Sıra teşkilatlara geldi “FETÖ” lafı bitti

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

FETÖ terör örgütünün, silahlı terör örgütü olduğuna ne zaman kanaat getirildi?

15 Temmuz darbesinden sonra.

Peki bu yapının silahlı terör örgütü olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk olarak ne zaman dile getirmişti?

17/25 Aralık 2013 tarihinde, yani cemaat ile yolların net biçimde ayrıldığı tarihte.

İşte bu tarihten sonra Erdoğan FETÖ ile amansız bir savaş başlattı.

Erdoğan her konuşmasında bu yapının sinsi bir terör örgütü olduğunu haykırdı.

Ve bu tarih AKP siyasetinde milat sayıldı. 2013 yılından sonra herkes bir tercih yapmak durumunda kaldı.

Kimi AKP saflarında kalarak cemaate bayrak açtı, kimi cemaatin yanında saf tuttu, kimi de her iki tarafı idare etmeye çalıştı.

***

İşte bu her iki tarafı idare etmeye çalışanların da sinsi çabalarıyla 15 Temmuz gecesinin planı yapıldı.

Darbe başarısız olunca da bir şekilde yine kendilerini gizlemeyi başarıp, AKP içinde varlıklarını sürdürdüler.

Darbeden sonra ilan edilen OHAL ile birlikte devletin bütün kurumlarına operasyonlar başladı.

Yargıda, emniyette, orduda, aklınıza gelecek her noktada FETÖ ile irtibatlı veya iltisaklı kim varsa tepesine binildi.

Bir türlü bitmek bilmiyorlardı, adeta devleti ele geçirmişlerdi.

Halk, olan biteni hayretle ve de endişeyle izliyordu.

***

Bu esnada yanlış işler de yapılmaya başlandı.

Ellerinde OHAL imkanı varken, FETÖ ile alakası olmadığı halde “Fetöcü” damgası yiyenler oldu.

Binlerce mağdurlar ortaya çıktı ve gittikçe işin tadı kaçmaya başladı.

Artık millet gerçek bir mücadele yapıldığından kuşku duyuyordu.

Derken bir başka ayrıntı dikkat çekiyordu.

FETÖ terör örgütü şehirlerde, ilçelerde hatta mahallelerde bile bu denli örgütlenmişken

Siyasette hiç Fetöcü yokmuş gibi davranılması inanılmaz geliyordu.

Öyle ya… Fetö’nün en güçlü olduğu yer siyasetti.

Kamuda olduğu kadar siyasetteki gücü ile de ön plandaydı.

***

AKP içinde ki milletvekilleri, muhalefet partilerinde aralara serpiştirilen milletvekilleri,

AKP’li belediyeler ve AKP teşkilatlarında hep Fetö’nün izleri vardı.

Herkes bekledi ki siyasetin içindeki Fetöcülere de bir operasyon çekilsin ama olmadı.

Göstermelik birkaç adım dışında ciddi anlamda siyasette Fetö temizliği yapılmadı.

Yoldan geçen birine sorsanız “Kocaeli’de Fetöcü belediye başkanı var mı, varsa kimler” diye;

Pat diye cevap verirler ama yetkin düzeydeki hiç kimse bu soruların cevabını merak etmedi.

***

Aynı şekilde milletvekilleri için de bu geçerli idi.

Teşkilatlar derseniz sütten çıkmış ak kaşık muamelesi yapıldı.

Ama tüm bunlar olurken Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç susmadı.

Teşkilatlarını Fetö konusunda uyarmaktan hiç vazgeçmedi.

Milletin gazını alan da Erdoğan’ın bu kararlı haliydi.

Hep o günü beklediler, reis çıkacak ve hepsinin ipini çekecek dediler.

***

Ama o gün hiç gelmedi.

Ve ne oldu biliyor musunuz?

Artık reis de sustu. Ya yoruldu, ya iyice yalnız kaldı ve Fetö’yü ilk gündemi olmaktan çıkardı.

Evet, maalesef durum böyle.

AKP’de teşkilat seçimlerinin kapıya dayandığı son günlerde kimse Fetö adını ağzına almıyor.

Bir “MENTAL YORGUNLUK” söylemidir gidiyor.

Sanki sadece yorulanlar, işini iyi yapamayanlar, akçeli işlerde kantarın topuzunu kaçıranlar görevlerinden alınacakmış gibi bir hava estiriliyor.

Erdoğan, partisiyle alakalı yaptığı bütün toplantılarda bu söylemleri ön plana çıkarıyor.

Bu da ister istemez benim gibi pek çok kişide bazı soru işaretlerine yol açıyor.

***

Acaba Erdoğan bilinçli olarak mı bu yöntemi uyguluyor?

Yani biz şimdi görevden alınan il başkanlarının, ilçe başkanlarının ve yöneticilerin hakkında ne düşüneceğiz?

Bize hangisi pompalanacak?

Daha önce de yazmıştım, “asıl kriter ne olacak”?

Diyelim ki Çayırova ilçe başkanı Zafer Kılıç görevden alındı.

Zafer Kılıç’ın görevden alınmasına sebep olarak ne gösterilecek?

Günlerdir Kartepe ilçe başkanı Hasan Kandaz’ı yazıyor bütün basın.

Neden? Çünkü Kandaz üç dönem kuralı gereğince aday gösterilmeyecek.

Bakın, sebep ne kadar açık ve ortada, değil mi?

Ya Gebze ilçe başkanı değişirse…

Hasan Soba için ne düşüneceğiz?

Gebze’deki siyasi oyunlara kurban gitti mi diyeceğiz, yoksa başka şeyler mi düşüneceğiz?

***

Gördüğüm kadarıyla görevlerinden alınacak başkanlar ve bir daha listeye alınmayacak yöneticiler için uygun kılıflar bulunacak.

Şu anda AKP tabanı nefesini tutmuş, olacakları bekliyor.

Kimse neyin ne olduğunu bilmiyor.

Hatta AKP il başkanının bile kendi durumundan emin olduğunu sanmıyorum.

Emin olamadığı gibi ilçelere bile istediği gibi müdahale edemiyor.

Herkes önce kendi işini garantiye almaya çalışıyor.

Birileri de bu boşluğu fırsat bilip, siyasette belirleyici ve kalıcı olmanın yollarını arıyor.

***

AKP’de kim gider kim kalır bilmem ama bildiğim bir şey var.

Artık hiçbir AKP’linin dilinde FETÖ’nün adı yok. Ne zaman ki sıra teşkilat değişimlerine geldi, herkes sus pus oldu.

Teşkilatlardan Fetö’nün kökünü kazıyacağız söylemini ben ne Erdoğan’ın ağzından

Ne de ilimizdeki söz sahibi AKP’lilerden duymuyorum. Varsa yoksa “MENTAL YORGUNLUK”…

Mesela il başkanı bu konuda çıkıp bir açıklama yapsa, teşkilatlarımızda Fetö ile alakalı bir tek kişi kalmayacak” dese çok şaşırırım (!)

Bu aşamada böyle bir açıklama ortalığı karıştırır, öyle değil mi?

Eğer benimle aynı fikirdeyseniz, FETÖ temizliği konusunda ne kadar ümitsizliğe kapılmışız ve bazı şeylere alıştırılmışız, varın siz düşünün..!