“Akşener”cilere müjdeli haber yolda!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

“MHP’de genel başkan yok, lider var.”

“MHP, bir dava partisi, diğer partilere benzemez.”

“MHP’ye başka partiden gelip vekil olursun ama

genel başkan olamazsın.”

“MHP’de lider, ölmeden değişmez.”

“Bu MHP’nin iç meselesi, sen karışamazsın.”

“MHP’yi dizayn etmek isteyen paraleller var.”

“MHP’de tek lider var o da Devlet Bahçeli.”

“Lidere sadakat onurumuzdur.”

“Sarayın adamları.”

Tanıdık cümleler, ezberledik artık hepsini…

Biz de sandığa gidip, bir partiye oy

verdiğimizi düşünüyorduk oysa…

Demokrasi yarışına katılan, demokrasiyi

savunan bir parti sanıyorduk MHP’yi…

4 bakanın yargılanmasını istediğinde

tüm o tapelerin, ayakkabı kutularının doğruluğuna

inanan, bu nedenle de rüşvet ve yolsuzlukla

mücadeleyi hükümet kurmaya değişen

bir partiyi desteklediğimizi düşünüyorduk.

Meral Akşener’e atılan iftirada, tüm teşkilatın

tek yürek olup, bir kadına uzatılan dili kesmek

için bilendiğini sanıyorduk.

Meral Akşener’in katıldığı programlarda yaptığı

konuşmaları hayranlıkla dinleyenlerin, onun

ülkücülüğünden şüphe duyduğunu bilmiyorduk.

Sinan Oğan, TBMM’de AKP’li vekillerin saldırısına

uğradığında destek nutukları dizdiğiniz için onun

Saray’ın adamı olduğunu hiç akıl edemedik…

MHP içinde demokrasinin olduğuna, kişilerin değil

tabanın, davanın, ülkenin önceliğe konulduğuna

inanıyorduk.

Devlet Bahçeli, 7 Haziran’da CHP’nin Başbakanlık

teklifini reddederken, ülkenin menfaati için

koltukları elinin tersiyle iter diye biliyorduk.

Şimdi sizin sık sık dillendirip, kafamıza kazıdığınız

yukarıdaki sözleriniz, tüm bu düşünceleri yerle bir ediverdi.

Hele teşkilatları kapatıp, ilçe başkanlarının görevinden

alınmasına susmanız, saltanatı işaret eden tüzüğü savunmanız,

AKP’yi bile daha demokratik kıldı gözümüzde.

Daha dün Devlet Bahçeli’ye etmediği lafı bırakmayan

çocuğu olmamasını bile dillerine dolayan edepten

yoksunların, bugün Bahçeli’yi destekleyen bir tavır

içine girmesinden de değişimin AKP’nin aleyhine,

MHP’nin ve ülkenin lehine olacağını anlamak istememeniz,

hayal kırıklığı yarattı bizlerde.

Ülkede bir Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın müdahalesi

ile görevi bırakacak hale gelmiş, ülkede olası bir baskın

seçimin provaları yapılmaya başlanmış ve MHP’de değişim

olmaması halinde gidilecek seçimde MHP’nin baraj

altında kalacağı anketlerle tasdiklenmiş bir ortamda

devletin bekası yerine, Devlet Bahçeli’nin bekasını

düşünmeniz akıl erdirilir gibi değil.

Bahçeli’nin her daim haklı çıkmasını değil, MHP’nin

ülkedeki kötü gidişata bir dur demesi önemlidir bu

ülke için…

Habur’da PKK’lı teröristlerin ayağına hakim gönderildi,

Diyarbakır’da nevruz kutlamaları sırasında bebek katili Öcalan’ın

mesajı okundu, yandaş basın tarafından coşkuyla manşetlendi,

Dolmabahçe’de mutabakat okundu, akil adamlar kent kent

bu çözülme sürecini halka empoze etti; hepsine tepki gösterdi

Sayın Bahçeli sağ olsun amma velakin önleyemedi…

Sürecin sonucunu tahmin etti ama o sonuca götürecek

gelişmeleri durduramadı…

Gemide mürettebat olmak ile kaptan

olmak arasında büyük bir fark var çünkü.

Eğer ki sen kaptanın gemiyi buz dağına doğru götürdüğünü

görüyor ve o kaptanı o koltuktan kaldırmayı başaramıyorsan

sonuç buz dağına çarpmak olur.

Gemi buz dağına çarptı… O önlenemeyen süreç

bugün her gün şehit vermemize neden oluyor.

Fidanlar toprağa düşüyor ve biz sıradan bir gündem

gibi bakıp geçiyoruz.

Demem o ki Bahçeli buz dağını gördü ancak

halk ona kaptanlık vermedi…

Şimdi halkın kaptanlık vermek istediği bir isim var

o da Meral Akşener. Sizin partinizde yıllarca siyaset

yapmış, tavırlarıyla sempati toplamış bir isim…

Size ise yolunu açın diyorlar…

Gemi buz dağına çarptı, en azından batmasına

izin vermeyin…

Şimdi geminin battığını göre göre

sular altında kalmanın ne anlamı var?

***

Önemli kaynaklardan aldığım bilgilere göre Yargıtay, muhaliflerin

“Kararı 15 Mayıs’tan önce açıklayın” şeklindeki dilekçesini

dikkate almış durumda.

15 Mayıs’tan önce Yargıtay’ın karar vermesine kesin gözü

ile bakılıyor. Bugün ya da önümüzdeki hafta içi karar duyurulabilir.

Yargıtay’dan çıkacak kararın değişimcilerin

aleyhine olma ihtimali ise yüzde 1 bile değil.

Bahçeli, bu kararı beklememeli, AKP’nin erken

seçim hamlesine karşı olağanüstü kurultaya gitme

kararını kendi vermelidir…

Hala zaman varken, MHP’nin değişim sonrası

bölünmemesi için en azından bunu yapmalıdır…

Ahmet Davutoğlu, dün yaptığı veda konuşmasında

“1 Kasım’da hezimet yaşayan muhalefet partilerinin

liderleri değişmezken, yüzde 49 oy almış bir partinin

lideri değişiyor” şeklindeki yaklaşımı haklı bulduğunu

ifade etmişti.

Evet haklı…

Muhalefet partilerinin tabanının sesini iyi duymuş Davutoğlu,

siz neden duymuyorsunuz?