Cemaat derneklerinde beni şaşırtan isimler..!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Bir zamanların en popüler derneklerinden biriydi KASİAD.

KASİAD’a üye olmak öyle sanıldığı kadar kolay iş değildi.

AKP ve cemaat birlikteliğinin doruğa çıktığı dönemlerde kurulan KASİAD’a üye olmak için hatırlı kişiler araya sokulurdu.

Çünkü o derneğe adım atan herkes gerek cemaat gerekse AKP nazarında bir takım sınavlardan geçmiş demekti.

Şahsen o günlerde bunların kurduğu tezgahı tam anlamıyla anlamak adına gazeteci refleksiyle bazı programlarına katıldım ve gözlemledim.

Öyle ilginç kişilere rastladım ki içimden “sende mi brütüs” dediğim zamanlar oldu.

***

Sadece KASİAD mı? Aynı şekilde cemaatin kadın yapılanmasını sağladığı GİKAD ta vardı.

Çünkü KASİAD, erkek egemenliğinde kurulu bir dernekti.

Aralarında üyeler hariç, kadınlar olsun istemiyorlardı.

İş kadını üyeleri kabul ediyordu fakat dernekte aktif pozisyona getirmiyordu.

Ancak Baki Karaman başkanlığı döneminde bu kural biraz esnedi ve kadınlara kapılarını açtı KASİAD.

***

Mesela KASİAD’ta iş kadınları komisyon başkanlığı kuruldu.

Bu komisyon, piyasadaki iş kadınlarını KASİAD’a kazandırmak için kurulmuştu.

Daha önce de dediğim gibi, evinde yemek yapmaktan aciz bazı kadınlar bile bu dernek sayesinde rüya aleminde yaşadı.

Tam 169 ülkeye ihracat yapmanın daha doğrusu yapabilmenin rahatlığı ve şımarıklığıyla kentte ne havalar estirdiler.

O zamanlar hatırlıyorum da, iş kadınları komisyon başkanı ve aynı zamanda KASİAD Başkan yardımcısı Serap Demirer vardı.

Cemaatin zirve yaptığı dönemlerde sanayide bir kadın olarak harika işler yapıyordu.

Makine parkuru oluşmuştu resmen.

Babadan kalma bir işi ta dünyanın öbür ucuna kadar yaymıştı.

Ne büyük başarı değil mi? Şimdi aynı verimi alıyor mudur bilmiyorum.

Ama biz kendilerinden ses seda alamıyoruz nedense!

***

Öbür tarafta cemaatin kadın örgütlenmesinin bir ayağı olan GİKAD vardı.

Ben GİKAD ile tanıştığımda soğuk bir duş yaşamıştım.

Çünkü bunların kafa yapısını az çok bildiğim için aralarında ki bazı kişiler beni çok şaşırtmıştı.

Mesela GİKAD’ın o zamanki başkanı Seda Ünal’dı.

Bu ismin orada ne işi var diye düşünmüşümdür nedense!

Çünkü Seda Ünal, görünürde sosyal demokrat bir aileye mensuptu.

Gazeteci büyüğümüz Tanzer Ünal’ın geliniydi.

Bir türlü orada olmasını, yaşam şekliyle bağdaştıramamıştım.

Ama daha sonra biraz irdeleyince şaşkınlığım geçti.

***

Evet, aralarında çok güzel insanlar vardı ve her biriyle sohbetlerimiz de oldu.

Ama bu mesleki sebeplerden daha ileri gidemezdi.

Belli ki hepsi ortak paydada buluşup bu derneği kurmuşlar. Hatta bu derneğin kurulması emredilmiş.

Yoldan geçen rastgele insanları da aralarına almıyorlardı zaten.

Onları bir araya getiren belli noktalar olmalıydı. Adamlar ne yapsınlar seni beni, bizi, onu…

GİKAD, Belsa Plaza’nın son katında Fem Dershanelerinin olduğu tarafta faaliyet gösteriyordu.

17/25’ten önce Başkan Nevzat Doğan, GİKAD’a Belsanın kapılarını açmış ve müthiş konforlu bir yer olmasına aracılık etmişti.

Ancak cemaatle ipler koptuktan bir süre sonra bu dernek oradan çıkarıldı.

***

Devam edelim; kadınlar konusunda ki şaşkınlığım bunlarla da bitmedi.

Mesela şu anki Kocaeli il kadın girişimciler kurulu başkanı Bahar Baykal da KASİAD üyesiydi.

Şirket olarak KASİAD’a üye olduklarını her röportajında övünerek dile getiriyordu.

Aynı gururu şimdi yaşıyor mudur derseniz, hiç sanmıyorum.

Körfezli iş kadını ve Körfez’in Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı olarak, dönemin kaymakamı

Mahmut Şirinoğlu ile Körfez’in köylerinde seracılık işine girip, köy kadınlarını aktif hale getirecek proje başlattıklarını hatırlıyorum.

O proje hala devam ediyor mu hiç bilmiyorum ama araştırmalarım sürüyor.

Neticede özünde faydalı bir projeydi. Kaymakam FETÖ’den tutuklandı diye proje yarım kalmamalı, öyle değil mi?

Devam ediyorsa da bize bu konuda bilgi verebilirler.

***

KASİAD ve türevleri sayılan cemaat örgütlenmesinde şaşkınlığımı gizleyemediğim isimler sıralamasına devam edelim.

Beni yine şaşkınlığa uğratan bir diğer isim Atalay Kaya…

İzmit’te ki Toyota Kaya Otomotiv’in yönetim kurulu başkanı diye hatırladığım Atalay Kaya da KASİAD’a üye olan iş adamlarından.

Bunun yanı sıra bir dönem Genç girişimci iş adamları kurulu başkanlığı da yapan Atalay Kaya,

Yaşam tarzı, siyasi bakışı itibariyle o yapıya hiç yakıştıramadığım isimlerin başında geliyor.

Evet, aynı şirket bünyesinde beraber çalıştıkları yakını Mehmet Kaya’nın KOTO meclis üyesi olarak cemaatçi Özdağ’ı bu kadar savunmasına da şaşırmıştım.

Ama bu hepsinden daha fazla şaşkınlık yarattı bende nedense.

Kaya ailesinin bunlarla ne işi olabilirdi ki?

Onların ortak paydası Fethullah Gülen olamaz, buna inanmam mümkün değil.

En azından bunu Atalay Kaya için söyleyebilirim.

Kendisi benim nazarımda, ileride Kocaeli Sanayi Odası Başkanı olabilecek vasıflara sahip.

Gönlünden bunu geçtiğini etrafımda konuşulanlardan az çok anlayabiliyorum.

Ama öyle sanıyorum ki, KASİAD’ın o pırıltılı dönemlerinde iş dünyasının atmosferinden olsa gerek, o da kendini bu dernekte buluverdi.

Çünkü bu cemaat denen sinsi örgütün kanca atmadığı kimse kalmamıştı.

Bu konuyla ilgili söylemek istediği şeyler varsa memnuniyetle dinlerim.

***

Devam edelim…

Cemaat denilen sinsi terör yuvası ilimizde kimlerin beynine girmiş, bilelim.

Yarın öbür gün bir daha kandırılmasınlar en azından.

Mesela şaşırdığım bir başka isimden kısaca bahsedeyim.

Genç Avukatlardan Emin Andız.

Peki Emin Andız kimdir?

CHP’nin Yalçın Kuşkan dönemindeki il gençlik kolu başkanıydı.

Hatta biz onu Kuşkan’ın en yakın ve en güvendiği isim olarak tanıdık.

CHP içinde gelir gelmez üst düzey sorumluluk verilmesi yeterince acayipti.

Bir acayipliği de Kulüp Kocaeli İş Adamları Derneğine yönetici olmasıydı.

Öyle ya! CHP ile tanınmış bir ismin cemaat ile ne işi olabilirdi?

Ama dediler ya; bunlar öyle sinsi örgüt ki, nereden çıkacakları belli olmuyor diye…

Kulüp Kocaeli gibi, yukarıdan bir emirle kurulmuş ve ileride Kocaeli’yi yönetecek ekip diye hedef konulmuş bir örgütlenmede Emin Andız ismi hiç olmadı.

Hem de başkanı Volkan Kavşut…

Özdağ’ın en yakın adamı…

Daha fazla söze gerek var mı?

Emin Andız için de iyi niyetimizi muhafaza ederek, onun da kandırıldığını varsayalım bakalım.

Hepsi gibi cevap hakkının var olduğunu hatırlatalım.

***

Bunlar say say bitmez. KASİAD yetmiyor, bir de Genç KASİAD’ımız var.

Orada da çok ilginç isimler mevcut.

Mesela gayrimenkul sektöründe genç yaşına rağmen çok hızlı büyüyen ve kapısına iş yağan bir kardeşimiz var.

Adı Hakan Sin…

Hani şu halk otobüslerine cephe giydirme yaparak kendi fotoğrafıyla birlikte emlak ofisinin reklamını yapan başarılı iş adamı!

O da Genç KASİAD’ın gözde isimlerindendi.

KASİAD’taki toplantılarda rastladığımda bendeki bazı taşlar yerine oturmuştu.

Hakan Sin de cemaate girerek, büyüme trendini yakalayanlardandı.

Şu sıralarda da Kocaeli Emlakçılar Odası Başkanı Ahmet Pekin’in basın sözcülüğünü yapıyor.

Yakaladığı trendi, yeni kurulan odadaki göreviyle daha yukarılara taşıyor.

Kulüp Kocaeli Derneği baştan aşağı şaşırtan isimlerden oluşan bir yapı.

Hedefleri büyüktü ama olmadı.

Şayet bu oluşumdakiler bu hedefi bilerek oraya katıldıysalar başka söze gerek yok diyorum !

***

Değerli okurlar; kimseyi rencide etmek gibi bir derdim yok.

Bu saydıklarım herkes tarafından bilinen gerçekler, Google’a sorabilirsiniz.

Bu yapının içinde bir şekilde bulunan her kim olursa olsun ufakta olsa bedel ödesin.

Biz bunları yazmazsak kimse kendisini fark etmediğimizi sanıp yarın bir gün çıkıp şansını başka kulvarlarda deneyecek.

Bu iş aynı adli sicile benziyor. Dün yapılan her şey, atılan her adım ileride önünüze çıkacak, bundan kaçış yok.

Bilerek mi girdiniz, işinize mi öyle geldi, kandırıldınız mı ne yaptınız, onu sonra açıklarsınız.

Yeter artık! Bazı şeyleri hepimiz bilelim ve ona göre yolumuza bakalım.

Yarın öbür gün bu cemaat gider başkası gelir.

Biz sizin ihtiraslarınız yüzünden daha ne kadar bedel ödeyeceğiz?

Hata dediğin bir kere olur bu tür işlerde.

Fakat bunu gelenek haline getirdiğinizde geçmişiniz duvar gibi önünüze çıkar!

***

Bu sebeple, bu yapıya ucundan köşesinden destek olan herkesin adımlarını çok ince düşünerek atması gerekiyor.

Basit bir Bank Asya kartı yüzünden insanlar ne bedeller ödüyor, görün!

Hem de devletten bütün izinlerini almış bir banka yüzünden..!

Bence bu ondan çok daha önemli..!

Ve artık konuşma zamanı… Biz sustuk siz konuştunuz. Siz konuştukça biz battık.

E yeter yani..!