Cemaat, idam fermanını imzaladı

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Türkiye’de tarihe kara bir leke olarak kazınacakbir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık ülke olarak…

Aslında buna “Darbe girişimi” demek de yanlış geliyor bana,

darbeden ziyade ülkeyi iç savaşa sürüklemeye çalışan

birilerinin maşalığını üstlenmiş onursuz rütbelilerin,

daha 20 yaşındaki askerleri polis ve halk ile karşı karşıya

bıraktığı alçak bir terör saldırısıydı bu…

Televizyonları basarak, halkı tanklarla ezerek, halka kurşun

sıkarak, polisleri şehit ederek, bu ülkenin iradesini temsil

eden TBMM’yi bombalayarak, beğeniriz ya da beğenmeyiz

bu ülkenin seçilmiş hükümetini alaşağı etmeye girişen

kanı bozukların, taşeronların işiydi bu…

Yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli bireyleri arasında

konuşlanmış bu şeref yoksunu bakterilerin ülkenin altına

dinamit koyma teşebbüsüydü…

Şükür ki ellerinde patladı, şükür ki uzun zamandan sonra

tek vücut olduğunu hatırladı Türk milleti…

Meydanlara inip, tankların önüne kendini siper eden

vatandaşlar kadar, kuvvet komutanlarının, muhalefet

partisi liderlerinin birlik ve beraberlik mesajları,

demokrasiye sahip çıkan açıklamaları bu cılız ama

bir o kadar da kanlı olan girişimi saatler içinde

terse çevirdi…

Yıllardır kutuplaşmadan, ötekileştirmeden,

adaletsiz politikalardan sıkılmış olan ve bu nedenle de

iktidara düşmanlaşan kesimler dahi, bu girişime

karşı tepkisini koyarak, “Demokrasi dersi” verdi tüm

dünyaya… Ve Türkiye’de bundan sonra bu tür

girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanacağı gösterdi

cümle aleme…

***

Halkın sokağa çıkarak darbe girişimine karşı

bir olması, diri olması elbette ki tarihe bir övgü

olarak düşülecek ancak vicdanları kanatan

bazı görüntüler, bu darbe girişimine

kalkışanlarla aynı kefede tarihe geçecek…

Kitlelerin psikolojisi ile bireylerin psikolojisini

bir tutmamak gerek elbet ancak ne olursa

olsun Türk milletinin tarihinde görülmemiştir teslim

olana zulmetmek, onu katletmek…

Evet, dün teslim olan başka ülkenin askerleri değil,

TSK’nin üniformasını giyen askerlerdi.

Rütbeliler için diyeceğim bir şey yok, tankları kullanıp halkı

ezenler için de diyeceğim bir şey yok, vicdanım da sızlamıyor

onlara açıkçası ama 20 yaşında, emre itaat etmek zorunda kalan

erleri kayışla döven, linç eden ve hepsinden de

iğrenci, IŞİD gibi bir askerin kafasını kesecek kadar canileşen

bir toplumla karşılaşmaktan ürktüm, tiksindim, utandım…

Bundan meydanlara çıkan AKP’liler de utandı, MHP’liler de

utandı, CHP’liler de utandı… İnsanlık utandı…

Bu canilik, yapanların yanına bırakılmamalı,

adalet mekanizması bu vahşiliğin de cezasını vermelidir.

***

Ve gelelim iktidarın Paralel dediği, FETÖ dediği

yapıya…

Dünkü kalkışmanın yıllarca bu ülkede belli başlı

kurumların içine yuvalanmış

paralel şebeke tarafından yapıldığı

iddia ediliyor… Mümkündür…

Çünkü bu yapı, Ergenekon ve Balyoz adı altında

bu ülkenin şerefli komutanlarını hapse attı, kahrından öldürdü.

Bu yapı, yüz binlerce gencin memurluk hayallerini çaldı…

Bu yapı, yıllarca kendisine inanan vicdanlı ve temiz

insanları sömürdü…

Ve dünkü saldırıyı bu yapı gerçekleştirdiyse

kendi idam fermanını da bir nevi imzalamış oldu.

Varsa bu işte parmakları, urganları yağlı olsun…

***

Velhasıl kelam, dünkü girişim tüm Türkiye’ye şunu gösterdi:

Bu ülkede ne olursa olsun, ne kadar ayrışırsak ayrışalım

dışarıdan ve içeriden ülkemize, demokrasimize yapılacak her

türlü saldırıya karşı birlik olabiliyoruz hala…

Ve tüm ötekileştirmelere rağmen, iktidarın bir kesimi hiçe

saymasına rağmen gerektiğinde iktidara oy veren halkın

iradesini koruyabiliyoruz…

Empati kurabiliyoruz…

Umarım bu ülkenin askeri, polisi, halkı bir daha karşı karşıya

kalmaz… Ve umarım bu yaşananlardan herkes üzerine düşen

dersi çıkarıp, bu olayı siyasi bir ranta dönüştürmez…

İktidarıyla, muhalefetiyle bir kaosu atlattık,

bir daha yaşanmaması dileğiyle…

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum…