Teşekkürler
İnsanların hayatta kalmak için paraya ihtiyacı var… Bu yüzden de çalışır, didinir dururlar… Yaşamları hep bir hayat mücadelesi ile geçer…
Başlarını sokabilecekleri bir evi, ayaklarını yerden kesecek bir arabaları olsun isterler…
Kimileri şanslıdır, kimileri ise yemesinden içmesinden kısar; birikim yapar…
Kiminin birikimi evi, kiminin birikimi arabasıdır…
Kimi yastık altında kötü günler için para tutar…
Ama bir yangının, bir kazanın ardından asıl birikimin bu olmadığını daha iyi anlıyor insan…
Yıllarca çalışıp didinip yapılan birikimler bir yangında, bir kazada yok olabiliyor…
Ama dostluklar, arkadaşlıklar yok olmuyor…
En kötü gününde, aranın en kötü olduğu insanların bile sesini duyabilmek, yanında olduğunu görmek insana güç veriyor…
En sevdiğinin varlığı ise insanı ayakta tutuyor…
***
Daha önce de yazmıştım… Ölümün varlığını bilerek yaşamalı insan diye…
Bilmeli ki hırslarından, öfkelerinden, ihtiraslarından sıyrılmalı, onların esiri olmamalı…
Dürüstlüğü, vicdanı, merhameti, iyiliği rehber edinmeli kendine…
Kandıran olmamalı, ikiyüzlü olmamalı… Tepeden bakmamalı ve kimsenin kulu da olmamalı… Hep böyle bir insan olmaya gayret gösterdim… “Beni düşmanıma sorun” diyebilecek kadar doğru insan olmaya çabaladım…
Ve doğru yaptığımı dün yaşadığım talihsiz olayın ardından bir kez daha anladım…
***
Evet, benim de içinde bulunduğum evde yangın çıktı dün…
Sabah saat 05.00 sıralarında…
O evden nasıl çıktım, nasıl hala hayattayım bilmiyorum…
Kabus gibi bir geceydi…
Uykumda yakalandım, dumanın beni kendimden geçirip
zehirlemesine dakikalar kalmıştı…
Mutfakta başlayan yangın nedeniyle yanı başındaki odam dumanla kaplanmıştı…
Genzimi yakan o yoğun kokuyu rüyamda hissettiğimi düşünüyordum ki
gözümü açtım… Yan odada babam yatıyordu ve iki oda da salona açılıyordu…
Çıkış kapısı da bir hol ile salona açılıyordu…
Ve yangının başladığı mutfak, o da salona bağlıydı…
Odamın kapısını açmadan alevlerin yansımasını gördüm…
Yangının salonda olduğunu düşündüm, aklıma yan odadaki babam geldi…
Onun odasına nasıl geçecektim, onu alıp nasıl çıkacaktım…
Tabii tüm bu kabusa dönüşen düşünceler birkaç saniye içinde belirdi kafamda…
Nefes almakta güçlük çekiyordum…
Ve aklıma sevdiğim geldi… Onun yaşayabileceği yıkım geldi, acı geldi…
Annemin, ailemin yaşayacağı hüzün geldi…
Çıkmalıydım, ne yapıp edip babamı da alıp çıkmalıydım o evden…
Odanın kapısını açtım… Şükürler olsun ki yangın salonda değildi…
Yangın mutfaktaydı ve tek görebildiğim de mutfaktaki kızıllıktı…
Zaman kaybetmeden babamın odasına girdim…
Duman henüz o odaya geçmemişti…
Evin her yanını sarmıştı ama onun odasında yoktu…
Babam ile birlikte hemen holü geçip çıkış kapısına ulaştım…
O kısacık mesafe o kadar uzun geldi ki…
Anahtarı bulmak bile güçtü…
Anahtarı bulduktan sonra kapıyı açmak da hiç kolay olmadı…
Aklımda hala sevdiğim, ailem vardı…
Kapının camını açtım, içeriye biraz olsun hava girdi…
Dayanacak nefesim kalmamıştı ki kapı açıldı, balkona çıktık…
Elektrik ve doğalgazı kapattım…
İtfaiyeyi aramam gerekiyordu ama telefon içeride kalmıştı…
Biraz nefes aldıktan sonra tekrar içeri girdim,
odamdan telefonumu aldım ve tekrar hızla dışarı çıktım…
Hemen itfaiyeyi aradım.
Babamın yangına müdahale etmesini önlemek için
kapıyı kilitleyip babamı bahçenin de dışına çıkardım…
İtfaiye ekipleri çok zaman geçmedi ki olay yerine intikal etti…
Ve kısa sürede yangını kontrol altına aldı…
Hava aydınlandığında yangının boyutunun
mutfakla sınırlı kalmadığını gördük…
Ama babam hayattaydı…
Ben hayattaydım…
***
Dedim ya en başta da insanlar rahat yaşamak için birikimler yapar diye…
Ailemin birikimlerinden biri de o evdi…
Hasar gördü, en azından belli süre kullanılamayacak hale geldi…
Elbette ki acı bir hadise ancak buna da şükür…
Hayır da şer de Allah’tan…
Bu süreçte en büyük moralim olan sevdiğime, dirayetli duran aileme, telefonla arayan, farklı yollardan geçmiş olsun dileklerini ileten ve ziyaretime gelen dostlarıma, Kocaeli Barış Gazetesi ailesine; siyasi partilerin temsilcilerine, sendika başkanlarına, eski ve yeni milletvekillerine; kısacası varlığını hissettiren her görüşten herkese teşekkürlerimi iletiyorum…
------
Facebook ile imtihanım…
Facebook dolandırıcıları malumunuz…
Sahte hesaplar, sizin adınıza insanlara ‘Hediye çeki’ altında
mesajlar yollayanlar…
Tüm bunlar, insanların ikinci bir hesaba temkinli yaklaşmasına yol açıyor…
Facebook da bu konuda güvenlik önlemlerini oldukça artırmış durumda.
İkinci bir hesap açmak neredeyse imkansıza yakın…
Hele ki istek yolladığınız arkadaşlarınız sizin gerçek kişi olduğunuza inanmaz ve şikayet ederse o profil anında kapatılıyor…
Yıllardır kullanmakta olduğum Facebook hesabımı kapattım…
Sonrasında yeni bir hesap açtım ancak daha 1 gün geçmedi ki kapatıldı…
Bir deneme daha yaptım, telefonum üzerinden bir hesap açtım,
bu kez istek gönderdiğim dostlarım sahte hesap sanınca o da kapandı…
Ve sonunda başardım…
Dostlarım, takipçilerim kendilerini sildiğimi ya da hesabımın sahte olduğunu düşünmesinler diye bu uyarı yazısını yazmak istedim…
Yeni hesabıma aşağıdaki linkten ulaşıp ekleyebilirler…
https://www.facebook.com/yilmazkarabiyikk