Yaşa yaşayabilirsen
Bizim ülke tam bir survivor.
Yaşam mücadelesi birinci önceliğimiz.
Trafikte, yürürken, bir kafede otururken, evimizde uyurken hep tedirginiz.
Diğer yandan ekonomik olarak vatandaşın durumu için külliyat yazdık.
Yaşamak denilen kavram doymayla eşdeğer değildir.
Var olmak yani fiziki olarak bulunmak yaşamak değildir.
Ot gibi var olmak yaşamak hiç değildir.
Ancak bizim ülke karın tokluğuna yaşama ülkesi.
Bizim ülke ev sahibi zengin etme ülkesi.
Bizim ülke yatağında üzerine beton çökerek canını verme ülkesi.
*
Ekonomik verilerin iyiye gittiği söyleniyor.
Vatandaş rahata ermeden hiçbir şey iyiye gitmez.
Türk-İş açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin verilerin ekim ayı sonuçlarını bugün açıklandı.
Araştırmaya göre, ekimde 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden "açlık sınırı" 28 bin 412 lira oldu.
Gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen "yoksulluk sınırı" 92 bin 547 lira olarak hesaplandı.
Bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 36 bin 984 lira civarında.
Bizim ülke açlar ve yoksullar ülkesi.
Aza kanaat etmeyi vaaz edip, bolluk havuzunu kendilerine inşa edenlerin ülkesi.
*
Mesela Kocaeli'de işçilerin direnişi sürüyor.
120 gündür GÜBRETAŞ işçisi insanca bir ücret için mücadele veriyor.
GÜBRETAŞ kâr üstüne kar yaparken işçiye ise "Sana yok" diyor.
Hükümet itibardan tasarruf etmezken emekliye "Az ye az yaşa" diyor.
Asgari ücretlinin aldığı para kirasına yetmiyor.
Bu ülke evet dostlar "Yaşa yaşayabilirsen" ülkesi.
Yaşayın yaşayabilirseniz.
Doğal seçilim modu aktifleştirildi.
 
                         
                 
                 
                 
                 
                 
                                             
                                             
                                             
                                            