AKLIN YOLU BİRDİR!
Ne yalan söyleyeyim, ‘SUMP’ kelimesi ve anlam içeriğiyle bugün ilk defa tanıştım.
SUMP: Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı demekmiş.
Hiç aşina olduğum bir tanımlama değil.
Bugüne kadar pek çok ulaşım master planı yapıldı, bu planlar kamuoyuna açıklandı ancak o planların hiçbirinde ‘sürdürülebilirlik’ iddiası olmadı.
Her beş yılda bir yasal mevzuat gereği revize edildiyse edildi ama onun ötesine geçilmedi.
O yüzden bugün Büyükşehir Belediyesinin Avrupa Birliği Fonu destekli SUMP’ın Kocaeli Kongre Merkezi’ndeki lansman davetine katılarak projeyi ilk ağızlardan dinlemek istedim.
Dilim döndüğünce sizlere anlatmaya çalışacağım.
*
Ulaşım planının sürdürülebilir olması ne anlama geliyor, önce bunun cevabını verelim.
Bu projede en önemli hedef; bireysel araç kullanımının azaltılarak, yaya erişiminin artırılması önceleniyor.
Temiz araçlara ve alternatif yakıtlara yönelimi artırmak,
Daha sürdürülebilir ulaşım yöntemlerine geçişi kolaylaştırmak,
Birden fazla ulaşım aracı kullanımı ve kentsel alanlarda bisiklet, yürüyüş ve toplu taşımaya teşvik etmek.
SUMP, tüm bunlara yönelik olarak AB düzeyinde önemli çeşitli eylemleri hayata geçiriyor.
Yani insan odaklı bir kent yaratılmak isteniyor.
*
Bugünkü lansmanda Başkan Büyükakın SUMP’ın asıl hedefine denk gelecek bir örnekleme de yaptı.
Eski Yürüyüş Yolu’nu projelendirirken, yolun kuzey tarafındaki Hürriyet Caddesini araç trafiğine kapatarak insanların daha az araç kullanmasına alan açmayı hedeflediklerini hatırlattı.
Cumhuriyet Bulvarında görülen insan trafiği Büyükakın’ın bu dediğini destekliyor.
Önce İNSAN!
*
Nefes almak için bize alanlar lazım.
Her geçen gün artan araç sayısının önüne geçemeyiz belki ama o araçların insanın önüne geçmesine engel olabiliriz.
SUMP, benim anladığım kadarıyla tam da böyle bir proje…
Bugün ile yarın arasında bağ kurulmuş, insanı öncelemiş, gelen tehlikeyi fark etmiş, ona göre önlemler almış.
*
Aslında SUMP bir belediye projesinden öte aynı zamanda o belediyecilerin ufuk çizgisini de gösteren bir proje.
Hatta daha da ileri gideyim;
SUMP, ulaşım planı gibi gözüken örtülü sosyal bir proje.
Çünkü temelinde insana yatırım var.
Klasik master planlarına göre daha çevreci, vatandaş ve paydaş katılımının daha aktif olduğu yenilikçi bir anlayışa sahip.
Daha iyi bir yaşam kalitesi için şehirlerdeki ve çevrelerindeki insanların
Ve de işletmelerin hareketlilik gereksinimlerini karşılamaya yönelik tasarlanmış stratejik bir plan ve Avrupa’da yaygınlaşmış durumda.
O nedenle SUMP’ı bir AKP projesi olarak kodlamak doğru bir yaklaşım olmaz.
Öyle olsaydı SUMP hazırlayacak şehirlerin başında CHP yönetiminde olan İzmir Büyükşehir Belediyesi gelmezdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi de geçtiğimiz günlerde yaptığı tanıtım toplantısıyla SUMP’ın faziletlerini kamuoyu ile paylaştı.
Aynı şekilde Millet İttifakının yönettiği kentlerden biri olan Ankara SUMP kapsamında fon desteği almaya hak kazanan şehirlerden ikincisi oldu.
İki CHP’li Büyükşehir Belediyesinin ardından üçüncü olarak Kocaeli geldi.
Dördüncü olarak da Trabzon yolda…
*
Yani bu bir ufuk meselesi.
Tunç Soyer’in, Mansur Yavaş’ın, Tahir Büyükakın’ın dünyayı takip etmesi, geleceği görmesi neticesinde atılan somut bir adımdır SUMP.
Büyükakın bugünkü sunumunda şöyle bir söz etti:
“Bunları yapan şehirler kazanacak” dedi.
“Yaparsa Ak Parti yapar” demedi.
Çünkü SUMP böyle bir şey değil!
İmkanları kullanmak, fırsatları kaçırmamak, şehirleri doğru planlamak, ileriyi görmek gibi unsurları içerisinde barındıran;
Tamamen insana yatırım yapan sosyal bir projedir.
Yani siyaset üstüdür.
Derdi, insan olanın buluştuğu noktalardan biridir.
Kısacası aklın yoludur…