2025 yılının başından itibaren toplu iş sözleşme görüşmeleri hızlandı. Kocaeli’de her hafta farklı bir fabrikadan eylem haberi geldi. Grevler birbirini izledi. Büyük grevler oldu. Büyük eylemler yapıldı. Özellikle Gebze bölgesinde. Hala devam eden grevler var. Grev ve eylemlerin sonucunda önemli kazanımlar da elde edildi. Bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde iyi oranda zamların alındığı da oldu, işçiye sormadan imza atıldığı da. Sendika işçiden onay almadan imza atılabiliyor. Sonrasında zaten masanın ruhuna Fatiha! Bu yıl bu ve benzeri şeyleri birçok iş yerinde gördük. Özka Lastik, TÜPRAŞ, ilçe belediyeleri en güncel örnekler.
*** Anayasal hak olan sendika ve grev hakkı devletin güvencesinde olmalı. Ancak devlet grevi yasaklıyor. İş yerlerinde alın terinin karşılığını isteyen işçiye “Grev yapamazsın” deniliyor. Kararnamelerle anayasal hakkın önüne geçiliyor. Bu güvencesiz ortam, bu hak ihlalleri, bu yasaklar işçinin canına tak etmiş durumda. Sırtını anayasadan doğan hakkına yaslamak isteyen işçi, sermaye ve devlet tarafından presleniyor. Bunun böyle gitmeyeceğini, bunun doğru bir yol olmadığını söyleyen Emek Partisi önemli bir kampanya başlattı. “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvencesiz iş” sloganıyla ülke genelinde başlatılan kampanya için önemli temaslarda bulunuldu. Sağ solu ayırmaksızın ziyaretler yapıldı. Bu kampanya önemli ölçüde kabul gördü. *** Sadece Kocaeli’deki yaşananlara bakıldığında ne kadar yerinde bir kampanya olduğuna ikna olabiliyorsunuz. ve bu kampanyaya tüm sendikaların destek vermesi gerekiyor. Omuz omuza gelmeleri gerekiyor. İşçilerin geleceği için bu kampanyanın belki daha kapsamlı hale getirilmesi gerekiyor. Emek Partisi bu kampanyayı başlatmış olabilir ancak sendikalar daha farklı bir noktaya getirip geliştirebilir. Birlik olmadan, bir araya gelmeden, omuz omuza vermeden ayrı gayrı bu sermeye düzeniyle mücadele etmenin olanaksız olduğunu artık herkes anlamalı.
*** Bu kampanya neden önemli ve neyi önceliyor ve amaçlıyor? Kısa bir özet geçeyim: