Al Birini Vur Ötekine
Fırsat buldukça belediye meclis toplantılarını izlemeye gidiyorum.
Kent adına alınan kararların hangi psikolojiyle, nasıl hesaplarla alındığını yakinen gözlemliyorum.
İktidar ve muhalefet siyaseti mi yoksa vatandaşın çıkarlarını mı önceliyor, bunları yerinde görme şansı buluyorum.
Dün yapılan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi meclis toplantısı bu anlamda çok önemliydi.
İki konu vardı öne çıkan.
Birincisi; İzmit’teki Pembe Köşk’ün Ensar Vakfı’na tahsisi
İkincisi; Gebze’de Askeri Kışlaya yapılacak olan Millet Bahçesi ve Galericiler Sitesi…
Millet Bahçesi konusunu daha sonra işleyeceğim.
Önce Ensar Vakfına verilen Pembe Köşk olayını ele alalım.
***
Ensar Vakfı denilince hepimizin beyninde “çocuk tecavüzcülerinin” olduğu bir yapı canlanıyor.
Karaman’da 45 çocuğun uğradığı taciz ve tecavüz vakaları Ensar Vakfına olan bakışı değiştirdi.
Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın konuyla ilgili “münferit” şeklindeki açıklaması ise üstüne tuz biber oldu.
O gün bu gündür ne zaman “Ensar” vakfının adı geçse vatandaş tepki gösteriyor.
Çünkü söz konusu çocuklar...
***
Uzatmayayım.
CHP’nin tarikatlara, bu tür yapılara karşı duruşu malum.
Allamei cihan olsa Ensar’a bakışı değişmez.
Nitekim Kocaeli’nin tek CHP’li belediyesi göreve gelir gelmez Ensar Vakfı’na neşteri vurdu.
Fatma Kaplan Hürriyet, Nevzat Doğan döneminde yapılan Nebi Güdük Gençlik Merkezi’ne yerleşen Ensar Vakfını binadan çıkardı.
Hem de ne çıkarmak.
Epey olaylı bir tahliye süreci olmuştu.
Hürriyet, AKP döneminde İzmit Belediyesi’nin Ensar Vakfına ve TÜGVA’ya ne kadar harcama yapıldığını kalem kalem açıklamıştı.
Bu olay ulusal basında da geniş yankı bulmuştu.
Gelinen noktada Ensar Vakfı binadan çıkmak zorunda kalmıştı.
***
Ve dün yapılan büyükşehir belediye meclisinde İzmit’te bulunan Pembe Köşk Ensar Vakfının kullanımına verildi.
Açıkçası konuyla ilgili en büyük yaygaranın tam da bu noktada kopacağını düşünüyordum.
CHP bu pası alır topu doksana takar diye düşündüm ama beklenen olmadı.
Ağız ucuyla söylenen birkaç cümle vardı, o da tatmin edici değildi.
Çocuk tecavüzcülerinin olduğu vakfa nasıl sahip çıkarsınız kabilinden sözler bekliyorduk ama olmadı.
CHP Grup Başkan Vekili Engin Taşdemir’in, Büyükakın’a yönelik
“Yıllardır vakıf ve derneklere yardım yapılıyor, bu konuda eşit davranıyor musunuz”
şeklindeki cılız cümlesinden başka bir ses duymadım.
Büyükakın Taşdemir’e cevaben, “Kamu yararı olan bütün vakıf ve derneklere yardım ediyoruz. Cemevlerine de yardım ediyoruz.
Bu arkadaşlarımızın bir yeri vardı.
Daha önce bir belediyemiz bu vakfa yer vermişti.
Oradan çıkarıldılar biliyorsunuz. Biz de sahip çıkıyoruz”
dedi.
***
Yani Büyükakın son cümlesiyle İzmit Belediyesi’nin adını anmadan topu CHP’nin kucağına bıraktı.
Ama CHP’liler kesinlikle tahrik olmadı.
Tam yeri geldiği halde Ensar Vakfıyla ilgili gerçek düşüncelerini ifade etmedi.
Onun yerine bunlar kamu yararı olan dernekse, diğerleri kamu zararı olan dernekler midir gibi saçma bir tartışmaya girildi.
Yani konu mecrasından saptı da saptı.
CHP’yi Ensar konusunda ilk kez bu kadar ürkek gördüm.
Gür bir ses çıkacağını düşünüyordum.
Halbuki en sağlam yerden yakalamışlardı ama yüklenmeyi bırakın konuyu tartışmaya dahi açmadılar.
***
Fatma Kaplan Hürriyet
dün mecliste yoktu, olsaydı daha farklı olur muydu onu da bilemiyorum.
Sonra düşündüm. Acaba neden böyle bir yol izlediler?
Ve CHP’lilerin tecavüzcü diye baktığı vakfa yer tahsisine niçin ses çıkarmadığının cevabını buldum.
Çünkü CHP İstanbul il örgütünde yaşananlar henüz çok taze.
Orada da tecavüz iddiaları gırla gitti, günlerce ülke gündemini meşgul etti.
CHP ise konuyla alakalı sessiz kalmayı tercih etti.
Ensar’da yaşananlara tek kelime etmeyen AKP’liler
topyekün sosyal medyada orda burda CHP’yi tecavüzcü parti olarak yaftaladı.
***
Bunu neden anlattım.
Yanlış nereden gelirse gelsin yanlıştır.
Senin hırsızın benim hırsızım, senin sapığın benim sapığım diye bir şey yoktur.
Toplumun değer yargılarıyla oynayan hangi kişi veya kurum olursa olsun arkasında durulmamalı.
Ama siyasette bu değer yargıları hep iki adım geriden geliyor.
Her iki taraf da “Aman partime zarar gelmesin” düsturuyla hareket ediyor.
Bir kurumda yaşanan insanlık suçunu kuruma mal etmemek için doğrulardan taviz veriliyor.
Dün, parti içindeki tecavüzlere sessiz kalanlar
Bugün gönül rahatlığıyla Ensar vakfına nasıl sahip çıkarsınız diye hesap soramıyor!
Burada suçlu CHP’nin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin meclis üyeleri değil!
Suçlular en tepede.
Her fırsatta insan haklarından bahsedenler, kadına yönelik şiddetin karşısında duranlar, çocuklarınızı Ensardan koruyun diyenler;
Benzer vaka kendilerinde yaşanınca sus pus olamaz, olmamalı!
Olurlarsa alttaki kadrolarınız sizin yüzünüzden gönül rahatlığıyla doğruyu savunamaz!
Dün CHP grubunun sessiz kaldığı bu duruma daha sonra CHP İzmit ilçe başkanı Hakan Çakar’ın
ağız ucuyla yaptığı açıklama aslında durumun vehametini ortaya koyuyor.
Adama sorarlar, dün siz mecliste değil miydiniz, neden bunları tam yerinde ve zamanında söylemediniz diye.
Alacakları cevap belliydi çünkü.
Balık baştan kokmuş bir kere, ne kadar konuşsak boş.
Al birini vur ötekine!