Kılıçdaroğlu fobisi!
Sesini yükseltir suçlu, yumuşak konuşur suçlu…
Sağ seçmene yaklaşır suçlu, sol seçmene yaklaşır suçlu…
Adam “Alevi” olduğu için bile suçlu…
Nedir bu Kılıçdaroğlu korkusu..?
***
Bu ülkede insanları yargılamak, yadırgamak, bir kefeye
koymak ne kadar basit…
Bu ülkede ağız bozmak, hakaretler savurmak,
iğrençliğin dibine vurmak ne kadar normal…
Konuşma kültüründen yoksun, önyargının dibine vurmuş,
saygı nedir bilmez, sevgi nedir anlamaz bir psikoloji yaygın
toplumun bir kesiminde…
Bu, bir partiye gönül verenlere mahsus bir durum da değil
üstelik…
***
Dün kendilerinden uzak duran
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye
ağza alınmadık sözler ediyorlardı; bugün onu övüyorlar mesela…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ise
dün olduğu gibi bugün de ağızlarına geleni söylüyorlar…
Çünkü değişmedi, çünkü çizgisini bozmadı, çünkü canlarını sıkıyor,
çünkü adil bir düzen, adil yargılanma, yani “Adalet” istiyor…
Bu yüzden de yürüyor…
Tek yürümüyor, kitlelerle yürüyor…
İnatla yürüyor, doğru bildiği için yürüyor…
***
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 7 Haziran’dan bu yana
attığı adımların büyük bir kısmı doğru adımlardı…
Topluma dolaylı yoldan katkısı olan adımlardı…
Bunu görmek için asgari ücretteki artışa bakmanız kafi…
Bunu görmek için FETÖ’nün darbe girişiminin başarısız
olmasına bakmak kafi…
Keza iktidar gibi muhalefet de FETÖ’ye karşı durdu,
milli iradeye sahip çıktı…
Hiçbir şey yapmasalar bile darbe seviciliği yapıp,
asker kılığındaki hainlerin arkasında yer almadılar…
***
Evet Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a uzanan bir “Adalet”
yürüyüşüne çıktı… Bugün 14. gün…
Son 30 yılın en sıcak günlerini yaşayan bölgede yılmadan
devam ediyor bu yürüyüş…
Kimisi Kılıçdaroğlu’nun dublör kullandığını söylüyor,
kimisi yollarına gübre döküyor…
Türlü türlü yıldırma politikaları…
Birkaç kendini bilmezin kendini komik
düşüren girişimleri işte…
Kimisi HDP ile CHP’yi aynı kefeye koyma derdinde…
HDP’nin yürüyüşe destek vereceğini açıklamasını
ağızlarına sakız edenler var…
Şahsen HDP’yi orada görmek istemem
ancak TBMM’ye girebilen bir partinin
yürüyüşe destek vereceğini açıklamasını da CHP’ye
mal edip, sanki dağdaki teröristlerle CHP’liler yürüyormuş
gibi bir algı oluşturmak da ne kadar doğru, toplumun
vicdanına kalmış…
Sonuçta bu parti ile de dün bir süreç yürütenler vardı…
Bu partinin vekillerinin askere, polise el kaldırmasına
sessiz kalanlar vardı…
Bu partinin mensuplarının terörist başı Öcalan’ın
mektubunu alanlarda okumasını, “Coşkulu kalabalık” diye
lanse edenler vardı…
CHP, Dolmabahçe’de mutabakat imzalamadı…
CHP, Habur’a hakim de göndermedi…
CHP, Akil adında bir heyet belirleyip illere de göndermedi…
CHP, Oslo’da gizli görüşme de yapmadı…
Sanırım CHP, birlikte “Megri megri” de söyleyip ağlamadı…
Öyle ki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na PKK,
suikast girişiminde bile bulundu…
Şimdi tüm bunları görmeyip, HDP’nin destek açıklaması
üzerinden CHP’ye vurmak ne kadar doğru?
Dün susanlar, bugün neye bağırıyor?
Eleştirilerinde bile “Adalet” yok çünkü…
***
Gelelim CHP’nin içindeki tepkili seslere…
HDP’nin yürüyüşe destek açıklamasına
kızanlara laf etmiyorum, şahsen ben de
rahatsızım bu durumdan, dün çözüm denilen
süreçte olduğu gibi… Bu benim fikrim…
Ancak bu hiçbir şeyi beğenmez tavırların içine saplanıp
kalan CHP’lileri de anlamak güç…
Dün Baykal’a gitsin diye bağıranlar, bugün Kılıçdaroğlu’nun
her hareketinde bir kusur arar olmuş…
Sanki Kılıçdaroğlu gidecek, CHP iktidar olacak…
Öyle ki bazen iktidardan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den
daha çok eleştiriyorlar Kılıçdaroğlu’nu…
Hakarete varan sözler sarf edenler bile var…
CHP’nin kadrolarındaki çatışmaları kimse görmüyor;
bir ilçe başkanlığı için bile kimlerin kimlere kılıç
çektiğini, ne işler çevrildiğini kimse anlamak istemiyor…
Bir belediye başkanlığı için bir aday belirlenebileceğini
bildikleri halde, adayın aleyhine çalışmaktan bile
çekinmeyenleri kimse suçlamıyor…
Tek suçlu, lider(!)
***
Evet, Kemal Kılıçdaroğlu, sağdan soldan içten dıştan
gelen tüm tepkilere, tehditlere rağmen yürüyor…
Kemal Kılıçdaroğlu, “Kılıçdaroğlu fobisi”
oluşturmayı başarmış!
Yolu açık olsun…
Yolun sonu “Adalet” olsun...