AKP’nin son seçim zaferi olur!
7 Haziran 2015 genel seçimlerine kadar AKP, hep kazanmış, hep tek başına iktidarı göğüslemiş, karşısında oluşan her türlü ittifaka karşı milletin büyük bir çoğunluğunun oyunu almayı başarmış bir partiydi malumunuz…
Lakin adına çözüm denilen süreç, milliyetçi ve ulusalcı kesimin tepkisini çekmişti. Türk bayrağı açanların, akil adamları protesto edenlerin gözaltına alınması, bu kesimleri iyice kızdırmış, iktidardan soğutmuştu. Bunun yanı sıra ülkenin birinci gündemi olan terör, çözüm sürecinde oluşan ateşkesin etkisiyle ikinci gündem olmuş, ilk gündemi ekonomi almıştı. İnsanlar ekonomiyi sorgulamaya başlamış, muhalefet ise asgari ücret ve benzeri vaatleriyle ortaya çıkmaya başlamıştı.
Hatırlarsanız, CHP’nin 1500 liralık asgari ücret vaadiyle iktidar mensupları dalga geçiyor, bunu hayal görüyordu. Bunun için kaynak bulunmayacağını belirtiyordu. Ülkenin batacağını iddia ediyordu. Lakin 7 Haziran genel seçimleri, AKP’ye “Öyle ceketimi koydum, seçimi kazanırım devri bitti” mesajı verdi. AKP tek başına iktidar olamadı. HDP’nin parti olarak seçime girmesi de AKP’ye yara aldırdı.
AKP, tek başına iktidar olamamıştı ancak CHP ile MHP’nin aldığı oy, koalisyon hükümeti kurmaya yetmemişti. HDP’nin dahil olacağı bir koalisyon hükümeti de kabul görmemişti. AKP, MHP ile koalisyon hükümeti kurmak üzere görüşmüş, lakin AKP, MHP’nin hükümet kurulmasına yaklaşmadığı algısını oluşturmuştu. Ve sonrasında da erken seçim kararı alınmıştı.
7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadarki süreç kısaydı ancak AKP, bazı gerekçelerle çözüm sürecini tamamen sonlandırarak milliyetçi ve ulusalcı seçmenlerinin gönlünü tekrar almayı başaran hamleler yaptı bu süreçte. Ayrıca muhalefetin 7 Haziran vaatleriyle dalga geçerken o vaatleri 1 Kasım öncesi kendisi vermek zorunda kaldı. 1 Kasım gelip çattığında AKP, sandıktan tekrar tek başına iktidar olarak çıkmayı başardı.
***
AKP’nin tek başına iktidar olmasının faturası ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye kesilmişti. Önce, Bahçeli’den olağanüstü kongre yapması istendi, Bahçeli bu talebe karşılık vermeyince, partide değişim hareketi başlatıldı. Hareketi başlatanlar, destekleyenler, imza verenler partiden ihraç edilince de değişim hareketi, İYİ Parti’nin kurulması ile sonlandı.
Değişim hareketi sürecinde, iktidara yakın medya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi desteklemeye, değişim hareketini başlatanları ise FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışıyordu. Ve bu süreç, MHP ile AKP’nin yakınlaşmasına, sonrasında da ittifak ortağı olmasına neden oldu.
Ve girilen ilk genel seçimde (24 Haziran 2018) MHP ile AKP ittifakı, AKP’yi tek başına iktidar yapmaya, Erdoğan’ı da Cumhurbaşkanı seçtirmeye yetti. AKP, bir seçimden daha zaferle ayrılmayı başarmış oldu.
***
24 Haziran 2018, AKP’nin başarılı olduğu, kaybetmediği bir seçim olsa da aylar sonra gerçekleşen 31 Mart 2019 yerel seçimleri, bu başarıyı tıpkı 7 Haziran 2015’teki gibi sekteye uğrattı. Her ne kadar genel seçimle yerel seçim farklı olsa da bu seçimde “Beka” kelimesi öne çıkmış, partiler bu seçimi genel seçim atmosferinde yürütmüştü. AKP ve MHP’nin Cumhur ittifakına karşı, CHP ve İYİ Parti’den oluşan ve diğer bazı partilerden de destek gören Millet İttifakı yarışmış, İstanbul, Ankara gibi AKP’nin kalesi haline gelmiş büyükşehirler, AKP’nin elinden gitmişti.
***
1 Haziran 2015’te kaybedilen seçim, 1 Kasım 2015’te tekrar kazanılmıştı, çünkü AKP’nin stratejik hamleleri olmuştu. Neden oy kaybettiklerini tespit etmiş ve bunlara kendi yöntemleri ile çözüm üretmişti.
Peki 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra neler oldu? AKP, oy kaybına neden olan sebepleri tespit etti mi? Tespit edip de çözüm üretti mi? Hayır çözüm üretmedi…
Mesela 3600 ek gösterge sözü hala yerine gelmedi…
Mesela, seçimin sonucunu değiştiren emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti hala giderilmedi. Hatta, kendilerine “Seçim kaybetme pahasına yok” denilerek, yüzlerine kapı kapatıldı…
Mesela, konkordatolar ilan edilen bir süreçte üstüne gelen pandemiyle kepenkler kapanmaya, iflas bayrakları çekilmeye başlandı…
Mesela, pandemide absürt, mantık dışı yasaklarla halk canından bezdirildi…
Mesela, esnafa pandemide yeterli destek verilmeden, “Hadi kapatıyoruz” dendi, birçoğunun iflasına neden olundu, bir kısmı ise borç batağına sokuldu…
Derken ekonomik kriz iyice derinleşmeye, dünyadaki kriz, ülkemizde çok daha fazla hissedilmeye başlandı.
Kur artarken faiz artırmak yerine, faiz düşürülerek kur tırmandırıldı, vatandaş korkarak elindeki yatırımla kur alırken bir gecede düşürülen kurla şok yaşadı.
Kuru düşürmek için başlatılan kur korumalı vadeli mevduat ile riske girildi, kurun artması durumunda bu mevduata para yatıranlara kur farkı ödeneceği taahhüt edildi, derken kur tekrar artmaya başladı.
Enflasyon uçtukça uçtu, KDV’de yapılan indirimler de işe yaramadı, çarşı pazar ateş pahası haline geldi. Ekim-kasım 2021 öncesine göre, insanların alım gücü kat kat azaldı.
Akaryakıta gelen zamlar, astronomik boyutlara ulaştı, bu da nakliye masrafından dolayı her türlü ürüne yansıdı.
***
Yani 1 Haziran 2015’te kaybeden AKP, 1 Kasım 2015’te kazanmak için bir şeyler yaptı, süreci lehine çevirmeyi bildi lakin 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde oyları eriyen AKP, şu ana kadar olağanüstü bir erken seçimi ya da 2023 seçimlerini lehine çevirecek hamleler yapmadı, yapamadı. En fazla oy aldığı emeklilerin bayram ikramiyesini bile artıramadı.
İşte bu yüzden anketlerde oyları erimeye devam ediyor. İşte bu yüzden 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 arasındaki süreçle, 31 Mart 2019-2023 arasındaki süreç çok farklı. AKP’nin 31 Mart’ta kaybetmesine neden olan sebeplerin üzerine daha fazla sebep eklendi bu süreçte. Çok çok olağanüstü bir durum olmazsa gidişat böyle devam ederse 24 Haziran 2018 genel seçimleri, AKP’nin son zaferi olur!
Değerli Kocaeli Barış Gazetesi okurları,
Kocaeli Barış Gazetesi ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da Kocaeli Barış Gazetesi sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar Kocaeli Barış Gazetesi yorum alanında paylaşılamaz.
Kocaeli Barış Gazetesi yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, Kocaeli Barış Gazetesi bu sorumluluğu üstlenmez.
Kocaeli Barış Gazetesi'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.