Otobüsçüler enayi mi be insafsızlar?

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Adaletin olmadığı yerde her şey mubahtır…Adalet insanlar arasındaki eşitliği sağlar,

hakkaniyeti sağlar. Devlet adaletli ise toplumda

refah ve huzur vardır, eğer ki devlet adalet kavramını

tam uygulamıyorsa o toplumda eşitsizlik, huzursuzluk

ve kaos oluşur…

Tıpkı ülkemizde ve kentimizde olduğu gibi…

Türlü türlü konulara girmeyeceğim, adaletsizliğin

yaşandığı olayları buradan saymaya kalksam

ben yazmaktan siz okumaktan sıkılırsınız…

Bugün bu sütunlara taşıyacağım konu

ilimizdeki özel halk otobüsü işletmeleri

ve şoförlerinin çözülemeyen, daha doğrusu

ne hikmetse çözülmek istenmeyen sorunları.

Keza bu sorunlar, zaman zaman yolculara da

yansıyor, huzurlarını kaçırıyor.

***

Bilindiği üzere dönemin Başbakanı olan

Recep Tayyip Erdoğan tarafından

65 yaş ve üzeri vatandaşlara bir müjde verilmiş,

bu vatandaşların ücretsiz taşınacağı duyurulmuştu!

Ne güzel değil mi?

Devlet vatandaşını düşünmüş, yaşlı vatandaşların

geçim sıkıntısında olduğunu fark etmiş,

rahatlıkla çarşıya, pazara gidebilmesi için

ulaşımlarını ücretsiz hale getirmiş (!)

Olaya yalnızca bu çerçeveden baktığınızda

müjdenin sahibine ne kadar dua etseniz az!

Peki, olaya bir de şu pencereden bakalım:

Müjdeyi veren hükümet, müjdeden doğacak

olan maliyeti karşılıyor mu?

En başlarda hiç karşılamıyordu, verilen mücadele

neticesinde bir yönetmelikle araç başına

aylık 750 lira ödeme yapacağını taahhüt etti sonraları.

Resmi Gazete’de yayınladı bu yönetmeliği de…

Ama gelin görün ki ilk ödeme gecikti de gecikti.

Minibüs başına ödenecek para, geriye dönük

paralarla birlikte 10 bin lirayı buldu.

Gecikme nedeniyle üyelerini daha fazla durduramayan

Kocaeli Minibüs ve Otobüsçüler Odası Başkanı Mustafa Kurt,

nisan ayında çıktı basının karşısına; 65 yaş ve üzeri

vatandaşlar ile engellileri 11 Nisan’dan itibaren ücretsiz

taşımayacaklarını beyan etti.

Bu reste karşı AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan devreye girdi,

ödemelerin ay sonuna kadar mutlaka gerçekleştirileceğini,

aksi bir durumda yapılacak eylemlere kendisinin de katılacağını

beyan etti ve şoförlerin gazını aldı.

Sözünü de tuttu hani, 4 gün sonra minibüsçülerin hesabına

paralar aktarıldı!

Tuttu tutmasına da ya bundan sonrası…

Yani bir sonraki ay, ondan sonraki ay,

onu takip eden diğer aylar..?

Bu söz o aylar için de geçerli miydi?

Bir daha gecikme olursa Ceyhan,

devreye girecek miydi?

Minibüsçülerin ücretsiz taşıma yapmama

kararı aldığı o günlerde kente dönemin

Başbakanı Ahmet Davutoğlu gelecekti…

Ceyhan’ın devreye girmesi, Davutoğlu’nun

geldiği gün olası bir eyleme karşı mıydı,

yoksa gerçekten sorunu görmüş ve

çözmek mi istemişti?

Buna cevap bulmak için dilerseniz bugünkü duruma

şöyle bir bakalım…

Günlerdir Oda Başkanı Mustafa Kurt,

gazetelere demeçler veriyor, paralarının

aylardır yatırılmadığını beyan ediyor.

AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan’dan ise çıt yok!

O sözünü tuttu ya bir kere;

gerisi onu bağlamıyor demek ki!

Ee ilimizdeki AKP’li vekiller ya da kentin

patronu Bakan Fikri Işık, onlar ne yapıyor?

Onları da bağlayan bir durum yok herhalde!

Büyükşehir Belediyesi zaten Allah’lık,

ne etliye, ne sütlüye..!

***

Resmi Gazete’de yayınlanan; Ücretsiz Seyahat Kapsamında Yapılacak Gelir Desteği Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinde aslında ödemenin nasıl yapılacağı net bir şekilde açıklanmış.

Her ay araç başına 750 liranın ödenmesi

yönetmelikle taahhüt altına alınmış…

Yani yönetmelikte “2 ayda, 3 ayda bir ödenir” demiyor…

Aylık ödemeden bahsediliyor…

Peki, minibüsçülerin ücretsiz taşımayla ilgili sorunlarını

çözmeyen, sadece minimize eden bu aylık ödemenin

dahi zamanında yapılmaması ne demek?

Yani bugün devlete olan vergi borcunuzu ödemediğinizde

karşınıza bir faiz çıkarılıyor mu, çıkarılıyor?

O halde burada adalet nerede?

Bu nasıl bir vurdumduymazlık?

Minibüsçüler enayi mi?

Müjdeyi siz vereceksiniz, partinize oy

kapacaksınız ama ceremesini minibüsçüler çekecek!

Hakları olan parayı ödemeyip kapınızda dilenci

gibi yalvartmak mı sizin devlet büyüklüğünüz?

Ya da şöyle sorayım; sahipsiz mi

sanıyorsunuz siz bu insanları?

Uysal koyun mu zannediyorsunuz?

Vergilerine gelince alacaksınız, geciktirirlerse faiz uygulayacaksınız…

Mazotu, araç bakımı ve benzeri masrafları olacak bu adamların,

üstüne bir de ücretsiz olarak yolcu taşıtıp, masrafının bir kısmını

karşılamayı bile gecikmeli yerine getireceksiniz…

***

Ramazan ayında insanlar mümkün olduğunca çarşıya dahi inmiyor.

Okullar kapandı, öğrenciler de artık günlük olarak yolculuk etmiyor.

Üniversite öğrencileri memleketlerine döndü.Her gün toplu taşıma araçlarını kullanan biri olarak gördüğüm,

çoğu zaman araçlar boş gidip geliyor.

Ve araçlara binenlerin yarısı ücretsiz kart kullanan yaşlı ve

engelli vatandaşlarımızdan oluşuyor.

Ve siz bu insanların bu halini şu mübarek

ayda görmüyorsunuz öyle mi?

El insaf…

Yazıktır, günahtır…

Elinizi vicdanınıza koyun…

***

Kocaeli Minibüs ve Otobüsçüler Odası Başkanı

Mustafa Kurt’u aradım bugün…

İnanın telefonun karşısında canından bezmiş biri vardı!

Düşünsenize bir odanın başkanısınız, üyeleriniz mağdur

olmasın diye son raddeye kadar her türlü girişimi

yapıyor, Ankara’ya gidiyor, çeşitli temaslarda bulunuyorsunuz,

verilen sözlerin yerine gelmesi için çaba sarf ediyorsunuz; bu işin

kavgasız, gürültüsüz, kimse mağdur olmadan çözülmesi için

gövdenizi taşın altına koyuyorsunuz ama birileri sizi üyelerinizle

karşı karşıya bırakıyor, taşın altına daha da itiyor.

Neden canından bezmesin ki?

Şemsettin Ceyhan ile tekrar görüşüp görüşmediğini soruyorum,

Kurt’un cevabı, “Hayır görüşmedim, dilenci gibi peşlerinden mi koşup duracağız”

oluyor. Öyle ya Ceyhan madem boyundan büyük işlere kalkıştı,

esnafın o dönemki sorununu çözdü, o zaman bugün de çözmek

durumunda… Arayıp, yalvarıp yakarmanın anlamı yok!

Ankara ile temasa geçip geçmediğini soruyorum,

aldığım cevap içler acısı… Kurt, “Arıyoruz telefonlara doğru düzgün

çıkmıyorlar. Bir diyorlar 3 ayda bir ödeyeceğiz, bir diyorlar

haftaya paralarınız yatacak. Ne dedikleri belli değil” ifadelerini kullanıyor.

Kurt, Ramazan’da işlerin yarı yarıya düştüğünü de dile getiriyor ve

bir konuya daha temas ediyor; o da bayramda ücretsiz taşımacılık

yapılacak olması.

Yani diğer illerde olmayan ancak ilimizde belediyenin ulaşım

araçları için geçerli kılınan “Bayramda ücretsiz taşımacılık”

da özel halk otobüsü işletmecilerini mağdur ediyor…

Kurt, geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı’nda ve sonrasında

defalarca önermiş: “Gelin ücretsiz yapmayın ulaşımı, bizler de

dahil olalım bu işe, yarıya düşürelim bayramda fiyatları” diye.

Kabul ettirememiş tabii ki…

Aslında kentin bazı bölgelerine belediye araçları sefer yapmıyor,

bu noktada da belediye otobüslerinin ücretsiz olması

halk arasında da adaletsizlik oluşturuyor.

Kurt’un önerisi dikkate alınsa tüm vatandaşlar en azından

yarı fiyatına yolculuk etme imkanına sahip olacak!

Ama nerede bizimkilerde o vizyon, o mantık!

Ve Kurt, esnafı artık kendisinin de tutamadığını dile getirerek

“Esnafa dur diyemem, keza beni de dinlemezler artık.

Parayı almak için eylem mi yapalım yani? Bu ödemeleri rutine bağlasınlar

bir an önce, aksi halde benim de elimden bir şey gelmez. Belki

üyeler ‘Sen bir şey yapamıyorsun’ deyip beni de gönderecekler.

Esnafı bu denli canından bezdirdiler” ifadelerini sarf ediyor.

***

Çıkarılmış bir yönetmelik var ortada, verilen sözler var

ama tutan, umursayan yok…

Günlerdir süregelen bir serzeniş var, yine takan yok…

Başkan Kurt dahi artık “İnceldiği yerden kopsun”

diyorsa canı yanmış minibüsçü esnafını varın siz düşünün.

***

2200 esnafın eylem yapması hem kendilerini hem de

vatandaşı mağdur edecektir.

Bunun sorumlusu ise sizler olacaksınız!

Sahipsiz sanmayın bu esnafı,

artık enayi yerine de koymaktan

vazgeçin…

Çözün şu sorunu bir an önce yoksa bu düğüm

gelir sizin boynunuza dolanır…Benden söylemesi!