AKP’de ekipler ayrılığına VERAL damgası…!
AKP’de bir şeyler oluyor ama ne…?
Ekipler ayrılığı ilk defa bu kadar gün yüzüne çıkıyor.
İlk kez bu kadar keskin çizgilerle ayrıştılar.
Taraflar yerel seçimleri kendi iç hesaplaşmasına alet ediyor.
Destekledikleri ismin aday olması için kıyasıya mücadele ediyorlar.
Mesela ilk bakışta bu iç savaşın galibi Fikri Işık gibi görülüyor.
Tahir Büyükakın’ın büyükşehir adayı olmasıyla beraber Işık, küllerinden doğdu deniliyor.
***
Öbür tarafta ise kendi gibi milletvekili olan beş isim Fikri Işık’a inanılmaz bir kin besliyor.
Kim o beş vekil?
Emine Zeybek, Radiye Sezer Katırcıoğlu, M. Akif Yılmaz, Sami Çakır ve Cemil Yaman.
Altıncı milletvekili İlyas Şeker ise şimdilik her iki tarafın dışında kalan isim olarak kenarda duruyor.
***
Bu beşli milletvekilinin Fikri Işık’tan ayrı olarak hatta Işık’a karşı bir duruşları var.
Bunu ister kabul etsinler ister etmesinler ama durum dışarıdan bakınca maalesef böyle.
Aralarındaki zıtlaşma o kadar ortaya serildi ki, sanırım yerel seçim sürecinde bunları daha çok yazacağız.
***
Peki, adı geçen beşli vekiller ne istiyor, kimleri destekliyor?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var.
Bu beşli grup büyük raundu kaybettiği için bu kadar hırslı.
Neydi o büyük raunt?
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığının Nevzat Doğan’a değil de Tahir Büyükakın’a verilmesiydi.
Evet, bu grubun adayı hiç kuşkusuz İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan idi.
Ama olmadı, yapamadılar, başarılı olamadılar.
MKYK Üyesi Zeybek’in bütün preslerine, milletvekillerinin tüm çabalarına rağmen Doğan aday gösterilmedi.
***
Aslında her şey Emine Zeybek’in MKYK Üyesi olarak kurban bayramında eski bakan Fikri Işık’a söz vermemesiyle başladı.
Yani fitili ateşleyen olay bu oldu.
Emine Zeybek’in birdenbire MKYK’ya yükselmesiyle onu ablukaya alan ekip, hata üstüne hata yaptırdı.
Şahsen en başında Emine hanımdan bir kadın olarak beklentim büyüktü.
Bu beklentinin şahsi olmadığını tahmin edersiniz.
***
Ben, Emine Zeybek’in siyasete zarafet katacağını, kalite getireceğini, AKP içindeki bazı kötü algıları yok edeceğini ummuştum.
Ama beceremedi.
Onun yerine erkek kavgasının içinde olmayı, kendini (siyaseten) kullandırmayı seçti.
Çünkü onun da eskiden gelen öç alma duygusu vardı ve çabuk gaza geldi.
Haklı yanları var veya yok, işin o kısmı beni hiç ilgilendirmez.
Güçlü bir siyasi aktör olamadığını ve toparlayıcı rol üstlenemediğini anlatmaya çalışıyorum.
Fikri Işık’ı fazla hafife aldığını ima ediyorum.
Ama bunu derken, Fikri Işık sütten çıkmış ak kaşıktır demiyorum!
***
Gelinen noktada AKP Kocaeli’de iki keskin gruba ayrıldı.
Bu grupların savaşında şimdilik Fikri Işık önde gidiyor.
Ama diğer taraf pes etmeye niyetli gözükmüyor.
İlçe belediye başkan adayları noktasında bastırdıkları iddia ediliyor.
Kartepe’de Hüseyin Üzülmez, İzmit’te tekrar Nevzat Doğan, o olmazsa Hasan Ayaz,
Kandıra’da Ünal Köken, Dilovası’nda Ali Toltar,
Başiskele’de Ulvi Yılmaz aday olsun diye yoğun mesai harcadıkları konuşuluyor.
Diğer ilçelerde de çalışmaları var mı bilemiyorum ama Batı yakası kısmı Dilovası’ndan öteye geçmiyor gibi görülüyor.
Bu hafta ilçe belediye başkan adayları belli olduğunda hangi taraf üstünlük sağladı daha net göreceğiz.
***
Bunlar olurken ilginç bir durum daha yaşanıyor.
Şimdi de İzmit’in iki mahallesinde Kentsel Dönüşüm kavgası ortaya çıktı.
Pazar gününe damgasını vuran olayı şaşkınlıkla takip ettim.
Çok önceleri yazdığım bir konuydu aslında.
Veral İnşaat’ın kentimizde yapmaya çalıştığı kentsel dönüşüm projesinin bürokrasi engeline takıldığından bahsetmiştim.
Konunun detaylarını çok bilmediğimden bekleme ve izleme pozisyonuna almıştım.
Fakat son günlerde bu mevzu yeniden gündeme gelince dikkat kesildim.
***
Anlayıp dinlemeden hüküm vermek doğru değildi.
Söz konusu vatandaşların hakları olunca önceliğim de o oluyor.
Ama varılan noktada görüyorum ki, burada vatandaş ikici-üçüncü planda.
Yukarıda bahsettiğim ekipler ayrılığı burada da kendini gösteriyor.
Hem de öyle böyle değil!
***
Birbirilerine öyle isnatlarda bulunuyorlar ki anlamak mümkün değil!
Herkes birbirini rüşvet istemekle ve rant sağlamakla suçluyor.
Pazar günü Fikri Işık’ın hak sahipleriyle yaptığı toplantıda yaşanan gerginliğin ardından duyduklarımı yazmaya kalksam işin içinden çıkamam!
Cumhurbaşkanı’nın riskli alan kabul ettiği ve onayladığı alanda faaliyete başlamaya hazırlanan Veral İnşaat karşısında Fikri Işık’ı buluyor.
***
Peki, Fikri Işık bu projeye neden karşı çıkıyor?
Işık, bugün o mahallelerde yapılan toplantıda gerginlik çıkacağını, yaşananların ulusal basına kadar gideceğini,
Dolayısıyla Erdoğan’a kadar varacağını hesap edemeyecek kadar çömez bir siyasetçi mi?
Tabiki hayır…
O zaman bu Işık açısından bir risk değil mi?
Niçin böyle bir işe kalkıştı acaba?
***
Hak sahiplerinin talepleri doğrultusunda o toplantının yapıldığını söylüyor ki, doğrudur.
İzlediğimiz kadarıyla Veral İnşaat’ı savunanlar kadar karşı çıkanlar da var.
Fikri Işık’ın da bu kentin bir milletvekili olarak olaya el atması son derece normal bir şey.
Ancak anormal olan o toplantı İzmit’i ilgilendirdiği halde Nevzat Doğan’ın katılmayışı.
Buna karşın, Zekeriya Özak’ın katılması.
Özak oraya Nevzat Doğan’ı temsilen katılmış olamaz.
Zira Haldız ve MİA konusunda ters düşen ikili arasında ipler tamamen kopmuştu.
Hatta Doğan, Özak’ı imar komisyonundan ve başkanvekilliğinden almıştı.
Bu anekdotu da unutmayın..!
Doğan’a gelince… O toplantıya bilerek mi katılmadı, yoksa kendisine haber verilmedi mi?
İşte şimdi gel de AKP’de ekipler ayrılığı olmadığına insanları inandırın.
***
Bu olayda asla bizim bir tarafımız olamaz!
Ben her iki tarafı bilen insanlarla günlerdir bu konuyu konuşuyorum.
Hiç bölmeden, bıkmadan anlattıklarını dinliyorum.
Zaman zaman anlattıklarından etkilendiğim olmuyor değil ama akıl süzgecinden geçirmeden asla karar vermiyorum.
***
Vardığım kanaat şu:
Birileri İzmit’i AKP’ye kaybettirmek istiyor ama onlar hangileri işte onu çözümleyemedim.
İki mahalle deyip geçmeyin. CHP ile makasın kapalı olduğu bir ilçede iki mahalleyi karşınıza aldığınızı düşünsenize…
Şu an her iki taraf da uç noktalarda fakat benzer suçlamalarla birbirine çamur atıyor.
Burada neler olduğunu tam anlamıyla ortaya çıkarmak ise önce yetkililerin işi.
Biz gazeteci olarak kamu yararını önümüze katarak olayı takip etmeyi sürdürüyoruz.
Ve izlemeye devam ediyoruz…