Bu ekip çok fena…!
Bizim işimiz zor ve meşakkatli bir iş.
Arada stres atmak, kafa dağıtmak iyi geliyor.
Kız kıza muhabbetlerini baya bir ihmal etmişim.
***
Oldum olası kadınların çok sevdiği altın günlerine uzağımdır.
Hemcinslerim bu konuda beni çok eleştirir.
Senin hormonların bizimkiyle aynı değil, az seviyemize gel diye takılırlar.
Ben de onlara giyim, kuşam, makyaj, doğum, eş, çocuk, ekseninde geçen sohbetlerin beni sıktığını anlatırım.
Çünkü denedim, tecrübeyle sabit.
Ayda bir toplanıyoruz ve hep aynı konuların etrafında dolaşıyoruz.
Bana bir şey katmayan kısır döngü şekline varan sohbetler bir süre sonra işkenceye dönüşüyor.
İşte bu nedenlerden dolayı benim hiç ‘günüm’ olmamıştır.
Ama tabuları yıktım.
Benim de artık bir ‘günüm’ var, hem de paralı…
***
Bugünlere gelişimde üzerimde çok fazla hakkı bulunan ablam, dostum, sırdaşım dediğim;
Sırtımı yasladığımda düşmeyeceğimi bildiğim Kocaeli il kadın girişimciler kurulu eski başkanı Penbe Arslan’ın kesin emri ile bir gün kurduk.
O da benim gibi günlere karşıdır aslında.
Zaten bu gün bildiğiniz günlerden çok farklı.
Yedi arkadaştan oluşan günümüzde, kimler yok ki…?
Yedi benzemezin bir araya geldiği toplantılarda resmen açık oturum yapıyoruz.
Bizimkisi bildiğiniz gündem toplantısı şeklinde geçiyor.
***
Aramızda üniversiteden hocamız, Bilsen Bilgili var.
O bize hocalık ediyor mesela.
Y-Z ne kadar kuşak varsa, hepsinin detaylarını ondan öğreniyoruz.
Kuşak çatışmalarındaki bilimsel derinliği hocamız sayesinde çözümlüyoruz.
Pazarlama yöntemleri konusunda da çok tecrübeli. Sayesinde harika fikirler ediniyoruz.
Grupta fikir çatışmasına düştüğümüz konularda ise bize hocalık edip, dengeyi sağlıyor.
Cıvıl cıvıl, hayat dolu, alabildiğince pozitif.
Haklıya haklı diyecek kadar adaletli olmanın yanı sıra, yanlışını da kabul etme erdemliliğine sahip biri.
Ondan epey şeyler öğreniyoruz.
***
Penbe Arslan dediğimizde orada dururum.
Onu tarif etmek, iyi anlatmak için ayrı bir yazı yazmak gerek.
Bugün bulunduğum konuma gelmemde imzası olan, öngörüleriyle bana yön veren
en büyüğümüz ve de en tecrübelimiz olarak bize ombudsmanlık yapıyor.
Haddini bilmekle haddini aşmak arasındaki farklılığı örnekleriyle masaya yatırıp, gözümüzü açmamızı sağlıyor.
Tek sinir bozucu yanı, fazla pozitif ayrımcı olması.
‘Kadın olsun çamurdan olsun’ anlayışından bir türlü kopamayan, yediği kazıklara rağmen ‘ille de kadın’ diyen Penbe Arslan
Sadece benim değil, bu kentte başarı elde etmiş çok sayıda kadının hayatında imzası olan insandır.
Onunla çok uzun yıllardır yoldaşlık ediyorum.
Ailesini ailemiz kadar sever sayarız.
O olmasaydı bizim toplanacağımız yoktu.
İyi ki var, hep var olsun dediğim birkaç kişiden biri…
****
Bu ekipte üç tane de Avukat arkadaşımız var.
Bunlardan biri Emel Ceylan Balcıoğlu…
O da uzun senelerdir hayatımda olan sevdiğim bir arkadaşım.
Emel’in siyasi kimliği aramıza zaman zaman mesafe koysa da o da ben de bu durumu sessiz bir saygı çerçevesinde karşıladık.
Muhalif bir gazeteciyle dostluk yapmanın zorluklarını ona yaşattığım için üzgünüm.
Herkes Emel’in partisi ile ilgili çıkan haberlerde kolaycılık yapıp onun sızdırdığını düşündü uzun süre.
Oysa benim onunla tek kavgam ağzının çok sıkı olmasıyla alakalıydı.
Bak diyordum, sen böyle yapıyorsun ama bana gelen çoğu bilgi sizin kendi içinizden geliyor.
Sen olmasan da alıyorum zaten, bu kadar kasma kendini diyordum.
Hele de seçim dönemleri ne o beni arar ne de ben onu arardık.
Bizimki içinde bulunduğumuz vaziyeti sessiz bir kabullenişti.
Bazen telefon açar, partiyle ilgili yazdığım bir haberi ilk benden duymanın şaşkınlığını yaşardı.
Uyu sen derdim, o da uyurdu zaten
Uyumasa çok daha başka yerlerde olurdu. Emel parti aidiyetliğinin karşılığını daha doğrusu cezasını fazlasıyla aldı.
Ona bir türlü siyasetin nasıl yapılacağını anlatamadım.
Neyse ki bugün sivil hayata geçti. Biz de daha rahat görüşüyor, sohbet ediyoruz.
Onun bu formatını çok sevdim.
****
Avukat arkadaşlarımdan biri Arzu Yalçın.
Fahri Erzurumlular derneğinin üyesiyim.
Arzu Yalçın ile tanışıklığım da oradan gelir. Beni Erzurumlu yaptılar ama hala sözlerini tutup Erzurum’a götürmediler.
Grupta üç tane Erzurumlu var sorarsanız. Bu da onlara kapak olsun.
En son Arzu bu işi üstlenmişti, bakalım o ne yapacak?
Hani derler ya, sanki hep hayatımda varmış gibi hissediyorum diye.
Arzu Yalçın da bunlardan biri.
Çok naif, bir o kadar anaç ve asil bir komutan eşi aynı zamanda.
Çokta başarılı bir hukukçu.
Onunla bir araya gedik mi neler yapıyoruz, neler yaptık sormayın gitsin!
Beni besleyen yanlarını çok sevdiğimi belirteyim.
***
Aramıza yeni katılan bir başka Avukat arkadaşımız daha var, o da Serap Ekşi.
Serap Ekşi’yi Emel sayesinde tanıdım.
Çabucak kaynaştık.
Normalde kendimi çok rahat hissettiğim arkadaş grubumun içine yeni dahil olanlara karşı temkinliyimdir. Kolay kabullenmem.
Ama Serap Ekşi bana hiç öyle hissettirmedi.
Birlikte gülüyoruz, espriler yapıyoruz, o bizi biz onu yakından tanımanın keyfine varıyoruz.
Sizin anlayacağınız Serap Ekşi son günlerdeki kazanımlarımdan biri.
Diğerleriyle olduğu gibi onunla da uzun yıllar arkadaşlık edeceğimi sanıyorum.
***
Ve Filiz Akkaş…
Aramızdaki en atak kadın.
Arkadaş; kadın tutulmuyor, ele avuca sığmıyor.
Erkek egemen sektörde basamakları ikişer üçer atlayarak gidiyor.
Onunla yıllar önce yaptığım ve ağırlıkta kadın başarılarının yer aldığı röportaj dizisinde tanıştım.
Tabi tanışmamıza vesile olan kişi her zaman olduğu gibi Penbe Arslan idi.
Filiz’le kafamız aynı çalışıyor.
Mesela risk almaktan gram çekinmiyor.
Genç yaşta Gebze keresteciler sitesinde, sanayicilerin arasında iş yapmak öyle sanıldığı kadar kolay iş değil.
Babadan devralınmış bir işten de söz etmiyoruz.
Kendi seçimiyle sanayici olmuş ve metal-alüminyum proses sistemleri üzerine neredeyse master yapmış bir kadın.
Dünya devi hava şirketlerine üretim yapıyor. Hayali ise Amerika’da Boing havacılık şirketinin dibine ofis açmak.
Yapar mı yapar. Birkaç yılda geldiği noktaya bakınca Filiz onu da yapar diyorum.
O şimdi aynı zamanda TOBB’un Kocaeli’deki tek üst kurul delegesi ve KSO Meclis Üyesi.
Başarılarıyla gururlandığım sevgili arkadaşımı Allah nazarlardan korusun diyorum.
***
Değerli okurlar; bugün biraz light yazı yazayım istedim.
Güncel hayatta biz kimiz, neyiz, kimlerle oturup kalkarız, neler konuşuruz, ufaktan değineyim dedim.
Bu köşelerde hep başkalarıyla ilgili yazılar yazıyoruz.
Biraz da kendimizi anlattık.
Ondan da öte bu kadınları tanıyın istedim.
Çünkü bir araya geldiğimizde gündemi konuşan, dünyayı yorumlayacak donanıma sahip olan bu kadınlarla sohbet bana inanılmaz iyi geliyor.
Finalde hep benimle uğraşsalar da, hepsinin hakkından geldiğimi belirtmiş olayım.
Biz artık her ay Kocaeli’nin en sevdiğim yerlerinden biri olan ve hepimizin orta noktası konumundaki Hereke’yi kendimize mesken tuttuk.
Görünüş itibariyle tipik altın gününü andırsa da bizimkisi basbayağı açık oturum toplantısı şeklinde geçiyor.
Ama o ruhtan da kopmamak adına Penbe ablamız ortaya sembolik bir rakam koyarak GÜN kelimesinin hakkını verdiriyor.
Maksat ortalık neşelensin.
***
Ağır konuların ardından özümüzle barışıp, akşam geç saatte evlerimize dağılıyor, balkabağına dönüyoruz.
Geriye hoş bir seda ile çekilen fotoğraflar ve bize salgıladığı endorfin kalıyor.
Seviyorum sizi kızlar.
Nasıl ifşa ettim hepinizi…