Ayrıca 2 kişi daha kazadan yaralı kurtuldu.

Şimdi burada vinç sürücüsü suçlu…

Çünkü bu yola girmesi yasak.

Yolun üst kısmında uyarı levhaları var: “Ağır taşıtlar giremez” diye…

Ama girdi…

Diğer ölümlü, yaralanmalı kazalara sebebiyet veren sürücüler gibi, bu vinçin sürücüsü de bu levhaları görerek ya da görmeyerek, bu yola girişinin yasak olduğunu bilerek ya da bilmeyerek hem kendi hem de başkalarının canını hiçe sayarak girdi…

Ve bu giriş, korkunç bir kaza ile sonuçlandı…

***

Şimdi burada sadece vinç sürücüsünü mü suçlamak gerekiyor?

Yani kurallara uymadı sonuçta, uysaydı bu kaza yaşanmayacaktı değil mi?

Bedelini zaten ağır ödedi…

Yok öyle bir dünya…

Bu konuyu bu şekilde geçiştiremez kimse…

Kimse bunun vebalini, sorumluluğunu üzerinden atamaz.

En az o sürücü kadar suçlu bu kentin idarecileri.

Sadece kural ihlali yapanın canı yanmıyor çünkü bu yolda…

Başka insanların da canı yanıyor.

Başka insanların araçları hasar görüyor.

***

Bakın bu yoldan günde onlarca ağır vasıta geçiyor.

Ben defalarca şahit oldum, kimi zaman fotoğraf çekme şansı yakaladım, kimi zaman gözümün önünden geçip gitti bu araçlar.

Mesela dün gece, kapalı kasalı bir kamyonet indi, bu sırada trafik polisi mi Büyükşehir’in trafik zabıtası mı tam kestiremediğim bir ekip, yokuştan inen kamyoneti gördü ancak durdurmadı.

Bu araç kaza yapsaydı, suçlanacaktı sürücüsü…

Kaza yapmadığı için basıp gitti…

Ama bugün o yokuşu kullanan vinç sürücüsü ve çarptığı 4 araçta bulunanlar bu kadar şanslı değildi…

Bu yolu kullanan tüm ağır vasıtalar, cinayete, intihara teşebbüs ediyor…

Bu yoldan freni patlamadan inmek aslında mucize.

Çünkü otomobiller geçerken dahi balata kokusundan durulmuyor.

Tehlikenin boyutunu varın siz düşünün…

İdarecilerin bu yokuşla ilgili caydırıcı değil, önleyici bir çözüm geliştirmesi gerekiyor.

Eğer insan canına değer veriyorlarsa eğer vicdanları sızlayabiliyorsa eğer yüzleri kızarıyorsa vakit kaybetmeden, bir kaza daha yaşanmadan bunu yapmaları lazım.

Ağır taşıtların girişini önlemek için yükseklik mi düşürülür, buraya 7/24 trafik polisi mi konuşlandırılır, ne yapılması gerekiyorsa o yapılsın…

Daha kaç defa dedirteceksiniz bilmiyorum ama: YETER ARTIK!