Ya SABIR EYT, ya SABIR!
Şu köşeden, “EYT’nin mağduriyeti çözüldü, hükümet geri adım attı, karar Resmi Gazete’de yayımlandı” yazacağım günü “SABIR”sızlıkla bekliyorum…
İş yerleri özelleştirildiği için işsiz kalan ve yaşından dolayı iş bulamayan, yıllarca primini ödemiş, rahat edeceği bir dönemde işsiz kalıp yaşa takılmış vatandaşların yüzünün güleceği günü “SABIR”sızlıkla bekliyorum…
Çalışmış, didinmiş ve yorulmuş; gece gündüz mesai yapmış, vardiyasından dolayı ailesiyle ilgilenememiş vatandaşların; bundan sonrasında hayatının kalan kısmını ailesiyle birlikte huzur içinde geçireceği güne kavuşmasını “SABIR”sızlıkla bekliyorum…
Yıllarca kıt kanaat geçinmiş, emekli olduktan sonra “Haneme çift maaş girer, aileme daha iyi bir hayat sunarım” diyen vatandaşların o refaha kavuşacağı günü “SABIR”sızlıkla bekliyorum…
Adaletin yerini bulacağı, mezarda emekliliğin son bulacağı o günleri “SABIR”sızlıkla bekliyorum…
EYT’li değilim, EYT’yi dert ettim, Hükümetin de dert etmesini “SABIR”sızlıkla bekliyorum…
Benim beklediğimin mislini, milyonlarca EYT mağduru ve aileleri de bekliyor…
***
Sabrettiler, vaatlerinize kandılar, EYT çözülecek sandılar, sustular, sessizce beklediler…
Sabrettiler, vaatleri yerine gelmediği halde sizlere oy verdiler…
Onlar sadece sabretti…
Çektikleri çilenin çözüleceğine inandı…
Ama artık sabırları taştı…
Hiç olmadığı kadar sesleri çıkıyor…
Milyonlarca EYT mağduru, hep bir ağızdan “Ya bizi görecekler ya da biz onları sandıkta görmeyeceğiz” diyor…
Bilinçlendiler…
Mesela 2016 yılında Binali Yıldırım’ın sarf ettiği, “Seçim kampanyalarında söylenenle, sorumluluk omuzlarınıza yüklenince, söylemleriniz hiçbir zaman aynı olmaz. Hiçbir ülkede de aynı olmaz. Bu siyasetin gereğidir, siyasetle hakikat, her zaman birbiriyle örtüşmez. Bu Türkiye için değil, dünya için böyledir” sözlerini ezbere biliyorlar…
İşte bu yüzden Binali Yıldırım’ın EYT’ye yönelik soruya “Sabır, az daha sabır” demesine itimat etmiyorlar, hele ki yukarıdak ifadelerinden sonra "Size Binali Yıldırım sözü" demesine hiç itimat etmiyorlar, hatta gülüyorlar; heyecan veren bir gelişme olarak görmüyorlar. “Sabır, ya sabır” diye tepki gösteriyorlar…
Gaz almasın boşa Yıldırım, hükümetin icraata geçmesini, bu sorunu bir an önce çözmesini sağlasın…
O sabır taşı çatlayalı yıllar oldu ve hükümet bu sorunu 31 Mart’a kadar çözmez ise başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım olmak üzere pek çok aday, emeklilikte yaşa takılanların çatlayan sabır taşına takılacak…
Daha önce de dediğim gibi EYT’ye çözüm yoksa, STT (Sandıkta taşa takılacaklar) var…
--------
Millet ittifakında kaptan kim, Sayın Kaman?
Yerel seçimlerde siyasi partilerin lokomotifi, Büyükşehir Belediye Başkan adaylarıdır… İlçelerdeki isimleri, yukarıya çekecek, onları parlatacak, yaptığı çalışmalarla ilçeleri ayağa kaldıracak, motive edecek olan Büyükşehir adaylarıdır.
Peki Kocaeli’de bu durum nasıl işliyor?
Adalet ve Kalkınma Partisi’nde bu kaideyi bozacak bir durum söz konusu değil. Her şey olması gerektiği gibi işliyor. AKP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, takım kaptanı olduğunun farkında… Nokta atışları yapıyor, hangi ilçede sıkıntıya düştüklerini görse o ilçeye müdahale ediyor. İlçedeki adayları yalnız bırakmıyor, 12 ilçe belediye başkanını da sırtlamış durumda. Özellikle seçimin bıçak sırtı olduğu İzmit’te, adayları Sibel Gönül’ün imdadına koşuyor. Projelerini, bu tür ilçelere yoğunlaştırıyor. Cumhur ittifakı adayı Tahir Büyükakın’ın yaptığı, AKP’de olağan bir durum. Bu Büyükakın olmaz, başka bir isim olur fark etmez, adamlar bu işi çok iyi yapıyor. Öncelikle muhalefetin bunu kabul etmesi lazım. Kabul edip, örnek alması, stratejisini ona göre geliştirmesi lazım.
Gelelim Millet ittifakına…
Cumhuriyet Halk Partisi ile İYİ Parti’nin kurduğu ittifakta, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, malumunuz İYİ Parti’ye bırakıldı. İYİ Parti de daha önce il başkanlığı görevinde bulunmuş bir ismi, Doktor Serdar Kaman’ı Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan etti. Serdar Kaman, tertemiz, naif bir isim. Çevresinde sevilen, rakipleriyle polemikten kaçınan bir siyasetçi. Ancak Kaman, seçim sürecine iddialı bir giriş yapamadı. Ve hala da ortaya bir iddia koymuş değil.
Evet, Büyükşehir Belediyesini, AKP’den almak imkansıza yakın derecede zor ama imkansız değil… Çünkü hiçbir seçmenin oyu, bir partiye tapulu değil.
Bunun için önce inanmak gerek. İnanmak ve inandırmak…Ama bu inancı Serdar Kaman’da göremiyorum.
Bakın AKP’liler Büyükşehir’i çantada keklik olarak görüp, “Büyükşehir ile uyumlu çalışacak bir başkan, hizmeti daha hızlı sağlar, bu bir takım oyunu” gibi söylemlere girip, bu yönde bir strateji geliştirebiliyor.
Serdar Kaman’ın iddiasını ortaya koyamaması, “Esmesen de gürle” derler ya hani, bunu başaramaması, Büyükakın’ın, vekillerin, AKP teşkilatlarının; Büyükşehir’den çok ilçe belediye başkan adaylarına endekslenmesine neden oluyor, iktidarın adayları zora düştükleri yerde tüm teşkilattan, Büyükakın’dan ve vekillerden destek görüyor. Yani Millet ittifakının forveti olan Kaman, hücum yapmayınca Cumhur ittifakı, Millet ittifakının ceza sahasına tüm oyuncuları ile akın ediyor.
Öyle ki bırakın Kaman’ın Millet ittifakının ilçe belediye başkan adaylarını sırtlamasını, ilçe belediye başkan adayları, yoğun tempoları, çalışmaları, projeleri ile Kaman’ı sırtlamış durumda. Özellikle de İzmit’te durum bundan ibaret. CHP’li İzmit Belediye Başkan adayı Fatma Kaplan Hürriyet, İYİ Parti’nin 24 Haziran seçimlerine girebilmesi için fedakarlık yapan 15 milletvekilinden biri olduğu gibi 31 Mart yerel seçim sürecinde de İYİ Partili Büyükşehir Belediye Başkan adayı Serdar Kaman’ın Büyükşehir’de başarılı olabilmesi için Büyükşehir adayı gibi hareket ediyor. Kaman’ı gittiği programlarda parlatıyor, pek çok programda onunla ortak hareket ediyor. İzmit, CHP’nin en güçlü olduğu ilçelerden biri, başarı şansı oldukça yüksek ancak İzmit, çantada keklik değil. AKP, İzmit’e tüm imkanları ile asılırken Hürriyet, bir defansa koşuyor, bir forvete… Millet ittifakını merkez ilçeden hareketlendirmeye çabalıyor.
Kaman’ın esemesi anılmazken konuşulan hep Hürriyet oluyor.
AKP’liler, Kaman’ı hedef dahi almıyor, sadece Hürriyet’e ve diğer adaylara yükleniyor. Çünkü güçlü olarak onları görüyor.
Kaman, en basitinden sosyal medyada dahi yeterince aktif değil.
Hal böyle olunca da insan sormadan edemiyor, “Hürriyet de olmasa, Serdar Kaman ne yapacak?” diye…
Uzun lafın kısası Cumhur ittifakında Tahir Büyükakın taşıyıcı, Millet ittifakında ise Serdar Kaman yük durumunda. Kaman’ın acilen bu ölü toprağını üzerinden atması, temiz ve naif kişiliğini, iş yapabilir olduğunu halka aksettirmesi; ilçelerin, özellikle de İzmit, Derince adaylarının yardımına koşması, onların sırtına basarak, Hürriyet’in kanatları altında ilerleyerek yükselmeye çalışmak yerine, onları sırtlayarak takımını tüm ilçelerde harekete geçirmesi gerekiyor. AKP’nin, belediyeleri yönetim şeklinde, kente hizmette pek örnek alınacak bir yanı olduğu söylenemez ancak seçim kazanmada oldukça başarılılar. Biraz olsun bu konuda örnek alın AKP’yi. Onların teşkilatçılığını, kazanma azmini…
Biraz olsun inanın.
Ve Sayın Kaman’a, takımın kaptanı olduğunu hatırlatın…
Süre daralıyor, bilmiş olun.
-------