Sayıştay raporları ciddiye alınması gereken raporlar.
Bu ülkede işini en iyi objektif şekilde yapan bir kurum varsa ve kaldıysa onlardan biri kesinlikle Sayıştay.
Her yıl açıklanan Sayıştay raporlarını okuyorum.
Sayıştay raporları ciddiye alınması gereken raporlar.
Bu ülkede işini en iyi objektif şekilde yapan bir kurum varsa ve kaldıysa onlardan biri kesinlikle Sayıştay.
Her yıl açıklanan Sayıştay raporlarını okuyorum.
Bu ülke milenyum başlangıcından bu yana çok badireler atlattı.
Depremler oldu.
Seller oldu.
Bizim ülke tam bir survivor.Yaşam mücadelesi birinci önceliğimiz.Trafikte, yürürken, bir kafede otururken, evimizde uyurken hep tedirginiz.Diğer yandan ekonomik olarak vatandaşın durumu için külliyat yazdık.Yaşamak denilen kavram doymayla eşdeğer değildir.Var olmak yani fiziki olarak bulunmak yaşamak değildir.Ot gibi var olmak yaşamak hiç değildir.Ancak bizim ülke karın tokluğuna yaşama ülkesi.Bizim ülke ev sahibi zengin etme ülkesi.Bizim ülke yatağında üzerine beton çökerek canını verme ülkesi.
*
Ekonomik verilerin iyiye gittiği söyleniyor.Vatandaş rahata ermeden hiçbir şey iyiye gitmez.Türk-İş açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin verilerin ekim ayı sonuçlarını bugün açıklandı.Araştırmaya göre, ekimde 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden "açlık sınırı" 28 bin 412 lira oldu.Gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen "yoksulluk sınırı" 92 bin 547 lira olarak hesaplandı.Bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 36 bin 984 lira civarında.Bizim ülke açlar ve yoksullar ülkesi.Aza kanaat etmeyi vaaz edip, bolluk havuzunu kendilerine inşa edenlerin ülkesi.
AKP iktidarıyla birlikte büyük anlam kazanan bir kelime var."Makbul"Yalın anlamıyla "Kabul gören" demektir.Uyum sağlayan, istenildiği gibi olan, çıkıntı olmayan, "He he" diyen.Yani AKP'nin tam istediği gibi olan.AKP, her şeyin makbulünü sever.İş insanı makbul olmalı; ekonomiyi eleştirmemeli.Uyum sağlamalı."Aynı gemi"ye zeval gelmemeli.Yoksa halimiz nice olur?
*
Elbette polisin, askerin ve yargının da makbulü olacaktı.Halkın makbulünü yaratmak için ölesiye efor harcadılar.Bunu büyük oranda da başardılar.Hal böyleyken en lazım olanı ise gazetecinin makbulüydü.Hazır makbuller elbette yetmedi.Daha fazlası neden olmasındı?Ülkedeki tahribattan medya en büyük paylardan birini aldı.Makbul olmayana yaşam alanı tanınmadı.Gazetelerin ilanları kesildi.Gazeteciler yargı sopası başında haber üretmeye çalıştı.Birçok gazeteci gözaltına alındı, tutuklamalar oldu.
Dün gerçekleştirilen CHP Kocaeli İl Kongresi'nin sonucu sadece bir il başkanı seçilmesine indirgenmeyecek kadar önemliydi.Kocaeli siyaset arenası ya da kamuoyunun öyle pek de tanımadığı bir isim ana muhalefet partisinin il başkanı oldu.Erdem Arcan'ın il başkanı seçilmesi sadece CHP'nin değil Kocaeli siyasetinin dönüm noktası.İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, karşısında oluşan parti içerisindeki dev bloğu saf dışına itti.İşin Türkçesi bu.İlçe başkanları, kadın ve gençlik kolları, milletvekilleri, parti büyükleri, CHP'nin kanaat önderleri kim varsa hepsi Bülent Sarı etrafında bir araya gelmişti.Hürriyet bloğunda ise böyle bir yapıdan söz edemeyiz."Birkaç isim dışında benim tanıdığım kimse yok" desem yanlış bir şey söylemiş olmam.
*
Bugünden sonra CHP Kocaeli'de her şey farklı olacak.Kocaeli siyasetinde de her şey başka bir yöne gidecek.Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı hedefi koyan Fatma Kaplan Hürriyet'in şartlar normal giderse önündeki tüm engeller bertaraf edilmiş oldu.Sabah kongre salonunda karşılaştığım Hürriyet, hal hatır sordu.Uzun süredir merhabamız yoktu."İyi görünüyorsunuz" dedim."Ben çok iyiyim" dedi ve gülerek ekledi: "Kocaeli de çok iyi olacak.""Hayırlısı olsun" dedim ve kendisiyle vedalaştım.Hürriyet, kendinden emindi.
Kocaeli'de siyasetçilerin biraz zemini sağlam olmayan iddiaları gündem oluyor.Biz de o iddialar üzerinden haber yapıyoruz.Mesela CHP'li bazı isimler yerel seçimlerde 13 belediyeyi almak hedefi koyuyor.Bu çok olması gereken bir hedef.Ama mümkünlüğü konusu tartışılır.Diğer yandan AKP'liler de bugün ziyarete geldi.AKP Kocaeli İl Başkanı Şahin Talus, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı İbrahim Gürsel ve AKP Kocaeli Tanıtım ve Medya Başkanı Murat Ergelen misafirimiz oldu. Misafirliğe geleni çay içirip yollama adetimiz yok.Birçok soru yönelttik.
*
Şahin Başkan, temkinli bir siyasetçidir.Ağzından çıkacakları hep tartarak konuşur.Bence iyi de yapıyor.Buna rağmen söz konusu CHP olunca biraz vites artırmaktan da çekinmiyor.CHP'li Fatma Kaplan Hürriyet'in Kocaeli'de 13-0 iddiasını sorduk.Güldü güldü ve "Onlar da rüya görecek tabii ki" dedi.Sonra hedeflerinin kaybettikleri belediyeleri de geri kazanmak olduğunu söyledi.AKP uzun yıllar bu şehirde tüm ilçeleri tek başına yönetti.Önceki dönemlerinden referansla kendileri için gerçekçi bir hedef gibi gelebilir bu.Ancak Kocaeli'de 13-0 artık AKP'liler için de hayal.Hatta nereden baksak 3 buçuk yıl sonra yapılacak seçimlerde sadece AKP ve CHP değil başka partilerin de bu şehirde iddiası olacaktır.O nedenle hedefinizin olması elbette iyi ama ayaklarınız da yere basmalı.
Kocaeli'nin Körfez ilçesi zor bir ilçe.Kozmopolit bir yer.Büyük bir ticaret merkezi.Limanları, tesisleriyle yönetmesi zor bir ilçe.Körfez Belediyesi bu nedenle çok önemli bir kurum.Ben hep AKP'li başkanlar dönemini biliyorum.Her dönem farklı farklı meselelerle gündem oldu.Çeşitli operasyonlar kamuoyuna yansıdı.Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt döneminde de belediye operasyonlar gördü.Ancak Söğüt, bu operasyonlardan hiç yara almadı.
*
Şu an ikinci döneminde.Ben kendisiyle birkaç kez röportaj yaptım.Dün de Kocaeli Barış gazetesine geldi.Genel Yayın Yönetmenimiz Aysun Özcan ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Yılmaz Karabıyık'la kendisine birçok soru yönelttik.Belediyenin ekonomik durumunun tüm belediyelerde olduğu gibi sıkıntılı olduğunu kabul etti.Ancak Kocaeli Büyükşehir'le birlikte birçok hizmeti de ilçeye kazandırdıklarından bahsetti.SGK ve pirim borçlarının ne durumda olduğunu sordum.Geçtiğimiz dönem 530 milyon TL yükten Körfez'i kurtardıklarını söyledi.Eğer o borcu ödemeseler şu an borcun 2 milyar TL'ye dayanmış olacağını ifade etti.Her ay 20 milyon TL pirim yükünden de bahsetti.
Yazımın başlığının kendi içinde bir paradoks içerdiğini kabul ederim.Geçmiş tecrübelerimiz ve şahit olduklarımız, bunu bize düşündürmekte haklı.Ancak artık Türkiye'de her şey bir önceki günden daha kötü ve karmaşık bir hal almaya başladı.Bir yanda bugüne kadar görülmemiş derecede otoriter iktidar, onun ortakları ve yerleşmiş bir algı var.Diğer yanda ise emek, demokrasi ve özgürlük için yılmadan mücadele eden siyasi partiler, sendikalar ve çoğunluğu yadsınamayacak büyük bir halk...İktidar gücünün zirvesinde olduğunu sanarak tüm alanlardaki baskısını alabildiğine arttırmış durumda.İş öyle bir noktaya geldi ki; yargı, askeriye, eğitim, ekonomi gibi temel alanlardaki mutlak hakimiyet hırsı sınırlarını aştı.Ülkenin aydınları, sanatçıları ve bilim insanları da iktidarın sert yaptırımlarından payını alıyor.Diğer yandan bu ülkenin emekçileri açlık sınırının altında ücretlere mahkum edilmiş durumda.Burada elbette iki seçenek var.İlki teslimiyet.Diğeri ise örgütlü, birleşen, sesi gür çıkan mücadele yöntemi.
*
İlkinin bu ülkede ilerici, aydın, emekçi yurttaşlarca kabul edilmeyeceği aşikar.İkinci yöntem için ise bireysel meşguliyetler yerine birleşen, mücadele eden, fikir ortaya koyan ve çözüm önerileri sunan yapılar oluşturulması gerekiyor.Böyle bakıldığında muhalefete büyük iş düşüyor.Ana muhalefet partisi CHP, her yönüyle kuşatılmış görünüyor.Ancak CHP, bunca kuşatma caydırmaya rağmen haklarını vermek gerekir ki geri adım atmıyor.Yine ve ancak CHP'nin tek başına, hem iç karışıklıkları hem de iktidar kuşatması nedeniyle lokomotif yegane örgüt değil.Türkiye'nin emek ve demokrasi güçleri, bugün hiç olmadığı kadar yan yana durmak ve birlikte ülke geleceği için somut adımlar atmak durumunda.Bunun dışında başka bir formül de yok.Sihirli değnek bekleyenler, bir bu kadar daha bekler.
Bizim gündemimizsiniz.Partililerinizin ama icradaki partililerinizin gündemisiniz.Rakiplerinizin açık aramak amacıyla gündemisiniz.Ama bu kentin gündemi değilsiniz.Emek kenti Kocaeli'de haberciliğin hala çok dar çerçevede yapıldığı özeleştirisini yapmak durumundayız.Siyasi haberler, belirli bir zümre dışında kimsenin umurunda değil.Genel siyasetin haber olmasıyla yerel siyasetin haber olması aynı etkileri doğurmuyor.Bunu söylerken gazetecilerin habercilik için verdiği emekle bir derdim yok.Şehrimizde çok güzel siyasi haberler yapan, merak edilenleri soran, iyi program yapan meslektaşlarım var.Bunları takip etmekten de keyif alıyorum.
*
Benim konum, haberi yapılanların kendilerini bu kentin gündemi sanması.Bir belediye başkanı veya il ya da ilçe başkanının totalde 3 bin kişiyi ilgilendiren açıklamaları bu kentin ana gündem maddesi olamaz ve zaten değil.Hayal dünyalarında her şeyin kendileriyle ilgili olduğunu sanmalarının tıp literatüründe çeşitli karşılıkları var.Ama Kocaeli'nin gündemi A siyasetçi veya B başkan hiçbir zaman olmadı.Peki bu kentin gündemi nedir o zaman?Kocaeli emek kenti.Bu kentin emekçileri emek mücadelesi veriyor.Patronlar hep bana diyor.Ayın sonunu getiremeyen işçi bu kentin gündemidir.Kirasını ödeyemeyen esnaf bu kentin gündemidir.Sabah ve akşam saatlerinde 10 dakikalık yolu 50 dakikada giden mağdur vatandaş bu kentin gündemidir.Gündem vatandaşın kendisidir, yaşadığı mağduriyettir.
Kendisini Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nden tanıyoruz.CHP'nin başkanvekili olarak görev yaptı.Bence başarılı bir isimdi.Son yerel seçimlerde hiçbir yere aday olmadı.Adı il başkanlığı için geçiyordu.Dün Körfez ilçede kimsenin tahmin edemediği bir sonuç yaşandı.Taşdemir'in desteklediği Yaprak Fidancı ilçe başkanı oldu.Bu arada CHP siyasetinden bağımsız ben Fidancı'yı çevre aktivisti olarak tanırım.Böyle bir ismin ilçe başkanı olmasına sevindim.Diğer adaylarla bir tanışıklığım yok zaten.Bu sonucun ardından gözler Engin Taşdemir'e çevrilmişti.
*
Taşdemir bugün genel yayın yönetmenimiz Aysun Özcan'ı ziyarete geldi.Ben de ziyarete dahil oldum.Taşdemir, aday olacağını ilk kez bize açıkladı.Bugün çok sayıda haberini yazdım.Açıklama ama ne açıklama.Hiç geri vitesi yok.Tereddüt etmiyor.Neler söyledi neler.Mesela,"İkimiz aday olursak Bülent Sarı'ya üzülürüm!" dedi.Bülent Başkan'ı başarısız bulduğunu söyledi."Delegeye güveniyorum ben iki seçimli yarışta açık ara kazanırım" ifadelerini kullandı.
CHP'de kongreler bu hafta büyük oranda tamamlanıyor.
Örgüte hakim olmak isteyen, kendisine yakın ilçe başkanları seçmek isteyenlerde ise durum karışık.
Yola birlikte çıkan CHP Kocaeli Milletvekili Harun Yıldızlı ve İl Başkanı Bülent Sarı ayrı düştü.
Kocaeli'de CHP'nin ilçe kongreleri renkli tartışmalara neden oluyor.Delegeleri ikna telefonları, kutuplaşmalar, birbirine laf atmalar...Bize açıkçası haber çıkıyor.Ben de zaten CHP'ye o nazarla bakıyorum.Kongre süreçlerinde CHP kaynayan kazan gibidir.Sular hat taştı ha taşacak gibi olur.Bu seçim sürecinde de birçok şey yaşandı.Belediye başkanı başka ilçelerde delege arayıp kendine yakın gördüğü adaya oy istedi.Siyaset bu.Bunlar olmaz şeyler değil.Bilinmezse konunun öznesi için daha iyi olur.Ama CHP bu.Hiçbir kusur kabahat veya eylem gizli kalmaz.Bunu aslında en iyi CHP'liler bilir.
*
Acurmanlarla İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'in kavgası yankı uyandırmıştı.İki taraf da sert ifadelerle cevaplar verdi.Bir de bunun AKP'de yankılanması olacaktı elbet.MHP'liler açıklama yaparak bir tiye aldılar durumu.Bugün ise AKP Kocaeli İl Başkanı Şahin Talus CHP'lileri diline doladı.Kedinin iple oynadığı gibi oynadı.İktidar partisi bunu elbette değerlendirecekti.Ne diyor Talus?"Mahalle kongrelerinde başlayarak birbirlerine hakaret eden CHP’lileri görünce onlar adına utanıyoruz""Kocaeli’de belediye başkanlarının delege çöpçatanlığı yapmalarına karşı bir aday yakının seninle yürüdüğüm yola yazıklar sözleri tüm CHP’lilerin kulağında." "CHP kendi kendini dövüyor" ve şöyle bitiriyor: "Allah şifa versin."
Köşe yazılarımda Kocaeli'nin gündemine dair şeyler kaleme alıyorum.Yerel gazeteciliği seviyorum.Bu kentin sokaklarında vatandaşı rahatsız eden kaldırımı yazmak ve kaldırımın düzeltilmesi benim için çok önemli.Büyük büyük meseleleri de başkaları yapsın.Grevdeki işçiyi yazarım.Ormanlık alana taş ocağı açılacaksa yazarım.Eylemi yazarım.Dezavantajlı grupları yazarım.Vatandaş nerede sıkıntı yaşıyorsa büyük küçük fark etmez onu bu satırlarda yazarım.Güç savaşları beni ilgilendirmez.Yer edinme kaygıları, şehri dizayn etme hayalleri bende olmayan şeyler.Vallahi değerli de bulmuyorum.Büyük büyük sözler söyleyip eylemde sıfır olmak bana göre değil.Etki alanımı bilir, sözümü ona göre söylerim.
*
Bugün ise sanatın, sanatçının içinde bulunduğu durumu birkaç örnekle eleştireceğim.Sanatçı özgür olmadığında, kendini sınırlamak zorunda kaldığında kaliteli ve özgün içerikler ortaya koyamaz.Otorite korkusu ve baskısının gölgesinde sanat olmaz.Türkiye'de sanat bitme noktasına geldi.Üstün yetenekler artık bir bir kenara çekilmek zorunda kaldı.Çünkü sanat, sanatçının tüm özgürlüğünü elinden alabilecek bir tehlike haline geldi.Türkiye'de sanatçı, sanatı gerekçe gösterilerek cezaevine girebilir, kendini anlatma fırsatı bulamaz, gün yüzüne hasret kalır.Bunu da göze almak istemeyen nice yetenek, hükümetin korkusuna bir adım geri durmak zorunda kalıyor.Anlaşılır bir şey bu.Çünkü yargının bağımsızlığına da güven yok.Kendini aklama olasılığı da otomatikman elinden alınıyor.Aynı gazetecilere yapıldığı gibi.Aynı siyasetçilere yapıldığı gibi.
Kocaeli'de işçi direnişleri devam ediyor.Güncel bir direniş GÜBRETAŞ'ta var.Petrol-İş Sendikası Kocaeli Şubesi'nin örgütlü olduğu Yarımca'da üretim yapan GÜBRETAŞ'ta 242 işçinin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 78 gün önce greve çıktı.Sendika en son yüzde 95 zam isterken işveren ise yüzde 30 teklifte bulundu.Bugün 78 gün sonra taraflar yeniden bir araya geldi.İşçiler umutlandı.Biz de merakla bekledik.Bu toplantıdan bir sonuç çıkabileceğini düşündük.
*Ancak işveren yüzde 30 olan zam teklifini yüzde 33'e çıkardı.78 günlük direnişin ardından yüzde 3'lük bir artış teklifi komik değil mi?Sendika yetkileri masadan kalktı doğal olarak.Bu teklif 78 günlük kararlı bir grevin ardından işçiyle dalga geçmektir.Sendika yüzde 95 istiyor.Bu teklif de gerçekçi değil.İşçiler direnişte kararlı.İşveren bunu hala anlayamadı.
Gebze Kent Meydanı’nda 19 Eylül Gaziler Günü töreni yapıldı.Bu törende çelenk sunumu yapılırken gözler Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz'e çevrildi.Muhabirimiz Hanifi Sürün imzalı yayınladığımız haberde çelenk sunumu sırasında Büyükgöz'ün Atatürk'e selam durmadığını gördük.Bu hareket daha önce de tekrarlanmış ki sevgili Hanifi takibe almış.Başkan Bey'in Atatürk alerjisinden mi yoksa başka bir rahatsızlıktan mı böyle davrandığını ben de merak ediyorum.
AKP'de bir teşkilat düzeni var.
Daha doğrusu otoriter bir yapı var.
Bu yapının aldığı kararların dışına çıkmanın olasılığı yok.
Kocaeli'nin kentsel dönüşümünün geç kalındığını, eksik olduğunu, depremden sonra atılacak adımların ihmal edildiğini çok yazdık.Depremle yıkılmış bir kent olan Kocaeli'nin dönüşümü son birkaç yıldır samimi gayretler var.Kocaeli Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde kentsel dönüşümleri inşa aşamasında olan yerler var.Bilindiği gibi Kocaeli'deki tüm binaların taramaları kısa süre önce yapılmıştı.Binaların röntgeni çekildikten sonra Kocaeli Büyükşehir, 7 ilçede 14 bölgede acilen dönüştürülmesi gereken 5 bin bağımsız birim belirledi. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, bugün bir basın toplantısı gerçekleştirerek 7 ilçede acil dönüşmesi gereken yerleri paylaştı.Yaptığı sunumda binaların nasıl görüneceğine kadar detaylar da vardı.İyi hazırlanılmış, adım adım nelerin yapılacağı belirlenmiş.
*
Bu dönüşüm çalışmaları Kocaeli için bir milat olacak.Uzun sürebilir, aksaklık yaşanabilir ancak geç kalınmış bu dönüşüme artık başlanılması gerekiyordu.Olası bir depremde ayakta kalması mucize olacak örneğin İzmit Bulvar'daki evler.Kocaeli Adliyesi binasının karşısındaki konutlar, 42 Evler Mahallesi'nde riskli yapılar.Bunlar İzmit'in kalbindeki riskli binalar.Kocaeli Büyükşehir İzmit'te ilk iş olarak buralarda dönüşüme başlayacak.Öğrencilik yıllarımdan hatırlıyorum.Bulvar'da bir arkadaşımın evine gittim, çorba içeceğiz.O zaman masamız da yok.Tabakları doldurduk.Yere koyduk anlayacağınız köy usulü sofra kurduk.Tabağa baktım yamuk duruyor.Şoke olmuştum.Bu denli acil önlem alınması gereken yerlerden bahsediyorum.
Bugünkü köşemi vatandaş taleplerine ayırıyorum.Vatandaşlar bize ulaşıyor.Mahallesinde kaldırımı eksik olan, musluğu akmayan, elektriği kesilen, yolu bozuk olan, otobüsü geçmeyen.Bunlar değerli şeyler.Yerel gazetecilik vatandaşla ittifak gerektiriyor.Kartepe'den Körfez'e Derince'den İzmit'e birçok yerden vatandaş gazeteye gerek uzun uzun gerekse iki satır şikayet ve taleplerini iletiyor.Aralarında ilginç talepler de var.Kenara ayırdıklarımı sizlerle paylaşıyorum.
*
"Kartepe Sarımeşe'de Sağlık Kent'e yapılan kaldırım neden Sarımeşe Konakları'na yapılmıyor? Yollar çok bozuk. Köstebek yuvası gibi. İlçe belediyesi ne yapıyor? Kazıyorlar üst yapıyı unutuyor gidiyorlar. Araçların alt takımları berbat oldu. Belediye sanayideki masrafa ortak olacak mı?"
Belediyelerin araç kiralama meselesi uzun yıllar arpalık alanı olarak kullanıldı.Parti fark etmeksizin yandaşlar buradan iyi beslendi.Kocaeli'de de araç kiralama üzerinden birileri çok uzun yıllar sermayesine sermaye kattı.Son yıllarda bu mesele siyasi argüman olarak kullanılıyor.Kiralanacak aracın cinsi burada maliyet açısından önemli.Sürekli kullanılacak iş makinelerinin belediyenin olması avantaj.İş makineleri alanında yapılacak işlem satın alma olursa belediyeye fiyat olarak avantaj sağlıyor.Ancak sürek araçlarda durum değişebiliyor.Burada da kiralama daha ekonomik oluyor.Derin derin hesabı yapılıyor.Ben o kadar rakamsal farka giremeyeceğim.Çünkü matematik yorgunuyum.
*
Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nde dün belediyenin 583 araçlık kiralama yetkisi talebi tartışma yarattı.CHP Grubu, satın almayı uygun bulduğu için bu maddeye şerh koydu.Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ve CHP'li üye Mehmet Ümit Küçükkaya'nın eleştirilerine cevaplar verdi.Sonra satın almanın gerekli olduğu durumlarda satın alma, kiralamanın gerekli olduğu durumlarda da kiralamayı seçtiklerini ifade etti.Ayrıca hiç satın alma yapmıyormuş gibi gösterildiklerini belirterek 2 milyar TL'lik araç satın alındığını da söyledi.Sonra CHP'li Karamürsel Belediye Başkanı Ahmet Çalık söz aldı.Aynı şeyleri söyledi.Çöp kamyonunun, iş makinelerinin sürekli kullanıldığını bu nedenle bunların satın alınmasından yana olduğunu belirtti.Binek araçlarda ise kiralamanın uygun olabileceğini söyledi.
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet tüm siyasi yaşamını takip ettim.Çünkü takip edilecek makamlarda yer aldı.Belediye başkan aday adaylığı, milletvekilliği ve ikinci dönem başkanlığı.Fatma Hanım her ne kadar genel kabul gören bir siyasetçi olarak başlasa da daha sonra keskin çizgilerle sevenleri ve sevmeyenleri oluştu.Siyasi hamlelerinde hep başarılı oldu.Şanslı bir siyasetçi.Ancak bu şansı iyi kullanan siyasetçi.Sadece şans uzun soluklu yardımcınız olmaz.Ancak o şansı iyi kullanıyorsanız şansın bir anlamı var.
*
Başkana yönelik yazdığım yazılar arşivlerde yerini koruyor.Ben yönetme makamına gelmiş kişileri, hangi partiden olduğu fark etmeksizin objektif olarak izlemeye gayret eden bir gazeteciyim.Hürriyet'i bugüne kadar o nazarla değerlendirdim.Genel olarak yapamadıklarını, başaramadıklarını mağduriyet perdesine sığınarak savundu.Hatta İzmit muhalefeti (AKP-MHP) bununla dalga bile geçti."İyi yaptığı şeyleri say" deseniz çok az şey sayabilirim.Belki tek ve çok önemlisi belediye işletmelerini belediyeye kazandırması.Hizmet kalitesi özel işletmelerin altında olabilir.Bu ayrı mesele.Ancak İzmit Belediyesine ait, kafe, restoran, tuvalet gibi işletmeler özel sektörün elinden alındı.Daha uygun fiyatlarla vatandaşın hizmetine sunuldu.Fevziye'de Kent Lokantası açıldı.Yeni Cuma'da, Yahya Kaptan'da Gülümse Kafeler açıldı.Yeni Cuma tuvaleti ücretsiz yapıldı.İlçe belediyesi çapında bence önemli projelerdi.
Son 10 gündür buralarda yoktum.
Tatil yaptım.
Tatili çok severim.
Deprem kenti Kocaeli'de birçok riskli yapı var.
Ve şehrin merkezinde büyük tehlike arz eden yapılar da bulunuyor.
Bunlardan birinin İzmit Fethiye Caddesi'ndeki 60 yıllık Bilin Pasajı olduğunu öğrendik.
Ben CHP'lilerin siyaset tarzıyla pek barışık değilimdir.
Bunun CHP'yle ilgisi yok.
Genel olarak sistem partilerinin siyaset yöntemini doğru bulmam.
Şehir canlanıyor.Kocaeli şimdi taşra kenti olmaktan çıktı.İktidarı muhalefeti bu şehri nasıl daha iyi sunarızı tartışmalı.Ben futbolla ilgili bir insan değilim.Ama Kocaelispor, bu şehrin en büyük değerlerinin başında geliyor.Halkı ilgilendiriyor.Halkı ilgilendiren her şey de benim gazetecilik pratiğime göre beni ilgilendirir.Süper Lig, bir şehir için en önemli vitrindir.Bir futbol kulübüyle yapacağınız reklamın karşısına ne koyarsanız koyun altında kalacak.Bu takım çok çileler çekti.Çok badireler atlattı.Yerine takım koymaya çalıştılar.Ama halk, kendi takımı olan Kocaelispor'dan vazgeçmedi.
*
Mevcut yerel yönetim, Kocaelispor'un Süper Lig'e çıkmasının başat aktörüdür.Bunu tartışmaya gerek yok.Bundan sonraki süreçte de yine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne büyük iş düşüyor.Herkes sorumlu ama Kocaeli Büyükşehir, bu kentin en büyük kurumu.Şehrimize büyük takımlar gelecek.Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı misafir edeceğiz.Diğer büyük Anadolu kulüplerini ağırlayacağız bu şehirde.Ekonomik anlamda hareket yaşanacak.Şehrimizin reklamı için ne büyük şans olduğunun herkes farkında olmalı.Yatırımlarımızı büyük ve modern bir kent inşa etmek üzerine kurmak zorundayız.Tramvayıyla, metrosuyla bu büyük kent olma yönünde önemli adımlar atılıyor.
Hafta içi günlük yazı yazmak istiyorum.Konu sınırlı.Yaz ayındayız doğal olarak herkes yatışta.Ama anlamsız da bir yoğunluk söz konusu.Düğünü derneği, tatili falan ayrı bir gündem.Kocaeli'de yazılacak konu zor buluyorum."Bu var" diyeceğiniz birçok şeyi de yazmışımdır.Siyasette bu ara CHP hareketli.Esasen CHP, her zaman daha fazla haberlere konu olan bir parti.Reytingi de yüksek bu arada.
*
Çevre problemleri, işçi grev ve eylemleri evet yazıyoruz.Bir tek AKP'den konu bulamıyorum.Hatta geçtiğimiz gün gazetede sohbet ederken de konusu geçti.AKP'nin Kocaeli'de gündeme alıp yazılacak bir şeyi yok.Kavga yok gürültü yok.Varsa da biz duymuyoruz.Eskiden haber açısından iyiydi.AKP il başkanı ayrı bir denge, bakanı milletvekili ayrı bir denge, Kocaeli Büyükşehir'i ayrı bir dengeydi.Şimdi tahterevallinin bir ucu bomboş.Hepsi bir ucunda oturuyor.AKP il başkanıyla Kocaeli Büyükşehir uyumlu.Milletvekiliyle il başkanı uyumlu.İlçe başkanları zaten gündemde yok.Belediye başkanları ağırdan arabasını yürütüyor.