Esra Aydın

Esra Aydın

Hassasiyetler zincirini kırmak

Bir arkadaşımın, Instagram gönderisinin altına yazdıklarını okuduktan sonra hassasiyetler zinciri üstüne yazmak istedim.

Yazma isteğim çok benzer bir tecrübeden geçtiğim için ortaya çıktı ve hatta bazen kızdığım, söylendiğim bir duruma da dönüştü geçmişte.

Elbette ifade edebilmemin sebebi o konuyu kendi içimde büyük oranda halledebilmiş olduğumdan kaynaklanıyor.

Yazının Devamı

Yeryüzüyle iletişim

Şimdilerde ya da bu çağda kabalığın, nezaketsizliğin ve niteliksiz gücün kazandığına inanıyor olabiliriz.

İnceliğin geride kaldığını, ayrıntıların yok olmaya yüz tuttuğunu düşünebiliriz.

Ancak her çağda ince, güzel ve hoş olan şeyler oldu, olmaya da devam ediyor.

Yazının Devamı

Kendinle buluşmalar

Her gün 24 saatimiz var ve bu zaman dilimiyle neler yapmak istediğimiz kısmen bizim elimizde.

Kısmen diyorum çünkü herkesin gün içindeki akışı ve yerine getirmesi gereken sorumlulukları birbirinden farklı.

Eğer yeni doğan bir bebeğiniz varsa kaliteli uykudan söz etmek biraz güç. Bebeğin ihtiyaçları her şeyden önce geliyor.

Yazının Devamı

İnsan yontumu

İnsan farkında olmadığı, bilmediği ve hissetmediği şeyleri kabul edemiyor.

Kabul edebilmek için ortada bir iz, bir durum olması gerekiyor.

Varlığından haberdar olmadığımız konular hakkında ne durum tespiti yapabiliyor ne de onlar üzerinde çalışma fırsatı yaratabiliyoruz.

Yazının Devamı

Kutsal insan ve davası

Yazar, “Dünyaya yönelik ihtirassız bir tavrı olanlar, kendi benliğiyle uzlaşı içinde olanlardır sadece.” Diyor kitabında.

Peki, ne demek bu?

Kendi benliğiyle uyum içerisinde olamayanlar tepkisel varlıklar haline dönüşürler.

Yazının Devamı

Çirkinlik üstüne…

“Bir insanın işi meşgul olunmaya değerse, o insan muhtemelen kendi işiyle meşgul olur. Fakat öyle değilse, o kişi kendi anlamsız işleri yerine başkalarının işiyle meşgul olur.”

Eric Hoffler bu cümleleri kaleme alırken neler düşünüyordu ya da nelere şahitlik ediyordu bilemem.

Ancak altını çizdiğim bu satırlar ve sonrasında gelen cümleler, bazı bildiğim şeyleri bana yeniden hatırlattı.

Yazının Devamı

Bir kitap eleştirisi: FATMA ABLA

En son bir kadının yaşam öyküsünü okuduğumda, bu isim Marie Curie olmuştu. Yaşam öyküsü demek hafif kalır, hayatının anlatıldığı kitabın kapağında da yazdığı gibi “olağanüstü yaşam öyküsü”dür kendisinin hayatı.

Bilmeyenler için çok kısaca söz etmem gerekirse, kendisi Nobel Ödülü’ne layık görülmüş fizikçi ve kimyagerdir. Paris Üniversitesi’nde ders veren ve yine aynı üniversitede profesör unvanı alan ilk kadındır. Yazıldığı kadar kolay olduğunu düşünmenizi istemem.

O dönemde kadın olması ve üstüne bir bilim kadını olması kürsüye geçmemesi için yeterli bir sebepti. Ancak O vazgeçmedi, devam etti. Bireysel alanda elde ettiği her başarı, toplumsal zeminde de faydalarını gösterdi. Hiçbir sıfata ve unvana ihtiyaç duymadan yalnızca üretmek gayesinde olan bir kadındı kendisi.

Yazının Devamı

25 yılın sosyolojik fragmanı!

Hareketli bir pazartesi ile haftaya giriş yaptık. “Hareket” Türkiye’nin diğer adı. Hafta sonu geldi, yaz bitti gibi bir durum söz konusu değil bizim için.

Nabzımız hep yüksek, gözlerimiz hep açık.

“Fethullah Gülen öldü” haberi bugünün gündem maddeleri arasında. Bir süredir çeşitli hastalıklarla mücadele ediyormuş kendisi, ölmüş. Yattığı yerde huzur bulur mu orası kendisiyle yaratıcı arasındaki mesele ancak…

Yazının Devamı

Vergi mi haraç mı? Vurun kırbacı!

Gün geçmiyor ki “gün geçmiyor” ile cümleye başlayan bir giriş olmasın.

Herkesin kendi yağında kavrulduğu, daha doğrusu kavrulmaya çalıştığı güzel ülkemde tuhaflıklar bitmiyor.

Sanki vatandaş yeterince sıkıntı çekmiyormuş da bir yenisini daha ekleyelim demişler.

Yazının Devamı

Değişmeyen hikâye; şiddetin öznesi kadın

İnsan yavrusunun doğup büyümesi, doğadaki diğer canlılara göre çok daha uzun ve zahmetli bir sürece sahip.

Yediğin, içtiğin bir kenara dinlediğin, stres yaptığın, mutlu olduğun her şey bedeninde taşıdığın canlıya hormonlar aracılığıyla aktarılıyor.

Artık her anne adayı bunlara elinden geldiği kadar dikkat ediyor.

Yazının Devamı

Asgari yaşamın ülkesi Türkiye

Heyecanın, belirsizliklerin, iniş ve çıkışların her gün farklı şekilde yaşandığı bir ülkedeyiz.

Her şeyi yüksekten yaşıyoruz desem abartmış olmam.

Sakinliğin nasıl bir şey olduğunu çoğumuz unuttuk.

Yazının Devamı

Güzel ahlak korkudan beslenmez

Her çağda güncelliğini koruyan iki konu var. Bu konular popülaritesinden hiçbir şey kaybetmiyor.

Birinci sırada elbette din var.

Yeri sarsılmazdır, tüm zamanların bir numarasıdır.

Yazının Devamı

Performans toplumunun bir sonucu: Ben yorgunluğu

Her çağın bünyesinde barındırdığı hastalıklar olsa da bizim çağımızın hastalığı viral yolla bulaşan bir hastalık türü değil.

Dikkat eksikliği, tükenmişlik sendromu ya da depresyon şeklinde kendini gösteriyor.

Başkalığın yerini aynılığın aldığı bir performans toplumunda yaşıyoruz.

Yazının Devamı

Yeni bir başlangıç için güz adımları

Yaza veda ederken yeni bir mevsimin başlangıcındayız.

Sıcağı fazlasıyla hissettiğimiz, serinlemek için klima köşelerine çöreklendiğimiz günler geride kalıyor.

Eylül serinliğini tüm coğrafyada hissettirmeye başladı.

Yazının Devamı

Hiç gidilmeyen o ülke

Bir şarkının yahut bir yazının ve belki bir kokunun insanı alıp kısa sürede seyahate çıkarması mümkün.

Hiç gidilmeyen o ülkeye öykünüp yeni bir yaşamın tohumlarını filizlendirebilmeye cesaret edebilmeye açık davet.

Yeni bir sokak, kalbin merkezine açılan yabancı ve tanıdık olmayan tüm seslerin cazibesi.

Yazının Devamı

Tamam en güzel sizsiniz…

Miss Turkey 2024 yarışmasında, yüzlerce aday arasından seçilerek finalist olan 20 güzel, birincilik için podyuma çıkmıştı.

Gecede, 2 numara ile yarışan İdil Bilgen, Türkiye'nin en güzel kızı seçildi.

Cemre Ülker ise yarışmanın ikincisi oldu.

Yazının Devamı

Narin, toplumsal çürüme ve riyakarlık

Yaşananlara baktığımda “iyi aile yoktur” cümlesi zihnimin duvarlarına çarpıp yankılanıyor.

Nihan Kaya’nın aynı adlı kitabı birçok kişi tarafından sert şekilde eleştirildi çünkü kitap baştan sona gerçekle yüzleşmekten kaçan ebeveynlerin, kabul etmek istemeyeceği cümleler barındırıyor.

Dünyaya kendi isteği dışında gelen çocuklara verilebilecek en temel şey koşulsuz sevgi ve güvenken bunların nasıl verilemediğini hatta pisliklerin üzerinin nasıl kapatıldığına bir kez daha şahit olduk.

Yazının Devamı

Can simidine sarıl

Yeni şeyler denemeyi sevsem de hayatımda yeri olan birçok şey çocukluk ya da ergenlik dönemlerinde ilgi alanıma girenler diyebilirim.

Her istediğim olmadı.

Bazen şartlar bazen de şartların olduğundan daha da zorlaştırılması bir süreliğine onları rafa kaldırmama neden oldu.

Yazının Devamı

ALDATAN GÖLGE

İyi hissetmenin anlık hazlarla eşleştirildiği, anlık hazların tüketmekle paralel yol aldığına inandırıldığımız bir çağdayız.

Açlığımız tatmin olmuyor, olsa da ivmenin sabit kalma süresi çok kısa.

Maddi, manevi her şeyi içimize çektiğimiz ve birçoğunu belki de sorgulamadığımız zamanlar.

Yazının Devamı

İnsanca pek insanca

Babam ilk çocukluk döneminden üniversite başlangıcına kadar toplumsal hayatla ilgili birçok konuda bizi yönlendirdi.

Sosyal yaşam ve özgürlükler konusunda oldukça titiz bir yapıya sahip olduğu için doğru olduğuna inandığı konularda çocuklarına da uyarılar da bulundu ki, bu uyarılar ve yaptırımlar zaman zaman askeri disiplin içerisinde gerçekleşti.

Şakacı, esprili yanlarının yanı sıra sınırların asla geçilemeyeceği, kırmızı çizgi dediğimiz bir hattı vardı.

Yazının Devamı

Basit bir algı meselesi…

Bir zamanlar şehrin girişinde yaşlı bir adam otururmuş. Yabancı biri yanına gelip sormuş:

-Şehre ilk gelişim. Burada yaşayanlar nasıl insanlardır?

Yaşlı adam cevap vermiş:

Yazının Devamı

Dünyaya fırlatıldık

Kendini yaşamanın önkoşulu bulunduğu topluma zıt gitmek, uç noktalarda kararlar almak ya da marjinal olmaya çalışmak değildir.

Her ne kadar bazısı böyle olduğuna inansa da bir eser oluşturmak birilerine rağmen yapılan öylesine bir eylemden çok daha fazlasıdır.

Beğenelim ya da beğenmeyelim hepimizin hayatı birer sanat eseri.

Yazının Devamı

Tarafını Seç

İliklerimize işleyen hastalıklara değineceğim bugün.

Sorsan hiç kimsede yok ancak başını çevirdiğinde toplumun her bir noktasına yayılmış damar damar.

Beğenmeme, memnun olmama, eleştirme, kıyas ve niceleri…

Yazının Devamı

Kalp kıran merak

Meraklı olmak iyidir eğer merakın kendi sınırlarını keşfetmek ve bu sınırları genişletmek üstüneyse.

Farklı pencerelerden hayata bakıp deneyim edinmekse ya da istediğin.

Başka bir gözle kendine bakmak, hayatının kontrolünü eline almak için belki.

Yazının Devamı